EKONOMİ - 01 Aralık 2022 Perşembe 15:28

İş Bankası ve ODTÜ’den denizler için iş birliği

A
A
A
İş Bankası ve ODTÜ’den denizler için iş birliği

Türkiye İş Bankası’nın ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sunduğu ‘Deniz Kâşifi’ adlı glider cihazı, gemilerden bağımsız olarak denizlerde ölçüm yaparak bilim insanlarının ihtiyaç duyduğu verileri toplayacak.

Türkiye İş Bankası’nın ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sunduğu ‘Deniz Kâşifi’ adlı glider cihazı, gemilerden bağımsız olarak denizlerde ölçüm yaparak bilim insanlarının ihtiyaç duyduğu verileri toplayacak.



Türkiye İş Bankası ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), denizlerimizdeki yaşama dair bilimsel ve akademik çalışmalara destek olmak üzere bir iş birliğine gitti. Denizlerle ilgili araştırma yapan bilim insanları, akademisyenler ve araştırmacılar açısından büyük önem taşıyan iş birliği kapsamında, İş Bankası, Fransa’da üretilen ve ‘Deniz Kâşifi’ adı verilen, ülkemizde ilk kez kullanılacağı belirtilen insansız su altı planörü glider cihazını, ODTÜ bünyesindeki Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sundu. ‘Deniz Kâşifi’nin üniversiteye teslimi vesilesiyle İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu ve bilim dünyasından konukların katılımıyla bir tanıtım toplantısı düzenlendi.



Gemiden bağımsız 100 güne kadar ölçüm yapabiliyor ve 1000 metre derinliğe inebiliyor


Yapılan açıklamaya göre, deniz altında gemiden bağımsız olarak belirlenen bir rota çerçevesinde 100 güne kadar ölçüm yapabilen ve 1000 metre derinliğe kadar inebilen cihaz, yüzeye çıktığında topladığı verileri belli aralıklarla uydu sistemi üzerinden bilim insanlarına aktarabiliyor. Sıcaklık, tuzluluk, oksijen, klorofil, bulanıklık gibi su kolonunun özelliklerini ölçebilen çok çeşitli sensörlerle donatılan glider cihazı, her türlü koşulda oşinografik ölçümler için kullanılabiliyor. Cihazı dünyadaki benzerlerinden ayıran en önemli özelliği ise üzerinde taşıdığı gerçek zamanlı azot ölçebilen sensörü. Bu sensör, şu anda denizlerde besin tuzu ölçümü yapabilen en son teknolojiyi içeriyor.



Kirliliğin önlenmesi ve ekosistemin sürdürülebilirliğinde yol gösterici olacak


Cihaz, iklim değişikliğinin denizlerdeki olumsuz etkileri başta olmak üzere veri ihtiyacı çok fazla olan sorunların tespit edilmesi, takip edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi, çözüm önerilerinin geliştirilebilmesi için veri toplayacak. ‘Deniz Kâşifi’ topladığı verilerle denizlerimizin sağlığının korunması, kirliliğin önlenmesi ve giderilmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması başta olmak üzere denizlerimizdeki ekosistemin sürdürülebilirliğinde bilim dünyasına yol gösterici olacak.



Cihazın topladığı verilerden elde edilen sonuçlardan, denizlerle ilgili araştırma yapan ülkemizdeki tüm bilim dünyası, akademisyenlerin yanı sıra karar vericiler de yararlanabilecek.



“Kaynakların sınırsız olduğunu düşünerek başladığımız yolculukta sınırlara yaklaşıyoruz”


İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, toplantıda şöyle konuştu: “Aklıyla, muhakeme gücüyle, iletişim becerileri ve hayal kurma kabiliyeti ile diğer türlerden ayrışan, araç gereç geliştirme yetenekleriyle diğer türlerden üstün olan insanoğlu, üzerinde yaşadığı gezegenin sonunu getirme konusunda da bu üstünlüklerini kullanmada kararlı ve emin görünüyor. Boş ve çok güzel bir gezegende kaynakların sonsuz, sınırsız olduğunu düşünerek başladığımız yolculukta, yavaş yavaş sınırlara yaklaştığımızı görüyoruz.”



Savaşlar, yoksulluk, göçlerle susuzluk, kıtlık ve çevre kirliliği arasında çok yakın bir ilişki bulunduğuna dikkat çeken Aran, “İhtiyacımızdan fazlasını tüketerek, yok ederek, kirleterek acımasızca ve düşüncesizce, büyük bir hırsla, kaybet-kaybet anlayışıyla hareket ediyoruz. Yakın geçmişte başlayan savaş, enerji ve gıda krizi, su baskınları ve orman yangınları bizi kendimize getirmeye maalesef yetmedi” dedi.



2021 yılında Marmara Denizi’nde görülen müsilajı hatırlatan Aran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir sabah uyandığımızda masmavi denizimizin üzerinde daha önce hiç görmediğimiz adını da daha sonra öğrendiğimiz müsilaj gerçeğiyle yüzleştik. Bilim insanlarımızın yıllarca dile getirdikleri, kendilerine dert edindikleri gerçekleri ve riskleri anlayabilmemiz için illa görmemiz, yaşam kalitemizi etkileyecek boyutlara yükselmesini beklememiz gerekiyor. İşte bizlere, kurumlara düşen görev, o gün gelmeden sorumluluk almak ve elimizi taşın altına koymaktır.”



“Cihaz, geleceğe dair umudumuzun göstergesi olması açısından bizim için çok anlamlı”


Üniversitenin kullanımına sundukları ‘Deniz Kâşifi’nin, böyle bir sorumluluk ve inisiyatife örnek olduğunu vurgulayan Aran, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde deniz kirliliği konusundaki bilimsel ve akademik çalışmalara destek olacak cihazın denizlerle ilgili yürütülen bilimsel ve akademik çalışmaların daha verimli ve büyük ölçekli yapılabilmesine olanak sağlayacağını ifade etti.



Hakan Aran, “Cihaz, geleceğe dair umudumuzun bir göstergesi olması açısından bizim için çok anlamlı. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken ‘önemli olan geçmişten ne getirdiğimiz değil, bizim geleceğe ne götüreceğimiz’ anlayışıyla, ‘dünya bizim gelecek bizim’ diyerek sürdürdüğümüz bu yolculukta inisiyatif almaya devam edeceğiz” dedi.



“Amacımız denizlerden planlı, sürdürülebilir ve daha verimli faydalanmak “


Glider cihazıyla iklim değişikliği başta olmak üzere denizlerde birçok soruna çözüm geliştirebilecek çalışmaların mümkün olacağını belirten Rektör Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, “Bu kapsamda denizlerimizin daha iyi anlaşılması ve ekosistem sağlığının durumunu daha iyi tespit edilmesi sağlanacak. Bunun, İş Bankası ile denizlerimiz üzerindeki iş birliğimizde çok önemli bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Bilimsel mükemmeliyet önceliğimiz yanında üniversite-sanayi iş birliği vizyonumuzu da desteklemek amacıyla bir süre önce bünyemizde bir İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi kurduk. Bu merkez çatısı altında da özellikle topumu bilinçlendirme, kapasite geliştirme ve farkındalık konularında İş Bankası ile iş birliğini çok önemsiyoruz. Ülke ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak denizlerden planlı, sürdürülebilir ve daha verimli faydalanmak adına bu proje süresince yürütülecek çalışmalara herkesi katkı vermeye davet ediyorum. Umuyorum ki İş Bankası ile denizlerimiz üzerine başlattığımız bu iş birliği güçlenerek devam edecek ve en başta Marmara Deniz olmak üzere tüm denizlerimizin sağlığına yönelik çığır açıcı çalışmalara ve çözümlere yönelik adımlar atılacaktır.’’



“Daha temiz bir dünya için çalışıyoruz”


Prof. Dr. Barış Salihoğlu da Deniz Kaşifi, glider gibi mobil otonom cihazların, esasında merkezinde ODTÜ Bilim gibi oşinografik araştırma gemileri olan, gemi, sabit ve mobil araç ve cihazları içeren entegre gözlem sistemleri içerisinde anlam ve etki oluşturacağını söyledi. Deniz Kâşifi’nin, bu yönde atılmış kritik bir adım olduğunun altını çizen Prof. Dr. Salihoğlu, “Bu tür gözlem sistemleri, umarız ülkemizde artarak yayılacak. Bu konuda çalışmak isteyen her kuruma destek olmaya hazırız. Deniz Kâşifi’nin, Türkiye İş Bankası ile deniz araştırmalarıyla ilgili iş birliğinde çok önemli bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. İş Bankası ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitümüz iş birliğini toplumu bilinçlendirme, deniz ve iklim okuryazarlığını arttırma yönünde de ilerletmek arzusundayız. Gerek DEKOSİM - Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Merkezi gerek yeni kurulan ODTÜ İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi kapsamında yeni fikirler ve projeler geliştiriyoruz. Umudumuz gelecek nesillere daha mavi denizler, daha temiz bir dünya bırakabilmek.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.