GENEL - 20 Haziran 2018 Çarşamba 10:31

“Şiddete maruz kalan çocuklar, hayvanlara zarar verebilir”

A
A
A
“Şiddete maruz kalan çocuklar, hayvanlara zarar verebilir”

Hayvanlara zarar veren çocukların genellikle şiddete maruz kaldığını belirten Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Psikoloji Bölümü Dr.

Hayvanlara zarar veren çocukların genellikle şiddete maruz kaldığını belirten Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Meltem Budak, “Empati eksikliği, çocuğun kendisine ve bir başka canlıya zarar vermesindeki en önemli unsurdur” dedi.


Çocuklarda hayvanlara yönelik başlayan şiddet dürtüsü ileriki yaşlarda daha büyük sorunlar doğurabiliyor. Şiddete maruz kalma veya şiddete tanık olmanın çocukta empati eksikliğe neden olduğunu söyleyen BAU Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Meltem Budak, bu aşamadaki çocuğa ailelerin vereceği desteğin önemli olduğunu, cezalandırıcı bir yaklaşım yerine ailenin çocuğa psikolojik ve sosyal destek sağlaması gerektiğini söyledi.


“Acı çeken canlıyı görmek, çocukta haz duygusunu arttırabilir”


Hayvanlara zarar veren çocukların hayatlarında bir takım ciddi sorunlarla karşılaştığını ve empati eksikliği yaşadıklarını belirten BAU Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Meltem Budak, acı çeken bir canlıyı görmenin çocukta haz duygusunu arttırabilceğini söyledi. Budak, “Hayvanlara zarar veren çocuklarla ilgili araştırmalar, bu çocukların kendilerinin de şiddete maruz kalmış olabileceğine işaret etmektedir. Birey ve aile ile ilgili faktörler, çocuğun psikolojik gelişimi açısından önem taşımaktadır. Bunun dışında çevresel faktörler, özellikle yoksulluk ve kaynaksızlık içinde yetişkin desteğinden, yönlendirmesinden yoksun büyüme çok önemli. Olumsuz ebevenlik tutumu ile büyümek, aile içinde şiddete maruz kalmak veya tanıklık etmek empatinin gelişmesinin önüne geçer. Empati eksikliği kişinin kedisine ve başkalarına zarar vermesindeki en önemli unsurlardan biridir. Şiddete maruz kalmış çocuklarda bu alt yapı erozyona uğrar. Acı çeken bir canlıyı veya kişiyi görmek onda haz duygusunu artırabilir ” ifadelerini kullandı.


“Mağdur olan her çocuk bizim sorumluluğumuzda”


Yokluk ve yoksunluk içindeki her çocuğun aslında toplumun da sorumuluğunda olduğunu söyleyen Budak, “Empati, bilişsel ve duygusal süreçleri kapsar. Bilişsel empati, kişinin bulunduğu durumu ve sonuçlarını kişi için kavramayı içerirken, duygusal ise kişinin hissettiği duyguyu hissetmek diğer bir deyişle duyguya ortak olmaktadır. Örneğin; Seri katiller de bilişsel empati gösterebilirler ve genelde kurbanlarını bu becerileriyle ikna ederler. Ancak acı verdikleri kişinin acısına ortak olmazlar. Otizmli bir birey için ise bilişsel empati yapmak çok zordur. Birbirimizle iletişim kurabilmek için programlıyız. Ta ki bu altyapı çevresel faktörler tarafından bozulana dek. Ebeveyinlik tutumları, çocuğun anne/babaya nasıl bağlandığı ya da başa alınan yapısal değişikliğe neden olan darbeler buna örnek gösterilebilir. Genetik ve maruz kaldığımız çevresel faktörlerin etkisi yine burada söz konusu aynı zekada olduğu gibi. Aslında empati, duygusal zekamızın temelini oluşturuyor. Burada toplumsal olarak da konuya bakmak gerekiyor. Yokluk ve yoksunluk içinde her çocuk hepimizin sorumluluğunda” dedi.


“Ağaç yaşken eğilir”


Çocuğun kişilik ve duygusal özelliklerinin referans olarak aileden aldığını belirten Meltem Budak, şunları söyledi: “Çocuklar davranışlarını ve duygularını yönetmeyi öncellikle ailelerini referans alarak öğrenirler. Burada bir modelleme vardır. Hayatta kalmak her canlı için önemlidir. Yeni doğan bebeklerde bir dizi refleks hareketi gözlenmektedir. Bunlar çocuğun dünya ile ilişkiye geçmesini ve hayatta kalmasını sağlar ve çocuğu hayatta tutmaya programlıdır. Saldırganlık, şiddet ne olursa olsun hayatta kalmaya programlanma daha sonra çocuğun nasıl bir bakım aldığı ile çok yakından ilgilidir. Hayatta kalmayı bir dürtü olarak ele alırsak bunun nasıl olacağı ve diğer canlılarla beraber nasıl barış içinde yapılacağını çocuğa öğretmek, modellemek önem arz etmektedir. ‘Ağaç, yaşken eğilir’ sözünü bir gelişim psikoloğu olarak çok değerli buluyorum. Çocuğu ve davranışını anlamanın ve onu iyileştirmenin yolunun onu eğen faktörlerin iyi incelenmesinden ve desteklenmesinden geçtiğine inanıyorum.”


“Her çocuk katil olmaz”


Küçük yaşta başlayan bir canlıya zarar verme alışkanlığının ileriki yaşlarda da devam edebileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Meltem Budak, ailelere şu uyarılarda bulundu; “Her çocuk için bu bireysel ve çevresel faktörler değişiklik ve çeşitlilik göstereceği için her birinin bir katil olacağını savına varmak doğru değil. Bu çocukları cani, saldırgan gibi ayrıştırmak yerine hangi faktörlerden ötürü çocuğun bu davranışı sergilediğini anlamalıyız ve çocuğa psikolojik gerektiği yerde de sosyal destek sunmalıyız. Bunu yaparken ailenin ve çocuğun içinde bulunduğu ortamın da iyileştirilmesi büyük önem taşımaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Şahinbey Belediyesi temizlik videosuyla gündem oldu Yıllardır çevreye duyarlılık videoları ve projeleri üreten Şahinbey Belediyesi’nin vatandaşların çevreyi temiz tutması yönünde çektiği video sosyal medyada viral oldu. Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, çevre temizliği konusunda gösterdiği hassasiyet bir kez daha ülke gündemine oturdu. Daha önce Bankam Atık, Yeşil Düdük ve evinin önünü temiz tutana temizlik seti hediyesi gibi projeler yaparak vatandaşları çevre temizliği konusunda bilinçlendiren Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, çevre temizliği konusunda sosyal medyasından yayınlattığı video büyük ses getirdi. Atma projesine Şahinbey damgası Türkiye’nin sokaklarını temiz tutmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi ve ATMA Derneği Başkanı Pervin Ersoy öncülüğünde başlatılan “Atma” kampanyasında Şahinbey Belediyesi’nin projeleri ilgi gördü. Özellikle sosyal medyada temizlik üzerine yapılan çekimler ATMA Derneği Başkanı Pervin Ersoy’un beğenisini ve takdirini kazandı. "Önemli bir kampanya" Atma Derneği’nin düzenlediği programda çevre temizliği konusunda yaptığı çalışmaları anlatan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu “Belediyelerin görevi çöpleri toplamaktır. Belli başlı noktalardan bunları zaten topluyoruz. Bununla ilgili bir sıkıntı yok. Ama her kişinin arkasına, her sokağın başına bir tane temizlik görevlisi koyulursa belediyenin diğer faaliyetleri yapılamaz. Bu nedenle yıllardan beri bizim de kullandığımız bir slogan vardı ‘En güzel temizlik, kirletmemektir’ diye. Bunu hep anlatmaya çalıştık. Bu yüzden Atma projesini önemsiyoruz. Bu programı düzenleyen, destekleyen herkesi yürekten kutlarım” ifadelerini kullandı. “En güzel temizlik kirletmemektir” Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu vatandaşları çevre duyarlılığı konusunda bilgilendirici çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Çevre temizliğini çok önemsiyoruz ve yıllardır da bunun mücadelesini veriyoruz. Çevre temizliği konusunda çocukları bilgilendirmek için tüm okulları kendim ziyaret ettim ve çocuklara ‘en güzel temizlik kirletmemektir’ dedim. Sokaklar evimiz evimizi temiz tutmamız gerekiyor. Mesela evinizin içerisinde otururken halının üzerine yediğiniz çekirdeğin kabuğunu atıyor musunuz? Madem evimizin içerisine atmıyorsak, Şahinbey de evimiz bu nedenle ilçemizin sokaklarını, caddelerini okullarını ve parklarını temiz tutmamız gerekiyor. Sosyal medyada paylaştığımız videoda çektiğimiz şeyler yaşamın içerisinde yaşadığımız birçok şeyden bir kaçıydı. Bunu canlandıralım dedik. Zaten parklara gittiğimizde bankların ve kamelyaların altlarına hep çekirdek kabuğu atıyorlar veya yerlere sigara izmariti atıyorlar. Onları taşların arasından toplamak çok zor. Temizlik anlamında farkındalığı yakalamak için okullarda yeşil yelek giyip ellerimize eldiven takarak çocuklarla sokak temizlikleri yapıyoruz. Böylelikle atılan çöplerin yerden ne kadar zor toplandığını gören çocuk bir daha yere çöp atmıyor. Çocuklara ne kadar küçük yaşta bu eğitimi verirsek o eğitim kalıcı hale geliyor. Bizim çöp diye attığımız birçok şey geri dönüşüm malzemesi olarak kullanılabilecek atıklar. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin başlattığı geri dönüşüm projesini teşvik etmek için kalabalık noktalara Bankam Atık noktaları oluşturduk. Vatandaşlarımız kendi evlerinde ve iş yerlerinde biriktirdikleri geri dönüşüm malzemelerini Bankam Atık noktalarına getiriyorlar ve getirdikleri malzemeler için verilen puanlar karşılığında hediyeler veriyoruz. Böylelikle sokağa atılan çöp miktarı da azalıyor. Bir taraftan geri dönüşümü teşvik ederken bir taraftan da sokaklara çöp atılmamasını teşvik ediyoruz. En güzel temizlik kirletmemektir” diye konuştu.
Çorum Vali Dağlı, çekilişte kazandığı bisikleti şehit çocuğuna hediye etti Çorum Valisi Zülkif Dağlı, düzenlenen bisiklet turundaki çekilişte kazandığı bisikleti şehit çocuğuna hediye etti. 11. Yeşilay Bisiklet Turu, tüm Türkiye’de olduğu gibi Çorum’da da düzenlendi. Bine yakın bisikletçi, Kadeş Barış Meydanı’nda toplandı. Bisiklet tutkunları ‘sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganı ile Gazi ve İnönü caddelerinden Millet Bahçesi’ne pedal çevirdi. Kendisine çıkan hediyeyi şehit çocuğuna hediye etti “Yeşilay Bisiklet Turu” çerçevesinde etkinliğe katılanlar arasında hediye çekilişi düzenlendi. Renkli görüntülere sahne olan çekilişte hediye edilecek bisikletlerin çekilişi için sahneye çıkan Çorum Valisi Zülkif Dağlı, kura torbasından kendi ismini çekti. Bisiklet kazanan Vali Dağlı, “Torbadan kendi ismimi çektim. Ancak bu bisikletimizi şehit çocuğumuza hediye edeceğiz” dedi. Turun kapanış programında Vali Zülkif Dağlı, amaçlarının sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadeleye katkıda bulunmak ve farkındalık oluşturmak olduğunu belirterek, “Belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve ilgili kurumlarla birlikte bir çalışma yürütüyoruz. Gençlerimizi bağımlılık illetinden koruyacağız, korumakla görevliyiz. Katılım da bunun bir göstergesi. Güzel bir katılım var. Bağımlılıkla mücadelede gençlerin, çocukların ve özellikle annelerin olduğu her alanda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu güzel etkinliğe katılımlarından dolayı annelerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımızı kutluyorum” dedi. Bisiklet sürerken kask kullanımının önemine dikkat çeken Vali Dağlı, “Bisiklet sürerken mutlaka kask kullanalım. Herhangi kaza anında kaskın yaralanmalara karşı ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle kask kullanmanızı öneriyorum” diye konuştu. Çorum’da bisiklet tutkularının katılımıyla bir dernek kurulacağını açıklayan Vali Dağlı, “Çorum, bisiklet kullanımı için uygun bir kent. Bisikletin hem spor hem de gündelik yaşamda yer alması için gayret gösteriyoruz. Belediyemizin ÇORBİS uygulaması var. Bireysel sahip olduğumuz bisikletlerimiz var. Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Valilik, Yeşilay, Bisiklet Federasyonumuzla birlikte bisiklet sporunun yaygınlaştırılması için bisiklet derneği kurma çalışmamız var. Yollarımız, kaldırımlarımız uygun olsa da 600 kişinin katılımıyla bir anket yaptırdık. Sonuçlarını belediyeye bildirdik. Her taraf bisiklet kullanmaya uygun hale gelecek” şeklinde konuştu. Yeşilay Çorum Şube Başkanı Dr. Türker Ejder de Çorum’da bir ilki başardıklarını belirterek, bisiklet turunda nüfus oranına bakıldığında katılım olarak Türkiye birincisi, genel sayı olarak ise İstanbul’dan sonra katılım oranıyla Türkiye ikincisi olduklarını belirtti. Bisiklet turunun geleneksel hale geldiğini anlatan Belediye Başkan Yardımcısı İsmal Yağbat ise, “Sağlıklı yaşamı, bağımlılıktan kurtulmayı, sağlıklı yaşamın hareketli yaşamla mümkün olduğunu anlatmak için düzenlenen bu etkinlik ülke genelinde gerçekleştiriliyor. Çorum bu etkinliklerde hep ön sıralarda yer aldı. Bu katılımcıların gösterdiği ilgiden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı. Bisiklet Turuna Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, İl Sağlık Müdürü Arif Pirgil ve katılımcılar katıldı.