YEREL HABERLER - 01 Nisan 2014 Salı 12:12

Kurtuluş “hoca Değişikliği Takımı Etkiledi”

A
A
A
Kurtuluş “hoca Değişikliği Takımı Etkiledi”

GALATASARAYLI FUTBOLCU YEKTA KURTULUŞ:
“BEN OYNAMAK İÇİN KİRALIK OLARAK GİTMEYİ DÜŞÜNDÜM"
"TRABZONSPOR KİRALIK OLARAK İSTEMEDİ”
“BEN TÜRK FUTBOLCUSUNUN OYNAMASINDAN YANAYIM"
“GALATASARAY İLE BİR AVRUPA KUPASI SERÜVENİ YAŞAYIP KUPA KALDIRMAK İSTİYORUM”
– Galatasaraylı futbolcu Yekta Kurtuluş Galatasaray dergisi'ne verdiği röportajda, ligde düşündükleri gibi bir sezon geçirmediklerini belirterek, hoca değişikliğin takımı etkilediğini söyledi.
Bu sezon en çok deplasman maçlarında sıkıntı çektiklerini belirten Kurtuluş, “Sezon başından bu yana bir deplasman fobisi var. Bu sezonu etkileyen şeylerden belki de en önemlisi buydu. Ama son ana kadar yapabileceğimizin en iyisinin peşinde olmaya devam edeceğiz. Galatasaraylı olmak bunu gerektirir” dedi.
“SİSTEME ALIŞTIKTAN SONRA İŞLER DAHA İYİYE GİTMEYE BAŞLADI”
Fatih hocanın gidip, Mancini'nin gelmesiyle ilgili soru üzerine ise Yekta, “Açıkçası kimsenin böyle bir değişiklik beklediğini düşünmüyorum. Biz takım olarak beklemiyorduk. Bir takım da bir hoca değişiyorsa, genelde sistem de değişir. Bizde de öyle oldu. Değişiklikten sonra bambaşka bir sistem başladı. Bir tarafta tamamen hücumu düşünen bir antrenör vardı. Fatih hoca ile devamlı olarak hücum oynamayı hedefliyorduk, anlayışımız buydu. Diğer tarafta daha çok futbolun savunma yönünü düşünen bir antrenörle çalışmaya başladık. Adaptasyonu kolay olmadı, hatta biraz zor oldu. Ama sisteme alıştıktan sonra işler daha iyiye gitmeye başladı” şeklinde cevap verdi.
“GALATASARAY’DAN AYRILMAYI KİMSE İSTEMEZ”
Yekta devre arasında Trabzonspor’a transferinin gerçekleşmemesiyle ilgili olarak da şunları söyledi:
“O duruma açıklık getirmek gerekiyor. Birincisi teklif benden geldi. Oynamadığım sürece gerileyeceğimi düşünüyordum. Onun için oynayabilmek adına ayrılmak istedim. Bu da benim için en zor kararlardan biriydi. Burada oynayan kimse ayrılmak istemez. Diğer taraftan beni isteyen kulüplerin hangi oyuncusunu tutsanız buraya gelmek ister. O yüzden ben sadece oynamak için kiralık olarak gitmeyi düşündüm. Ama Trabzonspor kiralık olarak istemedi. Bunun dışında transfer son derece profesyonel bir olaydır. Bir fiyat söyledim, onlar ise bu rakama çıkamayacaklarını belirttiler. Bunun üzerine bu transfer gerçekleşmedi. Galatasaray’dan ayrılmayı kimse istemez. Buradan giderken bir fedakarlık yapıyordum aynısını karşı taraftan da bekledim, ama onlar o fiyatı veremeyeceklerini söyleyince transfer gerçekleşmedi.”
“TÜRK FUTBOLCULARIN ŞANSINI ÇALIYORLAR
Yabancı yasağı ile ilgili bir soru üzerine ise Yekta, “Bu yabancı sınırı arttığından beri milli takımın hali ortada. Bu kaçırdığımız kaçıncı turnuva oldu. Umuyorum bir daha ki turnuvaya katılırız. Ülke futbolu ileri mi gidiyor yoksa geriye mi? Bu tartışılır. Ama milli takımın olumsuz etkilendiği ortada. Burada yabancı futbolcu transferi yapılırken, kriterler olmalı. Sadece yabancı futbolcu olduğu için oynayan isimler var bazı takımlarda. Ben Türk futbolcusunun oynamasından yanayım. Gerçekten şansı hak edip, önü sadece yabancı hayranlığından dolayın tıkanan ve forma giyemeyen arkadaşlarımız var. Kaliteli yabancı gelecekse tabii ki serbest bıraksınlar. Bunun için de belli kriterler gerekiyor. Diğer taraftan kendi liginde oynayamayan oyuncular gelip, genç Türk futbolcuların şansını çalıyorlar” yanıtını verdi.
“MANCİNİ HERKESLE BİREBİR İLGİLENEN BİR İNSAN”
Teknik direktör Mancini hakkında da düşüncelerini söyleyen Yekta, “Öncelikle insani yönünden bahsedeyim. Herkes ile arasını iyi tutmaya çalışan, herkesle birebir ilgilenen bir insan. İletişim konusunda hiçbir sıkıntımız yok kendisi ile. Antrenör olarak, kafasında takıma oturtmak istediği bir sistem var. Sistemini oturttuğu zaman onun için işlerin daha iyi gideceğini düşüyorum. Bana şans verdiği haftalar da oldu, vermediği de. Ancak şu kesin, ben verdiği şansı iyi değerlendirdiğim sürece sahada olacağımı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“DAHA ÇOK ÇALIŞIP, DAHA ÇOK SAHAYA ÇIKMALIYIM”
Hedefleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Yekta, Galatasaray’a gelirken hedefim sahaya çıkıp, Galatasaray’ın başarılarında pay sahibi olabilmekti. Takım olarak önemli başarılara ulaştık. Son iki sezonun şampiyonuyuz, Avrupa’da önemli seviyelere çıktık. Bu sürede yaşadığım sakatlıklar da oldu. Buna bağlı olarak maç sayısı anlamında hedefimden uzak da kaldığım dönemler oldu. İlk geldiğim sezon yarım devre oynadım ve 15 maçta sahaya çıktım. Daha sonra bir sakatlık oldu ve bir sene oynayamadım. En fazla geçen sene oynadım. Bu sezonda 14-15 maç ortalamasını yakalarım gibi geliyor. Bundan sonra daha çok çalışıp, daha çok sahaya çıkmalıyım. Galatasaray ile bir Avrupa kupası serüveni yaşayıp kupa kaldırmak istiyorum. Belki ondan sonra Avrupa olabilir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.