EKONOMİ - 06 Şubat 2020 Perşembe 11:26

Borsa İstanbul’da gong ARD Bilişim için çaldı

A
A
A
Borsa İstanbul’da gong ARD Bilişim için çaldı

Bilişim firması ARD Bilişim, BIST Ana Pazarda ARDYZ.

Bilişim firması ARD Bilişim, BIST Ana Pazarda ARDYZ.E koduyla Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı.



Hacettepe Teknokent bünyesinde teknoloji ve Ar-Ge faaliyetlerini sürdürmekte olan ARD Grup Holding A.Ş. bünyesinde yer alan ARD Bilişim, Borsa İstanbul’da düzenlenen Halka Arz Gong Töreni ardından BIST Ana Pazarda ARDYZ.E koduyla işlem görmeye başladı. Verilen bilgiye göre, Metro Yatırım aracılığı ile gerçekleştirilen halka arza yatırımcılar yoğun ilgi gösterdi. Halka arzın 17 katı olan, 128 Milyon Lot üzerinde talep geldi. Halka arz işleminde toplam 7 milyon 500 bin TL nominal değerli payların tamamının satışı 5,30 TL satış fiyatından gerçekleşti. Halka Arzda, 1 adet yabancı tüzel kişi yatırımcı, 36 adet yabancı gerçek kişi yatırımcı, 17 bin 962 adet yerli gerçek kişi yatırımcı, 56 adet yerli tüzel kişi yatırımcı olmak üzere toplam 18 bin 55 adet yatırımcı alım yaptı. Şirketin 1 yıl boyunca halka arz fiyatının altında satmama taahhüdü verdiği aktarıldı.



Düzenlenen törene Borsa İstanbul A.ş. Genel Müdür Yardımcısı Dr. Korkmaz Enes Ergun, ARD Grup Bilişim Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arda Ödemiş, yönetim kurulu üyeleri ve davetliler katıldı.


Törenin açılışında konuşan Dr. Korkmaz Enes Ergun, ’’ARD Bilişim Teknolojileri ile 2020 yılının ilk halka arzını gerçekleştiriyoruz. Şirket 17 kat taleple yaklaşık 40 milyon TL’lik halka arz tutarıyla ve 18 binin üzerinde yatırımcıya yaptığı satış ile çok başarılı bir halka arz gerçekleştirmiştir. Bu başarıların devamını diliyorum’’ dedi.



’’17 kat talep alan firma olduk’’


Şirketin çalışmaları hakkında bilgi veren Arda Ödemiş, ’’Bilişim, sağlık, savunma, inşaat ve enerji alanında faaliyet gösteriyoruz. 2011 yılından beri Teknokent geliştirme bölgesinde Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Hukuk, sağlık, lojistik, siber güvenlik, e-dönüşüm gibi birçok kurumsal projeleri yürütmekte olan bir firmayız. Bir çok sektörde faaliyet yürütüyoruz. Özellikle milli gizli belgeler gibi yüksek güvenlik gerektiren projelerde yerli ve milli yazılım faaliyetleri sürdürmekteyiz. Bugün itibariyle halka arz edildik. 17 kat talep alan bir firma olduk. Bu anlamda bir rekora imza attık. Bu halka arzla daha da büyüyerek, katma değerli projeler üreterek ülkemize fayda sağlamak istiyoruz’’ şeklinde konuştu.



’’Halka arz gelirini büyüme odaklı Ar-Ge hedefli kullanacağız’’


Arz sürecine değinen Ödemiş, ’’Firma olarak 29-30 Ocak tarihlerinde talep topladık, halka arz sürecimiz bu tarih oldu. Metro Yatırım aracılığıyla talep toplama işlemini gerçekleştirdik. Son zamanlarda bilişim firmalarına yoğun bir talep vardı. Bizde bu anlamda borsaya katılan ve birçok sektörde çalışan bir firmayız. Bilişim firmaları arasında en çok talep edilen firmayız. Yatırımcılarımıza ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu süreçle birlikte halka arz gelirini büyüme odaklı Ar-Ge hedefli kullanacağız. Yatırımlarımızı büyüteceğiz, yurtdışı ofislerimizi daha büyük operasyonlara hazır hale getireceğiz. Yeni şirketler satın alacağız. Yazılım ihracatımızı yurtdışına çıkartarak dünya çapında bir firma olmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.