SAĞLIK - 25 Mayıs 2019 Cumartesi 12:31

Kahvaltı yapmayan kişilerde kalp krizi riski artıyor

A
A
A
Kahvaltı yapmayan kişilerde kalp krizi riski artıyor

Prof.

Prof. Dr. Hamza Duygu, kahvaltı yapmayan yada kahvaltı öğününü geçiştiren kişilerin kalp damar hastalıklarına yakalanma riskinin artığını ve bu hastalıklara bağlantılı olarak ölümlerin sık yaşandığına dair bilgi verdi.


Geçtiğimiz haftalarda Amerika’da bulunan çok saygın bir tıp dergisinin yaptığı çalışmaya da değinen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, derginin yaklaşık yedi bin kişiden oluşan bir çalışma yaptığını ve bu çalışmada rutin kahvaltı yapma alışkanlığının önemine dikkat çekildiğini belirtti. Aynı zamanda yapılan çalışma sonucunda kahvaltı öğününü geçiştiren yada yapmayan kişilerde kalp ve damar hastalıklarından dolayı ölümlerin de sık görüldüğü ve kalp damar hastalıklarının tüm dünyada başlıca ölüm nedenlerinden olduğunu belirtti.



Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada başlıca ölüm nedenleri arasında


Özellikle ileri yaşlarda yaşanabilecek kalp ve damar hastalığını önlemek amacı ile Amerika ve Avrupa’da ki derneklerin diyet ve yaşam tarzı önerilerini içeren yayınlar yaptığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu yayınlarda diyet ve yaşam tarzı ile ilgili detaylı bilgi verildiğini belirtti. Dr. Hamza Duygu konuşmasına şöyle devam etti:


"Kalp ve Damar hastalıkları tüm dünyada başlıca ölüm nedenlerindendir. Bu hastalıklardan korunmak için düzenli diyet programına uyulması gerekmektedir. Buna bağlı olarak Amerika ve Avrupa’da ki derneklerin yaptıkları yayınlarda az yağlı ve kırmızı etin ağırlıklı olmadığı, deniz ürünlerinden zengin beslenme, Akdeniz diyeti dediğimiz zeytinyağlı, sebze ve meyve ağırlıklı bol posalı gıdalardan zengin beslenme şekli önerilirken,bunun yanında haftada en az üç veya beş defa ortalama yarım saat düzenli olarak egzersiz de yapılması önerilmektedir."



Kahvaltı öğününü atlayan kişi sayısı gün geçtikçe artmakta


Özellikle genç nüfusta günlük iş temposu nedeni ile kahvaltıyı atlayan kişi sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Hamza Duygu, bu oranın Amerika verilerine göre kahvaltı yapmayan kişilerin yüzde 23.08 olarak verildiğini belirtti. Daha önceki yıllarda yapılan araştırmalarda kahvaltı öğünün atlanması artmış obezite, kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp damar tıkanıklığı ve inme riski ile ilişkili bulunduğunu söyleyen Duygu konuşmasına şöyle devam etti:


"Ayrıca kahvaltının kan şekeri regülasyonu sağlayarak iş yaşamındaki verimi konsantrasyon kaybını önleyerek artırma gibi olumlu etkileri de vardır. Son yapılan çalışmada oldukça geniş bir nüfus ile çalışma yapılmış olup, bu bilgileri destekler niteliktedir. Özellikle kırk ile yetmiş beş yaşları arasında kahvaltı öğününün atlanması, kalp ve damar tıkanıkları nedeni ile ölümü artırmaktadır. Diyet ve egzersiz önerilerinin yanında, beslenme öğünlerine de dikkat edilmesi gerekmektedir."


Kahvaltı atlamanın neden kalp hastalığı riskini artırdığı konusunda da bilgi veren Duygu, sabah zararlı olan kandaki kortizol seviyesi yüksekliğinin kahvaltı ile önlenebileceğini belirtti. Duygu, “Bu sayede yüksek tansiyon ve kandaki pıhtılaşma seviyesi azalır. Ayrıca öğlen öğünleri daha az yenmekte ve obezitenin önüne geçilmektedir. Son olarak iş yaşamında sağlanan başarı ile kişinin stres seviyesi de azalmaktadır” dedi.



Kalp Damar Hastalıklarından Korunmanın Yolları


Kalp damar hastalıkları riski taşıyan bireylerin korunma yöntemleri hakkında da konuşan Duygu, kişilerin öncelikle sigara dumanından uzak durması gerektiğini, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması gerektiğini ve her gün düzenli spor yapması gerektiğini belirtti. Bunların yanında kişilerin kilo almaması gerektiğini de söyleyen Duygu, ideal kilonun korunması gerektiğini ifade ederek, “Kalp damar hastalıklarından korunmak için kan basıncının yükselmemesine özen gösterilmelidir. Fazla tuzdan uzak durulmalı vekötü huylu kolesterol yüksekliğine dikkat edilmesi gerekmektedir. Kan şekeri kontrolü mutlaka sağlanmalıdır. Günde ortalama yedi saat uyumaya özen gösterilmeli ve stresli yaşamdan uzak durulmalıdır.İyimser olmaya gayret gösterilmeli ve fazla alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayni zamanda mümkün olduğunca kirli havanın olduğu yerlerden uzak durulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.



Sağlıklı Beslenme Önerileri


Sağlıklı bireylere beslenme ve yaşam tarzına ilişkin de önerilerde bulunan Duygu, kişilerin yağsız süt ve süt ürünleri tüketmesi gerektiğini ve ayni zamanda haftada en az bir veya iki kez balık tüketilmesi gerektiğini söyledi. Daha fazla beyaz et, tavuk ve hindi gibi yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğini de söyleyen Duygu, yağsız dana veya koyun etini haşlama veya ızgara olarak tüketilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Katı yağlardan kaçının, kahvaltıyı atlamayın, bol posalı yiyecekler tüketmeye dikkat edin. Bu posalı yiyeceklere örnek olarak tahıl, yulaflı, kepekli ekmekler, bulgurlar ve baklagiller örnek verilebilir.Ara öğünleri sebze meyve ile geçiştirin, yatmadan önce kesinlikle yemek yemeyin, aşırı alkolden kaçının, sigara ve stresten uzak durun ve ideal kiloda kalabilmek için haftada beş gün en az yarım saat egzersiz yapın" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir İrem Bayraktar Aksakal: "Daha fazla teknoloji girişimini ülkemize getirmek istiyoruz" Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde öğrencilerle söyleşi gerçekleştiren T3 (Türkiye Teknoloji Takımı) Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Girişim Merkezi Koordinatörü İrem Bayraktar Aksakal, öğrencilere teknoloji ve girişimle ilgili birçok konuda bilgi aktardı. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Şener Şen Kültür Salonu’nda gerçekleştirilen programa katılan İrem Bayraktar Aksakal, öğrencilerle bir araya geldi. Onlarca öğrenciyle buluşan Aksakal, katıldığı programda bir söyleşi ve sunum gerçekleştirdi. Yapmış olduğu konuşmasında özellikle teknoloji ve yapay zeka hakkında birçok konuya değinen Aksakal, TEKNOFEST ve TAKE OFF’la ilgili detaylara da yer vererek gençlere tavsiyelerde bulundu. "Biz BAYKAR ve T3 tarafı büyük dil modeli üzerine T3 ayağı diye bir proje geliştiriyoruz" Yapmış olduğu konuşmasında ilk olarak yapay zekaya değinen İrem Bayraktar Aksakal, "Biz BAYKAR ve T3 tarafı büyük dil modeli üzerine T3 ayağı diye bir proje geliştiriyoruz. Bunun fonlaması tamamen BAYKAR şirketi tarafından zaten karşılanıyor. Ama yine insana ihtiyacı var. Yani o konuyu destekleyecek öğrencilere, o işte çalışacak iyi insan kaynağına ihtiyacı var. Hiçbir şey öyle bir kişiyle, sadece Selçuk beyin masada oturarak yazılım yazarak yaptığı işten ibaret değil. Her iş bir takım işi. O nedenle bunu ülkece benimsememiz ve bir noktada katkı sunmamız gerekiyor. Eğer bu alana ilgili olan varsa bunlar dil modelleridir. ChatGPT’de aslın chat kısmıdır. Büyük dil modeli dediğimiz şey sadece ChatGPT’de gördüğünüz ve sadece mesajlaştığınız gibi sınırlı değil. Bu arada çok güzel işlere vesile olacak bu konular. Yani biraz daha sektör spesifikleştiğinde sağlık alanında mesela birçok veri girildiğinde aslında süreçlerin verimliliği derinleştireceğiz" dedi. "TEKNOFEST’te yarışan ürününü geliştirmiş yarışmacı, ondan sonraki sene yarışacak olan yarışmacıya ürün tedariki yapıyor" Vakıf olarak kendilerinin de bir girişim gibi olduklarını ifade eden Aksakal, "İhtiyaç duyuluyor ya da bir bir problem oluyor. İhtiyaca yönelik bir çözüm, bir ürün üretiliyor. Sonra projelendiriliyor, uygulamaya geçiliyor. TEKNOFEST, 2018’den beri düzenleniyor. 2019 ve 2020’lerde baktık ki şirketler bir kültür oluşturmuş. TEKNOFEST’te yarışan ürününü geliştirmiş yarışmacı, ondan sonraki sene yarışacak olan yarışmacıya ürün tedariki yapıyor. İş modeli. Çok güzel bence. Sonra bu da bir trend oluyor. Farklı yarışmacılar da bir sonraki gelecek olan yarışmacılara satış yapıp gelir elde ediyorlar. Tabii ki sonrasında bu küçük bir kitleye hitap ediyor. Onun büyümesi için yeni bir iş modeli uygulanması gerekiyor ama biz şunu gördük, buradan aslında ticarileşme potansiyeli çıkıyor. Şu anda TEKNOFEST’te yarışmış ve 200’e yakın şirketleşmiş girişim var. Bu çok kıymetli bir şey ve hepsinin günün sonunda teknolojiyle uğraştığını biliyoruz. TEKNOFEST’in 100’ün üzerinde paydaşı var. O girişim BAYKAR’la bir görüşme yapabilir, BAYKAR, ASELSAN, üniversiteler ya da belediyeler onun müşterisi olabilir" ifadelerini kullandı. "Daha fazla teknoloji girişimini ülkemize getirmek istiyoruz" Uluslararası bir startup zirvesi olan Take Off’a da değinen İrem Bayraktar Aksakal, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Take Off, 2018’den beri TEKNOFEST nasıl ekiplerin ve öğrencilerin uluslararası başvuru ve proje çıkartması için bir platformsa, aslında onları globale taşıma açısından ilk günden kurgulanmış, hayata geçirilmiş bir program. Tamamen uluslararası. 100’ün üzerinde ülkeden girişim başvurusu aldık. Yanlış hatırlamıyorsam 800’den fazla girişimciyi İstanbul’da ağırladık. TEKNOFEST, farklı lokasyonlara gidiyor. Biz TAKE OFF’u İstanbul’da sabit tuttuk çünkü bu bölgenin Türk-İstanbul’un teknoloji merkezi, teknoloji girişimciliğinde bir hava haline gelmesini istiyoruz. Bunu da birçok paylaşla birlikte yürütüyoruz. Girişimcileri, mentörleri, yatırımcıları ve kurumsal firmaları bir araya getiriyoruz. 2 günde bu etkinliği düzenleyeceğiz. TAKE OFF, 11-12 Aralık’ta İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Bu aslında yurt dışıyla rekabet ettiğimiz, rekabetten kast ettiğim de bahsettiğim hiçbir projede kar amacı gütmediğimiz için daha fazla kişiye ulaşmak ve daha fazla teknoloji girişimini de ülkemizde getirerek onların burada faaliyetlerini yapması asıl misyonlarımızdan bir tanesi. O teknolojilerle ekiplerin Türkiye’ye gelmesi ve operasyonlarını buraya büyütmesi gibi bir amacımız var." "Motivasyon kaynağınız olursa ve bunu keşfetmişseniz bence elinizdeki en büyük değer oluyor" Sözlerine üniversiteli öğrencilere tavsiyelerde bulunarak son veren Aksakal, "Bundan hocama da bahsetmiştim, motivasyonumu ve ney yapmaktan çok mutlu olduğumu keşfetmem birkaç senemi aldı. Deneyerek öğrendim bunu. Ama sonra da şu an günümüze baktığımda sizlerin o kadar bir vakti de yok. Yani biz belki görecek biraz daha şanslıydık. Kötü bir taraftan algılamayın, bence onu keşfettiğiniz andaki mutluluk büyüktür. O nedenle insan düştüğünde onu kaldıracak bir motivasyonunun olması gerekiyor. Hayatımızda da mutlaka düşeceğinizi düşünüyorum. Hepimiz mutlaka bir yerlerde düştük veya bir yerlerde motivasyonumuz kırıldı. Orada sıkı sıkıya sarıldığınız bir motivasyon kaynağınız olursa ve siz bunu biliyorsanız, bunu keşfetmişseniz bence elinizdeki en büyük değer oluyor. Ben size özellikle üniversiteyi bitirmeden bu motivasyonunuzun, neyle iyi olmak istediğinizi ve neyle iyi olduğunuzu keşfetmenizi şiddetle tavsiye ederim" ifadelerini kullandı. Program, sunumun bitmesinin ardından konuşması İrem Bayraktar Aksakal’a T3 Vakfı Eskişehir İl Sorumlusu Kasım Emre Anıl tarafından bir plaket armağan edilmesi ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal’ın sertifika vermesiyle sona erdi. Gerçekleştirilen programa Vali Yardımcıları Salih Altun ile Hasan Çiçek, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Muhammet Taha Güven, Gençlik ve Spor İl Müdürü Osman Ercan, İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, T3 Vakfı Eskişehir İl Sorumlusu Kasım Emre Anıl, T3 Vakfı gönüllüleri, eğitimciler ile üniversiteli ve liseli öğrenciler katılım sağladı.
Erzurum Erzurum engelsiz yaşam merkezi gündüzlü bakım ünitesi projesinin temeli atıldı Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) Bakanlığı yatırım programında yer alan ve Erzurum’un sosyal altyapısına büyük katkı sağlayacak olan Erzurum Engelsiz Yaşam Merkezi Gündüzlü Bakım Ünitesi projesinin temel atma töreni düzenlendi. Aziziye İlçesinde yapılan Erzurum Engelsiz Yaşam Merkezi Gündüzlü Bakım Ünitesinin temel atma törenine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Müfettişi Adem Kuru, ASH İl Müdürü Hasan Aykut, kuruma bağlı kuruluşların müdürleri, kurum personeli ve özel bireyler katıldı. ASH İl Müdürü Hasan Aykut burada yaptığı konuşmada, Erzurum Engelsiz Yaşam Merkezi Gündüzlü Bakım Ünitesinin temeli atmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, merkezin bin710 metrekare inşaat alanına sahip olduğunu anımsattı. Özel ihtiyaçlı bireyler için yapılan merkezin maliyetinin 24 milyon TL olduğunu belirten Aykut, “Erzurum Engelsiz Yaşam Merkezi Gündüzlü Bakım Ünitesi Erzurum’a hayırlı olsun. Bugün burada yeni bir merkezin temelini atmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu yapılacak merkez, özel ihtiyaçlı bireylerimiz ve ailelerinin nefes alacağı bir merkez olacak. Bin 710 metre alana sahip olacak merkezde, iş atölyesi, uğraş atölyesi, bilim atölyesi, marangozhane el sanatları ve tarım atölyesi gibi özel alanlarla özel ihtiyaçlı bireylere rehabilitasyonu sağlanacak ve toplumsal entegrasyonları artırılacaktır. Merkezde ayrıca grup çalışmalarına uygun alanlar, sosyo-kültürel ve sportif aktivitelerin gerçekleştirileceği alanlar, terapi ve fizyoterapi hizmetlerinin sunulacağı bölümler yer alacak. Engelli bireylerin psiko-sosyal gelişimlerini destekleyecek merkezimiz, toplumsal hayata katılımı artıracak etkinliklerle dolu bir yaşam alanı olarak hizmet verecek’’ dedi. Konuşmanın ardından, temel atma töreni, kurban kesimi ve dualar eşliğinde gerçekleşti.