EĞİTİM - 21 Eylül 2019 Cumartesi 09:07

Okula yeni başlayan çocuklarda ayrılık anksiyetesi problemi

A
A
A
Okula yeni başlayan çocuklarda ayrılık anksiyetesi problemi

Okulların açılmasıyla birlikte, ilk kez okula başlayan öğrencilerde meydana gelen davranışsal değişimlerin aile, arkadaş çevresi ve okul ortamı ile ilgili olduğunu dile getiren Psikolog Gamze Batı, çocukların yaşadığı uyum problemlerinin altında yatan gizli sebepleri özetleyerek, ailelerin yapması gerekenleri aktardı.

Okulların açılmasıyla birlikte, ilk kez okula başlayan öğrencilerde meydana gelen davranışsal değişimlerin aile, arkadaş çevresi ve okul ortamı ile ilgili olduğunu dile getiren Psikolog Gamze Batı, çocukların yaşadığı uyum problemlerinin altında yatan gizli sebepleri özetleyerek, ailelerin yapması gerekenleri aktardı.


Okula yeni başlayan çocukların uyum sürecinden geçtiğini, bazıları durumu hemen atlatırken bazılarının ise kolay atlatamadığını ifade eden Psikolog Gamze Batı, “Her çocuk yaşadığı problemi farklı davranışlarla dışarıya yansıtıyor. Okula başlanmasının ardından uyum problemi hala devam ediyorsa velilerin bir uzman desteği almasında yarar var. Çocuklar, evden ve aileden ayrılma aşamasında ayrılık anksiyetesi yaşayabiliyor ve bu durumla evden çıkmak istememe, okula gitmekte direnç gösterme, alta kaçırma, uyuya kalma şeklinde başa çıkmaya çalışıyor.


Bu noktada çocuğun anksiyetesinin nedenlerinden bazıları, akranlarında fiziki veya psikolojik şiddet görüyor olabilir ya da çocuğumuzun okula, öğretmene karşı olumsuz bir tutumu mu var diye değerlendirebiliriz. Bunların incelenmesi gerekiyor” dedi.



“Çocuklarda ‘Ben okula gittiğimde kardeşimle annem yalnız kalacak’ düşünceleri oluşabiliyor”


İnceleme sürecinin bir ay aldığını dile getiren Psikolog Gamze Batı, bunlarda herhangi bir sıkıntı olmadığı takdirde bu defa devreye ‘kardeş’ faktörünün girdiğini söyleyerek, "Çocuklar, okula gittiği takdirde ‘Ben okula gittiğimde kardeşimle annem yalnız kalacak ve annem kardeşimle daha fazla ilgilenecek; ben okulda yalnız kalacağım’ şeklinde düşüncelere kapılabiliyor. Bu anksiyetenin altında yatan nedenlerden biri de çocuklarını hiçbir zaman yalnız bırakmayan anneler olabiliyor ve bu defa tedavi süreci farklılaşıyor. Çocukların davranışları ve altında yatan nedenler iyice saptandıktan sonra tedaviye geçiliyor. Çocuklarımızın davranışlarını kategorilere ayırıyoruz. Çözüm yöntemini de buna göre belirledikten sonra, nasıl masanın 4 ayağı var ve masayı dengede tutuyorsa denge psikoterapi sürecini de dengeli bir şekilde yürütüyoruz” diye konuştu.



“IQ ayağına yoğunlaşılırken, İQ ve SQ ayağının da desteklenmesi gerekiyor”


Yoğun eğitim-öğretim süreci içerisinde çocukların derslerden sıkılabildiğini kaydederek, bu süreçte çocukları çeşitli aktivitelere yönlendirmenin, hem yoğun tempodan çocuğun ufak bir kaçamak yapması için hem de sosyalleşmesi için gerekli olduğuna vurgu yapan Batı, “Sosyal aktivitelere yetişkinlerin bile ihtiyacı olabilir. Eskrim, dağcılık, okçuluk ve toprak sanatlarının da tercih edilebilir. Eğitim de duygusal ihtiyaçların da dikkate alınması gerektiği düşüncesindeyim. Bence, çocukları akademik alanda doldurduğumuz kadar duygusal anlamdaki ihtiyaçlarını da düşünmeliyiz. Zekalar çok boyutludur. Bunlar; IQ ,İQ,SQ. Bizim şimdilerde aradığımız ise İQ ve SQ. IQ ayağına yoğunlaşılırken İQ ve SQ ayağının da desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.



“Her ailenin dinamiği farklıdır, her çocuk da parmak izi gibi özeldir”


Teknoloji çağının adeta hastalığı haline gelen teknolojik cihazlar ve sosyal medyanın, özellikle okul dönemlerinde öğrencilerin dersleri için engel teşkil edebileceğine işaret eden Batı şöyle devam etti:


“Veliler sosyal medya, tablet ve telefon gibi teknolojik cihazları çocuklarına yasaklayıp, yasaklamamak konusunda ise ikileme düşmüş durumdalar. En sık karşılaştığım sorulardan biri, ‘Tableti yasaklayalım mı, yasaklamayalım mı?’ Her ailenin aile dinamiği farklıdır. Burada ayrıca empati yapmamız gerekiyor. Biz ne kadar sosyal medya olmadan yaşayabiliyoruz? Biz ne kadar telefon, tablet ve sosyal medyanın eksikliğini hissediyorsak çocuklarımız da o kadar bu eksikliği hissediyor. Her çocuk parmak izi gibi özeldir. Eğer senin çocuğun günde 7 - 8 saat oynuyorsa, sen ondan yarım saatte tabletten kopmasını isteyemezsin. Bu durumda ortaya öfke problemleri, kapı çarpmalar ve çatışmalar ortaya çıkar. Öncelikle elektronik cihazla oynama süresi maksimum ve minimum şeklinde belirlenmeli ki tedavimizi ona göre yapabilelim. Bu, ilaç kullanmaya benziyor, nasıl ki ilacı azalta azalta ya da artıra artıra gidiyorsak, bu durumu da maksimum ve minimum verilere dayanarak, azalta azalta yapabiliriz. En sonunda da kesebiliriz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta 11. Yeşilay Bisiklet Turu düzenlendi 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen 11’inci Yeşilay Bisiklet Turu’nda Şırnak’ta 40 yetişkin bisikletçi, “Sağlıklı, yaşam boyu birlikte kalıcılık” sloganıyla katıldı. Türkiye genelinde 11.’si düzenlenen Yeşilay Bisiklet Turu, Şırnak’ta Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Yeşil Şırnak İl Temsilciliği’nin işbirliği ile 40 yetişkin bisikletçinin katılımıyla gerçekleşti. Ömer Kabak Meydanı’ndan başlayan bisiklet turu, Kent Meydan’ında sona erdi. Bisikletçiler “Sağlıklı, yaşam boyu birlikte kalıcılık” sloganı ile pedal çevirdi. Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdullah Ayar, ülkenin sarsılamaz bütünlüğü, sağlam vücut ve kafalarla olacağını dile getirdi. Bu nedenle bisiklet sporunun son derece faydalı bir spor olduğunu belirten Ayan, "Bisiklet sporu, her biriye hitap eden, beyine, içeriye, kaslarımıza hitap eden bir spor dalı. Biz burada bunu teşvik etmeyi hedefliyoruz. İnşallah bisiklet sporunu daha geniş alanlara yayacağız” dedi. Şırnak Yeşilay Şube Başkanı Mahsun Çağın, Yeşilay ilişkileri ile mücadele alanında hizmet veren kamu ilişkilerinde bir dernek yoluyla her alanda müdahil olan, her alanda kendini gösteren bir cemiyet olduğunu söyledi. Bağımlılıkla mücadeleyi spor ile güçlendirerek, spor ile daha iyi bir hale getirmek için gerekeni yaptıklarını belirten Çağın, bugünde bu enerjiyi insanlara göstermek için bu etkinliği düzenlediklerini ifade etti. Etkinliğe, Yeşilay gönüllüleri ve 40 bisikletçi katıldı.
İstanbul TFF: “TFF Seçimli Mali Genel Kurulu 18 Temmuz 2024 tarihinde yapılacaktır” Türkiye Futbol Federasyonu, 18 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak seçimli mali genel kurul tarihinin öne çekilmesi talebiyle ilgili imza sürecinin kulüplerin büyük çoğunluğunun sağduyulu tutumları sebebiyle amacına ulaşmadığını ve TFF Seçimli Mali Genel Kurulu’nun 18 Temmuz 2024 tarihinde yapılacağını açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Görev ve yetkileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kanunları ile belirlenmiş, FIFA ve UEFA’ya bağlı uluslararası bir kurum olan Türkiye Futbol Federasyonu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk futbolunun amir kurumu konumunu sürdürmeye devam edecektir. Bazı kulüplerin sportif başarısızlıklarının tutarsız bahanesi olarak sporseverlerin önüne TFF’nin ve kurullarının atılma çabası, TFF’nin kurumsal yapısının zaafiyete uğratılmaya çalışılması Türk futboluna ihanet etmektir. Türkiye’deki futbol ailesinin her aşamada ve her şartta doğru bilgilenmesi için tüm şeffaflığımız ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve sürdürmeye de devam edeceğiz. Herhangi bir kulübümüzün ve kulüp başkanımızın kötü niyetli ve amacı Türk futbolunu değersizleştirmek olan bazı odakların manipülasyonlarına maruz kalmamaları için talep ettikleri her türlü desteği ve bilgiyi kendileriyle paylaşacağımızı da bilmelerini isteriz. Uzunca bir süredir bazı kulüp yöneticilerinin kişisel hırs, çıkar ve menfaatlerini millî menfaatlerin önünde tutarak aceleye getirmek istedikleri seçimli kongre ve imza süreci kulüplerimizin büyük çoğunluğunun sağduyulu tutumlarıyla amacına ulaşamamıştır. Daha önce de ilan ettiğimiz gibi TFF Seçimli Mali Genel Kurulu 18 Temmuz 2024 tarihinde yapılacaktır. Bu süreçte Türk futbolunun ortak menfaatlerini her şeyin üzerinde tutarak son derece sorumlu davranan Türk futbol ailesinin büyük çoğunluğuna tekrar teşekkür ederiz. Bu açıdan özellikle Türk futbolunun içine sokulmaya çalışılan kaos ortamına hizmet etmemek ve hedefi dünya futbolunda söz sahibi olmak olan güzide kulüplerimizin saygıdeğer başkan ve değerli yöneticilerinin hiçbir yetkisi ve bilgisi olmayan bazı kaynakları referans almaması da büyük önem arz etmektedir. Zira gönül verdiği renkler birbirinden farklı olsa da ay-yıldızlı forma söz konusu olduğunda A Millî Takımımızla birlikte tek yürek olan milletimize duyduğumuz sorumluluğumuz gereği 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası arifesinde Türk futbolunun amir kurumu olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun en önemli konsantrasyonu A Millî Takımımızın başarısı olacaktır" ifadelerine yer verildi.
Aydın Başkan Tetik: “Hıdrellez Bayramımız kutlu olsun” Baharın getirdiği bereketin tüm dünyada daim olmasını ve hiçbir ülkenin yoklukla mücadele etmek zorunda kalmamasını dileyen Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Hıdrellez Bayramı dolayısı ile kutlama mesajı yayımladı. Tetik, mesajında dünyanın döngüsü ve devamlılığı için büyük önem arz eden, baharın sembolü, ekinlerin ve çiçeklerin gelişinin müjdeleyicisi Hıdırellez’in ülkede sevinç ve coşkuyla kutlanmakta olduğunu belirtti. Hızır ile İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları inancının da yaşatıldığını hatırlatan Belediye Başkanı Tetik, mesajının devamında “Halk inancına göre, Hızır ile İlyas peygamberler her yıl sadece bir kez Hıdrellezde buluşabiliyorlarmış. Hızır peygamberin karada, darda kalan kişilere yardımda bulunduğuna, onlara kılavuzluk ettiğine, aynı zamanda bolluk ve bereket getirdiğine, İlyas peygamberin de suların koruyucusu olduğuna inanıla gelmiş. Bununla birlikte 5-6 Mayıs tarihi de baharın başlangıcı olarak değerlendirilmiş. Zengin kültürümüzün bir parçası olan bu gün, geçmişle geleceğimiz arasında köprü vazifesi görmüş, kültürümüzü oluşturan örf, adet ve geleneklerimizin nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Bolluk ve bereketin arttığı, bizlere baharı müjdeleyen Hıdırellez Bayramımızı en içten duygular ile kutlarken, tüm dua ve dileklerinizin kabul olmasını dilerim” ifadelerine yer verdi.