GENEL - 17 Ağustos 2017 Perşembe 11:14

YDÜ ile Taşkent Doğa Parkı arasında işbirliği

A
A
A
YDÜ ile Taşkent Doğa Parkı arasında işbirliği

Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Veteriner Fakültesi ve Hayvan Hastanesi ile Taşkent Doğa Parkı’nın bünyesinde bulunan Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi arasında işbirliği anlaşması imzalandı.

Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Veteriner Fakültesi ve Hayvan Hastanesi ile Taşkent Doğa Parkı’nın bünyesinde bulunan Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi arasında işbirliği anlaşması imzalandı.


YDÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Memduh Esendal’ın, Dekan Yardımcısı ve Hayvan Hastanesi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Osman Ergene’nin ve Taşkent Doğa Parkı Direktörü Kemal Basat’ın imzaları ile YDÜ Veteriner Fakültesi ve Hayvan Hastanesi ile Taşkent Doğa Parkı’nın bünyesinde bulunan Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi arasında büyük işbirliği protokolü imzalandı.


YDÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, İmzalanan anlaşmayla birlikte doğa ve yaban hayvanlarının korunmasına yönelik önemli bir adım atılırken, imza töreni sırasında Taşkent Doğa Parkı Direktörü Yasemin Basat ile Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi ve Taşkent Doğa Parkı Çevre Eğtimi Danışmanı Yrd. Doç Dr. Nazım Kaşot’un da hazır bulunduğu belirtildi.



Esendal; Ada’nın ilk ve tek Veteriner Fakültesi


Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Memduh Esendal, 2009 yılında öğrenci kabul etmeye başlayan Veteriner Fakültesinin kısa sürede çok hızlı geliştiğini ve artık günümüzde tüm kontejenlarını dolduran, öğrencilerine üst düzey eğitim veren, ülkeye ve ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlara hizmet verebilen adanın ilk ve tek Veteriner Fakültesi olduğunu belirtti.



“Taşkent Doğa Parkı kar amacı gütmeyen bir kuruluştur”


Basat, 2016 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu güne hızla büyüyen ve gelişen Taşkent Doğa Parkı kar amacı gütmeyen bir kuruluş olduğunu belirtti. Hasta, yaralı ve/veya yardıma muhtaç doğa hayvanlarının tedavi, bakım ve rehabilitasyonunu gerçekleştirerek tekrar doğaya bırakmayı amaç edinen Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi kurulduğu günden bu yana hem doğa hayvanlarına sağladığı destek hem de bu alanda oluşturduğu farkındalık ile adından söz ettirdiğini dile getirdi.


Adada yaban hayatın önemi ve yaban hayvanların korunması ile ilgili bilinci artırmayı hedefleyen iki kurum, artık bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarında işbirliği içinde olacaklarını belirten Basat, YDÜ Hayvan Hastanesi’nin uzman kadrosu ve tüm imkanlarının yaban hayvanları için seferber edileceği işbirliği kapsamında, tedavisi yapılan hayvanların ise bakımı ve rehabilitasyonunun da Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezinde gerçekleştirileceğini aktardı. Bunun ilaveten Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğrencilerine Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezinde staj imkanı sağlanması ve 2018 yılı içerisinde tüm kurumların katkıları ile bir yaban hayatı sempozyumu yapılması konusunda da çalışmaların başladığını bildirdi.


Taşkent Doğa Parkı kurucusu Kemal Basat işbirliği protokolü ile ilgili; “Kıbrıs’ta hayvan sağlığıyla ilgili çalışan öncü kurumların işbirliği içerisinde olmasının çok önemli olduğunu,YDÜ’nün de bu konuda öncü kurumlardan biri olduğunu belirtti ve birlikte çalışarak çok daha önemli başarılar elde edilebileceğini” vurguladı.



“İşbirliği Artarak Devam Edecektir”


Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hayvan Hastanesi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Osman Ergene ise yapılan işbirliği protokolünden memnuniyet duyduklarını ve işbirliğinin hergeçen gün artarak devam edeceğini vurguladı. Hayvan Hastanesi olarak hem eğitim kadrosu hem de donanım ile Kıbrıs adasında tek olduklarını belirten Ergene, ülkeye hizmet veren tüm kurumlar ile birlikte ortak çalışmalar ve projeler yapmaya devam edeceklerini söyledi.


Ergene ayrıca yaklaşık olarak bir yıl boyunca Hayvan Hastanesinde tedavisi ve bakımı yapılan Astrid isimli deniz kaplumbağasının da Taşken Doğal Parkına teslim edildiğini ve yaşamına orda devam ettiğini belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da 1 Mayıs’ta sessiz kutlama Erzurum’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikler sessiz ve olaysız geçti. Erzurum’da sendikalar 1 Mayıs kutlamaları çerçevesinde farklı alanlarda bir araya geldi. Havuzbaşı Kent Merkezi’nde Hak-İş tarafından düzenlenen kutlama programına 25 kişinin katıldığı gözlendi. Meydanda güvenlik önlemi alan polis sayısı ise katılımcılardan daha fazla oldu. Hak-İş İl Başkanı Erdoğan Çelik, Filistin başta olmak üzere, Suriye, Yemen, Libya, Afganistan, Irak, Somali, Arakan, Doğu Türkistan’da ve yeryüzünün bütün mazlum coğrafyalarında yaşanan insanlık dışı olaylara DUR demek için meydanlarda olduklarını belirterek, “Mazlum coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulümlerin son bulması için uluslararası işçi hareketini duyarlılık göstermeye ve birlikte mücadeleye davet ediyoruz. HAK-İŞ olarak, Gazze’de ve Filistin’de şehit olan tüm kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, bir an önce soykırımın sona ermesini istiyoruz. HAK-İŞ olarak ülkemizi korumak için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında iş kazası ve meslek hastalıklarında hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. HAK-İŞ olarak Türkiye Yüzyılının emeğin ve emekçinin yüzyılı olacağına inanıyor, işçilerimizden aldığımız güç ile geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. HAK-İŞ olarak, Türkiye’nin geleceği, istikrarı, huzur ve güveni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. Konuşmanın ardından katılımcılar toplu fotoğraf çekimine katıldı ve sessiz bir şekilde dağıldılar.
Samsun Mali müşavirler yeşil pasaport istiyor Samsun Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMO) Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Ergör, meslek mensuplarına bir an önce yeşil pasaport hakkının verilmesini istediklerini söyledi. SMMO Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Ergör ve üyeler, Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. Oktay Ergör, çalışma şartlarının her geçen gün zorlaştığını belirterek, “Bizler kamu yarı için her türlü fedakarlığı yapan Samsun’da bin 65, ülke genelinde 130 bin kişiyiz. Bu ailenin baş sorumluluklarından biri olan beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta bu beyan ve bildirimlerin içerikleri zorlaştırmaktadır. Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini istiyoruz” dedi. “Yeşil pasaport hakkının verilmesini istiyoruz” Yeşil pasaport ve diğer taleplerini de sıralayan Ergör, “Meslek mensuplarımıza bir an önce yeşil pasaport hakkının verilmesini istiyoruz. Uluslararası uygulamalarda olduğu gibi arabuluculuk yetkisinin meslek mensuplarımıza da verilmesinin bir hak olduğu kadar aynı zamanda bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Mali müşavirlik ve denetim hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması için bu hizmetlerdeki KDV oranının indirilmesini talep ediyoruz. Beyanname imzalatma sınırlarının tamamen kaldırılarak, bütün beyannamelerin mali müşavirler tarafından imzalatılması zorunluluğunun getirilmesini bekliyoruz. Stajyerlerimizin istihdamında işverene destek sağlanmasını, sigorta prim yükünün azaltılmasını istiyoruz. Meslek mensuplarımıza da KOSGEB destek programlarından ve KGF (kredi garanti fonu) destekli kredilerden yararlanma imkanının sağlanmasını talep ediyoruz. Kamu yararı için 130 bin mali müşavirin işlerini daha sağlıklı ve verimli bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimizin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bilgisayar başında sabahlamak istemiyoruz, ailelerimize, çocuklarımıza zaman ayırmak istiyoruz. 1-20 Temmuz da mesleki tatilimizin şartlarının bir an önce gözden geçirilip Gerçek anlamda Tatil hakkımızı istiyoruz. Artık sabrımızın kalmadığını kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” diye konuştu.
Van Uzmanlardan kene uyarısı: “Kesinlikle çıplak elle dokunmayın” Van’da sağlık uzmanları, havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsüne karşı vatandaşları uyardı. Havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin aktivitesi artmaya başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü, kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Hastalık genellikle yanlış müdahalenin bir sonucu olarak ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi belirtilerle kendisini gösteriyor. Van’da görevli sağlık uzmanları, KKKA’den korunmak için tarla, bağ, bahçe ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek amacıyla bireysel tedbirlerin alınması gerektiği uyarısında bulundu. “Herhangi bir aşı henüz geliştirilmemiştir” Konuya ilişkin konuşan Van İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ferdane Şeyma Toplu, hastalığın genellikle enfekte kenelerin vücuda tutunması ve kan emmeleri sırasında bulaştığını belirtti. Kenelerin enfekte ettiği hayvanlardan ve hastalığa yakalanan kişilerden de hastalığın bulaştığını ifade eden Dr. Toplu, “KKKA ile mücadelede kullanabileceğimiz herhangi bir aşı henüz geliştirilmemiştir. Bu nedenle kişisel koruyucu önlemlerin alınması hastalığın kontrolünde ön planda yer alır. Bağ, bahçe, tarım arazisi, orman ve piknik alanları gibi kene açısından riskli alanlara gidilirken mümkün olduğunca vücudu örten giysiler giyinmelidir. Pantolon paçaları çorapların içine sokulmalı ve kenenin elbiseler üzerinde rahatça saptanabilmesi amacıyla açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Riskli alanlardan dönüşte ise kişiler hem kendi hem de çocuklarının vücutlarını saçlı deri, kulak arkası, ense, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil olacak şekilde vücutlarında bir kene tutunması olup olmadığını kontrol etmelidir” dedi. “Çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır” Vücutta saptanan kenenin çıplak elle dokunmamak kaydıyla uygun bir araç kullanarak vücuttan uzaklaştırılması gerektiğini dile getiren Toplu, “Eğer bu mümkün değilse en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Burada önemli olan kenenin vücuttan bir an önce uzaklaştırılmasıdır. Çünkü kenenin vücuda tutulu olarak kaldığı süre uzadıkça hastalığın kişilere bulaşma ihtimali de artmaktadır. Vücuda tutunan bir kene veya hayvanların üzerinde bir kene saptanırsa bu keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerine sigara basmak, alkol, kolonya, gazyağı gibi kimyasal maddeler dökmek gibi yöntemlere başvurulmalı. Vücuduna kene tutunan bir kişi 10 gün süreyle kendisini ateş, halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma veya ishal yönünden kontrol etmelidir. Eğer bu semptomlardan biri veya birkaçı gelişirse kişi en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” diye konuştu. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzman Dr. Esra Gürbüz ise, KKKA hastalığının havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin aktif hale gelmesiyle görülen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirterek, “Kene aracılığıyla bulaş gerçekleşen kişilerde iştahsızlık, ateş, ani yükselen ateş, bulantı, kusma, kas ve baş eklem ağrılarıyla seyreden, ağır vakalarda ise kanamalarla seyreden ölümcül ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Hyalomma cinsi keneler tarafından bulaştırılan bu enfeksiyon, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görülmekle birlikte, bu kenelerin doğal yaşam alanı olan Doğu Anadolu’nun kuzeyi, İç Anadolu’nun kuzeyi ve Orta Karadeniz Bölgesi’nde endemik olarak görülmektedir. Van ilinde ise çevre illerinden özellikle Bitlis, Hakkari ve Ağrı gibi illerde de sık görülen ciddi bir hastalıktır” şeklinde konuştu.