GÜNDEM - 31 Aralık 2025 Çarşamba 16:17

2025’te arabuluculukta rekor kırıldı

A
A
A
2025’te arabuluculukta rekor kırıldı

Türkiye, 2025 yılını arabuluculuk alanında önemli bir başarı yakaladı. 1,2 milyon anlaşma ve 2,5 milyon vatandaş ile anlaşma rekoru kırıldı.



Arabuluculuk sayesinde 1,2 milyon anlaşmaya imza atılırken, 2,5 milyondan fazla vatandaş hukuki uyuşmazlıklarını mahkeme sürecine girmeden, barışçıl bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk ile çözüme kavuşturdu. Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri (TURAMEP) Sözcüsü Arabulucu Dr. Umut Metin, arabuluculuğun 2025 yılında rekor anlaşma sayısına ulaştığını ve bu başarının arabuluculuğu artık yalnızca mahkemeye bir alternatif değil, toplumsal barışı güçlendiren temel ve ilk akla gelen bir çözüm kültürü haline getirdiğini ifade etti.


"Türk Modeli Arabuluculuk" dünyaya örnek oluyor"


Arabuluculuk çalışmalarını değerlendiren Arb. Dr. Umut Metin, "Türk Modeli Arabuluculuk, dünyada uyuşmazlık çözümünde özel bir başarı örneğini temsil etmektedir. Türkiye’de işçi-işveren sorunları, ticari uyuşmazlıklar, ortaklığın giderilmesi, komşuluk ve kat mülkiyetinden kaynaklanan sorunları, kira ihtilafları gibi toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren alanlarda arabuluculuk mahkeme gitmeden başvurulması gereken bir kurumdur. Bununla birlikte arabuluculuk, dava şartı olarak uygulanan alanların ötesine geçerek, yurttaşlarımızın gönüllü tercihi haline gelmiştir. Bu yönüyle arabuluculuk, toplumsal barışa doğrudan hizmet eden bir mekanizma olarak öne çıkmaktadır" dedi.


Metin, artık Türkiye’de uyuşmazlıkların çözümünde ilk akla gelen yolun mahkemeler değil, arabuluculuk olduğunu vurguladı.


"2025 yılında her 3 arabuluculuk görüşmesinin 2’si anlaşmayla sonuçlandı"


Metin, sözlerine şöyle devam etti: "2025 yılı sonu verilerine göre, toplam arabuluculuk başvuru sayısı 1,8 milyon, anlaşmayla sonuçlanan dosya sayısı 1,2 milyon ve başarı oranı yüzde 66. Bu rakamlar, 2025 yılında gerçekleştirilen her 3 arabuluculuk görüşmesinden 2’sinde anlaşma sağlandığını ortaya koyuyor. Anlaşma sayıları dikkate alındığında, yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımızın mahkemeye hiç başvurmadan uyuşmazlıklarını arabulucu huzurunda kesin bir şekilde çözdüğü görülüyor. Bu tablo, arabuluculuğun artık toplumun uzlaşma, anlaşma kültürü haline geldiğini açıkça gösteriyor.


"Gönüllü arabuluculukta rekor: 920 bin anlaşma"


2025 yılında gönüllü arabuluculuk yoluyla sağlanan anlaşma sayısı 920 bin oldu. Arabuluculuk, yaklaşık 10 yıl önce yasalaşmasına rağmen, toplum tarafından benimsendikçe hiçbir yasal zorunluluk olmaksızın tercih edilir hale geldi. 2025’te neredeyse 1 milyona yaklaşan uyuşmazlık, tarafların kendi iradesiyle arabulucular eliyle çözüme kavuştu. Bu başarı; rızalaşma, helalleşme ve empati gibi zaten toplumumuzda karşılığı olan kültürel değerlerimizin modern hukuk sistemiyle buluşmasının somut bir göstergesi oldu.


"Arabulucular bugüne kadar 9 milyon müzakereyi başarıyla yönetti"


Türkiye’de arabuluculuğun uygulanmaya başlandığı 2014 yılından 2025 sonuna kadar yapılan toplam arabuluculuk yaklaşık 9 milyon, anlaşma sayısı 5,2 milyon, devam eden müzakereler, yaklaşık 400 bin. Bu veriler ışığında, kısa süre içinde arabuluculukta toplam anlaşma sayısının 5,5 milyona ulaşması bekleniyor. Bu harika bir sayıdır, ülkemizde bugüne kadar takriben 11 milyon yurttaşımız arabuluculuk ile tanışmış ve sorununu arabuluculuk ile geride bırakma gibi bir tecrübeyi edinmiştir.


"Arabuluculukta anlaşma sayıları yıllar içinde katlanarak arttı, 2025 ise rekor anlaşma ile tamamlandı"


Geçmiş yıllara da bakarak arabuluculukta anlaşma sayılarına bakıldığında, 2018 yılı sonunda 63 bin, 2024 yılı sonunda 720 bin, 2025 yılı sonu 920 bin anlaşmaya gönüllü (ihtiyari) arabuluculuk ile ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu sonuç tarihi bir başarıdır ve tüm arabulucuların başarısıdır. Gönüllü arabuluculukta varılan anlaşma sayısı dikkate alındığında; yalnızca 7 yıl içinde yaklaşık 15 kat artış gösterdiği görülmektedir. 2025 yılında, geçen yıla kıyasla 200 bin daha fazla arabuluculuk anlaşması sağlandı. Bir uyuşmazlığın sadece iki taraflı olmayabileceği dikkate alındığında; yani çok taraflı uyuşmazlıklar dikkate alındığında, belirttiğim geçen yıla kıyasla 200 bin anlaşma artışı yaklaşık 500 bin vatandaşımızın daha arabuluculuğu tercih ettiğini ortaya koyuyor.


"Toplumsal barışın güçlü dayanağı arabuluculuktur"


Arabuluculukta sağlanan anlaşmaların yüzde 99’unda taraflar yükümlülüklerini kendiliğinden yerine getiriyor. 2025 yılı sonunda, arabuluculukta anlaşmaya varılmasına rağmen icra edilebilirlik için Sulh Hukuk Mahkemelerine yapılan başvuru oranı yalnızca yüzde 1 seviyesinde kaldı. Bu tablo, arabuluculuğun yalnızca mahkemelerin iş yükünü azaltmakla kalmadığını; aynı zamanda sözüne sadık, birbirini anlayan ve barışçıl bir toplum yapısını güçlendirdiğini açıkça ortaya koyuyor."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ayşe Tokyaz cinayeti davasında ara karar açıklandı Küçükçekmece’de eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavulla yol kenarına bırakılan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayeti davasının 3. gününde mahkeme ara kararını açıkladı. Heyet, tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi. Küçükçekmece’de 11 Temmuz tarihinde eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavula konularak Eyüpsultan’da yol kenarına bırakılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin zanlı Cemil Koç’un (38) da aralarında bulunduğu 9 sanığın ilk kez hakim karşısına çıktığı davanın görülmesine, 3’üncü gününde devam ediliyor. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Cemil Koç’un da bulunduğu 9 tutuklu sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, müşteki ikiz kardeş Esra, anne ve baba Halime Tokyaz hazır bulundu. Bugün görülen davada, müşteki Esra Tokyaz beyanda bulundu. Tutukluluk halinin devamı talebi Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle, tutukluluk halinin devamını ve dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst hadden cezalandırılmasını, savunma yapan sanık avukatları ise, eksik hususların giderilmesini istedi. Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Mahkeme, 3 kişi hakkında bir sonraki celse ‘tanık’ sıfatıyla dinlenilmesini ve Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı çıkarılmasına ayrıca sanık Cemil Koç’un banka hesaplarının incelenmesine karar verdi. Heyet, Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nden Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen Esra Tokyaz’ın ifadesini zanlı Cemil Koç ile paylaşan polis memurları Z.B. ve N.Ç.’nin dosyalarının akıbetlerinin sorulmasına hükmederek, duruşmayı 24 Mart 2026 tarihine erteledi. "Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor" Öte yandan duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan müşteki Esra Tokyaz, "İçeride, 3 gün boyunca kendimi bugün savunabildim. Uyumaya bile fırsatım olmadı. Cemil Koç, ilk günkü gibi, ne bir pişmanlık ne bir vicdan azabı, hiçbir şey çekmedi. Yanında yargılanan arkadaşları da kendi gibiydi. Üzerime de yürüdü, ben de üzerine yürüdüm. Bana sürekli bakıp bakıp gülüyordu, gözünü benden asla çekmedi. Her bana baktığında ben zaten sinir krizi geçiriyordum. Bende kendisi gibi gülmeye çalışıyorum ama olmuyor. Sonuçta, kardeşinizin katilini görüyorsunuz, her ellerine, gözlerine baktığında, o ellerle ve o gözlerine bakarak yaptığını görüyorsunuz. Cemil üzerime yürüyor, jandarma tutuyor. Kendisine o kadar çok güveniyor ki, yeri geliyor Oğuz Kula, bilerek mafya isimlerini sayabiliyor. Göz korkutmak, gözdağı vermeye çalışıyor. Kimin ne yaptığı asla belli değil. Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor. Kardeşimin fotoğrafını Cemil Koç’un telefonundan gizlice çektim. Onu bilerek dosyaya sunmadım ki, onu görmesin diye. Hala merdivenlerden düştü, Ayşe’yi ben darp etmedim diyor. Elindeki her şeyi reddediyor. Hala, ‘ben sizi sevindireceğim, ben size göstereceğim, daha bu hiçbir şey’ diyor. Gelsin ve sevindirsin. Kendisi cezaevinde çok güzel seviniyordur" şeklinde konuştu.