POLİTİKA - 20 Nisan 2018 Cuma 18:14

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “24 Haziran seçimlerini bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “24 Haziran seçimlerini bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü 150.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü 150. Yıl Programında yaptığı konuşmada, "24 Haziran seçimlerini bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nde gerçekleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü 150. Yıl Programına katıldı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İBB Başkanı Mevlüt Uysal, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ve çok sayıda davetli katıldı.


Ecdadın rasat yani semayı gözleme konusunda büyük önem verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de güneş, ay, yıldız ve kainatla ilgili pek çok ayet vardır. Teknolojide büyük ilerlemeye rağmen bırakın tüm evreni hala güneş sistemimizi tam olarak çözebilmiş değiliz" dedi.


Depremin dünyanın yaradılışından beri insanlığını tehdit eden bir afet olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kandilli en önemli deprem araştırma merkezidir. Boğazdaki köprülerin, tarihi camilerin, pek çok binanın yapı sağlığını sensörler aracılığıyla takip ediyor olmasını çok önemli görüyorum. Depremlerin ardından tsunami tehdide de buradan izleniyor. Bu konuda AFAD ile işbirliği içinde yürütülen çalışmaların daha da yoğunlaşması gerektiğine inanıyorum. Afetleri engellemek insan iradesini aşıyor ama yıkımların etkilerini azaltmak bizim elimizde. Deprem konusundan en zayıf halkımız sahip olduğu nüfus, kritik önemi sebebi ile İstanbul olduğunu kabul etmek gerek. Marmara Denizi’nin dibindeki çalışmalar bu tehlikenin bizi beklediğini gösteriyor. 1999 depremini acılarını hala unutmuş değiliz. Şehirlerin imarında, binaların inşaasında tarihi değişiklikler yaptık. Kentsel dönüşümün amacı depreme dayanıksız yerleşim yerlerinin yeni baştan inşasıdır. Mümkün olduğu kadar hazırlık olmaktan başka çaremiz yok. Geçmişte yapılan hatalardan ibret alarak bu çalışmaları hızlandırarak yaygınlaştırmalıyız. Türkiye’yi bu konuda Japonya gibi zirve yapmış ülkelerin seviyesine çıkartmakta kararlıyız" dedi.


Jeopolitik tehlikeler dışında terör örgütleri saldırılarından ekonomik siyasi sosyal kaos senaryolarına kadar pek çok tehditle karşı karşıya olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizi de Suriye ve Irak merkezli bir tanzim projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Burada da bize Ciddi manada bir yük düşecek. Bu projenin ülkemizle ilgili ayaklar olduğu açık. Bu hesapları yapanlar Türkiye’yi eski Türkiye sanıyorlar. O Türkiye artık geride kaldı. Afrin’de bugün itibariyle etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4250, Kuzey Irak’ta 346, yurt içinde ise 236 terörist etkisiz hale getirildi. Son dört beş yıldır yaşadığımız her önemli hadise bizim için imtihan. Bu imtihanların hepsini verdik. Ülkemizi içerden çökertmek için kullanmadıkları araç, harekete geçirmek için kullanmadık araç bırakmadılar. FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpasından 15 Temmuz darbe girişimine kadar ülkemize yapmadıkları alçaklık kalmadı. Yurt dışında bulundukları her yerde ihaneti sürdürüyorlar. 80 tanesini değişik ülkelerden topladık ülkemize getirdik. Kaçmanın firar etmenin, inlerde gizlenmenin adaletten kurtulmak anlamına gelmediğini onlara gösterdik. Güney sınırlarımız boyunca çekilmeye çalışan terör hattının yaptığımız operasyonla pek çok yerinden kırdı. Bakıyoruz dost bildiklerimize. NATO’da Fransa ile beraberiz. O kadar ilginç ki, gördüğünü dev tünellerin betonu Fransız firmasından temin edilerek bu tüneller yapılıyor. Bunlar taşıma suyla dönecek şeyler değil. Stratejik ortak Amerika. 5 bin tır bölgeye mühimmat gönderiyor. 2 bin kargo uçakla gönderiyor. Belgeleri gösteriyorsun, ‘Bunun teröristlerle alakası yok. DEAŞ’la yapılan mücadelede kullanılıyor. Biter bitmez seri numarasın aldık, Tekrar geri alacağız’ diyorlar. Bush döneminde de Bush bana bunları aynen söylemişti. Kuzey Irak’ta terörle mücadele biter bitmez da seri numaralarını aldık. Bunları toplayacağız demişti. Ancak Kuzey Irak’ta teröristlerle verdiğimiz mücadelede silahları ele geçirdiğimizde hep bu silahlar bize dost görünenlerin verdiği silahlar. Ülkemizde oynanan oyunlar bu. FETÖ vs bunların arkasında olan yerler belli" dedi.


Hep seçim sürelerinin sonuna kadar kullanılmasından yana olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2, 5 yıllık dönemin Türkiye’nin normal gündeminde herhangi bir sıkıntıya yol açmayacağın inanıyorduk. Ancak iç ve dış siyasi, askeri, ekonomik olarak mevcut sistemle devam etmenin oldukça ciddi maliyetleri olacağını gösterdi. Cumhurbaşkanı olarak yoksa benim önümde 1, 5 yılım var. Böyle bir hırsım olsaydı 1, 5 yıl daha devam ederdim. Bu sıkıntıların ülkemize bir bedel ödeteceği endişesiyle böyle bir adım attık. Ana muhalefet hodri meydan diyordu. Madem bu kadar hodri meydan diyorsunuz buyrun meydan dedik” diye konuştu.


Bahçeli’yle meseleleri değerlendirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “24 Haziran erken seçimi gerçekleştirelim istedik. Ciddi bir heyecanın olumlu bir havanın ülkemde estiğini görüyorum. Kendi gündemimizde bu durum olmamasına rağmen yapılan çağrıya icabet ettik. Seçimlerin şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin içinden geçtiği dönemin hassasiyeti hızlı karar vermemiz ve bunları uygulamamız gerektiriyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmemiz en çok bu ihtiyaçtan. Erken seçimin açıklanmasının ardından YÖK bana bağlı olduğundan hemen görüşerek üniversite imtihanlarını bir hafta öteledi. Bu sistem bunun gibi seri karar alma neticeye gitme imkanının ortaya koyuyor. Bürokratik oligarşiyi bu sistemde büyük ölçüde yıkma fırsatını buluyoruz. 24 Haziran seçimlerini bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum " dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Amasya’da büyükbaş hayvana vahşet: 5 gözaltı Amasya’da bir et entegre tesisinde büyükbaş hayvana bıçak ve baltayla eziyet edildiği ortaya çıktı. Vahşetin görüntülerinin sosyal medyada yayılması üzerine inceleme başlatıldı. Soruşturma kapsamında 5 kişi, jandarma tarafından gözaltına alındı. Amasya’nın Suluova ilçesinde faaliyet gösteren Kral Et Entegre tesisinde yaşanan vahşetin görüntülerin yayıldığı sosyal medyada büyük tepki görmesi üzerine jandarma, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Tesisteki incelemeler sonrası İ.T., N.Τ., H.S., E.Ç. ve A.A. yakalanarak gözaltına alındı. Amasya Valiliği: “Adli tahkikat başlatıldı, gerekli idari yaptırım uygulanmakta” Amasya Valiliği’nden yapılan açıklamada, “17 Mayıs 2024 günü bazı basın yayın organları ile sosyal medya hesaplarında yayınlanan ve ilimizde bir et entegre tesisinde çekildiği iddia edilen, büyükbaş hayvana eziyet edildiğine dair görüntülere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeye ihtiyaç duyulmuştur. Söz konusu haberlerle ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızın bilgileri doğrultusunda, konu hakkında yapılan araştırmalar neticesinde, olayı gerçekleştirdikleri tespit edilen şüpheliler İ.T., N.Τ., H.S., E.Ç. ve A.A. yakalanarak haklarında gerekli adli tahkikata başlanmıştır. Ayrıca, İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ve Amasya Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğümüzce ilgili mevzuatlar doğrultusunda, işletme ve şüpheliler hakkında gerekli idari yaptırım uygulanmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi. “Olaydan dolayı üzgünüz” Tesisi işleten şirketin avukatı Mehmet Akif Aydın, “Olaydan dolayı üzgünüz. Yıllardır faaliyet gösteren bir işletmedir. Hiçbir şekilde böyle bir durumla karşılaşılmış değildir. Bu yaşanan olayın da nasıl olduğu, geliştiğiyle ilgili açıklama yapacağız. Üzücü ve yaşanmasını kimsenin istemeyeceği bir olay” açıklamasında bulundu. İşletmede 5 ay öncede bir boğanın saldırması sonucu bir işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Aydın, “3,4 ay önce yine burada bir iş kazası meydana geldi. Bir hayvanın işçimize çarpması sonucu bir işçimiz hayatını kaybetti. Onunla ilgili hukuki süreç devam ediyor. Dün aileyle anlaşmayı tamamlamıştık. Ama böyle bir olay meydana geldiği için şu an bekletiyoruz. İşçilerimizin o olaydan dolayı da psikolojisi bira etkilenmiş durumda. Bu olayda da yine hayvan zincirinden kurtulup işçilerin üstüne gelmesiyle bir anlık olay meydana geldi” diye konuştu. (MÇ-
Gaziantep Medical Point Gaziantep karaciğer nakli bilgilendirme toplantısı düzenledi Medical Point Gaziantep karaciğer hastalıklarına, karaciğer nakline dikkat çekmek ve bilgilendirmek için “Karaciğer Transplatasyon” toplantısı düzenledi. Medical Point Gaziantep, karaciğer hastalıkları ve karaciğer nakline dikkat çekmek adına Gaziantep’te “Karaciğer Transplatasyon” toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıda karaciğer yetmezliğine sebep olan durumlar, organ naklinin süreçleri, bu süreçte hasta ve hekimlerin yapması gerekenler ele alınarak katılan doktorlar bilgilendirildi. Toplantıda konuşan İzmir Medical Point Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Emre, karaciğer naklinde zamanın önemli olduğunu belirterek, “Erken ameliyat hasta için önem taşıyor, geç ameliyat ise hastanın hayatını kaybetme riskini arttırıyor. Onun için bu ameliyatların zamanında yapılması gerekiyor” dedi. Karaciğer hastalıkları hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Şükrü Emre, organ naklinin önemine değinerek, “Organ nakilleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok önemli. Son evre karaciğer yetmezliği ve organ yetmezliği gerçekleştiği zaman bu insanlara yapabileceğimiz tek şey hastalanmış organları çıkararak yerine yenilerini takmak. Bunu yapmamız için de organlar için bir donör bulmamız gerekiyor. Vericiler iki şekilde olabiliyor, canlı vericiler ve kadavradan olan vericilerdir. Türkiye’ de ameliyatların geneli canlı vericilerden yapılıyor. ABD’de ise kadavralardan alınarak yapılıyor. Bizim hastalardan veya hekimlerden istediğimiz karaciğer sirozu olan hastaları organ nakli yapılan bir merkeze yönlendirmeleridir. Bunun avantajı ise hastanın hastalığı hakkında yönlendirilmesi, ailenin bilgilendirilmesi ve nelere dikkat etmesi gerektiği bildirilmesi yönünde eğitim verilmesi hastanın sağlıklı bir şekilde bu süreci atlatması için çok önem taşıyor. Hastaların hangi ilaçları kullanacağı, neyin iyi gelip gelmeyeceği gibi bilgileri ekip çalışması ile hastaya vererek takibini sağlıyoruz. Erken ameliyat hasta için önem taşıyor. Geç ameliyat ise hastanın hayatını kaybetme riskini arttırıyor. Onun için bu ameliyatların zamanında yapılması gerekiyor” dedi. Düzenlenen toplantıda karaciğer nakli bilgilendirmesi yapıldığını ve bölge halkına nakil konusunda yardımcı olmak istediklerini söyleyen Prof. Dr. Şükrü Emre, “Burada yaklaşık 50- 60 kişilik erişkin ve çocuk gastroenteroloğu, genel cerrah ve çocuk hastalıkları uzmanlarından oluşmuş bir grup ile konuşacağız. Olayları tartışacağız. Hastaların nelere dikkat etmesi gerektiğini konuşacağız. Bu değerlendirmeler çok önemli ve Gaziantep’te karaciğer nakli yok. Biz İzmir’de başarılı bir şekilde karaciğer nakli yapıyoruz. Bu bölgedeki insanlara da bu anlamda yardım etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Bilime katkı sunmak için karaciğer transplatasyonu toplantısını düzenlediklerini söyleyen Gaziantep Medical Point Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekber Şahin, “İzmir Medical Point Hastanemizde karaciğer nakli son derece başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu gün ise burada İzmir Medical Point Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Emre ve ekibini ağırlıyoruz. Bölgemizde maalesef karaciğer nakli yapılmıyor. Bu konuda bölgede çalışan erişkin ve çocuk gastroenterologlarımızı, pediatri ve genel cerrahi uzmanlarını bilgilendirmek, karaciğer naklinin hangi zamanda ve hangi endikasyonlarla yapılacağını aktarmak için bu bilimsel toplantıyı planladık. Büyük bir katılımla bu toplantıyı gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu. Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba ise “Organ nakilleri çok önemli bir konu. Bu bölgedeki insanlara organ nakli konusunda yardım etmek ve bilime katkı sunmak için her şeyi yapıyoruz. Hastalarımızın yaşam kalitesi ile birlikte mutluluğunu da artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Adana Vali Köşger: “Bağımlılığa feda edilecek tek bir ferdimiz yok” Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, tüm kurumlarla birlikte bağımlılıkla mücadeleye devam edeceklerini belirterek, “Bağımlılığa feda edilecek tek bir ferdimiz yok ve bu konudaki mücadelemiz titizlikle sürdürülecek” dedi. Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Yavuz Selim Köşger’in başkanlığında yapıldı. Toplantıya Vali Köşger’in yanı sıra; Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Göktürk Boyvadaoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş, Vali Yardımcısı Huriye Küpeli Kan, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları ile kamu kurum ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Koordinasyon kurulu üyesi kuruluşların yaptığı sunumlarla başlayan toplantıda bir değerlendirmede bulunan Vali Köşger, toplumu tehdit eden ve vatandaşları olumsuz yönde etkileyen bağımlılık ve bağımlılıkla mücadele konusunda daha etkin mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Toplumu yakından ilgilendiren bağımlılıkla başa çıkmak için bu mücadelede görev alan herkesin hassasiyet göstermesi ve iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Vali Köşger, “Bu konuda tüm kurumlarımızla birlikte, topyekun seferberlik anlayışıyla mücadelemizi sürdürerek üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapma gayreti içerisindeyiz. Ancak aile, toplum ve çevrenin desteğiyle bağımlılık illetinin karşısında durarak evlatlarımızı koruyabiliriz” dedi. Bağımlılıkla mücadelede özellikle gençlerin zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak tutulması için çok önemli çalışmaların yürütüldüğünü söyleyen Vali Köşger, “Bağımlılık, sadece bireyleri değil, aynı zamanda aileleri, toplumumuzu ve ekonomimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Biz, türü ne olursa olsun insanı ve toplumu pençesine alan her türlü bağımlılığa karşıyız ama özellikle uyuşturucu ile mücadeleye ayrı bir önem veriyoruz. Bu mücadeleye tüm kurumlarımızla birlikte azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Çünkü bağımlılığa feda edilecek tek bir ferdimiz yok ve bu konudaki mücadelemiz titizlikle sürdürülecektir” ifadelerini kullandı. Görüş alışverişiyle devam eden toplantı, yapılan değerlendirmelerin ardından sona erdi.
Denizli Durmuş Ali Çolak: "Türk futbolunu, futbolun içinden gelenler yönetmeli" Fenerbahçe’nin 103 puanla şampiyon olan takımda yer alan, MKE Ankaragücü, Gaziantepspor ve Adana Demirspor gibi birçok takımda da forma giyen teknik direktör Durmuş Ali Çolak, Türkiye Futbol Federasyonu’nun başında futboldan gelmiş birisi olması gerektiğini belirterek, TFF seçimlerinde oy kullananların sadece yüzde 5’inin futbolun içinden geldiğini söyledi. Denizli’de yaşayan eski futbolcu ve antrenör Durmuş Ali Çolak, Akkonak Stadı’nda futbol oynayan genç futbolcularla sohbet ederek, onlara tavsiyelerde bulundu. Çolak, futbolculuk döneminde İskenderun, MKE Ankaragücü, Fenerbahçe, Gaziantepspor, Denizlispor, Zonguldakspor, Adana Demirspor, Adanaspor ve Mersin İdmanyurdu oynarken, MKE Ankaragücü, Mersin İdmanyurdu, Beypazarı Şekerspor, İskendersunspor, Nazilli Belediyespor, Amasyaspor, Kırıkkalespor, Kırşehirspor, Adıyamanspor, Adana Demirspor, Küçükköyspor, Pazarspor, Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor, Arsuz Karaağaçspor, Batman Petrolspor, Payasspor ve Denizlispor’da da antrenörlük yaptı. "TFF Başkanı futbolun içinden gelen birisi olmalı" Futbol gündemiyle ilgili konuşan Dursun Ali Çolak, Türkiye Futbol Federasyonu başkanının futbolun içinden gelen birisi olması gerektiğine dikkat çekerek, "Zaten onu seçenlerin de futbolla alakaları yok. Federasyon seçimlerine baktığınız zaman futbolun içerisinden gelmiş insan sayısı yüzde 5’i bulmuyor. Yani Türk futbolunu, futbolun içerisinden gelmiş insanlar yönetmeli. Öncelikle insan kalitesi dürüstlük önemli. Namuslu insanların olması önemli. Her işte olduğu gibi futbolda da düzgün dürüst insanların olması lazım. Ondan sonra da futbolun içerisinden gelmiş insanların olması gerekiyor" dedi. "Kapanan kulüplerin sayısı artıyor" Kapanan kulüp sayısına vurgu yapan Ali Durmuş Çolak, "Şu anda Türkiye’de kapanan futbol kulüplerinin sayısını anlatamam. İşte en canlı örneği Denizlispor. UEFA Kupası’nda oynamış kulüp şu anda 3. Lig’e düştü. Aynı şekilde Gaziantepspor tarihten silindi. Bursaspor, Eskişehirspor aynı şekilde. Göztepe, Karşıyaka aynı. Diyarbakırspor, Siirtspor da aynı oldu. Bunların nedeni futbolu, futbolun içerisinden insanlar yönetmiyor. Oy oranı da öyle. Oy verenlerde aynı şekilde futbolun içinden olmayan kişiler. Kulüpleri yöneten insanların çoğu futbolun dışarısından gelmiş futbolla alakası olmayan futbolcu ile teknik direktör ile aynı dili konuşan insanlar değiller. Bu sıkıntılar zaten o yüzden çıkıyor" diye konuştu. "Bizim zamanımızda 3 yabancı vardı, şimdi yabancı futbolcudan geçilmiyor" Mevcut yabancı futbolcu kuralını eleştiren Durmuş, "Şimdi Türk futbolu yabancıdan geçilmiyor. Ben şu anda Türk futbolunun gittiği noktayı hiçbir şekilde beğenmiyorum. Bizim dönemimizde futbol daha temizdi. Şimdi biraz daha kirlendi diye düşünüyorum. Son gelişen olaylara baktığımız zaman gerçekten çok üzülüyoruz. Gerçek futbolseverler sahadan uzaklaşıyor. Bu çok büyük tehlike. Bir kere Türkiye’de teknik direktör yetişiyor, oyuncu yetişiyor fakat yönetim anlamında Türkiye’de çok büyük sıkıntı var. Türkiye’de gerçekten çok yetenekli çocuklar var ama çıkamıyorlar. Milli Takım’da oynanan birkaç futbolcu var. Bunlar futbolcu olmaz diye atılan çocuklar. Bu adamlar Avrupa’ya gittiler. Orada bir takımda oynadılar. Ondan sonra gelip Milli Takım’da oynadılar. Dünya futboluna damga vurdular" açıklamasında bulundu.