GENEL - 11 Ocak 2012 Çarşamba 15:54

(ÖZEL HABER TÜRK DENİZCİLERİN 16 AYLIK ESARETİ SONA ERDİ

A
A
A
(ÖZEL HABER TÜRK DENİZCİLERİN 16 AYLIK ESARETİ SONA ERDİ

Somalili korsanlar tarafından kaçırılan Malta bandıralı ’Olig B’ gemisinin 3’ü Türk 18 kişilik mürettebatı 16 aylık esaretin ardından serbest bırakıldı. Geminin ikinci kaptanı Yakup Öztürk’ün eşi Füsun Öztürk, mürettebatın kurtarılması sürecinde destek göremediklerini belirterek, "Bizi arayan bir makam olmadı. En azından sadece ’kurtaracağız’ demeleri yeterliydi" dedi.
Somalili korsanlar tarafından Aden Körfezi açıklarında kaçırılan ’Olig B’ isimli geminin mürettebatı 16 aydır esir tutuluyordu. Kaçırılan gemideki Türk mürettebatın aileleri tarafından yapılan girişimler sonucu geminin bağlı bulunduğu Yunanistan’daki şirketin yetkilileri 15 milyon Euro fidye isteyen korsanlarla pazarlık yaptı. Uzun süren pazarlıkların ardından miktarı açıklanmayan fidye karşılığında 3 Türk denizci ve 15 Gürcistanlı kurtarıldı. Başka bir gemiye aktarılan mürettebatın, önce Kenya’ya,
ardından da Türk denizcilerin hava yoluyla Türkiye’ye, 15 Gürcistanlının da ülkelerine gönderilecekleri öğrenildi. Türk denizciler Fuat Özçelik, Yakup Öztürk ve Mustafa Arıcıoğlu’nun aileleri de 16 aylık esaretin ardından aldıkları haberle büyük mutluluk yaşadı.
Geminin ikinci kaptanı Yakup Öztürk’ün eşi Füsun Öztürk, 16 aylık bekleyişin çok zor geçtiğini belirterek, "Kabus gibiydi. Hala kabus gibi geliyor. Yani hala eşimin buraya geleceğine inanamıyorum. Hala bir kabus içerisindeyim. Yüzünü görmediğim takdirde inanamayacağım. Aklımdan her türlü kötü şeyi geçirdim ama daha çok metanetli olmaya çalıştım. Ancak uzun süre olduğu için bu 16 ay gelemeyeceklermiş gibi de geldi. Ama hep iyiyi düşündüm sonucu da başarılı oldu" dedi.
Öztürk, Türk mürettebatın kurtarılması sürecinde destek göremediklerini belirterek, "Bize bir geri dönüş olmadı. Bizi arayan bir makam olmadı. En azından sadece ’Kurtaracağız’ demeleri yeterliydi. Belki biraz rahatlamamızı sağlardı. Dışişleri Bakanlığına, başbakanlığa mektuplar gönderildi. Başbakanımız Somali’ye giderken, olay zaten 12 Ağustos günü de basında yer almıştı. Ama bilmiyorum hani bu konu üzerinde çok durulmadı sanırım. Sanırım başka birileri buna bir el attı ama biz de bilmiyoruz. Fidyenin
ödeneceği söylendi. Ama ne kadar ödendi ya da kimler ödedi hiç bir bilgimiz yok. Zaten şirketten bizi 16 ay boyunca kimse aramadı biz aradık onları daha çok. Çoğunda da ulaşamadık" diye konuştu.
"EN SON NİSAN AYINDA KONUŞTUK"
"Eşinizle bu süre zarfında görüşebildiniz mi?" sorusu üzerine de Füsun Öztürk şunları söyledi;
"Eşimle çok az konuştuk. Zaten son konuşmamız Nisan ayındaydı. Ondan sonra 8 Ocak günü beni aradı ve bırakılacaklarını söyledi. Yani 8 ay ben eşimin sesini duymadım. Bırakılacağı haberinden sonra görüşme şansımız olmadı. Son görüşmemizde bırakılacaklarını söyleyince ben inanamadım. ’Gerçekten mi?’ diye sordum ’Gerçekten’ dedi. Sesi iyi geliyordu. O kurtarılmış olmanın bir sevinciydi sanırım. Ama nasıl bir psikolojideler onu merak ediyorum. Sadece özgürlüğün vermiş olduğu bir sevinç sesi vardı. 16 ay
boyunca belki 7-8 sefer konuşmuşuzdur. Hep 2-3 dakikalık sürelerde konuşuyorduk. Nasıl olduğunu bile soramıyordum. Kendisi direkt "biz kötü durumdayız, bizi öldürecekler, tehdit ediliyoruz, fidye gelmezse bizi öldürecekler" diyordu. Güverteye çıkarıp bağlayarak 3-4 saat güneşte beklettiklerini anlatıyordu. Kötü konuşmalardı yani."
Öztürk, eşinin kurtarıldığı haberi üzerine çok mutlu olduğunu ancak eşini henüz göremediği için kafasında soru işaretleri olduğunu vurguladı. Öztürk, bu süreçte kendilerine destek verilmemesini de eleştirerek, "Yani kimsenin bizimle alakadar olmaması. Sadece bir cep telefonum çalsaydı ’Biz arkanızdayız’ ya da ’Hiç merak etmeyin, bu geçici bir durum’ denseydi. Ne bileyim bir şey bekledim. Ama olmadı. Diğer denizcilerin aileleri ile de sürekli görüştüm. Hep aynı acıları paylaştık. Bir haber olmayınca elim
telefona da gitmiyordu. Hep birbirimizden bekledik. Ta ki 8 Ocakta eşim ilk beni aradı. Ben herkese müjdeli haberi verdim. Armatör beni aramadı. Ben 16 ay İzmir’deydim. Annemle yaşadım. Pazar günü haberi aldım. Gece yola çıktım, pazartesi sabahı evimdeydim. Evimi de görmüyordum 16 aydır. Şimdi sadece mutluyum" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.