ASAYİŞ - 30 Mayıs 2022 Pazartesi 11:37

Kadıköy’de hastanede MR çekilen küçük kızın parmakları ve kolu yandı

A
A
A
Kadıköy’de hastanede MR çekilen küçük kızın parmakları ve kolu yandı

Kadıköy’de özel bir hastanede kendisine MR çekimi yapılan 7 yaşındaki küçük kızın parmakları ve kolu MR çekimi sırasında yandı.

Kadıköy’de özel bir hastanede kendisine MR çekimi yapılan 7 yaşındaki küçük kızın parmakları ve kolu MR çekimi sırasında yandı. Küçük Elif’in baş parmağı ve işaret parmağı arasında kalan bölgenin kemiğe kadar yandığı ve yapılan ameliyat ile bölgeye doku nakli yapıldığı öğrenildi. Ailenin olayı mahkemeye taşıması ile, olaydan sorumlu 4 kişi hakkında ‘taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 1 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı.



Olay, Kadıköy’de özel bir hastanede 2021 yılında yaşandı. İddiaya göre bankacı Elçin ve Burak Küçüksorgulu çifti, 7 yaşındaki kızları Elif’i, ayağındaki aşil tendonu gerginliği nedeniyle Kadıköy’de Kızıltoprak’taki özel bir hastaneye götürdü. Doktorların yaptığı muayene ile küçük Elif’e MR çekilmesine karar verildi. Elçin Küçüksorgulu, 11 Haziran 2021 tarihinde MR çekilmesi için kızı Elif’i hastaneye getirdi. MR çekiminin yapıldığı odaya alınan küçük Elif’e anestezi uygulandı. İddiaya göre MR odasında yaklaşık 45 dakika kalması beklenen Elif, iki saat kadar odadan çıkmayınca anne Elçin Küçüksorgulu panik yaşadı. İddiaya göre anneye, kızının sağlık durumuyla ilgili hiç kimse tarafından bilgi verilmedi. MR çekiminden çıkartılan küçük Elif’i odaya aldıklarında eli ve kolunun sargılı olduğu görüldü. Anne Elçin Küçüksorgulu, doktorun pansuman için sargıyı açtığında kızının sağ baş parmak ve orta parmakları ile kolunun ağır bir şekilde yaralandığını gördü.



Aile şikayetçi olarak olayı mahkemeye taşıdı. Ailenin avukatının dava dilekçesinde yer alan ifadelere göre, Elif’in anestezi uygulandığı sırada uykudayken MR cihazında meydana gelen çekim sırasında yanarak yaralandığı belirtildi. Savcılık tarafından, olaydan sorumlu 4 kişi hakkında ‘taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 1 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldığı öğrenildi. Ayrıca avukatın dava dilekçesine göre, savcılık dosyasındaki raporda hastanedeki MR cihazının sürekli arızalandığı, davalı hastane ile 3 şirketin kusurlu hizmeti ve haksız fiilleri nedeniyle küçük Elif’in baş parmağı ve işaret parmağı arasında kalan bölgenin kemiğe kadar yandığı yapılan ameliyat ile bölgeye doku nakli yapıldığı ve tel takıldığı ifade edildi.



Aile, 1 milyon 500 bin liralık tazminat davası da açtı. Şimdiye dek 2 ameliyat geçiren küçük Elif ise bir ameliyat daha geçirecek. Davanın celsesi 22 Eylül 2022’de görülecek.



“Kızımın sağ başparmağında tendonları yanmış durumda”


Elif’in annesi Elçin Küçüksorgulu, “Olay 11 Haziran 2021 tarihinde meydana geldi. Kızımın ayağında aşil tendon gerginliğinden dolayı bir MR çekimi yapılması gerekiyordu. Kızıltoprak Florence Nightingale hastanesine gittik, kendisine MR çekimi yapılacağını iletildi. Anestezili bir MR çekimi oldu. Yaklaşık en fazla kırk dakika kadar sürecek olan işlem iki saati buldu. Ben hastanede abimle beraber bekledim kendisini. Hiçbir şekilde bize haber verilmedi. Birkaç defa kapıya gittik. Kızımın durumu hakkında bilgi almak istedik. Bize hiçbir şekilde kızımın durumu hakkında bilgi verilmedi. Ardından iki saat geçtikten sonra bizi odaya aldılar. Sadece baş parmağında, orta parmağında ve kolunda bir takım yanıkların meydana geldiğini söylediler. Onu bile göstermeyeceklerdi. Ağabeyim ve benim isteğimle beraber açtırdık, parmaklarına ve koluna baktık. Üçüncü ve ikinci derecede yanıkların oluştuğunu öğrendik. Bizlere hastane hiçbir şekilde açıklama yapmadı. Ardından hastaneye, abimin eşi ve eşim geldiler. Bizleri odaya çıkardılar. Ben dört saat oyunca odada bekledik ve hiçbir şekilde ne bir hemşire bizimle ilgilendi, ne bir doktor açıklama yaptı. Sadece hastanenin başhekimi neredeyse iki saat geçtikten sonra geldi. ‘Geçmiş olsun bir olay yaşamışsınız’ dedi ve çekip gitti. Hastane yönetimi bize hiçbir şekilde açıklama yapmadı. Ve bu durum bizi oldukça yıprattı. Kızımın şu an başparmağında, sağ başparmağında tendonları yanmış durumda. İki tane ameliyat geçirdi ve önümüzde bizi bekleyen bir ameliyat var. Bunun manevi süreci de bizi çok etkilemiş durumda. Kızım çok zorlu bir süreç atlatmakta” dedi.



“Kendisinin psikolojisi çok kötü bir şekilde bozuldu”


Elçin Küçüksorgulu, “Kızım ikinci ameliyatını gerçekleştirdi. Nisan ayında oldu. Tedavimiz devam etmekte. Aralıklarla kontrolümüz devam ediyor. Kendisinin psikolojisi çok kötü bir şekilde bozuldu. Biz ailece, bütün aile yanındayız. Ayrıca pedagog yardımı da almakta. Bizim istediğimiz tek şey, hastanenin ve yönetimin bunlara bize bir cevap vermesi, bir açıklama yapması. Olayın biz hala neden kaynaklandığını bilmiyorduk ve bize bir açıklama yapmadılar. Gerçekten de sorumluların ceza almasını canı gönülden istiyoruz. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Şu an mahkemeye verildi. Eylül ayında bir davamız var. Soruşturmalarımız devam etmekte. Avukatımız tarafından yürütülüyor. Zaten ilgili kişilere de şu an dava açıldı” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bilecik için meteorolojik uyarı Bilecik Valiliği, son meteorolojik değerlendirmelere göre il genelinde hava sıcaklıklarının hissedilir derecede düşeceğini belirterek vatandaşları uyardı. Bilecik Valiliği tarafından yapılan açıklamada, halen mevsim normalleri civarında ve yer yer üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının bölge genelinde 4 ila 10 derece azalmasının beklendiği bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca etkisini sürdürmesinin tahmin edildiği belirtildi. Açıklamada, özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesiyle birlikte buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği ifade edildi. Tarımsal faaliyetlerin devam ettiği bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği öngörüldü. Valilik açıklamasında, 26 Aralık 2025 Cuma gününden itibaren Bilecik’in soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesinin beklendiği, yağışların karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağının tahmin edildiği kaydedildi. İl merkezinde 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında en düşük hava sıcaklıklarının eksi 3 dereceye kadar düşmesinin beklendiği bildirildi. Meteorolojik uyarının 26 Aralık 2025 saat 10.00’da başlayacağı ve 2 Ocak 2026 saat 10.00’a kadar geçerli olacağı duyurulurken, vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
Bartın Öğrenciler savcıyı sorguya çekti Bartın’da kariyer günleri çerçevesinde İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile buluşan Cumhuriyet Savcısı Fatih Ulaşan, savcılık mesleğini anlatarak, okul döneminden hatıralarını da paylaştı. İki eliyle de aynı anda yazarak not alabilme yeteneği bulunan Savcı Ulaşan, öğrencilerin ’’mafya ile karşı karşıya kaldınız mı, arkası kuvvetli şüpheliyle karşılaştınız mı, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz?’’ sorularına da samimiyetle cevap verdi. Bartın’ın Ulus ilçesinde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Fatih Ulaşan, kariyer günleri etkinlikleri kapsamında Şehit Mustafa Kemal Açıkgöz Anadolu İmam Hatip lisesinde öğrencilerle buluştu. Seminerde öğrencilik dönemlerini anlatan Savcı Fatih Ulaşan, öğrencilere başarılı olmak için istikrarlı ve yoğun bir çalışma temposuna girmeleri gerektiğini kaydetti. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Fatih Ulaşan, ’’Ben çok özel ders almadım. Bana göre liseler yeterliydi. En az günde 6-7 saat okuldan sonra ders çalışıyordum. Geleceğe hazırlık için de önemli. Hukuk fakültesine girdikten sonra da çalışmak zorundasınız. Üniversitede çalışma temponuzu devam ettirebilmeniz daha kolay olur. O ritmi yakalamanızda yardımcı olur’’ dedi Savcı ve hakim olmak isteyenlere hukuk fakültesi ve branşlaşma konularında da bilgiler veren Ulaşan, ’’Hukuk Fakültesi sadece ceza ile alakalı değildir. Hayatı tanımanızı da sağlar. Belli bir problemi çözmek için sadece hukuk kitaplarıyla yorum yapamazsınız. Başka branşlardan da destek almalısınız. Kamu yönetimi, siyaset, ekonomi hatta psikoloji dersleri vardır. Onlardan bir bütün olarak destek alıp hukuku daha çok özümseyebilirsiniz. Kendinizi geliştirmek için Hukuk Fakültesi iyidir. Ama ondan sonra avukat mı olursunuz, hakim savcı mı olursunuz, yoksa başka bir iş mi yaparsınız onu bilemiyorum. Tabii Hukuk Fakültesi mezunu olduğunuzda benim bildiğim kadarı birden çok mesleğe girebilir, sınavlarına katılabilirsiniz. Size geniş bir imkan sunar. Hukuk Fakültesi’nde bütün dersleri almalısınız. Bütün derslerde yetkin duruma geldiğinizde branşlaşma olur. Hakim ve savcılığa girdiğinizde branşlaşma olur. Mesela biz savcı olarak hukuku çok bilmek zorundayız. Zaten ilgimiz de o değil. Biz cezaya bakarız. Onun için ceza durumu bizim için daha önemlidir’’ ifadelerini kullandı. ’’Adalet Bakanlığı’nda branlaşma, düşünülen bir konu’’ Savcı Fatih Ulaşan, soru üzerine Adalet Bakanlığı’nda pilot uygulamalarla branşlaşma başladığını da belirterek, ’’Adalet Bakanlığı’nda branşlaşma ileride düşünülen bir konu. İlerde yapılacağını, hatta yapıldığına yönelik örnekleri var ama ileride daha detaylı şekilde uygulanacağını düşünüyorum’’ şeklinde konuştu. ’’Bu mesleğin manevi sorumluluğu gücünden daha fazla’’ Geçici bir hevesle hakim ve savcı olmak isteyen öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Savcı Ulaşan, ’’Bu mesleğe geçici bir hevesle girmeyin. Hayli zamanınızı alır. Hukuk Fakültesi, hakim savcı hazırlık. Bu süreç 7-10 yıl bir zamanınızı alır. Ondan sonra ‘bu mesleği sevmedim, bana göre değil’ derseniz, hayatınızı en güzel dönemleri heba olabilir. Bu mesleği seçerken dikkat edin. Bu mesleğin manevi sorumluluğu, gücünden daha fazladır. Bizim gücümüz olabilir ama zannetmeyin ki, her zaman bu gücümüzü kullanıyoruz. Gücü adaletli bir şekilde kullanmakla hükümlüyüz. Çünkü karar verirken, hem manevi sorumluluklarımız var, hem de bizi denetleyen kurumlar vardır. Hiçbir zaman hakim savcı, tek güç olmaz. Karar vermede hakim ve savcı gerekir ama adaletli karar verdiğimiz takdirde, bu mesleğe devam edebiliriz. Bu mesleği seçerken, gücün dışında manevi sorumluluğu hesaba katarak girerseniz, sizin geleceğiniz için daha hayırlı olacağını düşünüyorum’’ ifadelerine yer verdi. Ulaşan, soru üzerine ise kendisini savcı olmaya iten faktörleri şöyle anlattı: ’’Çocukluk dönemimde de okumayı severdim. O yüzden Hukuk Fakültesi’ni seçtim. Ben daha fazla dışarıdayım. Olay olur, bir durum olur, kolluğu denetleme olur, suç olur. Genel olarak biz savcılar dışarıdayızdır. Hem dosyalara bakarız, hem de dışarıdayızdır. Hakimliğin tarafı daha çok dosya olduğu için bana da daha monoton geldiği için ben savcılığı tercih etmiştim.’’ İki eliyle de aynı anda yazabiliyor Savcı Ulaşan bir öğrencinin ’’İki elinizle de aynı anda not alabiliyormuşsunuz, bunu nasıl başardınız?" sorusuna ise ’’Yetenek diyelim. Öğrencilik döneminde gelişen bir yetenek. Daha hızlı yazabiliyorum. Benim yazım, çok iyi değildir. Not almam ya da aklımda tutmam gerektiğinde yazıya dökme çabam çift elle yazma yeteneğimin gelişmesinde bana yardımcı olmuştur’’ dedi. ’’Ölülerle psikolojik bağ kurmayız’’ Fatih Ulaşani başka bir öğrencinin, ’’Olay yerinde inceleme yapıyorsunuz, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz, olaydan etkileniyor musunuz?’’ sorusuna, ’’Biz daha çok soruşturmayı, bundan sonrasının ne olacağını düşündüğümüz için ölülerle çok psikolojik bağ kurmayız. Mesela bir kaza olduğunu düşünürsek, hep şüpheliye ne yapacağımızı düşünürüz. Hep kafamız ordadır. Yani suçlu mudur, değil midir. Gözaltına alma, tutuklamaya sevk etme gibi yetkilerimiz olduğu için olayın sonrasını düşünürüz. Bu nedenle , ölüm mahallinden yada otopsi durumlarından etkilenmeyiz. Tabii etkilenecek olanlar, hassas olanlar varsa en azından savcılığı seçmesinler. Bunlar için hakimlik daha iyi olabilir. Çok daha az ölülerle muhatap olursunuz. Hakim ve savcılık mesleği, çok büyük, sorumluluk gerektiren meslektir. Manevi sorumluluğu çok daha ağırdır. Girdiğiniz zaman zaten oraya girmek için belli bir zaman harcamışsınızdır’’ ifadelerini kullandı. ’’Devletten büyük bir güç mü var’’ Savcı Ulaşan, ’’Arkası kuvvetli suçlu ya da şüphelilerle karşı karşıya kaldınız mı?’’ şeklindeki soruya ise, ’’Türkiye’de devlet var. Bartın’da devlet var. Devletten başka büyük bir güç mü var? Bizler de bu devletin savcılarıyız’’ ifadelerini kullandı. ’’Mafya ile karşılaşmadım’’ Bir başka öğrencinin, ’’Mafya babaları ile karşılaştınız mı, korktunuz mu?’’ sorusuna Ulaşan, ’’Mafya ile karşılaşmadım ama bize fark etmez. Bu mesleği seçerken her şeyi göze almıştık’’ dedi. ’’Yanlış kararın bir cezası vardır’’ Fatih Ulaşan, yanlış kararlarda sorumluluk kimin üzerinde olduğu yönündeki soruya ise, ’’Genelde sorumluluk hakimin üzerindedir. Ama sorumluluk kısmen, benim yani biz savcıların da üzerindedir. Kararı veren hakimdir. Hepimizin üzerinde belli bir sorumluk vardır. Karar verenler, iddia makamları. Ama birden çok itiraz ve temyiz makamları da vardır. Bunlar kullanılır. Yanlış kararın bir cezası vardır. Her meslekte olduğu gibi, hatanın derecesine bakılır. Nasıl bir hata yaptın, hangi şartlarda yaptın. Bunlara bakılır’’ şeklinde konuştu. Ulaşan, ’’Savcılık dışında ise hangi mesleği seçerdin’’ yönündeki soru üzerine ise, ’’Savcı olmasam ya Hukuk Fakültesi’nde akademisyen olmak isterdim ya da Dışişlerinde görev yapmak isterdim. Dışişleri bana daha yakındı’’ dedi. Seminerin ardından Okul Müdürü Hulusi Dökmeci ve öğrenciler, savcı Fatih Ulaşan’a teşekkür etti.