SAĞLIK - 18 Eylül 2022 Pazar 10:43

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş’tan kanserde CAR-T hücre tedavisi açıklaması: "Sonuçları umut vaad etmekte"

A
A
A
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş’tan kanserde CAR-T hücre tedavisi açıklaması: "Sonuçları umut vaad etmekte"

17’nci Dünya Aferez Kongresi’nin bu yılki ana teması “CAR-T hücre tedavisi” oldu.

17’nci Dünya Aferez Kongresi’nin bu yılki ana teması “CAR-T hücre tedavisi” oldu. Programda konuşan Kongre Başkanı ve CAR-T hücre tedavisinin Türkiye’de uygulandığı Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Nakli Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “Bu bir klinik araştırma, Faz-1, 2 dediğimiz erken aşama. Şu mesajı vermek isteriz; eğer tedavide standardı tükettiyseniz hekiminize mutlaka klinik araştırmalara katılmak için gönüllü olduğunuzu ifade edin. CAR-T tedavisi kanser tedavisinde çığır açan bir tedavi. Lösemi, lenfoma sonuçları umut vaad etmektedir. Ama uzun dönem sonuçlarını beklemek lazım” dedi.


Dünya Aferez Birliği (WAA) ve Avrupa Hemaferez Derneği (ESFH) tarafından 14-17 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da 17’nci Dünya Aferez Kongresi ve 22’nci Avrupa Hemaferez Kongresi ve Ulusal Transplantasyon ve Hücresel Tedaviler Kongresi hibrit olarak gerçekleştirildi. Şişli’de bir otelde gerçekleştirilen programa 5 kıtadan 31 ülkeden 400’ün üzerinde katılımcı kayıt olurken, ana tema hematolojik kanserlerle mücadelede çığır açan gelişme olarak ifade edilen "CAR-T hücre tedavisi" oldu. Programın son gününde düzenlenen basın toplantısına Dünya Aferez Birliği ve Dünya Aferez Kongresi Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, Aferez Derneği Başkan Yardımcısı, Kayseri Şehir Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Direktörü Prof. Dr. Serdal Korkmaz, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, Transplantasyon ve Hücresel Tedaviler Derneği’nden Doç. Dr. Mehmet Sinan Dal katıldı. Toplantıda Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kişiselleştirilmiş “CAR-T hücre tedavisi"nin Türkiye’de klinik araştırma çerçevesinde uygulandığı bir nokta olduğu ifade edildi. Bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerine karşı yönlendirilerek, kanser hücrelerinin yok edilmesine imkan sağlayan kişiselleştirilmiş tedaviye ilişkin bilgiler verildi. Tedavinin multiple myeloma hastalarına uygulandığı ifade edilirken, Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Nakli Merkezi Direktörlüğünü de yürüten Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, şu anki sonuçların gelecek için umut verici olduğunu, uzun dönem sonuçlarının beklenmesi gerektiğini söyledi.



“Klinik araştırma kapsamında CAR-T hücrelerini uygulamaktayız”


CAR-T hücre tedavisinden elde edilen ilk bulguların umut vaad ettiğine vurgu yapan Dünya Aferez Birliği ve Dünya Aferez Kongresi Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “CAR-T hücre tedavisi normalde T hücrelerimiz bağışıklık hücresi, vücut savunmasında görev alıyorlar. Biz bu tedavide ne yapıyoruz; insanın kendi T hücrelerini toplayıp laboratuvar ortamında bunların genetik bilgisini değiştiriyoruz. Bir genetik bilgi aktarıyoruz. Genetik bilgiyle bu T hücrelerine bir reseptör ilave ediyoruz. Bu reseptör ne yapıyor; kanser hücrelerine gidip spesifik olarak tanıyorlar. Bir taraftan gidip tümör hücresini tanıyıp bağlanıyor, bir taraftan da normal fizyolojik olandan daha güçlü bir şekilde kanser hücresini öldürmüş oluyor. Bir nevi genetik, hücresel tedavi bir nevi de immünoterapi. Dünyada CAR-T tedavileri hızla artmakta. Bu sene düzenlediğimiz 17’inci dünya kongresi ve 22’nci Avrupa Kongresi’nde ana tema da CAR-T hücresiydi” dedi.



“Lösemi, lenfomada sonuçları umut vaad etmekte”


Yürütülen çalışma hakkında bilgi veren ve çalışmanın uzun dönem sonuçlarının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “Ülkemizde biz kendi merkezimizde klinik araştırma kapsamında CAR-T hücrelerini uygulamaktayız. Bu bir klinik araştırma, Faz-1, 2 dediğimiz erken aşama, dünyada ruhsat aşamasında olan 6 ürün var, bunlar daha çok Amerikan kaynaklı. Ülke hücresel tedaviler ve immünoterapiler konusunda dünyanın gelişmiş Batı ülkelerinden daha geri değiliz. Hatta daha ileriyiz diyebiliriz. Bizi izleyen izleyicilerimize de şu mesajı vermek isteriz; eğer standardı tükettiyseniz hekiminize mutlaka klinik araştırmalara katılmak için gönüllü olduğunu ifade edin. Klinik araştırma merkezlerine başvurun. Standardı tükettikten sonra klinik araştırmalar sizin için en iyi opsiyon olacaktır. CAR-T hücre tedavisi her derde deva değil, uygun hastaya uygun dozda uygun zamanda verildiği zaman önemli bir tedavi seçeneğidir. CAR-T tedavisi kanser tedavisinde çığır açan bir tedavi. Lösemi, lenfoma, myelomada sonuçları umut vaad etmektedir. Ama uzun dönem sonuçlarını beklemek lazım” şeklinde konuştu.



"Plazma değişiminin etkinliği yaptığımız çalışmalara göre yüzde 85-90"


Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı yürütülen ve ödül aldıkları tedavi yöntemine ilişkin bilgi veren Aferez Derneği Başkan Yardımcısı ve Kayseri Şehir Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Direktörü Prof. Dr. Serdal Korkmaz, “Abel Turner Genç Araştırmacı Ödülü olarak geçiyor. Bu yıl da ben ve ekibim aldık ödülü. Yaptığımız çalışma Kırım Kongo Kanamalı hastalardaki tedaviyle ilgiliydi. Gerçekten nadir bir hastalık ve henüz tedavisi dünyada bilinmiyor. Biz de en iyi destek tedavisinin tedavi edici plazma değişimi olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle orta ve ağır risk grubundaki hastalara biz bu tedaviyi uyguluyoruz. Plazma değişiminin etkinliği de bizim yaptığımız çalışmalara göre söylüyorum; yüzde 85-90 olarak bildirebilirim. Bunun tüm dünyada yaygınlaşabilmesi için birtakım kılavuzlar var, zamanla bu kılavuzlara girdiğinde tüm dünya bu tedaviden faydalanacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu.



"2-3 sene sonra tüm dünyada yaygınlaşır diye düşünüyorum"


Çalışmanın 2-3 sene içerisinde dünya ülkelerinde yaygınlaşabileceğini belirten Prof. Dr. Serdal Korkmaz, “Dünyayla paylaşmak için bu kongre bir fırsattı. Zaman gösterecek, belki 2-3 sene sonra tüm dünyada yaygınlaşır diye düşünüyorum. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin yaygınlığı İç Anadolu’nun kuzey tarafı, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ve Orta Karadeniz’de daha çok görülüyor. Ama tek tek vakalar aslında Türkiye’nin her tarafında var. Normalde semptomlar gribal enfeksiyon semptomları gibidir, bu şikayetleri herhalde grip geçiriyorum diye buna bağlıyorlar, gelmiyorlar. Ne zaman ki herhangi bir kanama meydana geldiğinde hastamızın vücudunda acil servise o zaman başvuruyor. Ama bazen iş işten geçmiş olabiliyor. Zaten kaybettiğimiz vakalarda genellikle bu şekilde geç gelmiş vakalar oluyor” dedi.



“2021 yılında yaklaşık 5 bin civarı kök hücre nakli yapıldı”


İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, kök hücre tedavisine ilişkin dünyadan ve Türkiye’den oranlar paylaşarak bağışın önemine dikkat çekti. Türkiye’nin etkili kök hücre nakli yapan ülkeler arasında en önde yer aldığına vurgu yapan ve bu alandaki çalışmaların süreci daha başarılı bir noktaya getireceğine inandığını dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:


“1 milyon civarı kayıtlı kemik iliği bağışçısı var ve son yıllarda yıldan yıla katlanarak gelişen bir sistem. Kendim de Türkök bağışçısıyım, dünyada yılda 60 bin civarında kök hücre nakli yapılıyor. Ülkemizde 2021 yılında yaklaşık 5 bin civarı kök hücre nakli yapıldı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bulgaristan’da ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’ sanatseverlerle buluştu Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosluğu, Filibe Belediye Başkanlığı, Filibe Ressamlar Derneği ve Nöbet Tepe Kültür Sanat ve Edebiyat Kulübü iş birliğiyle düzenlenen ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, Bulgaristan’ın kültür başkenti Plovdiv’de sanatseverlerle buluştu. Plovdiv Belediye Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen serginin açılışı, yoğun katılım ve güçlü diplomatik temsil ile görkemli bir atmosferde gerçekleşti. Açılışa Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav başta olmak üzere diplomatik temsilciler, yerel yöneticiler, sanatçılar ve çok sayıda sanatsever katıldı. Küratörlüğünü Aynur Mahmudova Kaplan’ın üstlendiği sergide, 30 Türk ve 30 Bulgar sanatçının 120 eseri yer aldı. Resim, özgün teknikler ve çağdaş yorumlarla zenginleşen eserler; iki ülke arasındaki ortak kültürel hafızayı, tarihsel bağları ve sanat yoluyla kurulan dostluğu görünür kıldı. Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav yaptığı konuşmasında, iki ülkenin gerek coğrafi gerek kültürel benzerliklerinden bahsederek, bu tür etkinliklerin daha da artmasını diledi. Organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Birsen Çeken ve ekibine de teşekkür belgesi sunuldu. ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, 15 Ocak 2026 tarihine kadar Plovdiv Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.
Aydın Aydınlı sağlık ekibi birinciliği bırakmadı Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım ekibi, çocuk yoğun bakım alanında yürüttükleri bilimsel çalışmalarla üst üste dört yıldır ödül almayı başarırken, bu yıl da birincilik ödülüne layık görüldü. Geçtiğimiz ay Antalya’da düzenlenen Uluslararası Katılımlı 21. Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi ile 17. Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Hemşireliği Kongresi’nde, Türkiye’nin saygın üniversiteleri ve eğitim araştırma hastanelerinin yer aldığı kategoride, Aydınlı ekibin çalışması birincilik ödülü aldı. Birincilik ödülüne layık görülen çalışma, kongrede ekip adına Selma Albayrak tarafından sunulan "Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde; Hemşire Odaklı Bispektral İndeks (BIS) İzlemiyle Uygulanan Sedasyon Protokolünün Klinik Sonuçlara Etkisi: Prospektif, Randomize Kontrollü Çalışma" başlığını taşıyor. Sağlık ekibi geliştirdikleri yeni protokol sayesinde, solunum cihazına bağlı çocuklarda kullanılan anestezik ilaçların miktarını belirgin şekilde azaltmayı başardı. Çocuk Yoğun Bakım ekibinin sorumlusu Doç. Dr. Ekin Soydan, başarıya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: "Bu kongrelerde Türkiye’nin en saygın hastaneleri yer alıyor. Bildiğimiz kadarıyla dört yıl üst üste ödül alan başka bir merkez bulunmuyor. Bu nedenle elde edilen başarı bizim için ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı. Ekip arkadaşımız Selma Albayrak, yıl boyunca araştırmamızın bulgularını titizlikle derleyerek kongrede son derece başarılı bir sunum gerçekleştirdi. 1.lik ödülünü tekrar kazanmamızı sağladı. Yaklaşık 3,5 yıldır Aydın’da görev yapan bir hekim olarak, hasta bakımında son derece özverili, insani ve mesleki açıdan güçlü bir yoğun bakım ekibiyle çalışıyorum. Bu başarının arkasındaki en önemli güç, ekip arkadaşlarımdır. Önceki yıllarda birincilik ödülü alan çalışmalarımızın yurt dışında saygın dergilerde yayımlanacak olması bizi ayrıca mutlu etti. Çalışmalarımızda ve mesleki eğitim sürecimde büyük katkıları bulunan, İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nden Prof. Dr. Hasan Ağın hocama da buradan özellikle teşekkürlerimi iletmek isterim’
Ankara Karahantepe, Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Karahantepe’nin Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildiğini duyurdu. Şanlıurfa’da yürütülen Taş Tepeler Projesi’nin parçası olan Karahantepe, Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterilerek derginin kapağına taşındı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaların insanlık tarihine dair mevcut kabulleri yeniden şekillendirdiğini vurguladı. "Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya devam edeceğiz" Bakan Ersoy, yürütülen çalışmaların insanlık tarihine dair bilinenleri yeniden şekillendirdiğini aktararak, "26 Kasım’da 5. yılını kutladığımız Taş Tepeler Projesinin önemli bir parçası olan Karahantepe dünyanın saygın yayınlarından Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterildi ve derginin kapağında yer aldı. Bu topraklarda yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar, insanlık tarihine dair bildiklerimizi yeniden şekillendiriyor. İnanıyorum ki mikro analizlerden arkeometriye, sembolik buluntulardan koruma faaliyetlerine uzanan bu kapsamlı süreç, Taş Tepeler’i dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecek. Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, bilimle gün yüzüne çıkarmaya; kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.