EKONOMİ - 14 Haziran 2023 Çarşamba 13:12

Avukat Ali Alper Tüfekçi, kira sözleşmesi ve tahliye konularına ilişkin bilgiler verdi

A
A
A
Avukat Ali Alper Tüfekçi, kira sözleşmesi ve tahliye konularına ilişkin bilgiler verdi

Dünya genelinde yaşanan enflasyonist dönemde hem konut sahiplerinin hem de kiracıların haklarını bilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Avukat Ali Alper Tüfekçi, “İki tarafın da ortak bir paydada buluşması kira sürecini uyum içerisinde geçirmelerini sağlayacaktır” dedi.

Dünya genelinde yaşanan enflasyonist dönemde hem konut sahiplerinin hem de kiracıların haklarını bilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Avukat Ali Alper Tüfekçi, “İki tarafın da ortak bir paydada buluşması kira sürecini uyum içerisinde geçirmelerini sağlayacaktır” dedi.



Kira sözleşmesi, kiraya verilen yeri kullanan kişinin, kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi kabul ettiği yazılı şekil şartına bağlı olmayan bir sözleşme türüdür. Bazı durumlarda sözleşme bitimince ücret gibi bir takım konularda kiracılarla anlaşamayan ev ve iş yeri sahipleri, kiracılarını tahliye etmek isteyebiliyor. Bu tür konularla ilgili detaylı bilgiler aktaran ve vatandaşlara uyarılarda bulunan Avukat Ali Alper Tüfekçi, sözleşmenin yazılı şekil şartına bağlı olmaması sebebiyle her iki tarafın da haklarına hâkim olması gerektiğine dikkat çekti. Bilinçli olunmasının, tahliye ve TEFE-TÜFE zammının uygulanabilirliği noktasında çok önemli olduğuna vurgu yapan Tüfekçi, vatandaşların kira sözleşmelerini yazılı olarak yapmaları ve TEFE-TÜFE zammını ek bir kira sözleşmesiyle bağlı hale getirmeleri konusunda tavsiyede bulundu.



“Elden ödenen kira bedeli karşılığında tarafların yazılı imzası bulunan bir belge alınmalıdır”


Avukat Ali Alper Tüfekçi, yazılı sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değindi. Kiranın ödenme şekilleriyle ilgili bilgiler de veren Tüfekçi, “Yazılı sözleşme yapılmak istenirken özellikle sözleşmelere eklenen ‘Kiracı, kira dönemi sonunda kiralananda oturmaya devam etmek isterse TEFE-TÜFE ortalamasındaki zammı şimdiden kabul ve taahhüt eder’ maddesine dikkat edilmelidir. Bunun yerine ’Kiracı kira dönemi sonunda kiralananda oturmaya devam etmek isterse yeni kira oranının yıl sonu açıklanan TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılıp karşılıklı taraflarca hesaplanıp anlaşıldığı durumda, yeni kira oranına göre ek kira sözleşmesi hazırlanıp taraflarca imzalanacaktır’ şeklinde madde koymak daha koruyucu nitelikte olacaktır. Kira hususunda değinilmesi gereken bir diğer husus kira bedelinin ödeme şeklidir. Ev sahipleri kirayı bankadan yatırılmasından ziyade elden almak istediğini belirtebilir. Bu gibi durumlarda ödenen bedel karşılığı yazılı ve tarafların imzası bulunan bir belge alınmalıdır. Zira elden para ödendiğinde parasını almadığını iddia eden ev sahibine karşı kiracının elinde yazılı bir delil bulunmadıkça Yargıtay içtihatlarına göre de kira bedeli ödenmemiş kabul edilmektedir. Ayrıca Maliye Bakanlığınca yayınlanan tebliğe göre 500 TL’nin üzerindeki kira gelirlerinin bankaya yatırılması zorunludur” dedi.



“Tahliye davası kiralanan mülkün bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır”


Ev sahibinin kendi ihtiyaçlarını öne sürerek kiracıyı tahliye etmeyi istemesi halinde bunu mahkeme karşısında kanıtlaması gerektiğini söyleyen Tüfekçi, “Kiracı isterse, kontratın bitiminden 15 gün önce ev sahibine yazılı ihtarda bulunarak evden çıkabiliyor. Bazen de ev sahibi kendi ihtiyacı sebebiyle kiraya verdiği konuttaki kiracının tahliyesini isteyebiliyor. Bu gibi durumlarda ev sahibinin gerçekten evine ihtiyacı olduğunu mahkemede kanıtlaması gerekiyor. Örnek verecek olursak, bakıma muhtaç yaşlı bir annesi olmasını veya hali hazırda başka bir evinin olmamasını ispat etmesi yeterlidir. Açılacak tahliye davasının kiralanan mülkün bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gerekmektedir. Değinilmesi gereken bir diğer husus ise kira taahhütnamesidir. Kira sözleşmesinin imzalandığı tarih ile aynı tarihli olan kira taahhütnamelerinin, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.



“Dava yoluyla kiracının tahliyesi ve kira sözleşmesinin fesih halleri bazı haller ile sınırlıdır”


Kiracının tahliyesine ilişkin süreçle ilgili de konuşan Avukat Ali Alper Tüfekçi konuşmasını şöyle sonlandırdı:


“Kiracının tahliyesine ilişkin düzenlemeler TBK’da temel iki ana başlık altında düzenlenmiş ve bildirim yoluyla tahliye davaları ve dava yoluyla tahliye davaları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. TBK 347 ve devamı maddelerinde bildirim yoluyla tahliyeye ilişkin hükümler, TBK 350 ve devamı maddelerinde ise dava yolu ile tahliyeye ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Kiracının bildirim yolu tahliye edilebilmesi için taraflar arasındaki kira sözleşmesinin en az 10 yıldır devam ediyor olması ve TBK 347’de düzenlenen diğer şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Dava yoluyla tahliye davaları için ise kanunda sayılan tahliye sebeplerinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca belirli bir sürenin geçmesi aranmamaktadır. Kira sözleşmesi bildirim yoluyla fesih edilebileceği gibi TBK 350 ve devamı maddelerinde düzenlenen şartların oluşması durumunda dava yolu ile fesih edilebilir. Ancak dava yoluyla tahliye de kira sözleşmesinin fesih halleri kanunda sayılan haller ile sınırlıdır. Diğer bir deyişle kanunda yer almayan özel bir sebebe dayanarak dava açılarak kiracının tahliye edilmesi mümkün değildir. Kiraya verenin konut ihtiyacı veya iş yeri ihtiyacı, yeni malik ihtiyaç, yeniden inşa veya imar, tahliye taahhütnamesine dayalı tahliye, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle iki haklı ihtar sonrası tahliye, kiracının veya eşinin aynı ilçede konutunun bulunması sebebi ile kiracının tahliyesi dava yoluyla kiracının tahliyesi kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Vekili Rasim Şişman: "Hayalimiz Arnavutköy’ü kadim geçmişine yeniden kavuşturmak" Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelinde sürdürdüğü ziyaretler kapsamında Arnavutköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar bir araya geldi. Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelindeki mahallelerde vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Vekili Şişman, Arnavutköy’ün dünyada benzeri olmayan bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Çok kadim bir yerdeyiz. Burası çok değerli bir mahalle. Dünyada eşi benzeri yok. Belli şeyleri yeniden canlandırmanız lazım. Hayalimiz Arnavutköy’ü ileriye taşımaktan çok, geçmişindeki ruhu ve kültürü yeniden canlandırmak. Arnavutköy Çileği, Arnavutköy Festivali gibi değerleri tekrar yaşatmak ve mahalleye sosyal tesis kazandırmak istiyoruz. Teofania Yortusu’nun 25 yıl sonra yeniden Arnavutköy’de kutlanmasını çok isterim" dedi. Altyapı ve denetim çalışmalarına da değinen Başkan Vekili Rasim Şişman, "2026 yılı, yol bakım onarım yılı olacak. Biz 13 yere ruhsat vermişiz ama bunun dışında 19 yeri mühürlemişiz. 2025 yılı içinde, 51 işletmeye toplam 17 milyon lira ceza kestik. Bu 51 işletmenin 32’si Arnavutköy’de. 37 işletmeye gürültü, 23 işletmeye de koku, duman gerekçesiyle çok ağır yaptırımlar uyguladık. Çok hızlı şekilde kısa, orta, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyabileceğimiz bir acil eylem planını oluşturarak ciddi anlamda ağırlık vereceğiz Arnavutköy’e" diye konuştu.
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."