EKONOMİ - 10 Ekim 2019 Perşembe 12:55

Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

A
A
A
Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.



Geleceğe hazırlanan çocukların bilim ve teknoloji konusunda çok daha donanımlı bireyler olarak yetişmesi için geniş kapsamlı bir işbirliğine giden Pepee TV ve Da Vinci TV bu anlaşma ile dünyanın ve Türkiye’nin en önemli konularının başında gelen ’eğitimde fırsat eşitliği’ konusunda da önemli bir adım attı. Bu işbirliği ile Da Vinci’nin bilimden matematik ve teknolojiye, sanattan müzik ve spora kadar geniş bir yelpazeye sahip eğlendirirken öğreten, oyun tabanlı ve özgün içerikleri artık Pepee TV’den de yayınlanacak. Pepee Tv’nin dünyanın tüm ebeveyn ve çocukları için ürettiği ürün ve hizmetler de Da Vinci ile dünyaya açılacak. Pepee TV ile Da Vinci TV’nin işbirliğinin duyurulduğu toplantıya Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç ve Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg katıldı.



"Bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak"


Toplantıda konuşma yapan Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, Pepee karakteri ile 10 yılı aşkın bir süredir çocukların dünyasında var olduklarını belirterek, "Geçtiğimiz Nisan ayında yayın hayatına başlayan ülkemizin ilk dijital çocuk televizyonu Pepee TV ile okul öncesi çocuklara hitap ediyor ve eğlendirirken öğretme prensibi ile onları yarınlara hazırlıyoruz. Çocuklara artı değerler katacağımız bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak. 6 yaş üzeri çocukların eğitim kanalı olan Da Vinci Tv’nin birbirinden değerli ve önemli eğitim içerikleri de artık Pepee Tv’de de olacak. Bir şey hem eğlendirici hem eğitici olabilir. İşte biz bunu sunacağız. Bu iş birliği ile çocukların gelişimi için çok önemli olan 2,5-12 yaş grubu çocukların eğitimine katkı sağlayacağız ve çocuklarımızı dünyanın gittiği dijital eğitime hazırlamış olacağız" dedi.



"Ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir"


Bilgiç sözlerine şöyle devam etti: "Pepee TV olarak biz yalnızca bir çizgi film kanalı değiliz. Düşyeri olarak da işimiz çizgi film üretmek değil. Biz 2,5-6 yaş arasındaki çocukların eğitimi için varız. Amacımız eğlenirken öğretmek, öğretirken eğlendirmek. Yani biz, bir öğrence platformuyuz. Türkiye’nin milli çocuk markası Pepee TV, dünyanın önde gelen çocuklara yönelik bilim odaklı TV kanallarından Da Vinci TV ile güçlerini birleştirerek vizyoner kimliğini ortaya koymuştur. Şimdi 6 yaş üzeri tüm çocuklar Pepee TV’de izledikleri Da Vinci Kids içerikleriyle, ’büyüyünce ne olacaklarına’ deneyimleyerek karar verme şansını yakalayacak, bilimin ve dünyanın işleyişi ile ilgili en heyecan verici sırları uzmanlardan en eğlenceli şekilde öğrenecek ve spordan müziğe kadar birçok alanda kendilerini geliştirmeleri için bilimin kaldıraç gücünden faydalanacaklar. Burada şunu net olarak söylemek istiyorum ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir. Çizgi filmlerle çocuklara eğitimde fırsat eğişitliği sunan bir ’öğrence’ kanalıdır. Evet yanlış duymadınız öğrenci değil öğrence yani öğretirken eğlendiren bir kanaldır".



"Her çocuğa eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı"


Bilgiç, Dünya eğitiminin dijitale doğru hızla yol aldığını ve Türkiye olarak da bunun gerisinde kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu; "Çocuklarımıza bu yolla eğitim de fırsat eşitliği sağlamalıyız. Bugün dünyadaki en önemli sorunların başında eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması geliyor. Bilim, matematik, teknoloji ,sanat, müzik ve spora kadar geniş bir yelpaze ile eğlendirirken, eğitmeli ve güvenliği de göz ardı etmeden dijital dünyadaki eğitimde fırsat eşitliğinin de öncüsü olmalıyız. Çocuklar için onların içselleştirebileceği farklı metotlar geliştirmeli ve bu şekilde herkese eşit şartlarda ulaşabilmeliyiz".


Ayşe Şule Bilgiç, yaptıkları işin bir okul ya da bir müfredat olmadığını da sözlerine ekleyerek, "Destekleyici unsurları içinde barındıran herkesin erişebileceği eğlenceli öğrenme ortamı sunuyoruz. Çocuklar artık internette vakit geçiriyorlar. Onların olduğu yerde olmak istedik. Dünyanın bütün çocuklarına dokunabilmeyi amaçladık. Biz çocuklara neyi düşünmelerini değil nasıl düşünmeleri gerektiğini öğretiyoruz. İçerik sunarken o içerikten nasıl faydalanacaklarının da doğru yolunu gösteriyoruz. Yaptığımız işin özü Dijitalde fırsat eşitliği sağlamak ve çocukları gelecek dünyaya hazırlamaktır. Dijital dünyada en önemli konu güvenliktir. Dijital dünya çocuklar için büyük tehlikeler arz ediyor. Şiddet, sex ve korku öğeleri her yerden karşılarına çıkabiliyor. Biz bu noktada çocuklar için güvenli bir alan oluşturmak üzerine yola çıktık ve yüzde 100 güvenli bir çocuk televizyonu hayata geçirdik" şeklinde konuştu.



"Bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor"


Düşyeri olarak okul öncesi çocuklarda uzman bir ekip olduklarını belirten Bilgiç, "Ama 6-12 yaş çocuklara hitap eden dünyada bizimle aynı düşleri kuran ve aynı hassasiyette sahip olan bir iş ortağı arıyorduk. Ne mutlu ki Da Vinci ile karşılaştık. Da Vinci 6-12 yaş çocuklar için muhteşem öğrenceler hazırlayan, dünyanın tüm çocuklarını kendi çocukları bilme hassasiyetini taşıyan çok özel bir kurum. Ferdinand bir baba korumacılığı ile dünya çocukları için dev bir marka oluşturmuş ve kar amacı taşımadan dünyanın her yerine ulaşarak çocuklarımızı eğitmeye başlamış. Bu vizyonu ve hassasiyeti ve çocuklarımız için bu güne kadar yaptıklarından dolayı huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Da Vinci ile stratejik iş birliği yapmak bizim için hem çok kıymetli hem de bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor" dedi.



Habsburg: "Eğitim eğlenceli olabilir"


Toplantıda konuşma yapan Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg da işbirliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye’de ve dünyada 10 yıldan bu yana gerek televizyon gerekse mobil platformlar üzerinden ailelere sunduğumuz eğitici programlarımızla çocukların dünyayı keşfederken yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak en büyük hedefimiz oldu. İzleyicilerimizde merak uyandırmayı kendimize her zaman birincil görev edindik. PePee TV ile iş ortaklığımız bu anlamda Da Vinci Kids’in en iyi eğitici eğlenceyi bulma yolundaki çabalarının çok önemli bir yapı taşıdır".


Da Vinci olarak yaptığımız işi devletin yaptığı işlere tamamlayıcı olarak gördüklerini, öğrenmeyi yaşam boyu bir süreç olarak kabul eden herkese bir bilgi dünyası sunduklarını belirten Habsburg, çocuklara bilgiyle, daha donanımlı bireyler hale gelmenin yollarını sağlamayı taahhüt ettiklerini dile getirdi.



Çalışanlarının büyük bir kısmını özellikle, eğitim gereksinimlerini ve yöntemlerini video tabanlı içeriklerden seçen ebeveynlerden oluştuğunu söyleyen Habsburg, ayrıca, ebeveyn ve çocukların ne tür bir içerik ve programlamadan keyif aldıklarını öğrenmek için düzenli olarak fokus gruplarla araştırmalar yaptıklarını kaydederek sözlerine şöyle devam etti: "Bu kombinasyonla, tüm aile için eğitici TV’nin en keyifli ve doğru noktasını saptadığımıza inanıyoruz. Günümüzde dünya, eğitimin her alanında hikayesel anlatım yöntemlerini kullanarak eğitim sistemlerini video tabanlı eğitime uyarlamanın yollarını buluyor. Böylece, fizik gibi matematik gibi en karmaşık ve zor konuları bile başarıyla anlaşılması kolay içeriğe dönüştürebiliyoruz".



"Dijital öğrenmeyi doğru benimsemek önemli"


Dünya’da YouTube kullanım alışkanlıklarının kısmen de olsa okulların yerini almaya başladığı günümüzde, ebeveynlerin en büyük endişesinin, çocukların dijital güvenliğini sağlayamamak ve kontrolsüz içeriklere ulaşmasının önüne geçememek olduğu belirten Habsburg, sözlerine şunları ekledi: "Bugün dünyada çocuklar için dijital anlamda çok fazla kaynak var. Ancak bu kaynakların yönetimi, denetlenmesi gibi önemli hususlar hala tatmin edici düzeyde değil. Her çocuk iyi bir eğitime her yerden ve istediği zamanda erişebilmeli. Üretim ekonomisi odaklı tasarlanmış geleneksel eğitim sistemimizin dijital öğrenmeyi doğru şekilde benimsemesi sürecinde oluşan açığı kapatarak, çocukların dijital dönüşüme ayak uydurmasını hedefliyoruz. Müfredata bilim ve teknoloji konularının son yıllarda çok daha fazla eklenmesi ve öneminin artması oldukça umut verici bir gelişme. Ancak Türkiye bu anlamda yolun daha çok başında. Çocukların geleceğe daha donanımlı hazırlanmaları için özellikle STEAM ve kodlama konularında bilgilerinin çok daha iyi olması gerekiyor".


Gelecekte, çocukların ödevlerini videolar, oyunlar ya da benzeri yazılımsal çözümlerle dijital ortamlarda gerçekleştireceklerini belirten Ferdinand Habsburg, eğitimde teknolojinin gelişmesiyle öğretmenlerin bile zamanlarını geçirme biçimlerinin değişeceğini söyledi.



"Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri"


Habsburg, sözlerine şöyle devam etti: "Bize göre ideal eğitim sistemi, dijital ortamlarla uyum içinde çalışan yenilikçi stratejik düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra, insani ve duygusal etkileşimlerle yeni nesil öğretmenlerin daha da özgürleştirilmesinden geçmektedir. Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri. Kendimizi geleceği daha iyi bir şekilde inşa etmek ve tasarlamak için sürekli geliştirmeliyiz. Çocuklarımıza makinalarla ya da yeni teknolojilerle rekabet etmeyi öğretemeyiz ancak değerlerini korumayı, inançlı olmayı, özgür düşünceyi, takım çalışmasını, başkalarını önemsemeyi, müzik ve sanat gibi eşsiz şeylerin önemini öğretebiliriz. Çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyler makinaların bildiklerinden daha farklı ve fazla olursa makinalar bize asla yetişemezler. Biz Da Vinci olarak böyle yapıyoruz".



"PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli"


Habsburg, PePee TV ile yaptıkları iş ortaklığının eğitim vizyonlarını gerçekleştirmelerini sağlayan önemli bir yapı taşı olduğunu yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı: "PePee TV’nin dijital platformlara oturan, küresel, kaliteli ve yeni dünyaya uygun eğitim anlayışı ve güvenilir içerik vizyonu Da Vinci’nin tüm dünyada eğitimde sunmayı amaçladığı yeniliklerle mükemmel bir paralellik göstermektedir. Bu anlamda, daha fazla çocuğa kaliteli eğitim içerikleri sunmak ve çocuklarımızı geleceğe daha hazır bireyler olarak büyütmek için PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli. Düşyeri’nin ürettiği PePee TV ile yaptığımız bu iş birliği çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamasını amaçladığımız stratejik bir iş ortaklığıdır. İçeriklerimizin dijital ortamlarda da erişilebilir olması sadece İstanbul’da değil Anadolu’daki bir çocuğun da Da Vinci ve PePee Tv’den yaygın bir şekilde faydalanmasını sağlayacaktır".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un köyünden 50 ülkeye meyveli soda ihraç ediyorlar Giresun’un 200 nüfuslu İnişdibi köyü meyve aromalı maden suyu üretimi ile dikkat çekerken, yöredeki fabrikada işlenen meyveli sodalar dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor. Giresun’un İnişdibi köyünde şifalı olarak bilinen kaynak suyun ekonomiye kazandırılmasıyla başlayan hikayeyi anlatan Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Freşa Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, bugün 200 nüfuslu bir köyden 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Gıda toptancılığı yaparken, markalarının doğuşunun bir sohbet ortamında başladığını anlatan Hasan Çakırmelikoğlu, “Bizim asıl işimiz gıda toptancılığı yapmaktı. 1997 yılında bir sohbet ortamında konuşurken yöremizde bir şifalı su olarak bilinen İnişdibi maden suyunu satın alma fikri ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde mineral bakımında İnişdibi maden suyu dünyanın en kaliteli maden suları arasında olduğu tespit edildi. Biz de bu işe ilk olarak maden suyu olarak başladık. Daha sonra meyve aromalı maden suyuna geçiş yaptık. Tabi bunu pazarda kabul ettirmek hiç de kolay olmadı. Bir sektör çıkıyor ortaya ve kimse bilmiyor, gazoz desen gazoz değil, kola desen kola değil, herhangi bir konsepte ürünü yerleştiremiyorlar. Ancak, bugün meyve aromalı maden suyu olarak içecek sektöründe bir konsept oluştu. Hangi iş yapılırsa yapılsın gelişim olmadığı sürece yenilik sağlanamıyor. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitlerimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi. Bugün 200 haneli bir köyden yurt içinin yanı sıra 50 ülkeye ihracat yaptıklarını da anlatan Çakırmelikoğlu, “Firmamız yöre insanına istihdam imkanı sağlamasının yanı sıra hem yöre hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün 200 haneli bir köyde üretim yapan firmamızın Bursa’da da bir kolu vardır. Grup olarak bünyemizde 300 kişiye istihdam sağlamaktadır. Önceliğimiz yöre insanımızı istihdam etmektir. Giresun’da 200 haneli bir köyde doğan ürünlerimiz yurt içinde pazar lideri olmamızın yanı sıra içerisinde Avrupa Birliği, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerin yer aldığı 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılmaktadır” diye konuştu. Başarılı olmanın sırrını da açıklayan Çakırmelikoğlu, ”Her şeyden önce bu işin sırrı sadece kaliteli ürün üretmekten geçmiyor. Ürettiğin bu ürünleri talepler doğrultusunda iyi bir pazarlama ağıyla müşteriye ulaştırmak da gerekiyor. İstediğin kadar kaliteli ürün üret eğer bunun dağıtımında sorun yaşıyorsa başarılı olamazsın. Tabi bizim kaliteli ürün üretmemizin başında ise maden suyumuzun dünyanın en kaliteli maden suları arasında yer aldığını da belirtmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tuzla’da 8. Yakma Resim Sergisi sanatseverlere kapısını açtı Tuzla Belediyesi Rumeli Kültür Merkezi’nde 23 ustanın hazırladığı 70 eserden oluşan ‘8. Yakma Resim Sergisi’ sanatseverlere kapılarını açtı. 11 Mayıs tarihine kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü Yusuf Ziya Güreken üstlendi. Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. İstanbul’un farklı ilçelerinden yakma resim sanatçıları, Tuzla Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi. Ahşap, deri, süs kabağının üzerine yapılan toplam 70 yakma eserin yer aldığı sergiye ilgi oldukça yoğundu. Rumeli Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış” Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Tuzla’nın kültür ve sanatla buluştuğu alan sayısını artırmamız lazım. Bugün Rumeli Kültür Merkezi’ndeyiz; yakma sanatı üzerine mükemmel eserler inceliyoruz. Hakikaten keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış. Kültür sanatı Tuzla’da daha güçlü hale getirmeliyiz, getireceğiz de. Yazın, kapalı alanlardan açık alana taşıyacağız, sahildeki alanı güçlendireceğiz. Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. “Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim” Emekli olduktan sonra yakma resim sanatına odaklandığını belirten serginin küratörü Yusuf Ziya Güreken, “Karma Sergi yapmaya karar verdikten sonra sosyal medya sayfalarından bu sanatı yapan sanatçıları buldum, bir araya topladım. Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim. Bu 8’inci sergimiz; çok rağbet görüyor ve ziyaret edenler çok memnun kalıyor. Sergimizin ilkini Tuzla’da yapmıştım, şimdi sonuncusunu da burada yapıyorum. Tuzla’da başladım, Tuzla’da bitirdim. İnşallah başkaları devralır ve ben onlara destek olurum” ifadelerini kullandı. “Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu” Yakma resim sanatını çok sevdiğini söyleyen ve sergiye bir eserini getiren ev hanımı Yeliz Erdem ise, “Yusuf Bey’in daveti sonucunda sergiye katıldım. Yakma resim sanatını İSMEK’te öğrendim ve evde çalışarak kendimi geliştirdim. Elimin yatkın olduğunu fark ettikten sonra büyük bir zevk aldım, çok mutlu oldum. Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu. Buraya bir resimle katıldım ama devamı gelecek. Ahşap yakma çok bilinen bir sanat olmadığı için bu tür sergilerin açılması çok büyük önem arz ediyor. Özellikle ev hanımlarının bu tür sanat dallarıyla ilgilenmesi ayrı bir mutluluk veriyor” şeklinde konuştu. “Kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler” Makine Yüksek Mühendisi Meltem Göktaş’ın eserleri de sergide öne çıkan eserler arasındaydı. Sergi ile ilgili düşüncülerini paylaşan Göktaş, “Ahşap Yakma sanatıyla yaklaşık 2,5 yıldır uğraşıyorum, kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler. İşin içinde sabır söz konusu ama ben sevgiyle daha fazla ilerletebileceğime inandım ve başardığımı düşünüyorum. Yakma sanatı bilindik bir sanat olmadığı için bu tarz sergilerin düzenlenmesi, ziyaretçilerin sergiyi daha yakından tanımasına ve bu sanata yönelmesini sağlıyor” dedi.
Hatay Evlilik kredisine başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşı başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da evlilik kredisi başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşları başladı. Devlet desteğiyle yeni bir yuva kuran Yılmaz çifti, gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını gerektiğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlenecek çiftleri desteklemek adına Aile ve Gençlik Fonunu kurmuştu. Fon tarafından desteklenen Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’nin ilk olarak deprem bölgesinde hayata geçirilmesi planlanmıştı. Proje çerçevesinde Hatay’da, 15 Şubat’ta başlayan evlilik kredisine 2 bin 321’den fazla çift projeye başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen 141 çiftin evlilik öncesi eğitimleri Hatay’ın ilçelerinde başlamıştı. Eğitimlerini tamamlayan ve evlilik kredisi başvuru yapan çiftlerin ilk nikahları 15 Nisan tarihinden itibaren başladı. Başvurusu onaylanan ve eğitimleri tamamlanan 141 çiftin nikah süreçleri başladı. Deprem bölgesinde evlenecek gençlere umut olacak olan projeyle; evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi hedefleniyor. Evlenecek çiftin her ikisinin de aylık toplam brüt gelirinin 2 asgari geçmiyor olması, 18 - 29 yaş aralığında olunması ve başvuru tarihi itibariyle resmi nikah gününe en az 2 en fazla 6 ay kalmış olması başvuru şartlarının temel şartları arasında yer alıyor. “Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum” Gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını tavsiye eden Vecih Yılmaz, “Evlilik kredisi bize yardımcı oldu. Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum. Yine de bir nebzede olsa yardımcı oldu. Evlilik kredisi başvuru sürecinde herhangi bir zorluğu yok. Başvuru yapıyorsunuz. 1,5 ay bekliyorsunuz. Sizi aradıktan sonra eğitimlere katılıyorsunuz. 3 eğitim aşamasından geçiyorsunuz. Nikah kıyıldıktan sonraki ay para hesabınıza yatıyor. Nikahtan sonra 2 eğitime katılıp süreci tamamlıyoruz” dedi. “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu” Evlilik kredisinin evlilik sürecinde büyük desteği olduğunu ifade eden Burcu Yılmaz, “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu. Evlilik aşamasında 150 bin TL’yi çok az bir miktar olarak görüyoruz ama çok yardımcı olduğu noktalarda oldu” şeklinde konuştu. “Evlilik kredisinin miktarının iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu” Evlilik kredisi için başvuru yapan çiftlerin sayısının çok yükseldiğini belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Yaz aylarına doğru giderken 2 hafta öncesine kadar evlilik kredisi öncelik olarak çok başvuru aldık. Evlilik kredisinde yüksek bir başvuru var. Pilot bölge olarak Hatay’dan başlamaları çok güzel oldu. Çiftlerimize özellikle evlilik kredisini soruyoruz. Çiftlerimiz için baya faydalı, bütçelerinin yarısından fazlasını karşıladığını ve bu miktarında iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu. Bizde evlilik kredisini çiftlerimize anlatıyoruz. Devletimiz evlenen genç çiftlerimize böyle bir fon hazırladığını ve pilot bölge olarak Hatay’ı seçtiklerini söyleyerek tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.