POLİTİKA - 15 Nisan 2019 Pazartesi 16:01

Binali Yıldırım: “Bu seçimlerde organize kötülük yapılmıştır”

A
A
A
Binali Yıldırım: “Bu seçimlerde organize kötülük yapılmıştır”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Binali Yıldırım, bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir, murdar etinde kavurması olmaz diyerek, “Yeninden sayımlarda 5 bin 500 oy bana 500 rakibe çıkıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Binali Yıldırım, bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir, murdar etinde kavurması olmaz diyerek, “Yeninden sayımlarda 5 bin 500 oy bana 500 rakibe çıkıyor. Bu normal mi? Bu sorunun cevabını bekliyorum.Bu bile ciddi şüpheler organize kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu seçimlerde organize kötülük yapılmıştır” dedi.


31 Mart Yerel Seçimlerinin yapılmasının 15’inci gününde İstanbul’un bazı ilçelerinde sayımlar devam ederken Cumhur İttifakının AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Binali Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nda basın mensuplarıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıya Yıldırım’ın yanı sıra İl Başkanı Bayram Şenocak, İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve basın mensupları katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Binali Yıldırım, “Bildiğiniz gibi 31 Mart Yerel Seçimleri Türkiye’de ve İstanbul’da gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra 2 açıklama yapıldı. Seçim gecesi önce CHP adayı rakam vererek kazandığını iddia etti. 29 Bin 500 civarıyla kazandığını söyledi. Bizde aynı gece eldeki bilgilere göre kazandığımızı söyledik. Evvelsi gün YSK Başkanı Sadi Güven bey açıklama yaptı. 27 bin 889 oy ile İmamoğlu’nun önde olduğunu ifade etti. Böylece sandık sonuçlarına dair ilk bilgilerle beraber seçim esnasında seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormal ilişkiler şaibeler ve yolsuzluklar gibi gündeme geldiğini hep beraber gördük. Bu seçimleri ikiye ayırmak gerekir. Biri seçim günü yapılan işlemler idari işlemler, ikincisi de seçim sonrası sonuçlarına yönelik itirazların değerlendirildiği yargısal süreçtir. Yargısal süreç şu an itibariyle devam ediyor. Burada gerek AK Parti diğer partiler CHP ve MHP çeşitli yerlerde itirazlarda bulundu. Ben kısaca itirazlarını listesini söylemek istiyorum” dedi.



“Oyların tamamı sayılsaydı sonuçlar böyle olmayacak, fark kapanıp tersine dönecekti”


Yıldırım, “2014 yılı seçimlerden AK Parti 84 itiraz yapmış. 77’si red, 7’i kabul edilmişti. CHP 45 itiraz yapmış, 4’ü kabul 41’i reddedilmiş. Bu şekilde gidiyor 191 tüm Türkiye’de seçimlere itiraz olmuş. 19’u kabul diğerleri reddedilmiş. 2019 yılı seçimlerinde toplamda 522 itiraz var. Bunun 485’i itiraz görmüş 13’üde kabul edilmiş. Burada tüm partiler var. Dolayısıyla herkes itiraz hakkını kullanmış ve kullanmaya devam ediyor. Bu itiraz süreci seçim kültürümüzde her seçimde olmuştur. İlk itiraz 1946’da olmuştur. Yarı serbest seçimlerdir, onu da CHP yapmıştır. Açık oy gizli tasnif olmasına rağmen itiraz yapan CHP’dir. İtiraza tahammülsüzlük anlaşılabilir değildir. CHP 2012 Ankara seçimlerinde itiraz süreçlerinden sonra hem AYM’ye hem de AİHM’ye götürmüştür. Biz hukukun peşindeyiz, biz vatandaşlarımızın verdiği oyu sandıkta hiç edilmesini önüne geçmeye çalışıyoruz. Onu da kısmen başardık. Başlarda 29-27 bin açıklanmıştı, bugün 12-13 bin seviyesine gidilmiştir. Dikkatiniz çekmek isterim, 2 parti 2 aday birbirine yakın oy aldığı halde neden aradaki fark benim lehime artmaktadır. Normalde yanlışlık varsa her 2 aday içinde böyle olması icap eder, düzeltmeye itiraz kalmaz. Oylar sandıktan hiç edilmiştir, oylarımız karşı adaya yazmıştır. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10’u sayılmıştır. Biz eminiz ki oylarım tamamı sayılmış olsaydı, CHP rıza gösterseydi, mutlaka seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şunu da her 2 halde söylemek isterim. Seçimin bu şekle dönüşmüş olması şaibe ile bir başkan olması hoş bir şey olmazdı. Başkanın güçlü şekilde görev yapması halkın beklediği hizmeti yerine getirmesi arzusudur” ifadelerini kullandı.



“Belediye başkanı diye gezmek YSK’yı etkilemekten başka bir şey değildir”


“Biz başından beri hukuk vurgusu yaptık ve adalet dedik” diyen Yıldırım, “Seçim hakim teminat altındadır. İşleyen süreç bundan ibarettir. YSK seçimin sahibidir, seçimle ilgili itirazları tamamıyla YSK yönetmektedir. Bizim bir kısım talepleri reddetti bazıları da kabul etti. CHP’de de bu aynı şekildedir. Bu sayede bir sona yaklaştık. Maltepe’deki sayım tamamlandığında bu süreç bitmiş olacak. Sonra YSK bir karar varmış olacak. Bu noktada şunu anlayabilmiş değilim, ortada usulsüzlük var. Seçimi kazandık verin mazbatayı, seçimi kazandığınızın kararını sen mi vereceksin? Bu zamana kadar bu ülkede onlarca seçim yapıldı kararı vere YSK’dır. Bugün böyle verilen karar var mı? Belediye başkanı diye kart çıkartırsan, Anıtkabir’e imza atarsan. Bu YSK’ya etkilemekten başka bir şey değildir. Hukuk devletinde baskılarla hakimleri karar vericileri etkilemek mümkün değildir. Onlar hukuka göre karar verir öyle konuşur. Hepimize düşen sükunetle beklemektir. Dış ülkelerden mesajlar göndermektir. Dış ülkelerden baskılar yapmak milletin canını sıkmaktadır. Türkiyeyi dünyaya şikayet etmek demokrasi sistemine yapılacak en kötü şeydir. Ben değerli rakibimi tecrübesiz davranışlar göstermemesine ve YSK’yı beklemesine davet ediyorum” şeklinde konuştu.



“Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz”


Binali Yıldırım, “Şaibeler oy hırsızlıkları ile sınırlı değil, birçok yanlış var. Mesele Büyükçekmece’deki olay çok konuşuldu. Ne olduğunu İstanbul halkı anlayamadı. Neden orada seçimlerin yenilenmesi noktasına geldik? ‘Seçmen nakli herkes yapıyor sizde yapın’ deniliyor. Bu sahtekarlıktır, yani kendi iradenizle seçmen nakli yapmıyorsunuz. Bilgisayarın başında belediyeden aldığınız belgeleri kullanarak TC kimlik numaralarını alarak oturduğunuz yerden bu seçmen girişlerini yapıyorsunuz. Ne kadar hazin bir durum ki MHP İlçe Başkanının evine 6 kişi yazılmış haberi yok. Kepazeliğin geldiği boyutu görüyorsunuz. Bunu yapan Büyükçekmece Belediyesinden İlçe Nüfus Müdürlüğüne geçici olarak görevlendirilen biridir. İş 1 sene öncesinden planlanmıştır. Orada seçmen ağırlığını CHP lehine değiştirmek için önceden planlanmış bir iştir. Süreç bittiği için baskı süreci devam etmemiş. Bazıları da iptal etmiştir ama gerisi kalmış. Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta yapılmışsa sonuna kadar devam eder. Bu tıbbi ilaç değil, seçmenin iradesini oyunu çalmak bir riyada bağlı değildir. Bunu da halkın taktirine sunuyoruz. Bu seçimlerden bu şekillere gelmesini körükleyen rakip adaydır. Yoksa bu itiraz süreçleri her dönemde olmuştur ve sükûnet içinde yapılmıştır. Biri Mansur Yavaş diğeri de Ekrem İmamoğlu’dur. Mansur Yavaş soyadı gibi hareket etmiş, süreçleri beklemiş sonra da mazbatayı almış ve Anıtkabir’e gitmiştir. Defteri de imzalamış ve halkı olarak başkan olarak yazmış görevine başlamıştır. Sorumluluk taşımak budur. Meydan meydan başkan benim gibi dolaşacağına sakin oturup benim gibi sonuçları beklese, ben 15 günde 2. toplantımı yaptım. Dolayısıyla bir itiraz süreci varsa bizim yapmamız gereken hakkıyla riayet etmek ve sonucu beklemektir. Fazla gürültü yapan sonuç alır. Hukuk devletinde bu böyledir, istediğin kadar bağır çağır kararı hakimler karar verir” dedi.



“Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir”


Yıldırım, “Tabi o kadar bu sayımlarda yanlışların hilelerin, eksikliklerin ve özensizliklerin olduğunu gördük ki, insan gerçekten hayrete düşüyor. Bunun adına ne demek lazım bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etinde kavurması olmaz. Biz 1 oyun peşindeyiz, beklemek gerekir. Hiç edilmemesi için mücadele ediyoruz. Başka amacımız yok, bu insanlar fedakarlık yaptı oy verdiler. Oylarının yerine gidip gitmediğini emin olmak istiyorlar. Sonuç ne olursa olsun kararı YSK verecektir. Bu karar da herkesi bağlayan bir karar olacaktır. ‘Sayımlar kasten uzatılıyor’ lafının da maksatlı olduğunu işte gördük. İstanbullular şunu bilmelidir, seçim heyetinin sayısı sandık sayısı kadardır. 8 buçuk milyon oyu 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet sayısı bazı yerde 3-5 olsa 150 kişiyi geçmez. 150 heyeti bu kadar oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. Her sandığına bir heyet koymak seçimi yeniden yapmak demektir. İşi yönetecek olan seçim kuruludur, bu kurul orada kararını sandık güvenliği herhangi bir kargaşa çıkmasını önlemek mecburiyetindedir. ‘Siz gözünüzü dört açsaydınız’ dediler, buna itirazım yok ancak bu hırsızlığı şaibeyi haklı gösterir mi? Yani itiraz etmesek, 29 binden 12 bine geri getirmesek o aylar gitmiştir. Bunlar senin benin 8 buçuk milyon İstanbullunun oyudur. Biz oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz” diye konuştu.



“Bu seçimlerde organize kötülük yapılmıştır”


Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bir türlü izah edilemeyen bir konu, rakibe de oy çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5 bin 500 oy bana 500 rakibe çıkıyor. Bu normal mi? Bir ondan bir bende gitmesi lazım bu bile ciddi şüpheler organize kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu seçimlerde organize kötülük yapılmıştır. Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Sandıklarda 3 tane pusula verilmesi gerekirken, 2 pusula verildiğini söylediler. Yani ilçe belediye başkanı adayının pusulası belediye meclis üyesi pusulası veriliyor ve İBB pusulası verilmiyor. Bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken bir şeydir. Bu da bu işin baştan planladığına dair somut bir şüphedir. Bunu da dikkate almak gerekir. Bizim amacımız bu itiraz sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesidir. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK kararı ortada yokken böyle bir öngörüde bulunmak bir anlam ifade etmez. YSK’nın kararına göre durum değerlendirilir ve yol hartası çizilir. Mazbatayı kime verilirse başkan odur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Türkiye’nin sağlık turizmine katlı sağlayacak yeni estetik kliniği Samsun’da açıldı Samsun’da yeni bir estetik kliniği açan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzm. Opr. Dr. Emre Kıymık, “Yerli ve yabancı hastalara hitap etmek, sağlık turizmine katkı sağlamak istiyoruz" dedi. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzm. Opr. Dr. Emre Kıymık’ın Atakum ilçesi Güzelyalı Mahallesi’ndeki estetik kliğini düzenlenen törenle açıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı açılış töreninde kurdele kesildi. Kliniği açma amacının danışanlarına kaliteli ve üst düzet hizmet sunarak Samsun’un ve Türkiye’nin sağlık turizmine katkı sağlamak olduğunu ifade eden Opr. Dr. Emre Kıymık, "Bu kliniği açma amacım bize gelen danışanlarımıza çok kaliteli, üst düzey hizmet sunabilmektir. Geçirmek istedikleri operasyonlar hakkında ayrıntılı bilgiler vererek sunumlarla onları bilgilendirebilmektir. Bütün bu ameliyat süreçlerini başarılı bir şekilde yönlendirebilmektir. Tabii ki tek yaptığımız işlemler cerrahi işlemler değil, estetik işlemler dediğimiz bir sürü halk arasında bilinen ismiyle botulinum toksin, dolgu, PRP, ip askı gibi uygulamalarda yapmaktayız. Biz plastik cerrahlar genellikle hep estetik cerrahi üzerine tanınırız. Bütün bunların haricinde de bir takım hastalıkların tedavilerini de yapmaktayız. Deri kanseri cerrahileri, çenedeki yapısal bozukluklara bağlı olarak gelişen bir takım ameliyatlarımız var. Çene ilerletme, gerileme ameliyatları yapıyoruz. Meme kanseri sonrası memenin yeninde oluşturulması ameliyatları yapıyoruz. Kliniğimizde bütün bunlara dair hizmet vermeyi planlıyoruz" diye konuştu. "Samsun şehrimize hem de ülkemize katma değer oluşturmak istiyoruz" Bu tarz kliniklerin Samsun’daki sağlık turizmini ciddi manada attırması öngörüldüğünün altını çizen Opr. Dr. Emre Kıymık, "Sebebi ise özel ve kaliteli hizmet verilen sağlık kuruluşları ne kadar çok artarsa dış ülkelerden sağlık turizmi için daha çok insan ülkemize çekebiliriz. Bu çok önemli ve değerlidir. Biz de klinik olarak sağlık turizmi yetki belgemizi alma sürecindeyiz. Bu süreç tamamlanınca bizler de sağlık turizmine Samsun adına ülkemizi daha iyi hale getirerek dışardan kendi marka ve reklamımızı oluşturmak adına çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Türkiye’nin dünyada estetik anlamında önde gelen ülkelerden biri olmasının en önemli sebebi cerrahi olarak diğer ülkelere nazaran erken dönemde cerrahi süreci olgunlaştıran hekimlerimizin olmasıdır. Eğitim sistemimizin hızlı bir şekilde bizi ileriye taşıyarak cerrahi nosyonunu hızlı kazandırması en önemli avantajlardan bir tanesidir. Türkiye’nin sağlık turizminde payının giderek artması dış ülkelerden gelen hasta sayısını arttırıyor. Bu durum ise Türkiye’yi dünyada öne çıkaran önemli etkenlerden bir tanesidir. Cerrahi sayımız çok arttı. Dünyada ilk 3 gerebilecek boyuta kadar ilerledi. Bizler de bu duruma bireysel olarak katkıda bulunan kurumlardan bir tanesi olmak üzereyiz. Elimizden geldiğince sağlık turizmine önem vererek hem Samsun şehrimize hem de ülkemize katma değer oluşturmak istiyoruz. Samsun, Türkiye’de estetik cerrahi özelin iyi bir yerleşim ve konumdadır. Ciddi sayıda ameliyat sayılarımız mevcuttur. Tabii ki İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi nüfus olarak daha kalabalık ve sağlık turizmin daha fazla yapıldığı illerden sonra Samsun liste başı gelen şehirlerden biridir. Samsun bu konuda çok iyi bir noktadadır. Biz de bunu daha ileriye taşıyarak diğer illerle aramızdaki farkı kapatarak onlarla yarışabilir pozisyona gelmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "Yurt dışından hastalar geliyor" Yerli ve yabancı olan her hastaya hitap etmek istedikleri söyleyen Emre Kıymık, "Yabancı hasta sayımız giderek artmaktadır. Zaman zaman Almanya, Fransa, Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerden hastalarımız gelmektedir. Öncesinde video konferans yöntemiyle görüşmeler yapmaktayız. Hastalarımız Samsun’a geldikten sonra ağırlamalarını yapıyoruz. Sağlık açısından tamamen kurallara uygun bütün bu süreci yönlendiriyoruz. İnsan sağlığı bu işlerdeki en önemli faktörüdür. Kim olursa olsun bu işi yapmaya yetkisi olan alanında bu branşta alanında uzman hekime başvurmalıdır. İnsanlar başvurmadan önce hekim seçiminde ve gideceği kurum seçiminde çok dikkatli olmalıdırlar. Önceden araştırmalılar. Estetik ameliyatlar şu anda çok popüler ve moda olduğu için herkes yapmak istiyor. Bu yüzden insanlar öncesinde hekim ve kurum seçiminde çok dikkatli olmalıdırlar" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETSO’da, ‘EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti’ istişare toplantısı Özbekistan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 4. Turizm Bakanları Toplantısında Erzurum’un ‘EİT 2025 Yılı Turizm Başkenti’ seçilmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ETSO), EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık’ın katılımıyla bir istişare toplantısı düzenlendi. Yönetim Kurulu Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, ETSO Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz, Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Taşbaşı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, ETSO Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB Genç ve Kadın Girişimciler Kurullarının Başkanları ile ilgili meslek komitelerinin başkan ve üyeleri katıldı. Özakalın, “Şehrimizin tanınırlığı için büyük bir fırsat” Toplantının açış konuşmasını yapan ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, Erzurum’un EİT 2025 Turizm Başkenti seçilmesinin önemini vurgulayarak, “Şehrimizin EİT Turizm Başkenti olarak seçilmesi bizim için büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Bu kapsamda ilimizde yapılacak her türlü organizasyon ve program şehrimizin, tarihi, kültürü, yaz ve kış turizmi potansiyeli, doğal güzellikleri, milli ve manevi kıymetleri gibi sahip olduğu tüm değerleri uluslararası anlamda tanıtımına ve tanınırlığına büyük katkı sağlayacaktır” dedi. “En üst seviyede çaba göstereceğiz” ‘EİT 2025 Yılı Turizm Başkenti’ çerçevesinde gerçekleştirilmesi planlanan bütün etkinliklerin, son dönemde bir çekim merkezi haline gelen Erzurum’un gerçek gücü ve cazibesinin ortaya çıkması için önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Başkan Özakalın, ETSO olarak bu fırsatları değerlendirmek adına en üst seviyede çaba göstereceklerinin altını çizdi. Toplantıda daha sonra EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık bir konuşma yaptı. 2025 yılında Erzurum’da Cumhurbaşkanlığının himayesinde yapılacak geniş kapsamlı programlar ve öncesindeki hazırlık süreçleriyle ilgili katılımcıları bilgilendiren Çığlık, düzenlenecek olan belli başlı programlara yönelik yürütülen çalışmaları aktardı. Erzurum’un, kış turizmi ve kış sporları alanındaki potansiyelini ön plana çıkaracak ve şehrin bu anlamda cazibesini artıracak ‘Erzurum Kış Oyunları’ organizasyonu gerçekleştirmek amacıyla çalışmalara başladıklarını anlatan Çığlık, her yıl 6-12 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan kış oyunlarıyla ilgili faaliyetlerin Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütüleceğini söyledi. “Palandöken ekonomik forumu, Davos benzeri bir organizasyon olacak” Konuşmasında, etkinlikler kapsamında düzenlenecek olan ve iş dünyasını yakından ilgilendiren en önemli çalışmaların başında, 2025 Yılı Şubat ayında gerçekleştirilmesi planlanan, ‘Palandöken Ekonomik Forumu’nun (PEF)’ geldiğini ifade eden Koordinatör Muharrem Çığlık, Davos benzeri bir organizasyon olacak Palandöken Ekonomi Forumu’nun hazırlık çalışmalarına başladıklarını belirtti. Çığlık, “Ülkemizde gerçekleştirilecek ve uluslararası anlamda ses getirecek en önemli forumlardan birisi olacak bu etkinliğin, ülkemize ve Erzurum’a büyük değer katacağına inanıyoruz. Bu konuda, TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanımız Sayın Nail Olpak ve iş dünyamız bize büyük destek veriyor. Erzurum’da da ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Saim Özakalın zaten bizzat bu oluşumun içerisinde yer alacak ve bu forumu başarıyla gerçekleştirmek için birlikte çalışacağız” dedi. Koordinatör Çığlık ayrıca, EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti etkinlikleri kapsamında Mayıs 2025’te, ‘EİT Liderler Zirvesi’ ve ‘Uluslararası Gastronomi Fuarı’ gibi önemli etkinliklerin de hazırlık çalışmalarının sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.
İstanbul Kaza yapan sürücü hıncını yanındaki kadından çıkardı: O anlar kamerada Eyüpsultan’da alkollü olduğu iddia edilen minibüs sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bulunan beton mantarlara çarptı. Kaza anında kaldırımda yürüyen yaya faciadan kıl payı kurtuldu. Araç sürücüsü ise olayın ardından sinirle yanındaki kadını araçtan indirerek darp etti. Edinilen bilgiye göre olay, saat 06.30 sıralarında İslambey Mahallesi’nde meydana geldi. Alkollü olduğu iddia edilen minibüs şoförü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırım kenarında bulunan beton mantarlara çarptı. O sırada kaldırımda yürüyen bir yaya çarpmanın etkisiyle etrafa savrulan beton parçalarından kıl payı kurtuldu. Savrulan beton parçaları çevredeki dükkanların kepenklerine hasar verdi. Önce kaza yaptı, ardından kadını darp etti Kazanın ardından minibüs şoförü ve kadın araçtan indi. İkili arasında olay yerinde sözlü tartışma başladı. Kazanın ardından sinirli minibüs şoförü hıncını yanındaki kadından çıkararak kadını darp etti. O anlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. “O sırada bir yaya zor kurtuldu” Kadını darp eden minibüs şoförünün muhtemelen alkollü olduğunu belirten İsmail Kaya, “Kaza saat 06.00 sıralarında meydana geldi. Beyaz minibüs hızlı bir şekilde gelip buradaki dubaları parçalıyor. Dubalar savrulup bizim mağazalarımıza zarar verdi. O sırada bir yaya zor kurtuldu. Üzerine taşlar geldi. Daha sonra araç ileride durdu. İçerisinde bir bayan vardı. Muhtemelen tartışıyorlardı. Bayan indikten sonra alkollü şahıs bayanı darp etti. Tokatlayıp gönderdi. Polisler gelmeden kendisi kaçtı. Çok hızlıydı, muhtemelen alkollüydü. Burada bir yayaya zarar verebilirdi. Olan dükkanlara oldu” şeklinde konuştu.
Erzurum Başkan Akpunar, Aziziye Belediyesi’nin borçlarını açıkladı Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, kurumun borçlarını kalem kalem açıkladı. Başkan Akpunar, “Belediye iştirakleri de dahil olmak üzere toplam borç 508 milyon 886 bin 670 lira” dedi. Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, belediye borçlarıyla ilgili olarak kamuoyundaki söylentilere açıklık getirdi. Ilıca Termal Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısıyla habercilerin karşısına geçen Başkan Akpunar, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası devraldıkları Aziziye Belediyesi’nin borçlarını kalem kalem açıkladı. Akpunar, “Aziziye Belediyesi, kendini boşverin, iyi yönetilmesi halinde üç-dört ilçeyi de beraberinde geçindirebilecek bir kapasiteye sahip. Yapacağımız şey, pasiflerimizi aktif hale getirmek” ifadesini kullandı. Borçları kalem kalem açıkladı Aziziye Belediyesi’nin toplam borcunun an itibariyle 508 milyon 886 bin 670 lira olduğunu açıklayan Başkan Emrullah Akpunar, bu toplam içerisinde piyasa borçlarının 113 milyon 259 bin 381, banka kredi borçlarının 107 milyon 559 bin 673, teminat mektupları karşılığının 85 milyon 808 bin 243, Maliye borçlarının 15 milyon 207 bin 899, SGK borçlarının 77 milyon 723 bin 386, TOKİ’ye olan borçların 19 milyon 129 bin 391, Milli Emlak’a olan borçların ise 80 milyon lira olduğunu bildirdi. Bu tutar içerisinde 10 milyon 198 bin 694 liralık da, henüz fatura edilmemiş borç bulunduğunu ifade eden Akpunar, kurumun sadece personel giderinin 17 milyon lira olduğunun altını çizerek, “Gelen para 11 milyon, personel gideri 17 milyon. Yani aradaki eksi fark tam 6 milyon lira” diye konuştu. Pasif varlıklar aktif olacak Bu borçların ödenmesi noktasında atacakları ilk adımın belediyenin pasif varlıklarını aktife dönüştürmek olduğunu anlatan Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, “69 mahallemizde tarla vasfı taşıyan toplam 5 bin 60 dönümlük taşınmazımız var. Bu tarlalar belediyenin envanterine geçmiş. Bunlar pasif haldeler ve hiçbir katkıları yok. Köylüye var mı, aslında köylüye de pek faydaları yok. Camisi, ötesi berisi, mezarlığımız belediyenin uhdesinde; biz onlarla ilgili gerekli yükü sırtımıza alacağız ve bu yerleri kendimiz satışa çıkartacağız. Eğer satmazsak, ayda gelen 20 milyon liralık zarar, belediyemize yılda 250 milyon liralık yük bindirecek. O varlıklarımız 250 milyon ederse ve bu sene satarsak borcumuzu büyük ölçüde ödemiş olacağız. Ama bir sonraki yıla bırakırsak, seneye bu varlıklar da bir anlam ifade etmeyecek” şeklinde konuştu. “Tasfiye işlemleri başladı” Aralarında kaplıcaların bir kısmının da bulunduğu çeşitli park ve bahçelerin 10 ya da 25 yıllığına kiralandığını ifade eden Akpunar, “Bu hususta gerekli çalışmaları ve tasfiye işlemlerini başlattık. Parklarımızı kendimiz işletebileceğimiz şekilde ele alacağız ve oradaki arkadaşları da mağdur etmeden tasfiyesini gerçekleştireceğiz. Şu anda içinde bulunduğumuz termal tesisler bile zarar ediyor. 81 personel var. Ayda buraya 3 milyon lira doğalgaz geliyor, 5 milyon lira geldiği de olmuş. Nasıl kar edeceksin? Kasayı çekiyorlar günlük 40 bin lira, doğalgaz gideri günlük 150 bin lira. Buraların doldur-boşalt istasyonu olmayacak. İyi bir yönetim anlayışıyla bu tesisleri halkımızın dilediğince istefade edebildiği, huzur bulduğu, dinlendiği ve memnuniyetle ayrıldığı mekanlara dönüştüreceğiz” dedi. “Kaynağımızı kendimiz kullanırız” Gazetecilerin seralarla ilgili soruları da yanıtlayan Başkan Akpunar, bu tesisin de 10 milyon lira civarında zararının söz konusu olduğuna işaret ederek, “Seraya yakın bir bölgede 360 metre derinlikte elde edilen bir termal su kaynağımız var. Bu kaynak da, yine seçimden çok kısa bir süre önce 25 yıllığına bir yatırımcıya kiralanmış, devredilmiş. Biz bu konuyu da gündemimize aldık ve o devri iptal ettik. Kendi kaynağımızı yine biz kendimiz kullanacağız. Bu kaynağı serada değerlendirebilir miyiz, ona da bakacağız” diye konuştu. Seranın Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi noktasındaki söylentilere ilişkin sorulara da cevap veren Akpunar, “Bu hususta gelen bir teklif olursa elbette değerlendiririz. Tabi burada asli mesele öncelikle belediyemizin çıkarlarını düşünmek olur” hatırlatmasında bulundu. “O siyaseti başkaları yapsın” Öte yandan parti değiştirme konusundaki görüşleri de sorulan Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, “Bu soruya kaçamak cevap vermeyecek kaç kişi çıkar derseniz, bilin ki bir tek Emrullah Akpunar çıkar. Millet beni bu partiden seçmiş, bu partiyle geldim, bu partiyle giderim. Geldiğim gün rozetimi çıkartıp masaya koyacağım dedim. O siyaseti il başkanları ilçe başkanları yapsınlar. Ama ben şu anda Aziziye Belediyesinde kamu adına vermiş olduğum sözleri bir bir yerine getireceğim. Sıkışma konusu da, kimse kaçış rampasına kaçmasın. Bu Emrullah Akpunar için de geçerli. Aziziye Belediyesinde beni sıkıştıracak hiç kimse olamaz. Biz 14 bin oy almışız, 100 bin sevenimiz var. Eğer illegal bir şekilde birileri bizi sıkıştırmaya başlarsa, bizim hareketimizin ismini kimsesizler koymuştuk. Bakarsınız kimsesizler 100 bin kişi olmuş, hakkımızı arıyor. Hiçbir kimse bu milletin hakkını gasp edemez. Bunlar sokakta algı oluşturmaktır. Biz devletin her kurumuyla çalışmak zorundayız, hiç bir şahsın ismi önemli değildir. Bir partiye geçmekle borçlar ödenecekse, 20 yıldır neden borçlar oluşmuş?” ifadelerini kullandı.