GENEL - 07 Haziran 2022 Salı 09:32

Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri sahiplerini buldu

A
A
A
Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri sahiplerini buldu

TRT tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ve geçtiğimiz yıl korona virüs salgını nedeniyle gerçekleştirilemeyen “Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri”, TRT Tepebaşı Stüdyolarında gerçekleştirilen ödül töreniyle son buldu.

TRT tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ve geçtiğimiz yıl korona virüs salgını nedeniyle gerçekleştirilemeyen “Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri”, TRT Tepebaşı Stüdyolarında gerçekleştirilen ödül töreniyle son buldu. Törende konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, “Unutmayın; gerçek hayat zaferlerin değil, anlamın ve adaletin ikliminde ilerler. Dünyadaki anlamı ve adaleti büyütmek dileğiyle” ifadelerini kullandı.


TRT tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri, ulusal ve uluslararası belgesel gösterimleri ve alanında uzman konukların katılımıyla 2-6 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. Amatör ve profesyonel belgesel filmcileri desteklemek, belgesel türünün gelişmesi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen “Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri”, ödül töreniyle sona erdi. TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde düzenlenen ödül törenine, TRT yöneticileri, basın mensupları, Türk ve dünya sinemasından önemli isimler ile çok sayıda davetli katıldı.


Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen etkinlik kapsamında, korona virüs salgını nedeniyle iptal edilen 12. Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri’nin finalistleri de belirlendi. Ödül verenler arasında; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile TRT yönetimi yer aldı.


Törende konuşan TRT Genel Müdürü Sobacı, “Gerçek hayat zaferlerin değil, anlamın ve adaletin ikliminde ilerler” dedi.


"Her şey bilmekle başlıyor"


Açılış konuşmasını yapan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, "Herşey bilmekle başlıyor. Çözümün ilk adımıdır bilmek. Bildiklerimiz sayesinde, insana dair bir anlayış zemininde çözüme ortak olmaya başlıyoruz. Belgeseller ise bizlere tam olarak bilmeyi bilmekten bahsederken, bir şeyi daha unutmamak gerekiyor; gerçeği. Çünkü bilmenin esası gerçeği bilmektir. Yaşamın gerçek aksini görebilmektir. Gözden kaçan, gizli kalan veya unutulmuş gerçeklerin izini ise belgeseller, belgeselciler sürüyor" dedi.


"İnsan zihnini ve kalbini dinç tutan belgeseller, toplumsal anlamda da kültürel çeşitliliğin anlaşılması ve dünyada olup bitenlerin kavranması bakımından kıymetlidir"


Belgesellerin insan hayatında çok önemli yere sahip olduğunu belirten Sobacı, "İnsan zihnini ve kalbini dinç tutan belgeseller, toplumsal anlamda da kültürel çeşitliliğin anlaşılması ve dünyada olup bitenlerin kavranması bakımından kıymetlidir. Bugün küresel adaletsizliği net bir şekilde tüm gerçekliğiyle görebildiğimiz yegâne içerikler belgesellerdir. Ülkemiz küresel adalet için büyük bir mücadele verirken; biz de belgesellerimizle dünyanın dün ve bugün karşı karşıya kaldığı adaletsizlikleri gözler önüne seriyor, insani yaklaşımı önceliyoruz" şeklinde konuştu.


"2009 yılında ulusal düzeyde başlayan bu yolculuk, 2010 yılı itibarıyla uluslararası boyut kazandı. Etkinliğimiz, büyük ilgi görerek zaman içerisinde gelenekselleşti"


2009 yılında başlayan bu yolculuğun yıllar geçtikçe hızla büyüdüğünü belirten Sobacı, "2009 yılında, belgeselciliğin okulu olma sorumluluğuyla, tabiri caizse çok ağır bir taşın altına elini koydu TRT. Belgeselcilikte sahip olduğu deneyimlerle, dünyanın çeşitli noktalarından saygın belgeselcileri buluşturacağı, alandaki birikimini, markalaşmış bir festival aracılığıyla sektörle paylaşacağı bir platform oluşturdu. 2009 yılında ulusal düzeyde başlayan bu yolculuk, 2010 yılı itibarıyla uluslararası boyut kazandı. Etkinliğimiz, büyük ilgi görerek zaman içerisinde gelenekselleşti" diye ifade etti.


Geçtiğimiz yıl korona virüs salgını nedeniyle gerçekleştirilemeyen ödül töreni bu yıl 12’incisi ve 13’üncüsünün birlikte gerçekleştirildiğini söyleyen Sobacı, "Salgın nedeniyle ertelenen “Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri’nin 12’incisini, 13’üncüsü ile birlikte bu sene gerçekleştirerek, dünyanın farklı noktalarından çok kıymetli belgesellere ev sahipliği yaptık. Unutmayın; gerçek hayat zaferlerin değil, anlamın ve adaletin ikliminde ilerler. Dünyadaki anlamı ve adaleti büyütmek dileğiyle" şeklinde konuştu.


Törende ödülleri takdim eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, “TRT kültürümüze çok büyük bir kayıt sağlıyor. Bunun altını çizmek istiyorum. Sinema kültürünün kendisidir. Bugün dünyanın 152 ülkesinde Türk Sineması ve dizi filmler Türkçe’mizi de öğretiyor. Kültürümüzü de aktarıyor. Bunun en başında da TRT geliyor” dedi.


79 finalist arasından 24 projeye ödül


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri, TRT İç Yapımlar Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlendi. Jüri üyeleri arasında Feras Fayyad, Hilal Baydarov, Ensar Altay, Andaç Haznedaroğlu, Gökhan Tiryaki, Reis Çelik, Mahmut Fazıl Coşkun, Mehmet Bahadır Er, Serdar Akar ve Zeynep Keçeciler gibi ulusal ve uluslararası alanda sektörden uzman isimler yer aldı. 100’ü aşkın ülkeden toplam 2 bin 618 projenin başvurduğu yarışmada 79 finalist ödül için yarıştı. Ulusal yarışma kategorisi kapsamında “Öğrenci Filmleri” ve “Profesyonel” alt kategorilerinde ve uluslararası yarışma ve proje geliştirme destek kategorileri olmak üzere toplam 24 proje ödül aldı.


“12’inci ve 13’üncü Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri’nde ödül alan projeler


13. Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri


Uluslararası Filmler Kategorisi; En İyi Belgesel Film Ödülü yönetmenliğini Zofia Kowalewska’nın yaptığı, Only The Wınd filminin oldu. T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü ise yönetmenliğini; Peter Trıest’in yaptığı, A Parked Lıfe adlı filmin oldu. Törende üçüncülük ödülü ise yönetmenliğini; Jian Fan’ın yaptığı, After The Raın adlı filmin oldu. Ödülleri TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı takdim etti.


Ulusal Profesyonel Kategoride


En İyi Belgesel Film Ödülü; yönetmenliğini Neşe Uğur Nohutçu’nun yaptığı; Töz filmi aldı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülünü ise yönetmenliğini Orhan Tekeoğlu’nun yaptığı; Fatma Kayacı’nın, Bilinmeyen Hikayesi adlı filminin oldu. Üçüncülük Ödülü ise Muhammet Beyazdağ’ın yönetmeliğini yaptığı; Her şey Yolunda filminin oldu.


Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisinde


En İyi Belgesel Film Ödülünü yönetmenliğini Beyza Yıldır’ın yaptığı Sanduka filmi aldı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü ise Gülperi Alkan’ın yönetmenliğini yaptığı; Gaip filminin oldu. Üçüncülük Ödülü ise yönetmenliğini Ahmet Keçeli’nin yaptığı Seval adlı filminin oldu.


12. Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri


Uluslararası Filmler Kategorisi En İyi Belgesel Film Ödülü yönetmeliğini Radu Cıonıcıuc’nij yaptığı Acasa, My Home (Acasa, Benim Yuvam) belgesel filminin oldu. T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülünü ise yönetmenliğini Waad Al-Kateab ve Edward’ın yaptığı For Sama (Sama İçin) filmi aldı. Üçüncülük Ödülünü ise Ruud Lenssen’in yaptığı Lost İn Memories (Anılarda Kaybolmak) filmi aldı.


Ulusal Profesyonel Kategori


En İyi Belgesel Film Ödülü ise Zeki Subaşı’nın yönetmenliğini yaptığı Bizim İçin filminin oldu. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü; Xalko filminin oldu filmin yönetmenliğini ise Sami Mermer & Hind Benchekroun yaptı. Üçüncülük Ödülü ise Şirin Bahar Demirel’in yönetmenliğini yaptığı; Kadınlar Ülkesi adlı filmi aldı.


Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisinde En İyi Belgesel Film Ödülü’nü Fatih Ertekin’in yönetmenliğini yaptığı Fa Memtevri (Yaylacı) adlı filmi aldı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’nü Harun Köybaşı’nın yönetmenliğini yaptığı 24 Dakika filmi aldı. Üçüncülük Ödülü’nü ise yönetmenliğini Yağmur Kartal’ın yaptığı Oyuncakçı Saklı Yadigarlar filmi aldı.


Ödül töreni fotoğraf çekimi ile son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. Bakan Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği’ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Diğer yandan, 2025-2035 dönemini kapsayan Ulusal Su Planı’nı hazırladık. Bu planın uygulanmasıyla; su kaynaklarımızın korunmasını, verimli kullanımını ve sürdürülebilir yönetimini amaçlıyoruz. Sulama sistemlerinin modernizasyonu, Ürün deseni değişikliği, yeraltı suyu kontrolü ve havzalar arası su transferleri gibi tedbirler konusunda çalışıyoruz. Kuraklık riski altındaki göllerimizi kurtarmak için de eylem planları hazırladık. Eğirdir Gölü Su Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştık. Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sistemi kapsamında, sektörel su tahsis modelini önümüzdeki yıl kuracağız. Ayrıca Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Kurakçıl peyzaj uygulama alanlarını da belirledik. Bu yöntemle yüzde 80’e varan oranda su tasarrufu sağlayacağız" şeklinde konuştu. "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Üreticiyi korumak ve üretimde öngörülebilirliği sağlamak amacıyla üretim planlaması ve yeni destekleme modelini hayata geçirdiklerini ifade eden Yumaklı, "Ayrıca tarımsal kredileri, hibe programlarını, tarım sigortalarını ve kırsal kalkınma desteklerini üretim planlamasına entegre ettik. Bitkisel üretim planlamasını, 2024 yılının Eylül ayında, 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde uygulamaya başladık.Planlamanın kapsamını genişleterek, üçer yıllık dönemler halinde güncelleyeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu yeni destekleme modeliyle de temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bu kapsamda, üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25’i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamındaki ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını, gübre maliyetinin yarısını; su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Su ihtiyacı yüksek ürünleri, su sıkıntısı yaşayan havzalardan, daha elverişli bölgelere, ilave desteklerle yönlendiriyoruz. Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Hedefimiz bu sayıyı 500’e çıkarmak" diye konuştu. "Genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik" Şubat 2024’te 5 yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladıklarını hatırlatan Yumaklı, "Üretim, kalite ve verimliliği artırmayı hedeflediğimiz bu haritamızı adım adım uyguluyoruz. Meyvelerini de almaya başladık. Su potansiyeli, mera varlığı, işletme kapasiteleri ve hastalık riskleri gibi kriterleri dikkate alarak, hayvansal üretim planlamasını hayata geçirdik. Besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Hayvancılıkta sağladığımız destekleri, hayvansal üretim planlamasıyla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenledik. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. Kadın ve genç üreticilerimize ek destekler sağlıyoruz. Hayvansal üretimde ilk defa aile işletmelerine, genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik. Verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik.Kırmızı et üretimini artırmak, aynı zamanda kırsaldaki aile işletmelerini güçlendirmek için Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesini başlattık. Tarımda üreticilerin yaş ortalaması dünyada 60 sınırına dayandı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde 58, Avrupa Birliği’nde ve ülkemizde ise 57’dir. Bu nedenle gençleri ve kadınları tarımsal üretime yönlendiriyor ve kırsal kalkınmayı güçlendirecek politikalar uyguluyoruz" dedi. "41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor" Gıda işletmelerine yıllık ortalama 1.3 milyon denetim gerçekleştirdiklerini söyleyen Yumaklı, "Denetim, kontrol ve analiz faaliyetlerimizi, uluslararası kabul görmüş metotlarla yürütüyoruz. Bu amaçla, 41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum. Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Sağlığı riske atan gıdaları üreten ve satanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gerekli yaptırımları uyguluyoruz. Kurallara uymayanlara bu yıl 2,3 milyar lira para cezası uyguladık. Vatandaşımızın sağlığıyla oynayanları; taklit veya tağşişe konu ürün ve işletmeleri, hiçbir taviz vermeden ifşa ediyoruz. Ayrıca, gıda satış noktaları ve toplu tüketim yerlerine, en son ne zaman denetim yapıldığı bilgisine vatandaşlarımızın kolayca ulaşabilmeleri için Karekod Uygulamasını zorunlu hale getirdik. Hasat öncesinde bağ, bahçe, tarla, sera gibi üretim alanlarında; hasat sonrasında ise toptan ve perakende satış noktalarında pestisit kalıntı denetimleri gerçekleştiriyoruz. Yasaklı pestisit kullanımının tespit edilmesi durumunda ürünleri imha ediyoruz. 2025 yılında 2,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleşmiş ve bunun binde biri gibi bir miktarı geri dönmüştür. Geri dönen ürünler mevzuata uygun değilse, ülkemize girişine izin vermiyoruz" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık" Türkiye’nin tarımsal üretim alanı bakımından, 74 milyar dolarlık hasılayla, Avrupa’nın birinci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisi olduğunun bilgisini veren Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 22 yılın 18’inde büyüme kaydetmiştir. 2024 yılında ise yüzde 5,1’lik büyümeyle ülke ekonomisinin üzerinde bir performans sergilemiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ise, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde büyüme yaşanmıştır. Ancak sektörde baskın bir paya sahip olan bitkisel üretimin, olağanüstü iklim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, genel tarım sektörü dönemsel olarak daralmıştır. Bu durum, sektörün yapısal kapasitesinden kaynaklı olmayıp, iklimsel olağanüstü koşulların etkisiyle oluşmuştur. 2025 yılı üretim sezonunu bir önceki yılla kıyasladığımızda; üretici sayımızda yüzde 2 artış, ekilen arazilerde ise yüzde 3 artış yaşanmıştır. Girdi miktarlarında herhangi bir azalış olmamıştır. Dolayısıyla bu konu sadece bitkisel üretimde ve ârızîdir. Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık. Türkiye tarım sektörü, güçlü üretim altyapısı, geniş ürün deseni ve sağlam tedarik zinciri sayesinde, söz konusu dönemsel kayıpları hızla telafi edecek güçtedir. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ticaretimizi, küresel ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye devam ediyoruz" dedi.
Samsun OKA’dan Samsun’da kalkınma odaklı toplantı: 2026 destek programları görüşüldü Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) Samsun’daki toplantısında teknopark projesinden yeşil dönüşüme, kadın girişimciliğinden 2026 destek programlarına kadar bölgenin kalkınma gündemindeki başlıklar ele alındı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) 2025 yılının son Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapılan toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun-Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" ele alındı. Proje kapsamında mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklara yönelik araştırmaların yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği tarafından koordine edilmesi kararlaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulama süreci başlayan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi ve Orta Karadeniz’de Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı olan projeler değerlendirildi. Ayrıca, 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı’nın öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları görüşüldü. Toplantıda, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında bölgede ilan edilen 16 yatırım başlığına yönelik başvuru yapan 35 işletmenin durumu ele alınırken, 2026 yılı çağrısı için Yatırım Destek Ofisleri tarafından önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projeler gözden geçirilerek, 2025 yılı Fizibilite Programı çerçevesinde katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Bunun yanı sıra, 2025 yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları hakkında istişarelerde bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programı’nın 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında da kurul üyelerine bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri ele alındı. 2026 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, bölgenin yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesine yönelik yapılacak çalışmalar da istişare edildi. Tolantıya ayrıca Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç, Tokat TSO Başkanı Fatih Gökdere ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.