GENEL - 20 Ekim 2020 Salı 11:07

Soğanlık’ta önce tapu sonra alt yapı sorunu çözüldü

A
A
A
Soğanlık’ta önce tapu sonra alt yapı sorunu çözüldü

Kartal Belediyesi, İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) ve İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi)’nin koordineli çalışmaları ile Kartal’ın 25 yıllık yağmur suyu ve atık su sorunu tarihe karışıyor.

Kartal Belediyesi, İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) ve İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi)’nin koordineli çalışmaları ile Kartal’ın 25 yıllık yağmur suyu ve atık su sorunu tarihe karışıyor. Yaşanabilir, modern bir kent oluşturmak amacı ile son bir yıl içerisinde büyük bir ivme kazanan çalışmalarla Soğanlık Yeni Mahalle’de bulunan 14 sokak ve cadde yeni altyapısına kavuştu.


Mülkiyetleri maliyeye ait olan arazi daha önce arsa (tarla) olarak göründüğünden ve yol terkleri olmadığından dolayı çalışmaların yapılamadığı, tapu sorunu nedeni ile de Soğanlık Yeni Mahalle sakinlerinin, uzun yıllardır yeterli hizmeti alamadığı yılların sorunu, uzun uğraşlar sonucu arsa vasıflı ve hisseli olan alan, müstakil parsellere dönüştürülerek ve vatandaşlara tapuları verilerek çözüldü. Tapu sorununun giderilmesinin ardından yol terkleri yapılan söz konusu yerlerin, altyapı çalışmalarına başlandı.


Hummalı ve titiz bir çalışma ile daha önce ana hat olan Mimar Sinan Caddesi’nin bir bölümü ile 14 sokak, Ağıt Sokak’tan Balcı Deresi’ne bağlanarak gideri sağlanmış oldu. Önemli bir bütçe gerektiren projenin maliyeti ise Kartal Belediyesi ve İSKİ arasında yapılan protokol ile sağlandı. Kartal Belediyesi’nin İSKİ’den alacaklarına karşılık mahsuplaşması ile gerçekleşen çalışmalar sonucunda Soğanlık Yeni Mahalle sakinleri de rahat bir nefes almış oldu.


Yoğun bir çalışma programı ile altyapı sorununa çözüm bulunan sokakların, asfalt serim işlemleri de vakit kaybedilmeksizin tamamlandı. Asfalt çalışmalarının da son bulduğu sokaklarda ikamet eden vatandaşlar, yıllardır bekleyen altyapı sorununa çözüm getirdikleri için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’e teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da 16’sı kadın 32 çiftçiye makine desteği Adana’da "Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi" kapsamında 16’sı kadın 32 çiftçiye yüzde yüz devlet desteğiyle hamur yoğurma ve ceviz soyma makinesi verildi. Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (KDAKP) kapsamında 32 kadın ve erkek çiftçiye, hamur yoğurma makinesi ile ceviz soyma makinesi yüzde 100 devlet desteğiyle hibe edildi. Makine teslim programı, Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Programda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, KDAKP’nin kentte 7 ilçede yer alan 8 Ekonomik Kalkınma Kümesinde (EKK) başarıyla uygulandığını belirtti. Bayazıt şöyle devam etti: "Bugün burada 16 kadın çiftçimize hamur yoğurma makinesi, 16 erkek çiftçimize ise ceviz soyma makinesi olmak üzere toplam 32 çiftçimize yüzde 100 hibe ile makine teslimi gerçekleştiriyoruz. Ceviz soyma makinesi desteğinden yararlanan üreticilerimiz, proje bölgesindeki ceviz üreticilerine ücret karşılığı hizmet sunarak aile bütçelerine katkı sağlama ve gelirlerini artırma imkânı elde edecektir. Kırsalda yaşayan kadınların ev içi iş yükünü azaltmaya yönelik faaliyetler KDAKP kapsamında ayrı bir önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, kadınlarımızın gerek kendi hanelerinin gerekse çevre hanelerin hamur işi ihtiyaçlarını karşılamalarına katkı sağlamak amacıyla hamur yoğurma makineleri temin edilmiştir." Bayazıt, ayrıca 2025 yılı içerisinde KDAKP kapsamında kentte 7 ilçede toplam 463 üreticiye yaklaşık 45 milyon 500 bin TL hibe desteği sağlandığını ifade ederek, "Hibe programı kapsamında, toplam 32 çiftçiye 1 milyon 2 bin 800 TL tutarında hibe desteği sağlandı" dedi. Programın sonunda ceviz soyma ve hamur yoğurma makinesi almaya hak kazanan çiftçilere makine teslim belgeleri, Adana Vali Yardımcısı Abdullah Şahin, İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan ve ilçe müdürleri tarafından takdim edildi.
İstanbul Arnavutköy’de kaçak döküm isyanı: "Her gece döküyorlar, doğa çöplüğe döndü" Arnavutköy’de, çayırlık alanların kenarına kamyonetle gelen kişiler kaçak döküm yaparak bölgeden uzaklaştı. O anlar cep telefonu kamerasına anbean yansıdı. Yıllardır bölgede hayvancılıkla uğraşan ve yaşanan olaya ilişkin konuşan Sedat Bingöl, "Her gece kamyonetlerle gelip buraya kaçak döküm yapıyorlar. Biz şikayet ediyoruz ama baş edemiyoruz. Sonra da bu atıkları ateşe veriyorlar. Daha önce çıkan yangında burası neredeyse yanıyordu. Hem çevre kirleniyor hem hayvanlarımız tehlikede" dedi. İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan İmrahor Mahallesi’ndeki çayırlık alanlar, kaçak döküm yapan şahısların radarına takılmış durumda. Özellikle gece saatlerinde bölgeye gelen şahıslar doğayı adeta katlederek bölgeden uzaklaşıyor. Araziye kaçak döküm yapılan anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerası tarafından görüntülenirken mahalle sakinleri ise yaşanan durumdan şikayetçi. "Biz şikayet ediyoruz ama baş edemiyoruz" Yıllardır bölgede hayvancılıkla uğraşan Sedat Bingöl, "Ben yaklaşık 17 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. Her gece kamyonetlerle gelip buraya kaçak döküm yapıyorlar. Biz şikayet ediyoruz ama baş edemiyoruz. Zabıta geliyor, bize uyarı yapıyor ama döküm yapanlar geceleri gelip gidiyor. Sonra da bu atıkları ateşe veriyorlar. Daha önce çıkan yangında burası neredeyse yanıyordu. Hem çevre kirleniyor hem hayvanlarımız tehlikede. Yetkililerden bir an önce bu duruma müdahale etmelerini istiyoruz" dedi. Bölge halkı, özellikle dere kenarlarına yapılan bu kaçak dökümler yüzünden doğanın tahrip olduğunu, çayırlık alanların ve otlakların çöplüğe dönüştüğünü dile getirdi. Öte yandan, polis ve zabıta ekiplerinin görüntüler üzerine olayla ilgili inceleme başlattığı öğrenildi.
Antalya Yeni yılda mışıl mışıl uyumak için bu 7 öneriye dikkat edin Nöroloji Uzm. Dr. Elif Sarıönden Gencer, stres, kaygı ve düzensiz çalışma saatleri yetersiz uykunun başlıca sebepleri olduğunu belirterek, "Kronik uykusuzluk, alzaymır ve parkinson gibi nörolojik hastalık riskini artırır, beyin toksinlerini temizleyen uyku evreleri bozulduğunda hasar birikir" dedi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Elif Sarıönden Gencer, Yapılan araştırmaların, milyonlarca insanın haftada birkaç gece kaliteli uyku alamadığını gösterdiğini söyledi. Bu durumun, iş verimliliğini düşürdüğünü, çalışanların yüzde 70’inin kariyerlerinde en az bir kez kötü uyku nedeniyle işe gidemediğinin belirlendiğini hatırlatan Dr. Sarıönden Gencer, Günümüzün 7 gün 24 saat çalışma kültürü, akıllı telefonlar, sosyal medya ve stres, uykuyu en çok etkileyen faktörlerdir. Akıllı saatler ve uyku takip uygulamaları sayesinde elde edilen verilere göre Türkiye’de her üç yetişkinden biri uyku sorunu yaşamaktadır. Pandemi sonrası dönemde kötü uyku kalitesi daha da yaygınlaşmıştır. Stres, kaygı ve düzensiz çalışma saatleri yetersiz uykunun başlıca nedenleridir. Kronik uykusuzluk, alzaymır ve parkinson gibi nörolojik hastalık riskini artırır, beyin toksinlerini temizleyen uyku evreleri bozulduğunda hasar birikir" dedi. Uykusuzluğun sağlık üzerindeki gizli tehlikesi Yetersiz uyku bağışıklığı zayıflattığını belirten Uzm. Dr. Elif Sarıönden Gencer, "Enflamasyonu artırır ve aşağıdaki kronik hastalıklara zemin hazırlar; Kalp ve damar hastalıkları: Uyku apnesi gibi bozukluklar hipertansiyon ve kalp krizi riskini yükseltiyor. Ruh sağlığı: Depresyon ve anksiyete ile doğrudan bağlantılı; uykusuzluk hem neden hem sonuç olabiliyor. Obezite ve diyabet: Hormon dengesi bozuluyor, iştah artıyor. Kaza riski: Gündüz uykululuk, trafik ve iş kazalarını tetikliyor. alzaymır-demans: Son araştırmalar, kronik uykusuzluğun beyinde alzaymır plaklarını biriktirdiğini göstermektedir. Özellikle yaşlılarda uyku kalitesi düşüşü, demans riskini artırır" şeklinde konuştu. Uyku hijyenine uyun Uykuyu iyileştirmek ilaçsız da mümkün olabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Elif Sarıönden Gencer, "Belirtilen uyku hijyeni kurallarını uygulayarak birçok kişi sorunlarını çözebilir. Düzenli saatler tutun: Hafta sonları da dahil olmak üzere her gün aynı saatte yatıp kalkın. Biyolojik saatiniz böylelikle bir düzene girecek. Yatak odasını uyku için uygun şekilde hazırlayın. Karanlık, sessiz ve serin (18-22C) olsun. Yatakta televizyon izlemeyin, telefondan uzak durun. Akşam rutinleri oluşturun: Yatmadan 1-2 saat önce ekranlardan uzak durun, mavi ışık melatonin salgısını baskılamaktadır. Ilık duş, hafif okuma veya meditasyon yardımcı olur. Kafein ve ağır yemeklere dikkat: Öğleden sonra kafein almayın, akşam yemeğini hafif tutun. Gündüz hareket edin: Haftada en az 3 gün 30 dakika yürüyüş veya egzersiz yapın, ama yatmadan 4-6 saat önce bitirin. Gündüz uykusunu sınırlayın: Gündüz şekerleme yapma alışkanlığınız varsa 20-30 dakikayı aşmayın ve öğleden önce olmasına dikkat edin. Stresi yönetimi için destek alın: Günlük kaygılarını yatak odasına taşımayın; gerekirse profesyonel yardım alın. Eğer uyku apnesi şüphesi varsa, mutlaka bir uzmana başvurun ve uyku testi yaptırın. 2025’te akıllı saatler, uyku takip cihazları sayesinde uykuyu daha iyi izleyebilmekteyiz. Ama asıl değişim, uykuyu önceliklendirmektir. Sağlığımızı gece kaybediyoruz ama gece kazanmak da elimizdedir. Kaliteli uyku en iyi ilaçtır" diye konuştu.