GENEL - 06 Ekim 2017 Cuma 13:14

Büyükçekmece Adalet Sarayı’nın acı günü

A
A
A
Büyükçekmece Adalet Sarayı’nın acı günü

Kalp krizi geçirerek vefat eden 56 yaşındaki Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Erol’un cenazesi son kez görev yaptığı Büyükçekmece Adalet Sarayı önüne getirildi.

Kalp krizi geçirerek vefat eden 56 yaşındaki Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Erol’un cenazesi son kez görev yaptığı Büyükçekmece Adalet Sarayı önüne getirildi. Savcı Erol, ailesi ve çalışma arkadaşlarının katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı.


Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Erol, 4 Ekim Çarşamba günü Büyükçekmece Adalet Sarayı’ndan öğle arasında hava almak üzere 2 arkadaşıyla birlikte sahilde yürüyüş yapmaya çıkmış o sırada kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. 56 yaşındakiErol için bugün Büyükçekmece Adalet Sarayı önünde tören düzenlendi. Törene Savcı Erol’un eşi Nur Erol, çocukları ve yakınları Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Kapıcı, Esenyurt Kaymakamı Ekrem İnci, Büyükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Murat Yıldırım, emniyet mensupları ile adalet sarayı çalışanları katıldı.


Savcı Mustafa Erol’un cenazesi, son kez görev yaptığı adliyeye getirildi. Törende Savcı için dualar edilip, helallik istendi. Tören sırasında Adalet Sarayı’nın karşısındaki binada çalışan işçiler de işlerini bırakarak duaya katıldı. Ailesi ve arkadaşları törende duygularına hakim olamazken savcınınkızı Ayşegül Erol, babasını anlattığı konuşmasında gözyaşlarına boğuldu.Ardından Savcının cenazesi Kuba Camii’ne götürülmek üzere yola çıktı. Erol’un cenazesi Kuba Camii’nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Ferhatpaşa Mezarlığı’na defnedilecek.



“Mesleğimizde ender bulunan meslektaşlardan bir tanesidir”


Değerli bir meslektaşını yitirdiğini dile getiren Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Kapıcı, “Bizler burada kendisini ebediyete uğurlamak ve helallik vermek, almak üzere bir araya geldik. Cumhuriyet başsavcımızla 2014-2015 yılında İstanbul’da ve yaklaşık 1,5 yıldır da Büyükçekmece Adliyesi’nde görev yaptık. Kendisi çok naif, beyefendi, işinin aşığı ve her zaman yüzü gülen öncelikle iş diyen bir meslektaşımız ve mesleğimizde ender bulunan meslektaşlardan bir tanesidir. Ben buna yüce Allah’ın huzurunda şahitlik edenlerdenim” dedi.



“Harika babaydı,harika bir eşti”


Konuşmasını gözyaşları içerisinde yapan Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Erol’un kızı Ayşegül Erol, “Babam harika bir babaydı, harika bir eşti. Evde duyduğumuz kadarıyla harika bir iş arkadaşıydı, o bize hep siz hayatımdaki şansımsınız derdi. Asıl onun kızı, eşi, oğlu olmak bizim şansımız. Bunu bugün tekrar anıyoruz, dualarınızı bizden esirgemeyin” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.