EKONOMİ - 21 Eylül 2017 Perşembe 10:04

Artık ofis ihtiyaçlarına ulaşmak çok kolay

A
A
A
Artık ofis ihtiyaçlarına ulaşmak çok kolay

Yeni küresel dünyada ortaya çıkan sektörler artık ihtiyaç karşılamaktan öteye geçerek müşterilerinin hem zamanlarını iyi değerlendirmelerine yardımcı oluyor hem de tedarikte kolaylıklar sağlıyor.

Yeni küresel dünyada ortaya çıkan sektörler artık ihtiyaç karşılamaktan öteye geçerek müşterilerinin hem zamanlarını iyi değerlendirmelerine yardımcı oluyor hem de tedarikte kolaylıklar sağlıyor.


Yapmış olduğu çalışmalarla müşterilerin ofisteki tüm ihtiyaçlarını en kolay yoldan karşılamayı hedefleyen Sarf Market, 2002 yılında Mecidiyeköy’de 150 metrekarelik bir alanda 4 personelle çalışma hayatına başladı. Sarf Market, bugün 1 buçuk milyondan fazla ürün çeşidi ile Gaziosmanpaşa’da 2 bin metrekarelik kendi yerinde Türkiye’nin önde gelen firmalarının tüm ev dışı tüketim ürünleri ihtiyacını karşılıyor.


15 yılda 50 kat büyüyerek yeni bir sektör kazandırmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını dile getiren Sarf Market Kurucu Ortağı Okan Can, “Biz bu işe başladığımızda benzer bir iş yapan yoktu. Boşluğu gördük ve en iyi şekilde doldurmaya çalıştık. Kurumları ziyaret etmeye başladığımızda böyle bir hizmete ihtiyaçları olduğunu bile fark etmemişlerdi. Aslında zaman harcadıklarını biliyor ama nasıl çözeceklerini bilmiyorlardı. Ofisler için kırtasiyeden çaya, suya, kahveye, temizlik ürünlerine kadar her şeyi kendi elemanlarına aldırıyorlardı. Herkes piyasada en ucuzunu bulmaya çalışıyor, daha avantajlı fiyatlar için toptan alıyor, bu defa da depolama sorunu yaşıyordu. Aldıkları bir ürünle ilgili bir sorun çıktığında pek çok kişi ile konuşmak, sorunu çözmek için zaman harcamak ise bir başka sorundu. Biz onların tüm bu yükünü alacağımızı, en uygun fiyatla en iyi ürünü üstelik de depolama sorunu olmadan, istedikleri zaman ofislerine kadar getireceğimizi söyledik. Bizimle çalışmaya başlayınca işlerinin nasıl kolaylaştığını, zamanlarının kendilerine kaldığını gördükçe bizi yeni yerlere tavsiye ettiler” dedi.



“Siz markanız için çalışın, biz sizin için çalışalım”


Özellikle ofis ihtiyaçları için harcanan zamandan dolayı müşterilerini çok rahatlattıklarını ve bu konudaki ilerlemeleri yakından takip ettiklerini dile getiren yine kurucu ortaklardan Hüseyin Çin, “Büyüdükçe hem bizimle çalışan kurumsal markalar arttı hem de biz kurumsallaşarak faklı markaların bayisi ve ithalatçısı olduk. Şimdi gıda, temizlik ve kırtasiye ürünlerinde 60’a yakın markanın bayisi, ithalatçısıyız. Özellikle ofis çalışanlarının sağlığını koruyan, işlerini kolaylaştıran yansıma önleyici ve ekran filtresi gibi pek çok ürünü Türkiye’ye ilk kez getiren bir firma olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. En doğru ürünü en iyi fiyata ve en kısa sürede müşterimize ulaştırmak prensibiyle ilk günden bu güne sürekli çalışıyoruz. Müşterimizin memnuniyeti bizim için en önemli önceliktir. İş hayatında zaman çok değerli. Bunun farkındayız. Müşterilerimiz, ofislerinden hiç ayrılmadan www.sarfmarket.com.tr adresi ya da çağrı merkezimiz üzerinden müşteri temsilcilerimize kolay ve hızlı bir şekilde sipariş verebiliyorlar. Aldıkları ürünler hızla ofislerine sevk ediliyor. Ürünler onlara toptan fiyatına ama perakende gibi istedikleri sayıda ulaştırılıyor. Özellikle küçük ofislerdeki depolama maliyetini tamamen ortadan kaldırdık. Şirketlere gıda ve temizlik alımlarında 4 ay sabit fiyat garantisi veriyoruz. Piyasa araştırması yaparak yeni ürünleri bulup Türkiye’ye getiriyoruz. Bazen onların bile fark etmedikleri ihtiyaçlarına özel çözümler üretip sunuyoruz” şeklinde konuştu.



“Kurumlar gerekli de olsa yeni ürünlere sıcak bakmıyor”


Hüseyin Çin, “Kurumlar sıklıkla fotokopi kağıdı, klasör, poşet dosya ve kalem çeşitleri gibi kırtasiye ürünlerini; çay, şeker, kahve çeşitleri ve soda gibi gıda ürünlerini; kağıt havlu, yüzey temizleyiciler, bulaşık deterjanı, çamaşır suyu ve tuvalet kağıdı gibi temizlik ürünleri alıyorlar” diyerek, markaların yeni ürünlere çabuk alışamadığını söyledi. Çin, “Türkiye’de ofis çalışanları maalesef yeni ürünlere sıcak bakmıyor. Çok basit bir örnek vermek gerekirse bir süredir yurt dışından ekran filtreleri getiriyoruz. Bunlar gerçekten her ofis çalışanının kullanması gereken ürünler. Sürekli bilgisayar başında çalışanların bilgisayar monitörlerinde veya dizüstü bilgisayarlarında ekran filtresi kullanmaları göz sağlığı açısından çok önemli. Yapılan bilimsel çalışmalarla da artık bilgisayar ekranı ile gözümüz arasında bir katmanın bulunma zorunluluğu kanıtlanmış. Fakat insanlar ekran filtrelerini pahalı buldukları için maalesef ekran filtresi alıp kullanmayı fuzuli görüyor. Ekran filtresinden tasarruf ettikleri bütçenin çok daha fazlasını ileride göz sağlığıyla ilgiyi yaşayacakları problemler sebebiyle doktorlara verecekler. Ama bunu görmezden geliyorlar. Burada elbette o harcama için bütçe oluşturmak da önemli ama daha önemlisi yeniliklere bakış açısı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.
Isparta Isparta’yı bu yıl gül kokusu erken sardı Türkiye’nin gül bahçesi Isparta’da yağışların az olması ve havaların sıcak gitmesiyle gül hasadı erken başladı. 12 bin ton rekoltenin beklendiği şehirde gül turizmi açısından da beklenti oldukça yüksek. Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’ini karşılayan Isparta’da bu yıl havaların sıcak gitmesiyle gül hasadı 15-20 gün erken başladı. Gül çiçeklerinin açmasıyla şehri gül kokusu sararken, sabahın erken saatlerinde gül bahçelerinde hummalı çalışmalar başlıyor. Özenle toplanan güller bölgedeki tesislere ulaştırılarak dev imbiklerde damıtılarak gül yağına ve gül suyuna dönüştürülüyor. Yaklaşık 4 ton gül çiçeğinden 1 kilogram gül yağı elde ediliyor. Gül yağının büyük bir kısmı ise ihraç ediliyor. Isparta’da bu yıl 12 bin ton gül çiçeği rekoltesi bekleniyor. Ülke ve bölge ekonomisine önemli katkılar sunan gül hasat döneminde ağırladığı ziyaretçilerle de bölge halkı için önemli bir turizm getirisi sağlanıyor. Bu yıl gül hasadının 45 gün sürmesi bekleniyor. Şehirde güllerin açtığı yerlerden birisi de Keçiborlu ilçesine bağlı Ardıçlı köyü. Ardıçlı köyünde sabahın erken saatlerinde toplanan güller çuvallara konularak, fabrikalara ulaştırılıyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Ardıçlı köyü eski muhtarı ve üretici Yakup Yolcu, mevsim dolayısıyla hasadın erken başladığını belirterek, “Yağışlar olmaması sebebiyle gülün yoğunluğu tarla tarla değişiklik gösterdi iklim şartlarından dolayı. Bazı tarlalarda 3 metrede gül çiçeği varken 5 metrede yok. Şu günlerde yağış gösteriyor, eğer yağış olursa hasat uzun sürecek; sürmezse bu sene gülün erken bitme ihtimali çok yüksek. İnşallah iyi ve bereketli bir sezon olur. Çiftçimizin yüzü güler” dedi. Gül hasadının erken başlamasının turizmi de etkilediğini belirten Yolcu, “Turizmciler programlarını gül hasadının normal tarihine aldılar ama bizim mevsim dolayısıyla hasat erken başladı bu sebeple turizm biraz durgun. İnşallah ilerleyen zamanlarda yoğun geçer. Bütün üreticilere bereketli ve hayırlı kazançlar dilerim” şeklinde konuştu. Ardıçlı köyünde 100 dekar alanda 20 yıldır üreticilik yapan Tolgahan Sarıkaya ise babasından kalan mesleği devam ettirdiğini belirterek, gül çiçeği hasat yoğunluğunun erken başladığını söyledi. Sarıkaya konuşmasının devamında, “Gülcülük iyi bir meslek, sadece son dönemlerde işçilerle alakalı sıkıntılarımız oluyor. Gül tarlası önceden bu kadar çok yoktu. Piyasamızda modern tarımsal aletler eksik olduğu için herkes bu kadar çok gül işi yapmıyordu. Herkes az bir dekar alanda iş yapıyordu. Teknolojinin gelişmesiyle insanlar 50-100 dekar alanda üretim yapıyor artık, bu sebeple işçi bulma sıkıntısı yaşıyorduk. Onun haricinde bir problemimiz yok” açıklamalarında bulundu. Bir başka üretici Yusuf Yıldırım ise sezonun iyi başladığını söyleyerek, “Bu sene 20-25 güne yakın erken başladı. Verim gayet iyi şükürler olsun” dedi. Yıldırım konuşmasının devamında üreticilerin masraflarının fazla olduğunu söyleyerek, “Mazot olsun, ilaçlar olsun, işçilik olsun ağır olduğu için üreticiler çok da bir şey kazanmıyor. Çok kazanıyor diye bir şey yok yani anca işte ucu ucuna emeğini koruyor” açıklamalarında bulundu.
Kocaeli İstinat duvarındaki 241 yıllık tarih Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir binanın istinat duvarına gömülü şekilde bulunan tarihi çeşme, 241 yıldır ayakta duruyor. Tarihi Kapanca Sokak’ta yer alan Zeliha Hanım Çeşmesi, 1783 yılında hayırsever Zeliha Hanım tarafından yaptırıldı. Bir binanın istinat duvarına gömülü halde bulunan çeşme, uzun yıllar bölgedeki vatandaşların su ihtiyacını karşıladı. Susayan herkesin durak noktası olma özelliğini taşıyan 241 yıllık Zeliha Hanım Çeşmesi, 3 Temmuz 1987’de İstanbul 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararıyla tescillendi. Tarihi çeşmenin kitabesinde ise, "Maşallah. Bu çeşme haznesi tecdidin eyleyen merhum İnce El-Hac Mehmed Ağa zevcesi Zeliha’dır. Deyince besmele her derde ider derman. Hayat-ı cümle-i eşya kamu mine’ l-ma’ dır. Sene Hicri 1198 Miladi 1783" ifadeleri yer alıyor. "Evler restore edildikten sonra mahalle turist alan bölge haline geldi" Uzun yıllardır Kapanca Sokak’ta ikamet eden Zerrin Sakçı, "Burası eski, köklü bir yer. Hatta mübadelede İzmit’e yerleşenlerin oturduğu ilk yer olarak bilinir. Mahallemiz birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Terk edilmiş evler restore edildikten sonra turist alan bölge haline geldi" dedi. "Çeşmenin 241 yıllık tarihi var" Zeliha Hanım Çeşmesi’nin yıllar boyunca kullanıldığına dikkat çeken Sakçı, "Çocukluğumuzda çeşmenin suyundan içerdik. Bir dönem çeşme kullanılmaz duruma geldi. Sonradan İzmit Belediyesi tarafından onarıldı. Yolu kullanan insanlar çeşmedeki suyla elini yüzünü yıkıyor, suyundan içiyor. Tarihi sokak ve çeşme düğünlerde ve nişanlarda gelin ile damadın fotoğraf çekim mekanı olarak kullanılıyor. Çeşmenin 241 yıllık tarihi var. Kendimi bildim bileli bu çeşme kullanılıyor. Tarihimizin bilinmesini, bizden sonraki nesle geçmesini arzu ediyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Adana Ticaret Odası Mobil Uygulama hayata geçirildi Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ‘’ Üyelerimizin işlemlerini kolaylaştıracak ATO Mobil uygulamamız devreye alındı. Türkiye’de ilk defa, mobil uygulama üzerinden üyelerimiz Odamızca düzenlenen belgeleri e-belge olarak alabilecekler. Bu müjdeyi Üyelerimizle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Artık üyelerimizin tamamı, birçok işlemini mobil uygulama üzerinden yapabilecek, hem zaman kaybının önüne geçilecek, hem de uygulama sayesinde işlemlerini hızla cep telefonları ile yerine getirebilecektir" dedi. Konuyla ilgili açıklama yapan Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, "Teknolojinin hayatımızın merkezi haline gelmesi ile öne çıkan pek çok platform olmuştur. Son yüzyılın öne çıkan ve en çok kullanılan gelişimi olarak mobil teknolojiyi vermek mümkündür. Mobil işletim sistemlerindeki hızlı gelişmelerle birlikte mobil uygulamalar daha aktif ve akıllı hale gelmektedir. İnsanların akıllı telefonlarıyla ve doğal olarak uygulamalarla geçirdikleri vakitte her geçen gün daha da artmaktadır. Günümüzde mobil uygulamalar hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bugün mobil uygulamalar ile tüm işleri halledebilmek mümkündür. Adana Ticaret Odası olarak biz de dünyadaki bu trende uygun olarak Üyelerimizin mobil uygulama ile işlerini yapabilmeleri için ATO MOBİL uygulamamızı geliştirerek, devreye aldık" diye konuştu. Bayram açıklamasına şöyle devam etti: "Mobil uygulamalar için sınırsız fikir üretilebilir. Bizler Üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda ve kendi ARGE çalışmalarımızla uygulamamızın sürekli olarak geliştireceğiz. Üyelerimizin, mobil uygulamayı kullanabilmek için APP Store ve Google Play Store’den Mobil Uygulamamızı cep telefonlarına indirmesi gerekli ve yeterlidir. Mobil uygulamamız oldukça pratiktir. Üyelerimiz uygulama üzerinden, Aidat Ödeme, Oda E-Belge İşlemleri, Üye İşlemleri, Üye Arama, Meslek Grubu Üyeleri, Ortak ve Temsilci Arama, Meslek Grubu NACE kodu dağılımları, Odamızdan Haberler, Duyurular, Oda Yayınları, Oda Organları, Meslek Komitesi, Meclis, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu Üyeleri, Komiteme İlet, İletişim, Bize Ulaşın, Bilgi Edinme Formu, Canlı Sohbet, Coğrafi İşaretli Ürünler ve Üreticileri gibi birçok bilgi ve hizmete tek tuşla erişebilecektir. Mobil uygulamamızın tüm Üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Gümüşhane Gümüşhane’de badem çağlası bereketi Gümüşhane kent merkezinin simge zirvelerinden Kuşakkaya’nın eteklerindeki hazine arazilerine 1962 yılında dönemin Belediye Başkanı merhum Sebahattin Aytaç’ın girişimleriyle dikilen badem ağaçları her yıl meyve vermesine rağmen toplanmadığı için dalında çürüyor. O zamanlar çorak olan bölgeyi ağaçlandırmak için dikilen badem ağaçları yıllardan beri sezonun ilk meyvesi olarak Gümüşhane dağlarını süslüyor. Çiçek açtığındaki görüntüsüyle eşsiz bir manzara sunan bölgede her yıl bugünlerde çağlalar yenilebilir hale geliyor. Manavlarda 100 TL, Gümüşhane’de bedava Tamamen doğal şartlarda ilaç ve gübresiz olarak kendiliğinden büyüyen binlerce ağacın olduğu alanda kimsenin toplamaması nedeniyle çağlalar her yıl dalında çürürken, Çamlıca Mahallesi sakinleri vatandaşları manavlarda kilogramı 100 TL’den satılan badem çağlasını ücretsiz olarak toplamaya davet etti. Hasat yalnızca 20 gün sürüyor Bahar mevsiminde yalnızca 20 gün görülebilen ve sezonun ilk meyvesi olan badem çağlası Çamlıca ve Karaer Mahallesi’nin yüksek kesimlerine 1962 yılında dönemin Belediye Başkanı merhum Sebahattin Aytaç’ın girişimleriyle başta askeri birlikler olmak üzere çok sayıda vatandaşın katkısıyla dikilmişti. Şifa deposu çağla İçeriğinde bol miktarda fosfor, azot ve potasyum bulunmasının yanında bağışıklık sistemini güçlendiren, yüksek dozda C ve E vitamini ile selenyum içermesi nedeniyle çok sayıda hastalığa karşı koruyucu olduğu biliniyor. An itibariyle Gümüşhane’deki manavlarda kilogramı 100 TL’den satılan badem çağlasının Bayraktepe ve civarındaki binlerce ağaçta ücretsiz olarak toplanabileceğini kaydeden Çamlıca Mahallesi sakinlerinden Ali Ateş, vatandaşları çağla toplamaya davet etti. “Dalları bütün Gümüşhane’ye yetecek bir şekilde bademle dolu” Çamlıca Mahallesi Bayraktepe mevkisinde Kuşakkaya Dağı’nın eteklerinde Gümüşhane’yi ayaklarının altına aldıkları bir manzara eşliğinde badem topladıklarını kaydeden Ateş, “Gümüşhane’de 1962 yılında o günkü belediye başkanı rahmetli Sebahattin Aytaç tarafından dikilen badem ağaçları 60 yılın sonunda bugün bütün Gümüşhane’nin dağlarını sardı. Bu badem ağaçları bu sene de çiçeklerin donmaması sebebiyle dalları bütün Gümüşhane’ye yetecek bir şekilde bademle dolu” dedi. “Kilosu 100 liradan satılan badem ağacı burada bedava” Gümüşhane halkını çarşıdan, pazardan alacakları bademler yerine hafta sonlarını da değerlendirerek taze bir şekilde badem toplamak için bölgeye davet eden Ateş, “Gümüşhane’nin üst kesimlerindeki bu bölgeyi taşlık alandan, çoraklıktan kurtarmak için o günkü askeri birliklerin de yardımıyla merhum Sebahattin Aytaç tarafından yönlendirilerek bu bademler dikildi. Şu anda büyük büyük ağaçlar oldular ve üzerleri gerçekten müthiş derecede güzel bademlerle dolu. Onun için Gümüşhane halkını buralardan badem toplamaya davet ediyorum. Gelsinler taze ve güzel bademlerden yesinler. Bulunduğumuz bölge Gümüşhane’nin üst kesimlerinde ve Gümüşhane’yi ayaklarının altına alacak bir şekilde bir ortamda bulunuyoruz. Buraya dikilen badem ağaçları mevsimin ilk ürünleri. Yani bugün tezgahlarda daha birkaç gün önce kilosu 100 liradan satılan badem ağacı şu anda bedava. Onun için hem burada gelsinler pikniklerini yapsınlar hem de gelsin bademlerini toplasınlar. Müsait olan herkesi buraya davet ediyorum” diye konuştu.