SPOR - 22 Şubat 2018 Perşembe 13:52

Abdullah Avcı: “Arda Turan iki hata yaptı diye onu kaybedemeyiz”

A
A
A
Abdullah Avcı: “Arda Turan iki hata yaptı diye onu kaybedemeyiz”

Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, CRI TÜRK’te katıldığı radyo programında açıklamalarda bulundu.

Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, CRI TÜRK’te katıldığı radyo programında açıklamalarda bulundu. Avcı, devre arasının en flaş transferi Arda Turan hakkında “Arda’yı Galatasaray altyapısından beri tanırım, aşağı yukarı 15 yılın üstünde tanışıklığımız var. Türkiye’nin en önemli markalarından bir tanesi. Hata yapmadı mı yaptı. Ama bir iki hata ile onu yerin dibine sokamayız. Şu anda yapılan algıların sonucunda Türkiye’de sevimsiz çocuk haline getirildi. Türk futbolunda bir milyondan fazla hata yapanlar dolaşıyor. Bu markayı kaybetmememiz lazım” ifadelerini kullandı.



CRI TÜRK’te yayımlanan ‘Spor Hikayeleri’ programının canlı yayın konuğu olan Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, kendi takımı ve Türk futbolu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.



“Bu markayı kaybetmememiz lazım”


Devre arasının en flaş transferi Arda Turan hakkında açıklamalarda bulunan Avcı, “Arda’yı Galatasaray altyapısından beri tanırım, aşağı yukarı 15 yılın üstünde tanışıklığımız var. İspanya’da iken maçlarını izlemeye de gittim. Hatta bir keresinde ben gidemeyince iki oğlum ve eşim maça gitti. Onlarla inanılmaz ilgilendi. Sürekli iletişim halinde idik maç analizleri bile yapıyorduk. Son zamanlarda yaşadıkları dolayısıyla duygusal biride olduğu için onu çok etkiledi. Türkiye’nin en önemli markalarından bir tanesi. Hata yapmadı mı yaptı. Ama bir iki hata ile onu yerin dibine sokamayız. Şu anda yapılan algıların sonucunda Türkiye’de sevimsiz çocuk haline getirildi. Türk futbolunda bir milyondan fazla hata yapanlar dolaşıyor. Bu markayı kaybetmememiz lazım. Bir milyondan fala iyi şey yaptı, ama iki hata yaptı diye onu kaybedemeyiz. Görüşmelerimizde Avrupa’da kalabildiğin kadar kal, herhangi bir şey olmadığı zamanda Başakşehir’in kapısı sana sonuna kadar açık dedim. Şimdi her geçen gün daha iyiye gidiyor. Grup enerjisi çok iyi. Yüzü gülüyor. Bizde onunla birlikte olmaktan son derece mutluyuz” dedi.



Futbola Kasımpaşa’da başladığını belirten başarılı teknik adam, “Futbol dışında başka işle uğraşmayı hiç düşünmedim. Başka işle uğraşacak zamanımda, boşluğumda olmadı. Lise yıllarımda beden öğretmenleri yoktu diğer sınıfların antrenörlüğünü bile yapıyordum. Mahallenin efendi, lider abisi oldum. Hayat felsefem dürüstlük üzerine olan, otokontrolü yüksek yaşam biçimi olan biri oldum” ifadelerini kullandı.


Kasımpaşa’nın futbol açısından ayrı bir önemi olduğunu söylen Avcı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’da futbola Kasımpaşa’da başladı, çocukken onun maçlarını izleme fırsatı buldum. İyi bir futbolcuydu” dedi.



“Milli Takım öncesi antrenörlüğümü beğenmiyorum”


Antrenörlük hayatını değerlendiren Avcı; “Antrenörlüğünü milli takım öncesi ve sonrası diye ikiye bölüyorum. İşin açıkçası milli takım öncesi antrenörlüğümü şu an itibariyle beğenmiyorum. Bu işin sonu yok dünyanın bu kadar geliştiği, değiştiği yerde biz de yerimizde duramayız. Bizde kendimizi geliştirmemiz lazım. Hayat böyle bir şey zaten. Orda kalırsan zaman tünelinde kalıyorsun zaten. Milli Takım’da ve uluslararası arenada yaşadığım tecrübeler, sahanın içiyle, sahanın dışıyla, medyasıydı iletişimiydi, yurtdışındaki organizasyonlardı bunlar bana önemli deneyimler kazandırdı” diye konuştu.



“Cengiz’e İtalyan restoranlara git dedim, İtalya’ya transfer oldu”


İtalya’nın dev kulüplerinden Roma’ya transfer olan Cengiz Ünder konusuna da değinen Avcı, “Cengiz gittiği her yerde kendi çok kolay kabul ettirebilen biri. Hem oyuncu hem de karakter olarak. Slovenya’daki kamptan ayrılırken ona şunu söyledim. Yapacağım en büyük yatırım kendine yapacağın yatırımdır. Geçen yıl bizde oynarken tesisler de kalıyordu. Bir gün ona artık buradan çıkıyorsun. Tesiste yaşam zihinsel yorgunluk yapar, sosyal yaşamın içinde olman lazım, en iyi yerlerde yemekler yiyip yemek kültürüne bile sahip olman lazım dedim ve tesislerde çıkardık onu. Kendine bir yaşam alanı bir ev kurduk. Hatta ona İtalyan restoranlarına git dedim, İtalya transfer oldu” dedi.



“Egosu da yüksek, algısı da yüksek bir takımımız”


Abdullah Avcı, Başakşehir’de yer alan yıldız oyuncular için de şunları söyledi: “Hayata hep çözüm noktası ile baktım ben. Bizim kulübümüzde bu evrelerden geçiyor. 2-3 yıl önceki çalıştığım oyuncu profiliyle bugünkü oyuncu profili arasında çok fark var. Bugün İngiltere Premier Ligi’ni İspanya La Liga’yı görmüş, milli takımı görmüş uluslararası başarılıları olan oyuncu profiline sahibiz. Benim takımımın yüksek kişilik analiz testini de yaptırdım. Karşımıza şöyle bir şey çıktı: Egosu yüksek, algısı da yüksek bir takım. Verdiğini çabuk alabiliyorsun ama egosu da yüksek bir takım. Burada da yönetme iletişim devreye giriyor”.



“Emre Belözoğlu 40 yaşına kadar oynasın”


Avcı, 37 yaşında hala futbola devam eden Emre Belözoğlu için; “Bence Emre 40 yaşına kadar oynasın. 2011 yılında Milli Takım’ın başında iken aday kadroyu açıkladığımda Emre Belözoğlu vardı kadroda. Bütün basın Emre’nin ne işi var diye üstüme geldi. 2017 yılında ise bütün basın Emre neden kadroya alınmıyor dedi. Bizde 3’üncü yılı. Bana göre, Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu. Dün akşam Bayern Münih-Beşiktaş maçını izliyorum. Kolombiyalı Rodriguez var orda. Tarz olarak ona benziyor. Hatta Emre’nin çok daha fazla artıları var. Doğru yönlendirmeler olsaydı İnter’de oynadı daha büyük kulüplerde bile oynayabilirdi. Duygusal, zekasına mağlup olan bir çocuk tıpkı Arda gibi. Aşırı derece duygusallar. Özleri inanılmaz tertemiz. Emre ile ilgili ne yapacağımızı hep birlikte sezon sonu kara vereceğiz” dedi.



“Adebayor, yaptığı işten inanılmaz keyif alan birisi”


Başarılı teknik adam Adebayor ile ilgili görüşlerini de şu sözlerle aktardı: “Adebayor, baskın karakter, çok büyük profesyonel, iyi oyuncu, lider oyuncu. Ben her şeyden önce şunu gördüm onda oyundan yaptığı işten inanılmaz keyif alan birisi. Bu kadar güler yüz olamaz. Her sabah geldiğinde kulüpte personel dahil herkes ile tokalaşıyor. Önemli katılımlar sağlıyor bize, genç oyuncularla çok ilgileniyor”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Yeni doğan bebek" vurgununda detaylar ortaya çıktı Yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıran şebekeye yönelik operasyonda detaylar ortaya çıktı. Aralarında doktor, hemşire ve hastane yöneticilerinin bulunduğu şebekenin yüzde 20 komisyonla çalışarak bebekleri kamudan özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ettikleri belirlendi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mali Suçlarla Mücadele şube ekiplerinin İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenlediği operasyonlarda yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıra şebeke çökertilmişti. Soruşturmaya ilişkin detaylar ortaya çıktı. Yapılan soruşturmada aralarında doktorlar, hemşireler ve hastaneye yöneticilerinin de bulunduğu 300 kişilik şebekenin yeni doğan bebekleri çeşitli gerekçeler göstererek kamudan özel hastanelere sevk ettikleri, yoğun bakım ünitelerinde günlerce tuttukları ve devlete yüklü miktarda fatura çıkardıkları tespit edildi. Aralarında Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de bulunduğu çok sayıda doktorun yüzde 20 komisyonla çalışarak haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. Operasyon için düğmeye basan ekipler haklarında gözaltı kararı bulunan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 41 kişiden 40’ını ’ini İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenledikleri baskınlarda yakaladı. 259 kişinin ise savcılığa ifadeye çağrıldı. Şebekenin 2 yıl içerisinde yüzlerce bebeği naklettikleri Beylikdüzü Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu gibi özel hastaneler de mercek altına alındı. Firari bir şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürerken, zanlıların “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” ve “rüşvet” suçlarından emniyetteki sorguları devam ediyor.
İstanbul Üsküdar’da okul çıkışı öğrenciler birbirine girdi Üsküdar Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde beden eğitimi dersinde voleybol topuna ayakla vurulması nedeniyle öğrenciler arasında kavga çıktı. Okul çıkışında birbirine giren öğrencilerin yumruklu, tekmeli ve bıçaklı kavgası başka bir öğrencinin cep telefonu kamerasına yansıdı. Olay, geçtiğimiz gün Üsküdar’da bulunan Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde saat 16.00 sıralarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, beden eğitimi dersinde öğrencilerden birinin voleybol topuna ayakla vurması nedeniyle bir grup öğrenci arasında tartışma çıktı. Öğrenciler arasındaki sözlü tartışma okul çıkışında bir anda şiddetlenerek kavgaya dönüştü. Yumruk ve tekmelerin havada uçuştuğu kavgaya bir kişi de bıçakla dahil oldu. Kavgayı çevredeki vatandaşlar ve okul öğretmenleri zorlukla ayırdı. Kavgaya karışan öğrencilerden E.O. ve S.B. kafasından yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine kavganın yaşandığı okula çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri olaya karışan öğrencilerin ailelerini okula çağırırken, olayla ilgili inceleme başlattı. "Şikayetçiyim" Kavgaya karışan öğrencilerden E.O.’nun babası Elvan Oğlakçı, "Ders esnasında çocuklar voleybol oynarken top nedeniyle tartışmışlar. Saat dört gibi dışarıya çıkınca yaklaşık 25 kişilik öğrenci ve öğrenci olmayan bir grup, üç kişiyi darp edip bıçak çekiyorlar. Okuldakiler çocukları kurtarıyor. Ama o anda herhangi bir adli işlem başlatılmıyor. Sağlık sorunu olsa bile bir müdahale yapılmıyor. Ben şikayetçiyim" dedi.