POLİTİKA - 27 Mart 2017 Pazartesi 15:07

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kılıçdaroğlu sen neredeydin, Atatürk Havalimanında kaçıyordun”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kılıçdaroğlu sen neredeydin, Atatürk Havalimanında kaçıyordun”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 15 Temmuz darbe girişimi gecesini hatırlatarak, “Kılıçdaroğlu sen neredeydin.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 15 Temmuz darbe girişimi gecesini hatırlatarak, “Kılıçdaroğlu sen neredeydin. Atatürk Havalimanında kaçıyordun. Halbuki biz seninle Atatürk Havalimanında buluşabilirdik. O yoktu. Neymiş Bakırköy’e gitmiş” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) 4. Gençlik Buluşmasına katıldı. Salonu dolduran binlerce gence hitap eden Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfının çalışmalarını dikkatle takip ettiğini kaydetti. Konuşmasında hayal ettiği gençliği anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim arzumun bu ülke gençliğinin elinde taşla, molotofla, silahla değil, kalemle bilgisayarla, kitapla dolaşan bir nesil olmasıdır. Siz böyle bir ümmetin çekirdeğisiniz. İnsana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermeyen bir gençlik yetişsin istiyoruz. Bu öyle bir gençlik olmalı ki hangi fikri savunursa savunsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine asla kiraya vermemeli. Pensilvanya’ya kiraya verenler gibi olmamalı. Adam profesör ama maalesef kiracı. Ondan bir şey olmaz. FETÖ’cüler gibi diploma avcılığı yapan değil, ilim ve hikmet peşinde koşan, her şeyden önemlisi ahlakı hayatına miğfer kılan bir nesil hayal ediyoruz” dedi.


Dünyanın kritik bir dönemden geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler bu genç yaşınızda tarihin dönüm noktalarından birine şahitlik ediyorsunuz. 7. Yılına giren Suriye’deki zulüm yaklaşık 1 milyon kardeşimizin hayatına mal oldu. Yaklaşık 5 milyon Suriyeli dünyanın farklı bölgelerine göç etti. İslam beldeleri harap oluyor. Son bir umutla kendilerini Avrupa kapılarına atan mültecilerin karşılaştıkları insanlık dışı muameleler hepimizi yaralıyor. On yıllardır bize demokrasi dersi veren, kendilerinin dışındaki ülkeler için insan hakları karneleri hazırlayan Avrupa ülkelerinin nasıl vicdanlarını iptal ettiklerini birlikte görüyoruz. İnsana ruh katan ne kadar ilke varsa, hepsinin içinin boşaltıldığı günler yaşıyoruz” diye konuştu.



“Bugün cübbeli, sakallı, hoca ve alim kılıklı modern Lawrence’lar aynı şeyi yapıyor”


Bu süreçte öne çıkan DEAŞ, YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerinin en büyük zararı Müslümanlara verdiğini söyleyen Erdoğan, “Bu katil sürüleri insanlık dışı eylemleri ile bölgemizin parçalanmasına taşeronluk yapıyorlar. Yüzyıl önce Arapça konuşan, faaliyet gösterdiği yerin insanları gibi giyinen Lawrence vardı. Bugün de cübbeli, sakallı, hoca ve alim kılıklı modern Lawrence’lar aynı şeyi yapıyor. Bir asır evvel Sykes - picot anlaşmaları vardı, bugün kapalı kapılar arasında süren gizli pazarlıklar var. Birinci dünya savaşı sonrası kurulan, ikinci dünya savaşı sonrası tahkim edilen dizayn, bugün aynı kodlarla yeniden kurgulanıyor. Müslümanlar olarak sorumluluğumuz ağırdır. Şartlar ne olursa olsun bu imtihandan başarı ile çıkmak boynumuzun borcudur. Hepimizi derinden etkileyen bu acılar karşısında sergilenen çifte standardı sizleri kimi zaman ümitsizliğe sevk ettiğini biliyorum. Okuduklarınızın, seyrettiklerinizin sosyal medyaya boca edilen vahşet görüntülerinin sizleri karamsarlığa yönelttiğini biliyorum. Unutmayın bizler Müslümanız. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyeceğiz. Bizler din gününün sahibine, yerlerin ve göklerin Rabbine inanan insanlarız. Bizler zulüm ile yapılan binanın hiçbir zaman payidar olmayacağına şahit olmuş bir inancın mensuplarıyız. Birilerinin sizin bu duygularınızı istismar etmesine fırsat vermeyin. Bu tablo gönlünüzde ümit tomurcuklarının yeşermesine engel olmasın. Her imtihan bir imkandır. Gecenin en karanlık anı, şafağın sökme anıdır. İstikbal bizimdir şüpheniz olmasın” ifadelerini kullandı.



“Ey Kılıçdaroğlu, sen o 15’leri gördün mü"


Çanakkale savaşından örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Ey Kılıçdaroğlu, sen o 15’leri gördün mü. Ey Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal’in partisinin başıyım diyorsun. Ne diyor Gazi Mustafa Kemal ‘gençler cumhuriyeti size emanet ediyorum’ diyor. Her şey ortada. Çanakkale ayağında çarığın olmayan, doğu düzgün üniforması olmayan o genç Mehmetçiklerin savaşıydı. İşte sizler tüm imkansızlıklara, yokluklara rağmen tarihe ‘Çanakkale geçilmez’ diye yazdırmış bir ecdadın torunlarısınız. Bütün bu hadiseleri mazide kalmış olaylar olarak görebilir, bazı gafiller ülkemize baktıkça yeni ‘Serv’ lerin hayalini kurabilir. Ama ben bunlara 15 Temmuz gecesi yazılan kahramanlık destanınızı hatırlatmak isterim” açıklamalarında bulundu.



“Kılıçdaroğlu o gece neredeydin, Atatürk Havalimanında kaçıyordun”


15 Temmuz gecesi yaşananlara da değinen Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun o gece kaçtığını söyleyerek, “Orada F16 karşısında yılmayan gençler vardı. Helikopterler atılan mermiler karşına yılmayan gençler var. Kılıçdaroğlu sen neredeydin. Atatürk Havalimanında kaçıyordun. Halbuki biz seninle Atatürk Havalimanında buluşabilirdik. O yoktu. Neymiş Bakırköy’e gitmiş” dedi.



“Onlar ‘hayır’ dediğine göre biz doğru yoldayız”


Terör örgütlerinin referandumda ‘hayır’ oyu vereceğini söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:


“İsviçre’de benim posterimi yapıp şakağıma silah dayayanlar kimse, onlarla beraber yürüyenler kimse, şu anda bunlar burada da işbirliği yaptılar. ‘Hayır’ diyenler kim. Kandil hayır diyor. Kandil’in verdiği talimatla Avrupa’da ve Türkiye’de çalışmalar yürütülüyor. İmralı ‘hayır’ diyor. Pensilvanya ‘hayır’ diyor. Artık sormaya gerek var mı. Onlar ‘hayır’ dediğine göre biz doğru yoldayız. Benim bakanım Avrupa’ya gidecek uçuş izni vermiyor. Hanım bakanım Hollanda’ya giriyor arabaya mahkum ediyorlar. Hani bunlarda kadın hakları vardı. Bunlar dürüst değil, samimi değil. Bunlar cahiliye dönemini yaşıyorlar. Hani o kız çocuklarını diri diri toprağa gömenler vardı ya, bunlar onların devamıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova’da Hıdrellez coşkusu Yalova’nın Altınova İlçesinde Hıdrellez Bayramı coşkuluyla kutlandı. Baharın müjdeleyicisi, birlik, beraberlik ve kardeşlik sembolü olan Hıdırellez, Altınova Merkez, Kaytazdere ve Subaşı Beldelerinde coşkulu bir şekilde kutlandı. Altınova Bal-Göç Derneği tarafından Altınova Cumhuriyet Parkında düzenlenen Hıdrellez kutlamaları renkli görüntülere sahne oldu. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ve eşi Ömer Fazlaca, Altınova Belediye Başkan Yardımcısı Sinan Aydın, dernek yöneticileri ve üyeleri ile vatandaşların katıldığı kutlama büyük bir coşkuyla kutlandı. Kaytazdere’de ateş yakıldı Kaytazdere’de Hıdırellez ateşini CHP Yalova İl Başkanı Erdem Doğancı, CHP Altınova İlçe Başkanı Cemalettin Kılıç, Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca, Kaytazdere Belediye Başkanı Doğan Çitil, Subaşı Belediye Başkanı Turan Canbay ile birlikte yaktı. Programda belediye başkanlarının hep birlikte vatandaşlarla halay çekti. Subaşı bir başkaydı Hıdrellez kutlamaların en renkli görüntülerine ise Subaşı Beldesi sahne oldu. Etkinliğe katılan vatandaşlar gül ağacına dilekler bıraktı, ateşten atladı ve dualar etti. Yalova Valiliği, Subaşı Belediyesi, Yalova İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Subaşı Sözlü Tarih Çalışma Grubu tarafından düzenlenen etkinliğe yoğun katılım sağlandı. Etkinliğe Vali Dr. Hülya Kaya, Altınova Kaymakamı Halil İbrahim Kazar, Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca, Subaşı Belediye Başkanı Turan Canbay, Kaytazdere Belediye Başkanı Doğan Çitil, Subaşı Sözlü Tarih Çalışma Grubu Temsilcisi Zeki Gürsu, daire amirleri ve vatandaşlar katıldı. Dilekler tutuldu Alanda bulunan 7 farklı ateşin üstünde 7 kez atlayan vatandaşlar, dileklerini dilediler. Yöresel kıyafetler giyen çocuklar ise Hıdırellez ve bahar ruhunu alana yansıttılar. Çalınan müzikler eşliğinde doyasıya eğlenen vatandaşlar, birlik ve beraberliğin daim olması dileklerinde de bulundular.
Adana Adana’da çocukların ’23 Nisan Ekspresi’ coşkusu Milli Eğitim Bakanlığı koordinesinde hayata geçirilen 23 Nisan Ekspresi, Adana Tren Garı’nda minikleri ağırladı. VR teknolojisi kullanılarak hazırlanan animasyonlara minikler yoğun ilgi gösterdi. Öğrencilere yönelik, ’tarihi bilgi edinme, vatanseverlik ve milli bilinç, değerleri anlama ve takdir etme, empati geliştirme, geleceğe yönelik düşünme ve planlama’ yeteneklerinin geliştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı koordinesinde hazırlanan ’23 Nisan Ekspresi’ etkinlikleri Adana’da gerçekleştirildi. Adana Tren Garı önünde kurulan alanda öğrenciler VR teknolojilerini deneyimlerken, sıfır atık parkuru ve boyama gibi birçok etkinliğe katılarak keyifli zaman geçirdi. Etkinliğe katılan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger de VR teknolojisi kullanılarak hazırlanan ve Türkiye’nin geçmişten geleceğe nasıl ilerlediğini anlatan animasyonu çocuklar ile birlikte seyretti. "Çocukların ülkemizin nereden nereye geldiğini öğrendikleri bir uygulamaya tanıklık ediyoruz" Etkinlikte emeği geçenlere teşekkür eden Vali Yavuz Selim Köşger, "Çok güzel bir ortam. Bu meydan belki çok kalabalık gördü ama bugün en güzel ve umut vericilerinden birine tanıklık ediyor. Geleceğimiz, istikbalimiz, umudumuz, çocuklarımız, yavrularımız bu meydanda ülkemizin nereden nereye geldiğini görsel, işitsel ve dokunarak öğrendikleri bir uygulamaya tanıklık ediyoruz. Çocuklarımızın keyfi yerinde, seslerden de anlaşılıyor. Ben de içlerine girerek mutluluklarına ortak oldum. Eğitim yalnızca öğretmenlerin anlattığı teorik bir şey değil. Bu tür uygulama örneklerini çoğaltmamız lazım her alanda. Sadece tarih ve ülkemizin geçmişi ile ilgili değil bütün bilim alanlarında da uygulamalı tatbiki eğitimleri artırmamız lazım. Bu anlamda çok güzel bir uygulama olmuş. Çocuklarımıza sorduğumda hepsinin çok beğendiklerini gördüm. Onlara da inşallah faydalı olmuştur" dedi.
Elazığ Dünyanın en pahalı baharatını ekti, kilosunu 200 bin liradan satıyor Elazığlı mühendis Bayram Çalışkan, 4 yıl önce Safranbolu’da keşfettiği safran bitkisiyle başladığı tarımsal faaliyetlerde başarıya ulaştı. Çalışkan’ın, gramı 200 liraya satılan safranı hem yüksek fiyatıyla hem de sağlık faydalarıyla dikkat çekiyor. Elazığlı inşaat ve ziraat mühendisi Bayram Çalışkan (35), 4 yıl önce araştırma yaparken Safranbolu’da yetişen safran bitkisini keşfetti. O tarihte deneme amaçlı ilk siparişini veren Çalışkan, temin ettiği soğanları Yarımca köyünde bulunan bahçesine ekti. İlk senesinde güzel verim alan Çalışkan, ikinci sene daha fazla soğan alarak bir dönüm alana daha safran ekti. Bu yıl 4’üncü hasadını yapan ve ailesiyle birlikte açan çiçekleri toplayan Çalışkan, gramını yaklaşık 200 liraya satıyor. Safran bitkisinin sadece yüksek fiyatıyla değil, aynı zamanda hücre yenileme ve vücut direncini artırma özellikleriyle de bilinmesi, onu dünyanın en değerli baharatları arasında gösteriliyor. ’’Toplamda 300 bin lira gelir elde ettik’’ Safran bitkisinin hem sağlık faydalarına hem de ekonomik getirisi hakkında bilgi veren Bayram Çalışkan, ’’Hobi olarak başladım ama şu an ticaretini yapıyorum. Fiyat olarak da gayet değerli bir bitki. O yüzden herkese tavsiye ediyorum. Gram olarak satıyorum, kilo olarak herkesin almaya durumu olamayabiliyor. Gramının fiyatı, 150 ile 200 lira arasında değişiyor. Burada 800 metrekarede bir ekili alan var. İlk üç yılda toplamda 300 bin lira civarında bir gelir elde ettik. Ekim ve söküm arasında iki aylık bir süreci var. Herhangi bir kimyasal madde kullanılmıyor. Elazığ’da daha önce bu işi yapan yoktu, bunu ben getirdim. Buradaki çiftçilere örnek olmak amaçlı başladım ve tarım ve orman il müdürlüğü de beş çiftçiye daha destek verdi. Bu şekilde yayıldı, daha fazla olmasını temenni ediyorum’’ dedi. Safranın geniş bir yelpazesi olduğunu ifade eden Baba Ali Rıza Çalışkan ise ’’Biz ailecek birlikte bu işi yapıyoruz ve şuanda da hasadını yapıyoruz. Tıbbi ve aromatik bir bitkidir. Genellikle ilaç firmaları kullanıyor. Onun devamında piyasada astım, bronşit, kalp, damar gibi birçok hastalığa iyi geldiğini söylüyorlar. Tadı çok güzel, reçel ve bal gibidir” şeklinde konuştu.
İstanbul BİM şubesinde ’skandal’ görüntü: Tavukları binek araçlarla taşıdılar Avcılar’da bir BİM şubesinde satışa hazırlanan tavukların taşınma şekli sosyal medyada büyük tepki topladı. Soğuk zincirde taşınması gereken tavukların binek araçla mağazaya getirildiği görüldü. Konuyla alakalı konuşan kasap işletmecileri durumun insan sağlığını tehdit ettiğini belirtti. Avcılar Tahtakale Mahallesi’nde bulunan bir BİM şubesinde satılmak üzere getirilen tavukların soğuk zincir yerine binek bir araçla getirilmesi tepkilere neden oldu. İlginç sevkiyatı görüntüleyen bir vatandaş, o anları sosyal medyada paylaştı. Tepki toplayan görüntülerde hafif ticari bir aracın bagaj ve arka koltuğuna yüklenen tavukların mağazaya taşınarak reyona koyulup satıldığı görüldü. Konuyla alakalı konuşan kasaplar duruma tepki göstererek insan sağlığına tehdit olduğunu ifade etti. “Tavuk özellikle çok tehlikeli bir ürün. Sıcak havaya temas ettikten sonra dolaba konulması fayda etmez” Görüntüleri yorumlayan kasaplardan Niyazi Akçay, “Sakıncası var çünkü bu et ürünlerinin entegreden soğuk hava deposundan alınarak tekrar soğuk hava araçlarına itina ile yüklenerek gideceği noktaya taşınarak müşteriye ulaşması gerekir. Kasaba geldiği anda yine sıcak havaya ulaşmadan soğuk hava deposuna koyulur. Tavuk özellikle çok tehlikeli bir üründür sıcak havada temas ettikten sonra tekrar dolaba konulması da fayda etmez. Belirli bir sıcak havanın üzerine çıktığında bakteri üretmeye başlar. Bu şekilde taşınması yasaktır. Et kasabın işidir, bisküvi bakkalın, yoğurt ise sütçünün işidir. Kasapların tercih edilmesi gerekir” şeklinde konuştu “Soğuk zincirine dikkat edilmezse bakteri oluşur ve insan sağlığını tehdit eder” Yine konuyla alakalı konuşan kasap olan Sadrettin Gül, “22 yıldır bu sektördeyim. Havalar soğuk olduğu zaman bile buzhaneden alınarak soğuk zinciri kırılmadan yerine teslim edilmelidir. Bu soğuk zincirine dikkat edilmezse bakteri oluşur ve insan sağlığını tehdit eder. Bu konu vicdanla alakalı aha çok bilinen yerlerden alınması gerekiyor. Araç arızası varsa da dikkat edilmeli. Biz aracımız soğumadan yükleme yapmıyoruz. Tavuk bakteriye çok hassastır” ifadelerini kullandı. BİM’den açıklama Görüntülerle ilgili BİM’den yapılan açıklamada, "Söz konusu durum, tedarikçi firma çalışanının bilgimiz dışında aldığı inisiyatif sonucunda münferit olarak gerçekleşmiştir. Teslimat aracının mağazamıza birkaç yüz metre kala bozulması neticesinde ürünleri kısa süreliğine başka bir araca aktararak tarafımıza teslim etmişlerdir. Bu olay şirketimiz tarafından kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Söz konusu durum öğrenildiği an tedarikçi firmaya gerekli uyarılar yapılmış, firma tarafından çalışanın iş akdi feshedilmiştir. Tedarikçilerimiz ve üretim aşamaları kalite kontrol ekiplerimiz tarafından düzenli olarak denetlenmektedir. Gıda güvenliği ve kalitesi birinci önceliğimizdir" ifadelerine yer verildi.
Kayseri Annesinin acısını yaşarken, 8 aylık bebeği annesiz kaldı Kayseri’de 38 suç kaydı olan babası tarafından bıçaklanarak öldürülen genç kızın doğumundan kısa bir süre sonra annesini kaybettiği öğrenilirken, sosyal medya paylaşımları yürekleri dağladı. Kayseri’de geçtiğimiz 3 Mayıs’ta Melikgazi ilçesine bağlı Esenyurt Mahallesi Porsuk Sokak’ta meydana gelen olayda; baba Yunus Yılmaz (48) ile kızı Buse Erkin (23) arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Buse Erkin taşla babasını başından yaraladı. Bunun üzerine baba Yılmaz da yanındaki bıçak ile Erkin’e saldırdı. Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Buse Erkin ambulansla Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi acil servisine kaldırılırken, baba Yunus Yılmaz da olay yerinden kaçtı. Olayın ardından çalışma başlatan Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kaçan Yunus Yılmaz’ı yakalayarak gözaltına aldı. Talihsiz kadın da tedavi gördüğü hastanede 4 günlük yaşam mücadelesini kaybetti. Anne olduktan sonra annesini kaybetmiş Hayatını kaybeden Buse Erkin’in geçtiğimiz yıl 1 Eylül’de anne olduğu ve kendi annesini ise 19 Ekim’de kaybettiği öğrenildi. Sosyal medya paylaşımlarında annesinin fotoğraflarını paylaşan Erkin’in yazıları da görenlerin yüreğini burktu. Annesinin mezar taşının üzerine, "Toprak emanetime iyi bak. Benim sarıldığım gibi sarıl anneme. Bu dünyada gün yüzü görmedi ama cennet bahçesini görür inşallah canım annem" yazdırdığı görüldü.