EKONOMİ - 26 Mart 2019 Salı 14:48

İşadamı Engin Yakut, İngiliz otomotiv devine açtığı davayı kazandı

A
A
A
İşadamı Engin Yakut, İngiliz otomotiv devine açtığı davayı kazandı

İşadamı Engin Yakut’un avukatı Serdar Öktem; müvekkilinin yaklaşık 7 yıldır İngiliz otomotiv devine verdiği hukuk mücadelesini kazandığını açıkladı.

İşadamı Engin Yakut’un avukatı Serdar Öktem; müvekkilinin yaklaşık 7 yıldır İngiliz otomotiv devine verdiği hukuk mücadelesini kazandığını açıkladı. Av. Öktem, “Türk mahkemesi, İngiliz Jaguar Land Rover marka ve Range Rover Vogue model SUV motorunun fabrika hatalı üretildiğine karar verdi. Bu dava bir tüketicinin, dünya otomobil üreticisine karşı kazandığı ikinci dava olarak hukuk tarihine geçti” dedi.



İşadamı Engin Yakut, 2013 yılında İstanbul’da bir galeriden 170 bin euro karşılığında sıfır km olarak satın aldığı Land Rover marka aracıyla trafikte seyir halindeyken, motoru tutan vidaların kopması sonucu aracın kullanılamaz hale geldiği iddiasıyla başlattığı hukuk mücadelesini kazandı.



Avukat Serdar Öktem, iş adamı müvekkilinin araçtaki arızanın üzerine firmadan aracın yenisiyle değiştirilmesini istediğini, ancak aracın değiştirilmediğini belirterek konuyu mahkemeye taşıdıklarını aktardı. Av. Öktem’e göre söz konusu davada hakim bahsi geçen firmayı kusurlu bularak 397 bin 800 TL’nin faiziyle birlikte işadamı Engin Yakut’a ödenmesine karar verdi. Av. Öktem, otomotiv şirketine karşı 7 yıldır hukuk mücadelesi veren müvekkilinin söz konusu firmaya karşı açtığı tazminat davasını, 28 Şubat tarihinde kazandığı açıklayarak, konuya ilişkin detaylar verdi.



"’Dava açın, aracımızda hata yok’ denildi"


Öktem şöyle konuştu: ’’2013 yılında müvekkil Engin Yakut, tarafıma gelerek aracın üretiminden kaynaklı hata sonucu, arabanın tamamen çalışmaz hale geldiğini ve bozulduğunu söyledi. Biz, ilgili araç firmasına ihtar çektik; aracın üretim hatasından kaynaklanan sorun nedeniyle çalışmadığını dolayısıyla eş değer bir araçla değiştirilmesini talep ettik. İlgili firmasından bu talep kabul görmedi. Bize, ’’Dava açın, aracımızda hata yok’’ denildi. Biz davayı açtıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nden alınan teknik rapor doğrultusunda; aracın kullanıcı hatasında değil, üretim hatasından kaynaklı olduğu tespit edildi. Bu doğrultuda başkaca raporlarda alınarak müvekkile, aracın bedelinin iadesi, o günkü tarihten itibaren işleyecek yüksek faiz ödenmesine karar verirdi. Firmanın ilk savunmaları, Türk yargı sahası dışında yargılanma yapılması yönündeydi. Öncelikle bunu aştık ve İstanbul Üniversitesi Özel Hukuk Anabilimdalı hocalarımızdan yazılı mütalaalar aldık. Daha mahkemenin bile yetkisinin tartışıldığı bir ortamdan geçerek bu davayı kazandık. Hukukumuz ve Türk tüketicisi açısından sevindirici bir sonuç oldu. Bu dava bir tüketicinin, dünya otomobil üreticisine karşı kazandığı ikinci dava olarak hukuk tarihine geçti" dedi.



’’Araçların bin tanesi üretici hatasından kronik olarak arızalı çıktı’’


Başka araçlarda da kronik arıza olduğunu aktaran Avukat Öktem, ’’Yaptığımız araştırmada ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurular sonucu şu sonucu elde ettik: İlgili firma, son yıllarda yaklaşık bin 250 tane Range Rover Vogue marka, bizim aracımızın özelliğinde 4.4 benzinli araç getirmiş. Bu araçların bin tanesi üretici hatasından kronik olarak arızalı çıktı, şanzımanları ve motor parçaları değişti. Firma baştan bu araçları yapmak zorunda kaldı. Hatta öğrendiğimiz ve yaptığımız araştırmalarda şu sonuca vardık: Firmanın bunu başkaca şirketler üzerinden araba parçaları getirmek suretiyle bir nebze aracın kronik arızalı olduğunun ispat edilmemesi adına veya ortaya çıkmaması adına bir çalışma üzerinde olduğunu varsayım üzerine düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu.



’’Mahkeme lehimize sonuçlandı’’


Mahkemenin lehlerine sonuçlandığını bildiren Avukat Öktem, ’’Mahkeme lehimize sonuçlandı. Mahkemenin vermiş olduğu karar; işlenecek en yüksek faizle verilmiş olan paranın tarafımıza verilmesidir. Gerekçeli karar yazılacak, gerekçeli karar yazıldıktan sonra ilgili firma muhtemelen istinaf mahkemesine gidecek. İstinaf mahkemesinde tekrar bir heyet huzuruna çıkılacak ve değerlendirilecek. Muhtemelen sonucun değişeceğini düşünmüyoruz, yine onama kararının çıkacağını düşünüyoruz. Ondan sonra firmadan bu parayı talep edeceğiz. Davayı kazandık. 28 Şubat tarihinde İstanbul Tüketici Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar vermiştir. İstanbul Üniversitesi Devletler Özel Hukuku Profesörü Günseli Gelgel’in mahkemeye verdiği, “Seri Fabrika Hatalı arızalar, başka araçlarda da olabilir” raporuna göre; Milletlerarası Özel ve Usul Hukuk Yasasının 36.maddesine göre, Türk mahkemelerinin verdiği tazminat kararlarının İngiliz Tüketici Mahkemeleri tarafından tanınması gerektiği ve Anglo-Amerikan hukuk sisteminde bu kararın, cezai tazminatlar için kapıyı açabileceğide belirtildi. Toplatma davasının kesin kazanılması halinde ise, 1899 LAHEY sözleşmesini imzalayan üye ülkelerdeki bütün Range Rover Vogue SUV araçların toplatılması da gündeme gelebilir’’ açıklamasında bulundu.



’’Başvuranlar tarafından emsal olarak kabul edilebilir’’


Avukat Öktem, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Üretimin hatası olan araçların toplatılması, o araçları alan kişilerin talebiyle doğru orantılı bir durum . Yani biz, kendi aracımızla alakalı olarak bu araçların toplatılması konusunda davayı açtık. Aslında davayı açarken, müvekkil sadece kendisini düşünmedi. Bu araçlarda kronik olarak bu hata tespit edildiği için aslında biraz da kamu vicdanını düşündü. Bu araçlardan zarar gören insanların, zarar görmemesi için toplatma davası açtık. Başvuranlar tarafından emsal olarak kabul edilebilir ve aracın bedelinin iade olarak alma noktasında onlara da hak doğurucu bir süreç oluşturdu. Aracımız şuan kullanılmaz vaziyette firmanın servisinde duruyor. Aracı bize iade etseler dahi o aracı kullanacak ve yaptırabilecek durumumuz yok. Dolayısıyla o tarihten itibaren işeyecek faizle verdiğimiz paranın bize geri verilmesini talep ediyoruz’’.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bulgaristan’da ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’ sanatseverlerle buluştu Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosluğu, Filibe Belediye Başkanlığı, Filibe Ressamlar Derneği ve Nöbet Tepe Kültür Sanat ve Edebiyat Kulübü iş birliğiyle düzenlenen ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, Bulgaristan’ın kültür başkenti Plovdiv’de sanatseverlerle buluştu. Plovdiv Belediye Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen serginin açılışı, yoğun katılım ve güçlü diplomatik temsil ile görkemli bir atmosferde gerçekleşti. Açılışa Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav başta olmak üzere diplomatik temsilciler, yerel yöneticiler, sanatçılar ve çok sayıda sanatsever katıldı. Küratörlüğünü Aynur Mahmudova Kaplan’ın üstlendiği sergide, 30 Türk ve 30 Bulgar sanatçının 120 eseri yer aldı. Resim, özgün teknikler ve çağdaş yorumlarla zenginleşen eserler; iki ülke arasındaki ortak kültürel hafızayı, tarihsel bağları ve sanat yoluyla kurulan dostluğu görünür kıldı. Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav yaptığı konuşmasında, iki ülkenin gerek coğrafi gerek kültürel benzerliklerinden bahsederek, bu tür etkinliklerin daha da artmasını diledi. Organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Birsen Çeken ve ekibine de teşekkür belgesi sunuldu. ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, 15 Ocak 2026 tarihine kadar Plovdiv Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.
Aydın Aydınlı sağlık ekibi birinciliği bırakmadı Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım ekibi, çocuk yoğun bakım alanında yürüttükleri bilimsel çalışmalarla üst üste dört yıldır ödül almayı başarırken, bu yıl da birincilik ödülüne layık görüldü. Geçtiğimiz ay Antalya’da düzenlenen Uluslararası Katılımlı 21. Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi ile 17. Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Hemşireliği Kongresi’nde, Türkiye’nin saygın üniversiteleri ve eğitim araştırma hastanelerinin yer aldığı kategoride, Aydınlı ekibin çalışması birincilik ödülü aldı. Birincilik ödülüne layık görülen çalışma, kongrede ekip adına Selma Albayrak tarafından sunulan "Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde; Hemşire Odaklı Bispektral İndeks (BIS) İzlemiyle Uygulanan Sedasyon Protokolünün Klinik Sonuçlara Etkisi: Prospektif, Randomize Kontrollü Çalışma" başlığını taşıyor. Sağlık ekibi geliştirdikleri yeni protokol sayesinde, solunum cihazına bağlı çocuklarda kullanılan anestezik ilaçların miktarını belirgin şekilde azaltmayı başardı. Çocuk Yoğun Bakım ekibinin sorumlusu Doç. Dr. Ekin Soydan, başarıya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: "Bu kongrelerde Türkiye’nin en saygın hastaneleri yer alıyor. Bildiğimiz kadarıyla dört yıl üst üste ödül alan başka bir merkez bulunmuyor. Bu nedenle elde edilen başarı bizim için ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı. Ekip arkadaşımız Selma Albayrak, yıl boyunca araştırmamızın bulgularını titizlikle derleyerek kongrede son derece başarılı bir sunum gerçekleştirdi. 1.lik ödülünü tekrar kazanmamızı sağladı. Yaklaşık 3,5 yıldır Aydın’da görev yapan bir hekim olarak, hasta bakımında son derece özverili, insani ve mesleki açıdan güçlü bir yoğun bakım ekibiyle çalışıyorum. Bu başarının arkasındaki en önemli güç, ekip arkadaşlarımdır. Önceki yıllarda birincilik ödülü alan çalışmalarımızın yurt dışında saygın dergilerde yayımlanacak olması bizi ayrıca mutlu etti. Çalışmalarımızda ve mesleki eğitim sürecimde büyük katkıları bulunan, İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nden Prof. Dr. Hasan Ağın hocama da buradan özellikle teşekkürlerimi iletmek isterim’
Ankara Karahantepe, Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Karahantepe’nin Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildiğini duyurdu. Şanlıurfa’da yürütülen Taş Tepeler Projesi’nin parçası olan Karahantepe, Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterilerek derginin kapağına taşındı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaların insanlık tarihine dair mevcut kabulleri yeniden şekillendirdiğini vurguladı. "Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya devam edeceğiz" Bakan Ersoy, yürütülen çalışmaların insanlık tarihine dair bilinenleri yeniden şekillendirdiğini aktararak, "26 Kasım’da 5. yılını kutladığımız Taş Tepeler Projesinin önemli bir parçası olan Karahantepe dünyanın saygın yayınlarından Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterildi ve derginin kapağında yer aldı. Bu topraklarda yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar, insanlık tarihine dair bildiklerimizi yeniden şekillendiriyor. İnanıyorum ki mikro analizlerden arkeometriye, sembolik buluntulardan koruma faaliyetlerine uzanan bu kapsamlı süreç, Taş Tepeler’i dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecek. Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, bilimle gün yüzüne çıkarmaya; kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.