EĞİTİM - 28 Ekim 2022 Cuma 10:28

‘Yarını Kodlayanlar’ projesinden 30 köy okuluna teknoloji sınıfı

A
A
A
‘Yarını Kodlayanlar’ projesinden 30 köy okuluna teknoloji sınıfı

Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından 6 yıl önce hayata geçirilen ‘Yarını Kodlayanlar’ projesi, kırsal bölgelerde kurulan teknoloji sınıflarıyla eğitime katkısını sürdürüyor.

Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından 6 yıl önce hayata geçirilen ‘Yarını Kodlayanlar’ projesi, kırsal bölgelerde kurulan teknoloji sınıflarıyla eğitime katkısını sürdürüyor.



Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirilmesi hedefiyle hayata geçirilen ‘Yarını Kodlayanlar’ projesi, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak üzere atılan adımlarla büyümeye devam ediyor. Proje kapsamında, kırsal bölgelerdeki öğrencilerin teknolojiye erişimini artırmak amacıyla 30 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açıldı. Çevre köyler de dahil 6 bini aşkın çocuğa ulaşan projede, projeksiyon cihazı, 3D kalem, bilgisayar, 3D yazıcı, eğitim ve STEM kitleri, Zoom iletişim ve etkinlik araçlarının yer aldığı sınıflarda öğrencilere kodlama başta olmak üzere çeşitli teknoloji eğitimleri veriliyor. Ailelere yönelik özel buluşma ve eğitimlerin de düzenlendiği projede bugüne kadar yaklaşık 2 bin 500 veliye ulaşıldı. Yakın dönemde 15 okulda daha teknoloji sınıfları açılarak toplam 45 okula ulaşılması hedefleniyor.



‘Yarını Kodlayanlar’ın bir alt projesi olan ‘Köy Okulları’ projesi kapsamında yapılan çalışmalar, Gaziantep’te düzenlenen toplantıda paylaşıldı. Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır’ın katılımıyla düzenlenen toplantı sonrası, Gaziantep Yamaçoba İlkokulu’nda açılan teknoloji sınıfı da ziyaret edildi.



Konu hakkında değerlendirmede bulunan Engin Aksoy, “Şirket olarak, tüm dünyada amaç odaklı bir şirket olma hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu faaliyetlerimizde Türkiye Vodafone Vakfı’nın önemli payı var. Vakıf olarak, bugüne kadar reel değeri 104,3 milyon TL olan 16 sosyal projeyle 4,2 milyon kişiye ulaştık. ‘Yarını Kodlayanlar’ projesiyle, ülkemizin dört bir yanında 7-14 yaş arası çocuklara kodlama eğitimleri veriyoruz. Projemizin başlangıcından bu yana ulaştığımız çocuk sayısı 280 bini aştı. ‘Yarını Kodlayanlar’ın bir alt projesi olan ‘Köy Okulları’ projesinde ise ülkemizin farklı noktalarındaki köy okullarında tam donanımlı teknoloji sınıfları açarak çocuklarımızın teknoloji okuryazarlığını artırıyoruz. Bugüne kadar 30 okulda sınıf açtık. Verdiğimiz eğitimlerle, bir yılda çevre köyler dahil olmak üzere toplam 6 binden fazla çocuğa ve yaklaşık 2 bin 500 veliye ulaştık. Hedefimiz, 15 köy okulumuzda daha teknoloji sınıfları açmak. Böylece, teknoloji sınıflarımızın toplam sayısı 45’e çıkacak. Ayrıca, gezici eğitimlerle 360 köyü dolaşarak eğitimlerimizi 10 bin çocuğa daha ulaştırmayı hedefliyoruz. Vakıf olarak, köy okullarında kurduğumuz teknoloji sınıflarıyla, dijitalleşmeye ihtiyacı olan ama erişim imkânı olmayan öğrencilerimiz için bir fırsat penceresi açmanın, teknolojiyi çocuklarımızın ayağına getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Açtığımız ve açacağımız teknoloji sınıflarıyla, donanım ve eğitim anlamında köy okullarındaki çocuklarımıza fayda sağlamaya devam edeceğiz.”



Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ise şöyle konuştu:


“Ülkemizin kalkınması için teknolojinin çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Bu yüzden 6 yıl önce ‘Yarını Kodlayanlar’ projesini başlattık. Bu proje ile çocukların teknolojiyi sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bireyler olarak yetişmesi için eğitimler veriyoruz. Geçtiğimiz yıl ise köy okullarına destek vermek amacıyla yola çıktık. Okullarda açtığımız teknoloji sınıfları ile çocukların dijital becerilerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca okullardaki öğretmenlerimizin de kodlama, üç boyutlu tasarım gibi becerilerini geliştirerek okul içinde bir dijital öğrenme ekosistemi oluşturmayı amaçlıyoruz. Okulda sadece öğretmenler değil, çocuklar da kendi aralarında birbirlerine öğrendiklerini anlatarak bu sürece katkı sunuyorlar. Bu teknoloji sınıflarının yaşayan bir yer olması bu yüzden önemli. Projemiz ile birlikte köy okullarında daha fazla çocuğa erişmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”



Proje hakkında şu bilgiler verildi:


3 ana başlıkta 35 farklı konuda eğitim


‘Köy Okulları’ projesi kapsamında açılan teknoloji sınıflarında öğrencilere 3 ana başlıkta 35 farklı konuda eğitim alma imkânı sunuluyor. Buna göre, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine “İlk Kodumu Yazıyorum”, “Kendi Kuklamı Çiziyorum”, ‘Görsel Efektler’, “Kendi Oyunumu Tasarlıyorum”, ‘Balık Avı Oyunu’ gibi başlıklar altında Scratch eğitimleri; ilkokul öğrencilerine ‘Anahtarlık Yapımı’, ‘Hediye Kutusu Yapımı’, ‘Desenli Kalemlik Tasarımı’, ‘Şampiyonluk Kupası’, ‘Lego Tasarımı’ gibi başlıklarda Tinkercad eğitimleri; ortaokul öğrencilerine de ‘Micro:bit ve Sensörler’, ‘Dot Matrix Kullanımı’, ‘İki Buton ile LED Kontrolü’, ‘Geliştirme Kartı ile Çalışma’ gibi başlıklarda Micro:bit eğitimleri veriliyor. Ayrıca, her sınıfta bir bilim kitaplığı köşesi de bulunuyor.



Her okulda 2 öğretmen gönüllü olarak destek veriyor


Teknoloji sınıfları için her köy okulunda 2 öğretmen olacak şekilde toplam 60 kişilik özel bir eğitmen kadrosu eğitim süreçlerine gönüllü olarak destek veriyor. Yarını Kodlayanlar Projesi Eğitmen Eğitimi’ne dahil edilen bu öğretmenlere “Scratch ile Kodlama Öğrenme”, “Tinkercad ile Üç Boyutlu Dünyalar”, “Micro:bit ile Elektronik Dünyalar”, “Dijital Pedagoji”, “3D Yazıcı ve 3D Kalemle Üretim” başlıklarında eğitimler veriliyor. Aylık buluşmalarla öğretmenlere güncel bilgi aktarımı sürdürülüyor.



Ailelere dijitalleşme eğitimleri


‘Köy Okulları’ projesi kapsamında ailelere yönelik özel buluşmalar ve eğitimler de düzenleniyor. Bu buluşmalarda, ‘Dijitali Güvenli Kullanma’, ‘E-devlet, E-bankacılık Gibi Elektronik Uygulamalar’ ve ‘Dijital Ebeveynlik’ gibi konularda eğitimler verilerek ebeveynlerin 21. yüzyıl yetkinlikleri, dijital dünyada yararlanabilecekleri kaynaklar ve dikkat etmeleri gereken önemli konular hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanıyor.



Her 1 TL’lik yatırıma 7,6 TL’lik sosyal değer


‘Köy Okulları’ projesine özel olarak hazırlanan sosyal etki raporuna göre, projeden faydalanan öğrencilerin gözünden kendilerindeki en büyük iki değişim, motivasyon (yüzde 65,88) ve 21. yy. yetkinlikleri (yüzde 65,58) başlıklarında oldu. Projeye yatırılan her 1 TL’lik yatırım için 7,6 TL’lik sosyal değer oluşturuldu.



280 bini aşkın çocuğa ulaşıldı


‘Yarını Kodlayanlar’ projesiyle, Türkiye’nin dört bir yanında yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş, algoritma mantığı, uygulama yapma, hikâye oluşturma ve oyun yapma gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Bugüne kadar 81 ilde 280 bini aşkın çocuğa ulaşan proje kapsamında son 1 yılda elde edilen toplam sosyal değer 14 milyon TL olurken, projeye yapılan her 1 TL’lik yatırım 7,7 TL değerinde sosyal fayda oluşturdu. Öğrenci, öğretmen ve aileler dahil 92 bin kişiye daha teknoloji eğitimi verilmesi hedeflenen proje, geçen yıl düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nin ardından bu yıl da Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Üst Düzey Siyasi Forumu’nda yer alarak bir kez daha tüm dünyaya tanıtıldı. ‘Yarını Kodlayanlar’ eğitimlerine online eğitim platformu Yarinikodlayanlar.com üzerinden de ücretsiz ulaşılabiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."