POLİTİKA - 27 Haziran 2020 Cumartesi 16:11

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergene Çevre Koruma Projesi, Derin Deşarj Hattı B Tüneli Işık Göründü Merasimine videokonferans yoluyla katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergene Çevre Koruma Projesi, Derin Deşarj Hattı B Tüneli Işık Göründü Merasimine videokonferans yoluyla katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pek çok yatırımı salgına rağmen tamamladık. Mayıs’tan itibaren yavaşlayan bu salgın sürecindeki kayıplarımızı kısa sürece telafi edebileceğimize inanıyorum. Tüm öncü göstergeler ülkemizin ciddi bir sıçramanın eşiğinde olduğunu işaret ediyor” dedi. Ayrıca kıdem tazminatı hakkında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır” diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergene Çevre Koruma Projesi, Derin Deşarj Hattı B Tüneli Işık Göründü Merasimine Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantı yoluyla katıldı. Programa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de katılım gösterdi.


Programda canlı bağlantı yoluyla bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilindiği gibi ülkemizin 25 nehir havzasından biri olan Ergene havzası 1,5 milyon vatandaşımıza ev sahipliği yapıyor. Bu havzada pek çok tarım ürünü yetişiyor. Havzanın korunmasıyla ilgili yatırımlar öncelikle yerel yönetimlerin sorumluğundadır. Bölgedeki yerel yönetimler senelerce bu havzanın korunması konusundaki gereken hassasiyeti göstermedi. Biz kötü gidişatı durdurmak için Ergene Havzası Eylem Planı’nı devreye aldık. Karşımıza bütün canlılar için tehlike oluşturan vahim bir tablo çıktı. Ergene havzası eylem planını devreye aldık. Yaklaşık 2,5 milyar liralık bir harcamayla kararlılıkla harekete geçirdik. 1 milyon 238 bin dekar alanı sulayacak 25 sulama projesinden 24’ü hizmete girdi.


Sanayicilerin üstüne düşeni yerine getirmesi önemliydi. Temizlenen suların Marmara Denizine deşarj edilmesi için derin deşarj projesini başlattık. Ağustos ayında temizlenen suların ilk deşarjı yapılacak. Tünelin içinde yerli ve milli tünel açma makinemiz ‘Lale’ var. Yerli ve milli tünel açma makinesi ’lale’ ile ışığı göreceğiz. Türkiye bu makineleri üreten 8 ülkeden biridir. Çapı 3.25 metre olan 12 bin parçalık bu devasa makineyi Türk mühendisleri tasarladı ve Türk firması üretti. Eğer biz bu makineye geçmişte sahip olsaydık belki de Bolu Tüneli birkaç yıl içinde tamamlanmış olacaktı. Bugün inşasını bitirdiğimiz tünele atık suyu Aralık ayında vereceğiz. Projenin diğer tüneli de İnşallah Ekim ortası gibi tamamlanacak. Projeyi bitirdiğimizde bin 300’den fazla fabrika sisteme dahil olacak. Yaptığımız bu yatırımlarla Ergene Nehri’nin su kalitesini önemli ölçüde iyileştireceğiz” dedi.



“Pek çok yatırımı salgına rağmen tamamladık”


Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye salgın döneminde sağlık alanında mücadele verirken kalkınma alt yapısının önemli projelerini de ihmal etmemiştir. Pek çok yatırımı salgına rağmen tamamladık. Tüm sanayi tesislerimiz hem yurt içi talebe hem ihracata yönelik ciddi bir atılım hazırlığı içindedir. Türkiye 2018 yılında maruz kaldığı kur, faiz, enflasyon saldırısını püskürtüp yeniden yükselişe geçtiği dönemde salgına yakalandı. Mayıs’tan itibaren yavaşlayan bu salgın sürecindeki kayıplarımızı kısa sürece telafi edebileceğimize inanıyorum. Tüm öncü göstergeler ülkemizin ciddi bir sıçramanın eşiğinde olduğunu işaret ediyor. Hedeflerimize doğru yürümekte kararlıyız. Salgın sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan siyasi ve ekonomik düzende Türkiye’nin önü açık görünüyor. Devletimiz tüm imkanlarıyla bu seferberliği destekleyecektir. Salgına rağmen, hamdolsun ilk 5 ayda sadece organize sanayi bölgelerimizde 520 yeni fabrika açıldı” dedi.



“Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır”


Kıdem tazminatı hakkında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her bir işçimizin kazanılmış hakkını korumak, bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve kendisi de işçilikten gelen bir ferdi olarak en başta gelen görevimizdir. Amacımız, işçilerimizin kıdem tazminatı haklarını birilerinin insafına bırakmadan, kalıcı ve garantili bir sisteme bağlamaktır. Hep söylerim. İşveren sendikaları, işçi sendikaları gelin bir araya, kendi aranızda bu konuyu halledin. Kendi aranızda halledemeyip bunu ’kabine halletsin’ diyorsanız, burada bir art niyet vardır. Böyle bir art niyete ne Cumhurbaşkanı olarak şahsım ne de kabinemiz alet olamayız. Niye kendi aranızda bu işi çözmüyorsunuz? Niye kendi aranızda bunu halledemiyorsunuz? Kendi aranızda halletmeyip bizleri işçilerimizin ve iş işverenimizin karşısında zor duruma düşürmek mi istiyorsunuz? Nasıl emekçi kardeşlerimizin yanında yer aldıysak bu konuda da aynı anlayışla hareket edeceğiz” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “Yüksek teknolojili ürünler geliştirmekten yazılıma ve yapay zekaya kadar dünyanın geleceği olarak bakılan her alanda en ileri ülkeler arasında yer almak amacındayız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.