EKONOMİ - 07 Aralık 2016 Çarşamba 17:14

Başbakan Yardımcısı Şimşek: "Para ve maliye politikasında rasyonel yol izlenecek"

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Şimşek: "Para ve maliye politikasında rasyonel yol izlenecek"

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, para ve maliye politikasında rasyonel yoldan ilerleneceğini söyleyerek, "Türkiye ekonomisi şoklara karşı inanılmaz dirençlidir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ’İŞ’le Buluşmalar’ programına katıldı. Rekabet gücünün tabi arzuladığı kadar yüksek olmadığını belirten Şimşek, "Nasıl iyileştireceğiz diye düşünüldüğünde, bence en önemli konu makro finansal istikrar olmanda rekabet gücünü artırmak zor. Öngörülebilirler bunun en önemli bileşenidir. Fiyat istikrarı olmasa olmazdır. Fiyat istikrarı olursa iş alemi uzun vadede kaynağa erişir. Diğer bir eksende iş gücü verimliliğidir o tabi nitelikle ilgilidir mesleki eğitimle ilgilidir. Aslında önemli ölçüde esneklikle ilgilidir. Tüketicileri iyi korursak üreticileri iyi korumuş oluruz. Küresel ölçekte bir şeyler satabiliyorsunuz o rekabet gücünü edinmişsinizdir. Önemli olan müşteriyi tutabiliyor musunuz? Odaklı mısınız? İstenilen zamanda ürünü teslim edebiliyor musunuz? Türkiye’nin yakın dönemini anlayabilmek için gerçekten birçok noktayı birleştirmek lazım" dedi.
Bence Türkiye ekonomisi inanılmaz dirençli bir ekonomi olduğunun altını çizen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "O kadar çok stres testinden geçiyor, aynı zamanda şok geçiriyor ki. Lira yüzde 10 değer kaybederse eskiden böyleydi şimdi böyle. Hatta bütün bu şokları şimdi Türkiye’ye yaşatsanız da bu program dönemi sonunda 2019 sonunda bile Türkiye’nin milli oranı yüzde 38’in üzerine çıkmıyor. O kadar sağlamlaştırmışız. Stratejik görüşler belirledik. Lira borçlanacağız dedik, biz sabit faizlerle borçlanalım dedik. Şimdi içerisinde TL cinsi vade 72 aya çıktı, yurtdışından öğrendiğimiz kaynaklar 15 yıla çıktı. Biz bu duruma kamu maliyesinin güçlü olduğu durumda yakalandık".
Türkiye’nin küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu’daki gerilim, kaos terör, FETÖ’nün idareti ele geçirme mücadelesi darbeden gelen süreç, Rusya ile olan sıkıntıları gibi problemleri büyük bir dirençle atlattığını vurgulayan Şimşek, "2008-2016 Küresel krizin etkisi var. Türkiye yüzde 2.5 büyüdü. Tekrar güçlü bir reform uygulamasına geçtiğimizi düşünün geleceğe doğru kötümser olmaya gerek yok. Sıkıntıların farkında ve yoğun çaba içerisindeyiz. Gönül isterdi ki Türkiye bu felaketler eşiğinden nasibini almasaydı, yaşamasaydı ama yaşandı. Fakat gelinen noktada Türkiye ekonomisi büyük bir direnç gösteriyor. Kamu maliyesi destekleyici niteliktedir. Türkiye önceliklerini iyi belirledi ama daha çok mesafe kat etmemiz lazım" diye konuştu.
Tasarrufların artırılması gerektiğine dikkat çeken Şimşek, "Türkiye’nin bu sene tasarruf oranı yüzde 13,5-14 civarı olacak gibi görünüyor. Dünyada tasarruf oranı yüzde 25’dir. gelişmekte olan bizim gibi ülkelerin yüzde 32.5’dir. Şimdi bizim yatırıma ihtiyacımız var. Bu yatırımları da iç yatırımlarla finanse etmemiz lazım. Ama gelin görün ki bizim vatandaşımız arzulanan düzeyde kenara para koymuyor. Diyebiliriz ki ülkenin gelir düzeyi düşük neyi tasarruf edecekler. Türkiye’nin kişi başına milli geliri Çin’in 3 katı. Ancak orada tasarruf oranı yüzde 48, o yatırımlar yatırım ve ihracata dönüşüyor. Türkiye’nin yatırım yapması lazım. İş gücü piyasası esnek olsa daha çok kişi istihdam edilse bağımlı nüfus azalır. Mutlaka tasarrufları artırmamız lazım. İşgücü piyasası esnek olsa, daha çok kişi istihdam edilse, bağımlı nüfus azalır, tasarruf imkanı artar" şeklinde konuştu.
Ekonomideki son duruma ilişkin olarak "Muhtemelen en kötü dönem geride kaldı" ifadelerini kullanan Şimşek, "Sıkıntıları biliyoruz ve çok iyi bir yol haritamız var. Belki bunları devreye koyamadık ama inanıyorum ki referandum sonrası Türkiye’nin önü açılır, çok hızlı bir şekilde reformları ortaya koyar. Sadece reel sektöre teşvik verilmesi durumunda CDS’lerin olumsuz sonuçlar verir" dedi.
Ar-Ge noktasında arzulanan yerde olunmadığını da beliren Şimşek, "Patent kanunu çıkartmamız lazım. Kalkınma bankacılığının şu anda yeniden kurgulanıyor. Türkiye direnç gösterdi ve kötü dönem geride kaldı. Sıkıntıları biliyoruz çok iyi yol ve reform haritası var. Hızlı bir şekilde Türkiye belirsizlikleri geride bırakır çok hızlı bir şekilde bu reformları ortaya koyar. Sadece reel sektöre hazinede üzerinden destek verirsek risk primi patlar. Bakın batıyla ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. ABD’deki söyleme bakmayın siz, çünkü biz korkmuyoruz daha çok rekabet edeceğiz".
Başbakan Yardımcısı Şimşek, zor bir dönem olduğunu kabul ettiğini söyleyerek, "Farkındayız, yönetiyoruz kolay da değil ama muhtemelen en kötüsü geride kaldı. Şimdi ufak bir belirsizlik var yönetimde istikrar temsil de adaleti sağlayacak. Yeni anayasa da geçerdi Türkiye olması gereken yere gelecek" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.