EKONOMİ - 19 Ocak 2018 Cuma 08:56

Uluslararası ’Geleceğin E Hali Kongresi’nin tanıtım toplantısı yapıldı

A
A
A
Uluslararası ’Geleceğin E Hali Kongresi’nin tanıtım toplantısı yapıldı

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen Uluslararası ’Geleceğin E Hali Kongresi’nin tanıtım toplantısı İstanbul’da yapıldı.

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen Uluslararası ’Geleceğin E Hali Kongresi’nin tanıtım toplantısı İstanbul’da yapıldı.



Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen Uluslararası ’Geleceğin E Hali Kongresi’nin tanıtım toplantısı İstanbul’da yapıldı. Toplantıda kongrede nelerin yapılacağına dair bilgiler paylaşıldı ve sahte ilaçlar ve sahte kozmetik ürünlerin halk sağlığını tehdit ettiğinin altı çizildi. Toplantıya PGED Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Armağan Ener, PGED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ecz. Ayfer Denizoğlu, PGED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ecz. Mücahit Birik, PGED Genel Sekreteri Ecz. Özgül Karaoğlan ve diğer yönetim kurulu üyeleri, Kongre Yürütme Kurulu Üyesi Ecz. Neylan Zırhlıoğlu ve diğer kongre yürütme kurulu üyeleri, PGED üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.



Toplantının açılış konuşmasını yapan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Armağan Ener, Uluslararası Geleceğin E Hali Kongresi’ni üçüncü kez 28-29-30 Eylül 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceklerini ve kongrenin ’Değişim, Şimdi!’ sloganı ile yapılacağını açıkladı.



’’İnternetten sahte ilaç satışı çok yaygınlaştı’’


Kongre hakkında bilgi veren Ecz. Armağan Ener, ’’2012 ve 2016 yıllarında gerçekleştirmiş olduğumuz ’Geleceğin E Hali’ en büyük eczacılık buluşmasını, bu yıl Eylül ayının 28-30’u arası İstanbul Kongre Merkezi’nde bir kez daha tekrarlayacağız. Bu kongrede en önemli amacımız; değişimi, eczanelerimizi, eczacılık mesleğini geleceğe taşımak. Aynı zamanda sektörümüzü de geliştirmek ve içinde bulunduğumuz sağlık sektörünün tüm bileşenleriyle birlikte mesleğimizi daha iyi günlere taşıyabilmenin çalışmalarını yapmak istiyoruz. Bu yıl toplumsal yara haline gelen ve vurgulamak istediğimiz bir konu var; sigarayı bırakma konusu ve obezite konusunda özellikle etkili çalışmalar yapmayı arzu ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmalara göre son dönemde sahte ilaç üretimi ve dağıtımı özellikle internet aracılığı ile çok yaygınlaşmış vaziyette bu konuda binin üzerinde sahte ilacın toplatıldığını biliyoruz ve bu ilaçların büyük kısmı zayıflama ilaçları. Bu ilaçlar halkın sağlığını tehdit eden boyuta geldi. Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklanmış olduğu ham maddelerin olduğu bu ilaçlar insanların böbreklerini, karaciğerlerini hatta hayatlarını kaybetmelerine neden oluyor. Cinsel sağlık ürünleri de aynı şekilde hastaların doktor önerisiyle ya da eczacıların önerisiyle alması gereken dozların çok çok üzerinde. Bu dozlar maalesef bu sahte ilaçların içerisinde bulunuyor. Bu sebeple de insanlar sağlıklarını kaybedebiliyorlar’’ şeklinde konuştu.



’’Sahte kozmetik ürünler halk sağlığını tehdit ediyor’’


Dermokozmetiklerin tedavi eden veya tedaviye yardımcı olan ürünler olduğunu ifade eden Ecz. Neylan Zırhlıoğlu da, ’’Kozmetikleri, dermokozmetikleri ayıran kısım bu aslında. Çünkü ilaç tekniklerine göre üretilen, Ar-Ge yapılmış ve içerisinde gerçekten cilt sağlığına asla zararı olmayan ürünlerden meydana geliyor. Bu ürünlerin mutlaka eczanelerde eczacı danışmanlığında tüketiciye verilmesi gerekiyor. Çünkü internette satılan ürünler, ya son kullanma tarihlerinin dolmasına çok az zaman kalmış ya tarihleri geçmiş yada merdiven altı tabiri ile nerede üretildiği belli olmayan ürünler. Maalesef ki çok önemli dermokozmetik firmalarının ürünlerini de görüyoruz. Mutlaka dermokozmetik ürünler eczanelerden alınmalı diyoruz. Çünkü bu işin eğitimini alan tek meslek grubu eczacılar’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.