GENEL - 15 Temmuz 2022 Cuma 20:43

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman, yürek, inanç belirler”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman, yürek, inanç belirler”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman belirler, yürek belirler, inanç belirler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman belirler, yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki güneş batınca üzerimize çöken karanlığın hükmü ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki yuları gavurun elinde olan hainin büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü ortaya mutlaka ortaya çıkmaktadır” dedi.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Fatih’te bulunan Saraçhane Meydanı’nda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programı düzenlendi. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Milliyetçi Harekat Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Saraçhane Meydanı’nda toplanan kalabalığa hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün 15 Temmuz ihanetinin 6’ncı yıl dönümü. Yakın tarihimizin bu en alçak darbe girişiminde yaralılarımızdan daha sonra vefat edenlerle birlikte toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi. Vurulmuş tertemiz anlından uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker gökten ecdat inerek öpse o pak anlı değer. Her biri bu topraklar için toprağa düşmüş askerimiz hükmünde olan 15 Temmuz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Biz biliyoruz ki şehitler sevgililer sevgilisi peygamber efendimize komşular. Ve yine biliyoruz ki rabbim şehitlerimizi sevgili habibinin sancağı altında şereflendirdi. Bizi de onlarla beraber şereflendirsin. Bu ihanet girişimi sırasında darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine, tanklarına çıplak elleriyle karşı koyarken gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Rabbim milletimizi bir daha 15 Temmuz gibi imtihanlara tabi tutmasın. Ülkemizi bu tür tehditlerle sınamasın” dedi.



“Farklı dönemlerde sahnelen sinsi oyunlar 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu”


Toplumların destanları olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplumların tarihlerinde asırlar boyu unutulamayacak, nesiller boyunca dilden dile destan gibi anlatılacak dönüm noktaları vardır. Milletimiz 15 Temmuz’da yüreğindeki imandan aldığı güçle akşam güneş batarken başlayan darbe girişimini, sabah güneşin doğumuyla birlikte akamete uğratarak destan yazmıştır. Bu millet bu tür destanları yazar mı? yazdı Allah’ın izniyle yine yazar. Yaklaşık iki asırdır ayağa kalkmaya çalıştığı her dönemde bu milleti savaşla, bozgunculukla, darbe ile terörle siyasi istikrarsızlıkla ekonomik krizlerle, sosyal çatışmayla dizleri üzerine çökertenler hamd olsun bu defa yine başaramadılar. Farklı dönemlerde farklı kisveler altında sahnelen sinsi oyunlar 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu” diye konuştu.



“6’lı masanın derdi başka, onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar”


Muhalefet partilerine değinerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 masaları var değil mi bunların. Bu masada şehitlerimizin esamisi okunuyor mu? Onların derdi başka, onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar. Yani Gabar’da, Cudi’de Tendürek’te, bizim Mehmet’imize saldıranlarla onların parlamentodaki uzantılarıyla beraber el ele omuz omuza yürüyorlar. Şimdi önümüzde büyük bir hesap var. Balkan harbiyle üzerine çöreklenen kara bulutları Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz milli mücadeleyle şanla şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti. İlk değil son devletimiz Cumhuriyetimizin milli iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık. Cumhur İttifakı olarak bu mücadeleyi nasıl ispatladıysak, bundan sonraki süreçte de aynen ispatlamaya devam edeceğiz. Bu gün şu karşımdaki topluluğa bakarak burada ne diyoruz? Türkiye aşkına bir kez daha ya Allah bismillah, Allahu Ekber diyerek. Şu Saraçhane Meydanı’ndan tüm gönülleri titretiyorsak, 15 Temmuz kıyamı sayesindedir. Ben bu tabloyu görünce gençlik yıllarımı hatırladım. Yine biz bu meydanda 29 Mayısları kutlardık” şeklinde konuştu.



“Cumhur İttifakı olarak havalimanında buluşmanız bunların canına ot tıkadı”


“15 Temmuz öyle bir geceydi ki” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbecilere karşı direnmek üzere evlerinden işyerinden harekete geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmıştır. Kadın erkek demeden, genç yaşlı demedin yola çıktılar. Hani birisi de akşam saat 23.00’de Yeşilköy Havalimanı’na gelmişti, haberim olsaydı bende beklerdim diye haber veriyor. FETÖ’cülerin kontrollü altında nezareti altında Bakırköy Belediyesine gidiyor. Orada televizyon karşısında kahvesini yudumlarken, bizde havalimanına iniyoruz. Orada on binler vardı. Kadın, erkek, genç, yaşlı oradaydı, Allah sizlerden razı olsun. Sizin ferasetiniz, Cumhur İttifakı olarak orada buluşmanız işte bunların canına ot tıkadı. Ne oldu, fazla sürmedi hemen kaçıp gittiler. Zafer inananlarındır dedik ve oradan Elhamdülillah zaferle çıktık. Bu sadece İstanbul’da olmadı Ankara’da böyle oldu. Her ne kadar şehitlerimiz oldu. Şehitlerimizin hatırlarına baktığımızda tamamının da aynı şuur, teslimiyet, kararlılıkla darbecilerin üzerine yürüdüklerini görüyoruz. Ama aynı anda şu anda Ankara’da da Kızılay başta olmak üzere ülke genelinde şu törenler yapılıyor. Çünkü, kalpler aynı anda atıyor. Bu buluşmanın adı nedir? Cumhur ittifakı. Saraçhane’deki şu arka tarafımda olan süs havuzlarının dili olsa da, o gece abdestsiz şehit olmamak için kendine uzanan elleri anlatsa. Boğaziçi Köprüsü’nün direklerinin dili olsa da darbecilerin ölüm kusan namlularının üzerine atılan yiğitleri anlatsa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) dili olsa da üzerine bomba yağarken milletin vekillerinin sizlerin emanetinize nasıl sahip çıktığını anlatsa. Genelkurmay Başkanlığı binasının taş duvarlarını dili olsa da darbecilerin sürekli ateş ederken, milletin asil evlatlarının onların karşısında nasıl korkusuzca durduğunu anlatsa. Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığının dili olsa da darbeciler tarafından bombalanan kahraman polislerimizin cesaretini ve imanını anlatsa. Her karışı şehit kanıyla yoğurulmuş şu vatan topraklarının dili olsa da nasıl dua edildiğini anlatsa, şehirlerimizi meydanların dili olsa da demokrasi nöbetlerinde milletin istikbaline nasıl sahip çıktığını anlatsa. 15 Temmuz’la ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki, en adil hakem ve hafıza olan tarih hakkıyla hepsini kaydedecektir. Bizler tarihi yazan değil, yaşayan insanlar olarak elbette bu muhasebede hakkımıza verilen hükme rıza göstereceğiz. Bununla kalmayacak ülkemizin bir daha 15 Temmuz gibi musibetlere maruz kalmamak için büyük ve güçlü Türkiye inşasını sürdüreceğiz” dedi.



“Bizim demokrasi ve kalkınma devrimimizin en büyük şahidi İstanbul’dur”


İstanbul’da yaşanan sel afetiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda kazandırdığımız güçlü alt yapıyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi yapmak için çalışacağız. Şu anda sel afeti yaşadık İstanbul’da. Peki sorumlular bu afette neredeydi? Aynı şekilde Ankara’da neredeydi? Bunların hesabını 2023’te sandıklarda sormaya var mıyız? Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız? Çünkü bizim soracak hesabımız var. Bizim demokrasi ve kalkınma devrimimizin en büyük şahidi İstanbul’dur. Türkiye’yi 81 vilayeti 85 milyon vatandaşıyla muasır medeniyetler üzerine çıkarma hedefinden en küçük taviz vermeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünü, genç devletimizin bir asrı geride bırakmanın ötesinde, 3 kıta 7 iklimi kuşatan medeniyet davamızın intikşafının sembolü haline getireceğiz. Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının yeniden yapılandığı bir dönemde ülkemizi oyun dışında bırakmak isteyenlere aradıkları fırsatı kendi elimizle sunmayacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İnşallah 2023 imtihanını başarıyla vererek bu kutlu menzile doğru devam edeceğiz. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla ben sizin bu imanınıza, inancınıza, bu kararlılığınıza güveniyorum. Rabbim bizleri bu yolda daim öylesin. Bunun için öyle bir ses verelim ki, doğudan batıya, kuzeyden güneyden dünyada duymayan kimse kalmasın. Sadece duymakla kalmasınlar dostlarımız sevinçten, düşmanlarımızı korkudan tüm hücreleriyle titresinler” ifadelerini kullandı.



“15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman, yürek, inanç belirler”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında, “15 Temmuz gecesi gördük ki son sözü top tüfek değil, iman belirler, yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki güneş batınca üzerimize çöken karanlığın hükmü ertesi gün güneş doğana kadardı. 15 Temmuz gecesi gördük ki yuları gavurun elinde olan hainin büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, asıl asmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır. Atalarımız böyle demiş. Bu milletin kodlarını en iyi bilenlerdir. Rabbime bizi böyle bir milletin evladı olarak yarattığı için binlerce kez hamd ediyorum. Rabbime bizlere böyle bir millete hizmet imkanı verdiği için hamd ediyorum. Rabbime böyle bir milletle 15 Temmuz imtihanından geçirdiği için, böyle yoldaşlar nasip ettiği için hamd ediyorum. Sizleri Allah için çok seviyorum. Hiç endişeniz olmasın dik durduk, dik duracağız. Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma sürecinde öyle dönemler var ki unutmamalıyız. Rahmetli Menderes’in açtığı çığır bu dönüm noktalarından biridir. Rahmetli Özal’ın, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Türkeş’in attığı adımlar bizim izini sürdüğümüz adımlardır. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız eserler bu dönüm noktalarından biridir. 2013 yılından bu yana verdiğimiz çok yönlü mücadelenin yeri ayrıdır. Gezi olaylarının sebebi asla ağaç ve çevre değildir. 17-25 Aralık yargı emniyet darbe girişiminin sebebi asla hukuk değildir. Çukur eylemlerinin sebebi asla meşru hak talebi değildir. Sınırlarımızı taciz eden DEAŞ ve PKK saldırılarının sebebi asla tabii süreçler değildir. 15 Temmuz darbe girişim asla milletin çıkarı değildi. Türk ekonomisini mahvetmek için başlatılan saldırının sebebi asla faiz kur hesabı değildi. Uzunca bir süredir hemen alanda maruz kaldığımız ambargoların sebebi asla demokrasimizi koruma gayesi değildir. Bu gün halen vermekte olduğumuz mücadelenin de hiçbir kurala, teoriye, ahlaki ölçüye uyan tarafı yoktur. Tahammül edilmeyen Cumhur İttifakı değildir. Asıl tahammül edilemeyen Türk milletinin kendi iradesine sahip çıkması, kendi hedeflerine kilitlenmiş olmasıdır. Tahammül edilemeyen şahsımda sembolleştiren ülkenin yöneticileri değildir. Asıl tahammül edilemeyen Türkiye’nin son iki asırdır ayağına vurulan prangalardan kurtularak özgürce kendi istikametine yönelmesidir. Siz bakmayın günlük siyasi çıkarları uğruna bin bir yalanla çarpıtmaya çalışanlara. Aslında onlarda neyin ne olduğunu biliyor. Ama kimi nefsine yenildi, kimi tınneti bozuk olduğu kimi göbekten bağlı bulunduğu için maval okuyor, safsata ile gerçekleri örtüyor. Bu tiyatroyu da en sakil şekilde sergiliyorlar” dedi.



“15 Temmuza ağız dolusu darbe girişimidir diyemeyenlerden milletin adamı olmaz”


“Bay kemal ne diyor, bu bir tiyatroydu diyor. 252 şehidimizin olduğu bu gelişmeyi bir tiyatro olarak değerlendiriyor” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben şimdi soruyorum, FETÖ rahmet okutanlar var. Daha ne olacak 252 şehidimiz var 2 bin 200 aşkın gazimiz var. Hala FETÖ rahmet okuyanlar var. Kusura bakmasınlar neyin ne olduğunun şahidi, 15 Temmuz gecesidir. Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir fikir üretmeden, proje geliştirmeden hiçbir samimi çaba göstermeden sadece laf salatasıyla insanların duygularını istismar edemezsiniz. Yabancı büyükelçilerden gelecek talimatlarla göre siyasetlerini şekillendirenler bu topraklara ait olamazlar. Her fırsatta ülkesini yabancılara kötüleyerek şimdiden bu desteğin hakkını vermeye çalışandan bu millete hayır gelmez. Yönlerini Avrupa’ya değil de şu gerçekleri onlarda görecekler. Türkiye terörle mücadele ederken, teröristin sırtını sıvazlayandan devlet adamı olmaz. İnsanlar canı pahasına darbeye direnirken, hainlerle anlaşanlardan siyasetçi olmaz. 15 Temmuza ağız dolusu darbe girişimidir diyemeyenlerden milletin adamı olmaz. FETÖ’cüsünden PKK’ya kadar terör örgütü mensuplarına mavi boncuk dağıtanlardan siyasetçi olmaz. İstanbul’dan saraçhane meydanından kardeşlerim FETÖ terör örgütü uluslararası kayıtlarda yoktu. Sadece PKK Avrupa Birliği kayıtlarında vardı. Bu son NATO zirvesinde YPG, PYD, FETÖ’yü NATO kayıtlarına girdik. Dedik ki bu bizim kırmızı çizgimizdir. FETÖ buraya terör örgütü olarak gireceksiniz. Aksi takdirde bizden olur alamazsınız ve girdiler. Ülkemizin güney sınırları boyunca güvenlik koridorunu sabote edenlerden yerli ve milli şahsiyet çıkmaz. Bay kemal işi gücü güneyde, sınır boylarında. Ekonomimize karşı tehditler karşısında uygulamaya geçirdiğimiz programın neticesini anlamayanlardan siyasetçi olmaz. Yerli ve milli olmayanlardan bu ülkeye hayır gelmeyeceğini en iyi milletimiz bilir” dedi.



“İlk kabine toplantımızdan sonra KYK ile ilgili açıklama yapacağız”


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun üniversiteli gençlerin KYK burslarıyla ilgili sözlere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları söylerken hakikatlere gözümüzü kapatmıyoruz. Yaşadığımız diğer sorunları küresel ve bölgesel sorunlar bizi de etkiliyor. Hayat pahalılığı başta olmak üzere insanlarımızı sıkıntıya düşüren gelişmeler yaşıyoruz. Omuzlarımıza binen hiçbir yük kalıcı değildir, sorunumuz çözümsüz değildir. Son zamanlarda bay kemal çıkmış üniversiteli gençlerimizi KYK ilgili burslarla ilgili faiz yükü bindiriyormuşuz. Ya faizin en büyük düşmanı biziz. Allah nasip ederse ilk kabine toplantımızda bu konuyla ilgili açıklamayı yapacağız. Biz gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Hatta hatta daha ileri gidiyoruz. Enflasyona da kurban etmeyiz. Biz çalışmamızı yapıyoruz. Kabine toplantımızdan sonra gerekli açıklamayı yapacağız. Milletimizin sıkıntılarını ve ülkemizin imkanlarını en iyi biz biliyoruz. Göreve geldiğimiz zaman öğrencilerin bursu 45 liracıktı. Harcı kaldıran kimdi biz kaldırdık. Şu anda harç diye bir şey yok. Bir süre önce ekonomide önceliğimizi milletimizin işine vererek kritik bir tercihte bulunduk. İstihdamımızla sanayimizle ihracatla kesintisiz büyüyen bir Türkiye karşı karşıyayız. Küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar durulunca bu tablonun güzelliği daha iyi anlaşılacaktır. Nasıl 15 Temmuz gecesi darbeci hainlerin heveslerini kursağında bıraktıysak inşallah yakın bir gelecekte de ekonomik tetikçileri yeneceğiz” diye konuştu.



“Türkiye’yi bugün durduramazlarsa önümüzdeki asır boyunca artık aynı fırsatı yakalayamayacaklarını çok iyi biliyorlar”


2023’te gerçekleştirilecek olan seçimle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeter ki hedeflerden kopmayalım, elimizdekilerin kıymetini bilelim. Bozguncularımızın oyunlarına gelmeyelim. Çalışalım, çabalayalım, bunları yapınca gerisi gerçekten çok kolaydır. Zaten onların korktuğu da Türkiye’nin 2023 te bunun başaracak olmasıdır. Türkiye’yi bu gün durduramazlarsa önümüzdeki asır boyunca artık aynı fırsatı yakalayamayacaklarını çok iyi biliyorlar. İnşallah 2023, 2053 vizyonumuzu hayata geçireceğiz. Çünkü biz Türkiye’yiz. Biz Türk Milletiyiz. Çünkü biz kadim bir davanın hizmetkarlarıyız. Çünkü biz arkasında yüz milyonların duası, yanında 85 milyon kardeşi, önünde aydınlık bir yolu olan bir ekibiz. Gerektiğinde 7 düvele meydan okuyarak, gerektiğinde alın terimizi akıtarak, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak, kalbimizi açarak ülke ve millet olarak bize büyük fedakarlıklar ve mücadeleyle geldiğimiz bu noktadan geriye dönüş yoktur” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Oltu MTAL’de teknolojik dönüşüm Erzurum’da Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL)’de teknolojik dönüşüm başladı, atölyeler yeni nesil makinelerle donatıldı. Erzurum’un Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Metal Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekân Tasarımı alanlarında yaptığı büyük teknolojik yatırımla dikkat çekti. Okul bünyesindeki atölyeler, yeni nesil makinelerle yenilenerek öğrencilerin sektör standartlarında eğitim almasına imkân sağlandı. "Çelik gibi irade, teknolojiyle buluştu" anlayışıyla hareket eden okul yönetimi, öğrencilerin hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerini güçlendirdi. Toplam 13 yeni nesil makinenin kazandırıldığı atölyelerde artık ahşap ve metal alanlarında her türlü üretim yapılabiliyor. Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin ve Okul Müdürü Anıl Demircan yenileme çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla atölyeleri ziyaret etti. Ziyaret sırasında meslek öğretmenlerinden makinelerin teknik özellikleri ve eğitimdeki kullanım alanları hakkında bilgi alındı. atölyelerin modern makinelerle donatılmasında emeği geçenlere teşekkür edildi. Yetkililer, yapılan yatırımlar sayesinde öğrencilerin iş hayatına daha donanımlı şekilde hazırlandığını belirterek, okulun üretken, geliştiren ve geleceği inşa eden bireyler yetiştirmeye devam edeceğini vurguladı. Okul Müdürü Anıl Demircan yapılan yatırımlarla Oltu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin, bölgenin mesleki eğitimdeki önemli merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini altını çizdi. Öte yandan Bilişim Teknolojileri Alanı atölyesi de yenilenerek 10 adet yeni nesil bilgisayar okul bünyesine kazandırıldı. Oltu MTAL geleceğin yükselen değeri Metal Teknolojisi Alanı için alınan makineler şu şekilde sıralandı: "Lazer Kaynak Makinesi, Argon (TIG) Kaynak Makinesi, Plazma Kesme Makinesi, Punta Kaynak Makinesi" Mobilya ve İç Mekân Tasarımı Alanı için alınan makineler ise şöyle: "Kenar Yapıştırma Makinesi, Planya Makinesi, Şerit Testere Makinesi, Yatay Delik Makinesi, Kalınlık Makinesi, Freze Makinesi, Sütunlu Dikey Matkap, Çoklu Delik Makinesi, Ahşap Lazer Kesim Makinesi."
İzmir Jandarma Genel Komutanlığının "Savaşçı Yarışması" başladı Jandarma Genel Komutanlığı’nın en seçkin birliklerini bir araya getiren ve bu yıl ilk kez düzenlenen "Savaşçı Yarışması", Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığında düzenlenen görkemli bir törenle başladı. Açılış töreninde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen Jandarma Komando Özel Harekât (JÖH) ve Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) personeli, vatan savunmasındaki kararlılıklarını bu kez yarışma sahasına taşımak üzere saf tuttu. "Bu yarışma, terörle mücadeleye doğrudan katkı sağlayacaktır" Törenin açılış konuşmasını gerçekleştirilen Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanı Tümgeneral Uğur Ertekin, organizasyonun sadece bir müsabaka değil, stratejik bir tecrübe aktarım merkezi olduğunu vurguladı. Tümgeneral Ertekin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:"Bu yarışma; JÖAK ve JÖH taburlarımız dahil olmak üzere toplam 27 tabur komutanlığımızın bir araya geldiği devasa bir tecrübe paylaşım platformudur. Burada sergilenecek her taktik ve paylaşılacak her tecrübe, teröristle mücadele harekatımıza doğrudan katkı sağlayacaktır." "Disiplinle yazılır tarihteki her zafer" Konuşmasında disiplin ve milli irade vurgusu yapan Tümgeneral Ertekin, vatan şairinin "Nizâm-ı âlem için kurban olur her nefer, Disiplinle yazılır tarihteki her zafer!" dizelerini hatırlatarak, personelin sergileyeceği özverinin aziz milletin sarsılmaz iradesini temsil ettiğini belirtti. Ertekin, personelin sahadaki çeviklik ve cesaret sınavından Jandarma Genel Komutanlığı’na yaraşır bir başarıyla çıkacağına olan inancını dile getirerek, "Kılıcınız keskin, yolunuz açık olsun" sözleriyle konuşmasını tamamladı. "Muharebe kabiliyeti ve unsur başarısı test edilecek" Yarışmanın teknik detaylarına ilişkin bilgi veren Jandarma Üsteğmen Ahmet Beraç ise JÖH ve ilgili diğer unsurların katılımıyla icra edilen bu zorlu süreçte personelin; fiziksel kondisyonu, çevikliği ve muharebe ortamında görev icra edebilme kabiliyetinin test edileceğini belirtti. Beraç, değerlendirmelerde personelin bireysel başarısının yanı sıra unsur başarısının da temel kriter olarak göz önünde bulundurulacağını ifade etti. "İlk gün: stratejik brifing ve kura heyecanı" Açılış töreninin ardından program, yoğun bir faaliyet takvimiyle devam etti. Sabah oturumunda gerçekleştirilen "Bilgilendirme Brifingi" ile yarışmacı unsurlara teknik detaylar ve parkur kuralları aktarıldı. Öğleden sonraki bölümde ise heyecan seviyesi artarak devam etti. Yarışmacı birlikler; "Hızlı ve Sütreli", "Sıcak Temas" ve "Büyük Kapışma" olarak adlandırılan üç özel parkurun tanıtımı için sahaya indi. Tanıtım faaliyetlerinin hemen ardından, takımların yarışma sıralamasını belirleyen kritik kura çekimi gerçekleştirildi. "Elit birlikler sahada" Toplam 27 taburdan 216 kahraman personelin katılım sağladığı organizasyon, 26 Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek. Beş gün sürecek olan bu zorlu süreçte birlikler, hem fiziksel dayanıklılıklarını hem de taktiksel zekalarını en üst seviyede sergileyecek. Yarışma, ilk parkur mücadeleleriyle hız kazanacak.
İstanbul Yılbaşı öncesi sahte alkol uyarısı Tadı, kokusu ve rengi etil alkolle birebir aynı olan metil alkol, vücuda girdiği andan itibaren sessizce öldürüyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erkan Temizkan, sahte alkole karşı yılbaşı öncesi hayati uyarılarda bulundu. Yılbaşı döneminde alkol tüketiminin artmasıyla birlikte, piyasaya sürülen sahte içkiler yeniden gündeme geldi. Özellikle metil alkol içeren ürünler, ilk saatlerde belirti vermeden ilerleyip kalıcı körlük ve ölüme kadar uzanan ağır tablolara neden olabiliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral ve Medipol Üniversitesi Esenler Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erkan Temizkan, vatandaşları hayati risklere karşı uyardı. İlk belirti gözlerde ortaya çıkıyor Sahte alkol olarak bilinen metil alkolün, halk arasında tüketilen etil alkolden tamamen farklı ve son derece tehlikeli bir madde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kocabora, metil alkolün vücutta metabolize edilemediğini belirtti. Prof. Dr. Kocabora, bu nedenle vücutta formik asit adı verilen toksik bir maddenin biriktiğini söyledi. Bu maddenin özellikle sinir hücrelerinin enerji üretimini bozduğunu ifade eden Prof. Dr. Kocabora, "Metil alkol zehirlenmesinde ilk bulgular genellikle gözlerde ortaya çıkar. Kişiler, alkolü tükettikten sonra kendilerini bir süre iyi hissedebilir ancak yaklaşık 12 ila 24 saat içinde görme bulanıklığı, görmede sislenme ve ışık hassasiyeti gibi şikâyetler başlar" dedi. Bu belirtilere dikkat Görme şikayetlerinin ilerleyen süreçte merkezi sinir sistemini de etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kocabora, yürüme bozukluğu, konuşma güçlüğü ve bilinç bulanıklığı gibi ciddi nörolojik tabloların da gelişebileceğini belirtti. Erken müdahale edilmediği takdirde görme kaybının kalıcı körlüğe kadar ilerleyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Kocabora, bu nedenle şüpheli alkol tüketimi sonrası ortaya çıkan en ufak görme değişikliğinde bile vakit kaybetmeden acil sağlık kuruluşlarına başvurulması gerektiğini vurguladı. "Katil alkol" tüm organlarda hasara yol açıyor Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Göral, alkolün başlı başına sağlık açısından önerilmediğini vurgulayarak, özellikle yılbaşı dönemlerinde piyasaya sürülen sahte alkolün çok daha büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Metil alkolün, halk arasında "katil alkol" olarak anıldığını belirten Prof. Dr. Göral, bu maddenin sanayide kullanılan, insan sağlığı açısından hiçbir faydası olmayan son derece toksik bir kimyasal olduğunu söyledi. Metil alkolün vücuda alındıktan sonra formaldehit ve formik aside dönüştüğünü ifade eden Göral, bu maddelerin hücresel düzeyde yaygın hasara yol açtığını ve neredeyse tüm organları etkilediğini dile getirdi. Ayırt edilemiyor Metil alkolün etil alkolden görünüş, koku ve tat açısından ayırt edilemediğini vurgulayan Prof. Dr. Göral, bu durumun insanların kolayca kandırılmasına neden olduğunu söyledi. Ucuz olması nedeniyle piyasaya sürülen sahte alkolün, birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açtığını belirten Prof. Dr. Göral, "Bu durum sadece bir sağlık sorunu değil, açıkça insan hayatıyla oynanan bir cinayettir" dedi. Metil alkol zehirlenmesinde belirtilerin hemen ortaya çıkmayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Göral, kişilerin ilk saatlerde kendilerini iyi hissedebileceğini ancak 6-8 saat sonra ya da ertesi gün gün bulantı, kusma, karın ağrısı, karaciğer iltihabı, sarılık, pankreas yetmezliği ve solunum yetmezliği gibi hayati risk taşıyan tabloların gelişebileceğini söyledi. Prof. Dr. Göral, bu nedenle özellikle sahte alkol riskinin olduğu dönemlerde alkol tüketiminden kesinlikle kaçınılması gerektiğini vurguladı. Tüm vücudu zehirliyor Metil alkolün, etil alkol yerine kullanılan ancak temizlik maddeleri ve antifriz üretiminde yer alan son derece zehirli bir madde olduğuna dikkat çeken Acil Tıp Uzmanı Dr. Temizkan, bu maddenin vücutta toksik etki gösterdiğini ve ölümcül sonuçlara yol açabildiğini söyledi. Metil alkol zehirlenmesinin en tehlikeli yönlerinden birinin, belirtilerin geç ortaya çıkması olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Temizkan, sahte alkolden korunmanın tek yolunun alkolün yalnızca bilinen, güvenilir ve denetimli satış noktalarından temin edilmesi olduğunu vurguladı. Temizkan, kaçak ve kaynağı bilinmeyen alkol tüketiminin her zaman bu tür zehirlenme risklerini barındırdığına dikkati çekti.
İstanbul YÖK 2025 raporu açıklandı: İGÜ’nün çok boyutlu akademik başarısı tescillendi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Rapor, Türkiye’deki üniversitelerin akademik üretimden uluslararasılaşmaya, erişilebilirlikten kalite güvencesine kadar pek çok başlık altında performanslarını ortaya koydu. Rapora göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurularında Türkiye genelinde 1’inci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Raporda ayrıca İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin; akredite lisans programı sayısı, uluslararası öğretim elemanı istihdamı, uluslararası ödüller ve engelli dostu kütüphane kaynakları gibi başlıklarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldığı görüldü. Patent başvuruları sayısında zirve İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025’te yer alan verilere göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurusu sayısı bakımından Türkiye genelinde 1’inci oldu. Bu sonuç, üniversitenin araştırma, yenilikçilik ve ticarileşebilir akademik çıktı üretme kapasitesinin yüksekliğini ortaya koydu. Vakıf üniversiteleri arasında en fazla akredite lisans programına sahip üniversite 2024 YKS kılavuzu verileri esas alınarak hazırlanan değerlendirmede, akredite lisans programı sayısı en yüksek üniversiteler sıralandı. İstanbul Gelişim Üniversitesi, sahip olduğu 44 uluslararası akredite lisans programı ile bu alanda Türkiye genelinde 3’üncü sırada konumlanırken, vakıf üniversiteleri arasında ise 1’inci sırada yer aldı. Raporda bu tablo, akreditasyonun hem devlet hem de vakıf üniversiteleri için giderek daha belirleyici hâle geldiğini gösteren önemli göstergelerden biri olarak değerlendirildi. İGÜ’den çok boyutlu performans Rapora göre 2024 yılı itibarıyla en fazla uluslararası öğretim elemanı istihdam eden üniversiteler arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi de yer aldı. 49 uluslararası öğretim elemanı ile İGÜ, bu kategoride Türkiye genelinde 11’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 5’inci sırada konumlandı. Uluslararası alanda kazanılan ödüller açısından yapılan değerlendirmede ise İGÜ, 14 uluslararası ödül ile Türkiye genelinde 15’inci, vakıf üniversiteleri arasında 9’uncu sırada yer aldı. Üniversite kütüphanelerinde bulunan sesli kitap ve engelli dostu dijital kaynaklara ilişkin verilerde İstanbul Gelişim Üniversitesi, 329 bin 6 kaynak ile bu alanda Türkiye genelinde 20’nci, vakıf üniversiteleri arasında 8’inci sırada yer aldı. Raporda, özellikle milyon ve yüz binler düzeyinde kaynağa sahip üniversitelerin erişilebilirlik ve kapsayıcılık açısından stratejik birer merkez hâline geldiği vurgulandı. "Sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ediyoruz" İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, YÖK tarafından yayımlanan raporda elde edilen sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Yükseköğretim Kurulu tarafından yayımlanan bu raporda elde edilen sonuçlar, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi hedefini bütüncül bir ekosistem anlayışıyla hayata geçirme gayreti içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Patent başvurularında Türkiye genelinde birinci sırada yer almamız; üniversite-sanayi iş birliğini merkeze alan, araştırmayı ticarileşebilir çıktılara dönüştüren stratejik yaklaşımımızın somut bir sonucudur. Akreditasyon, uluslararasılaşma ve erişilebilirlik göstergelerinde ilk 3 üniversite arasında yer almamız ise kalite güvencesi, küresel akademik etkileşim ve toplumsal sorumluluk alanlarını birlikte ele alan sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ettiğimizi göstermektedir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak önümüzdeki dönemde de araştırma, yenilikçilik ve uluslararasılaşma ekseninde şekillenen bu ekosistemi daha da güçlendirerek ülkemizin yükseköğretim ve Ar-Ge kapasitesine katkı sunmayı sürdüreceğiz."