GENEL - 17 Ekim 2017 Salı 09:10

Kadın seyis adayları ders başı yaptı

A
A
A
Kadın seyis adayları ders başı yaptı

Hipodromlardaki kadın iş gücünü artırmak amacıyla 13 kadın seyis adayı bugün Veliefendi Hipodromu’nda ders başı yaptı.

Hipodromlardaki kadın iş gücünü artırmak amacıyla 13 kadın seyis adayı bugün Veliefendi Hipodromu’nda ders başı yaptı. Seyis adayları arasında tarih öğretmeni ve turizm otelcilik gibi farklı meslek gruplarında yer alan kadınların olması da dikkat çekti.


Türkiye Jokey Kulübü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve İş-Kur’un işbirliğiyle gerçekleştirilen “Kırsalda Kadın Seyisler Yetişiyor” projesi kapsamında 13 kadın seyis adayı Veliefendi Hipodromu’nda ders başı yaptı. Kadın seyis adaylarını ilk ders gününde İstanbul İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, Türkiye Jokey Kulübü Genel Müdür Yardımcısı Burak Konuk ve hipodrom yetkilileri de yalnız bırakmadı. Türkiye’deki lisanslı kadın seyis sayısının arttırılmasının hedeflendiği projede kadın seyis adaylarına teorik eğitimin yanı sıra uygulamalı eğitimler de verildi. Eğitime farklı meslek gruplarında yer alan kadınlar katılırken seyis adayları arasında tarih öğretmeni, iktisat fakültesi mezunu ve turizm otelcilik eğitimi alan kadınlar dikkat çekti. Kadınlar seyisliğin toplumda erkek mesleği olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederken, daha çok kadının bu sektörde yer alması gerektiğini dile getirdi.


45 gün sürecek olan eğitim boyunca kadın seyis adaylarına atın nasıl tutulacağı, yürütüleceği, temizleneceği, doğum öncesi ve sonrasında yapılacaklar gibi temel bilgilerin yanı sıra; at ırkları ve eşkal bilgisi, at anatomisi ve fizyolojisi, atlarda davranış, binicilik, veterinerlik hizmetleri ve at sağlığı, mesleki ahlak ve sorumluluk, at bakımı beslenmesi ve tımar gibi konularda eğitimler verilecek. Proje kapsamında kursiyerlerin 360 saatlik eğitim sonunda sınava girecek ve başarılı olanlar ise sertifika alacak. Seyislik lisansı almaya hak kazanan kadınlar otellerdeki atçılık bölümlerinde, atla terapi merkezinde ve hipodromlarda çalışma imkanı bulabilecek.



“Kadın seyislerimiz bir ana şefkatiyle eğitecekler”


Kadınların çok başarılı birer seyis olarak yetişeceğine inandığını ifade eden Türkiye Jokey Kulübü Genel Müdür Yardımcısı Burak Konuk, “Şu anda 13 kadın seyisimiz eğitimlerine başladılar. Atçılığın hemen hemen her bölümünü, veterinerlikten at bakımından, beslenmesinden, binmesine, her türlü detayını öğrenecekler. Tecrübelerini geliştirerek çok başarılı birer seyis olacaklarına eminim. İnanıyoruz çünkü seyislik esasında sadece atları temizlemek değil, aynı zamanda atları eğitmektir. Dolayısıyla tay olarak hipodromlara gelen atları ilk kez bu kadın seyislerimiz bir ana şefkatiyle eğitecekler. Bu da atların performansı ve uzun vadeli kariyerleri için çok önemli. Yurt dışına baktığımızda seyislerin yüzde 80’i 90’ı ülkelere göre değişiyor ama kadınlardan oluşuyor. Bizdeyse daha yeni başlıyor kadınların sektöre girmesi” ifadelerini kullandı.



“Turizm otelcilik mezunuyum, duyunca katılıp denemek istedim”


Mesleğinin turizm otelcilik olduğunu ancak atlara olan ilgisinden dolayı seyislik eğitimine katıldığını dile getiren Suzan Akdoğan, “Turizm otelcilik mezunuyum, cam dekorasyon işi yapıyorum. Hayvanları genelde severim çiftçi bir aileden geliyorum. Böyle bir kurs olduğunu duyunca katılıp denemek istedim. Atlar ayrı bir cins, gerçekten çok güzeller. Korkmadan yaklaşabildim şimdi güzel, seviyorum. Kadın seyis olursam tabi ilk başta kadın istihdamı açısından çok güzel bir şey. Sadece erkeğe bağlı bir iş olması güzel değildi kadınların olması daha hoş olacak” dedi.



“Öğretmenlikten ziyade burada daha iyi hissediyorum”


Çevresindeki insanların tarih öğretmeni olduğu için seyislik eğitimi almaya başladığını duyunca çok şaşırdığını söyleyen Gözde Avcı, “Normalde tarih öğretmeniyim, seyisliğe merakımın öncesinde hayvanlara merakımdan başlamam gerekiyor. Bütün hayvanları çok seviyorum. Çocukluğumda da şuanda da evimde besliyorum ama at evimde besleyemeyeceğim bir hayvan olduğu için ona daha yakın olmanın yolu ya binmek olacaktı ya da gelip onun her şeyiyle ilgilenmek olacaktı. Tesadüfen gördüğüm bir ilan sonucunda kendimi burada buldum. Benim mesleğim öğretmenlik tam bir bayan mesleği, işimi tabi ki çok seviyorum ama benim için önemli olan insanların en çok sevdiği işi yapması. Öğretmenlikten ziyade burada daha iyi hissediyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Savaş arenasında modern saldırılar ile ilkel savunma stratejileri bir arada kullanılıyor Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşta modern saldırılar ile ilkel savunma stratejileri bir arada kullanılıyor. Savaş arenasında 300 dolarlık ev yapımı droneların saldırısına karşı çatı sacı gibi basit çözümler ile tankların sıra dışı kalkanı dikkat çekiyor. Rusya ile Ukrayna arasında iki yıldır devam eden savaş, sahada da çeşitli modernizasyonları beraberinde getiriyor. Her iki ülke de savaş meydanın en etkili silahlarından tankları ve konvansiyonel silahları ev yapımı FPV droneların (yarış droneları) saldırılarından korumak için çatı sacı gibi ilkel yöntemlerle ile önlem alıyor. Modern saldırılara ilkel çözümler Gelişen teknolojinin etkisiyle kamikaze saldırılarına karşı konvansiyonel silah sistemlerinin korunması için basit ancak etkili modernizasyonlar dikkat çekiyor. Özellikle tankları ve zırhlı araçları giderek artan kamikaze saldırı tehditlerine karşı korumak amacıyla çeşitli önlemler görülüyor. Bu önlemler arasında, araçların üzerine yerleştirilen çatı sacı gibi basit ancak etkili kalkanlar öne çıkıyor. Rusya’nın sahada kullandığı kalkanlar ilk bakışta gecekonduya benzetilse de basit ama etkili modernizasyon olarak şu an için mevcut tehditlere karşı önemli bir savunma sağlıyor. Ukrayna’da 300 dolara üretilen ev yapımı FPV dronelar ile elektronik savaşlar Son zamanlarda Ukrayna’nın mühimmat sıkıntısı yaşaması, yeni çözüm arayışlarını da beraberinde getirdi. Önceleri keşif için kullanılan bin dolarlık DJİ marka dronelar artık cephenin en ön saflarında saldırı için kullanılıyor. Yukarıdan bomba bırakmak için kullanılan DJİ dronelarının yerini düşük maliyetli ev yapımı FPV kamikaze dronelar aldı. Özellikle 2024 yılının başı itibariyle Ukrayna ordusu ev yapımı kamikaze drone saldırılarına ağırlık verdi. Her iki ülke askeri de düşük maliyetle üretilen FPV yarış dronelarını kamikazeye dönüştürerek 20 km uzaklıktaki tanklar ve diğer hedefleri yüksek hassasiyetle etkisiz hale getirebiliyorlar. Hız konusunda diğer dronelara oranla avantajlı olan FPV’ler ani manevralar yaparak düşman birliklerini hazırlıksız yakalayabilecek kadar küçük olması nedeniyle de tercih ediliyor. FPV dronelarının savaş meydanındaki etkisi ve üstünlüğü, her iki ülkenin bu yeni silahın ne kadar önemli olduğunu fark etmesine yol açtı. YouTube üzerinden savunma sanatı; halk teknolojiyi silahlaştırıyor Ukrayna’da halk, internet üzerinden parça sipariş vererek FPV droneler üretiyor ve bunları orduya bağışlıyor. Kamikaze droneları ortalama 300 dolara mal eden siviller, Youtube’da, dronelerın nasıl üretileceği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda eğitim videoları paylaşarak geniş kitlelere ulaşıyor. Sahada yaşanan bu gelişmeler ise teknolojinin savaşta ve savunmada nasıl kullanılabileceği konusunu gözler önüne seriyor.
İstanbul Kadıköy’de kanoya çarpan deniz taksi kaptanı adli kontrolle serbest Kadıköy Kalamış açıklarında deniz taksi ve kanonun çarpışması sonucu kanoda bulunan iki kadın da yaralanmıştı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan deniz taksi kaptanı, “Kano, radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi” dedi. Kadıköy Kalamış açıklarında 27 Nisan tarihinde iddiaya göre denizde seyir halinde olan deniz taksi ile, üzerinde iki kadının bulunduğu kano çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle iki kadın yaralanarak denize düştü. Yaralanan kadınlar hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından gözaltına alınan deniz taksi kaptanı Ahmet Özkan ise adliyeye sevk edildi. “Kano muhtemelen radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi” Şüpheli kaptan Ahmet Özkan savcılık ifadesinde, “ ‘SH-FLORYA’ isimli deniz takside kaptan olarak görev yapmaktayım. Çatışma anında mevcut radar ve harita sistemimiz çalışmaktadır. Fakat çatıştığımız kano suya yakın ve çok küçük olduğu için radarın çalışma prensibi nedeni ile kano muhtemelen radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi. Seyir esnasındaki hızımız ise 15 KTS olup çatışma anında 14 KTS’ dir. Çatışmayı yaşadığımız esnada bir gürültü duydum. Duyduğum gürültü üzerine arıza yaptığımı düşünerek makineyi boşa aldım ve kanoyu arka tarafımda tespit ettim. Denizde bulunan bir kano yolcusunu kurtarmak için 180 derece dönerek kurtarma manevramı yaptım. Onu kurtarırken 20-25 metre açıklarında bilinci kapalı ve can yeleği olmadığı için kafası su içinde ikinci bir kano yolcusu olduğunu fark ettim” dedi. “İlk yolcunun bir aciliyeti bulunmadığından tekneyi gemicime bırakarak denize atladım” Şüpheli Özkan ifadesinin devamında, “İlk yolcunun bir aciliyeti bulunmadığından tekneyi gemicime bırakarak denize atladım. Bilinci kapalı kano yolcusuna ulaşıp başını suyun üzerine çıkardım ve civardaki bir yattan yardım istedim. Bahsedilen mevkiinde genellikle yelkenliler mevcut olduğu için hali hazırda dikkatli ve emniyetli seyir yapıyorduk. Hava poyraz akıntı ve rüzgar sağ tarafımızdan geliyordu. Kuvvetle muhtemel kano akıntı, rüzgar ve kürek gücünün etkisiyle bordamızdan gelip arka tarafımızdan çıktı. Üstüme düşen her şeyi yaptım. Kanonun etrafında herhangi bir güvenlik botu bulunmamaktadır” dedi. Hakimlik, suçun niteliği, her ne kadar kuvvetli suç şüphesi mevcut ise de şüphelinin uzun süredir aynı adreste oturuyor olması ve delillerin büyük oranda toplanmış olması nedeniyle şüpheli Ahmet Özkan’ın ’Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Ağrı ’Çilek Abla’ köy okulu öğrencilerini baharla süslenmiş çileklerle buluşturdu Daha önce hiç çilek tatmamış çocukları çilekle buluşturduğu için “Çilek Abla” lakabıyla tanınan Zeynep Taşdemir, Kocaeli’den Ağrı’ya iyilik köprüsü kurarak onlarca çocuğa unutamayacakları bir gün yaşattı. Köy okulu öğrencilerine yardım etmek amacıyla geçen yıl Ağrı’ya gelen ve burada gittikleri bir köy okulunda okuyan öğrencilerin daha önce hiç çilek yemediklerine şahit olan Zeynep Taşdemir, hem öğrencilere çilek tattırmak hem de onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak için arkadaşlarıyla beraber Kocaeli’den Ağrı’ya doğru yola çıktı. Ağrı merkeze bağlı Doğutepe köyüne doğru yola çıkan gönüllüler, kasalar dolusu çileklerle çocuklara ulaştı. Çocukların kahkahalarının havada uçuştuğu etkinlikte pastalar kesildi, oyunlar oynanıp müzisyenler eşliğinde şarkılar söylendi. Etkinliğin sonunda çeşitli hediyeler alan öğrencilerin mutlulukları ise yüzlerinden okundu. Bütün çabasının çocuklara çileği tattırmak ve onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak olduğunu söyleyen Zeynep Taşdemir, "Kocaeli’de yaşıyorum. Bugün buraya tekrar gelmemin nedeni çocukluktan hayalim olan ve geçen sene de katılım sağladığım köy okulunda çocukların hiç çilek yemediğini ya da pastaların içerisindeki çilekler için kavga ettiklerine şahit oldum. Bugün de bu hikaye ile tekrar buraya adım attım. Böyle büyük bir şenlik düzenlemek istedim. Bugün gelen misafirlerimin çoğu benim gibi Kocaeli’den, farklı şehirlerden gelen iyilik dostlarımızdı. Ve onlar da çocukların bire bir gözündeki ışıltıya şahitlik ettiler. Onların çocuklarıyla kendi çocukları kaynaştı. Böyle bir projede olduğum için ve yanımda destekçim oldukları için çok mutluyum. Bundan önce sosyal sorumluluk projelerinde de bulundular. Kitap çıkarttım bu alanda ve bu kitabı çıkarttığım zaman nasıl bir destek aldıysam şu anda da aynı destek devam ediyor. Bunlar her zaman benim içimi kıpır kıpır eder ve çocuklarınla mutluluğuna, o çilek abla demelerine şahit oluşum beni çok mutlu ediyor. Bunların da devamlılığı olması adına istiyorum, devam etsin her zaman farklı şehirlerde farklı yerlerde bu tarz etkinlikler olsun ve çocukların mutluluğuna orada şahitlik edelim. Bugün burada farklı keyifler yaptık, gelenekler köy şenliği gibi oldu aslında. Köydeki o güzel geçmişe dayalı oyunlar, şarkılar, türküler; müzisyen arkadaşlarımızla çocuklarla beraber söyledik ve bu çok güzel bir şeye şahitlik etti. Çocuklar gelip ’Abla ilk defa işte bu tarz şeylerle karşılaştık, ilk defa dron gördük’ diyen çocuklar oldu, bu beni çok mutlu etti. Bugün buraya gelen iyilik dostlarımızdan kimisi kadın girişimcilerdi ve bunlar kurabiyeler yapıp gelenler oldu, çilek sepetiyle gelenler oldu, oyuncaklarla gelen gelenler oldu ve bu beni çok mutlu etti. Hayalimdeki projeyi kendim yaptım ama beni yalnız bırakmayarak buraya gelip kendi çocuklarıyla okuldaki çocuklarla oynamalarına şahitlik etmek ekstra beni mutlu etti" diye konuştu.