ASAYİŞ - 16 Haziran 2025 Pazartesi 13:17

29 kişinin hayatını kaybettiği Beşiktaş gece kulübü yangını davasının görülmesine devam edildi

A
A
A
29 kişinin hayatını kaybettiği Beşiktaş gece kulübü yangını davasının görülmesine devam edildi

Beşiktaş’ta 2 Nisan 2024’te tadilatta olan bir gece kulübünde meydana gelen ve 29 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan yangına ilişkin 9 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.


Beşiktaş Gayrettepe’de 2 Nisan 2024’te meydana gelen olayda, 16 katlı bir binanın -1 ve -2. katlarında faaliyet gösteren gece kulübünde tadilat yapıldığı esnada yangın çıkmıştı. Çıkan yangında 29 kişi yaşamını yitirmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede 9 sanığın ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde sanıkların yargılanmasına İstanbul 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda devam edildi. Duruşmada, 5 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, vefat eden işçilerin aileleri ile tarafların avukatları hazır bulundu.


Duruşmada, sanıklar mahkemeden beraatlarını talep ettiler.


Sanık avukatları ile aileler arasında sözlü tartışma


Duruşma sırasında tutulu bulunan bir sanığın avukatı, yangın sırasında vefat edenlerin yanarak değil, dumandan zehirlenerek öldüklerini söylemesi üzerine aileler avukatlara tepki gösterdi ve kısa süreli tartışma yaşandı. Mahkeme başkanının uyarıları sonrası taraflara uyarılarda bulundu.


Ek bilirkişi raporu beklenecek


Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava dosyasına sunulacak ek bilirkişi raporunun beklenmesine ve tutuklu tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 15 Eylül tarihine ertelendi


İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 29 kişi ‘maktul’, 27 kişi ‘müşteki’, 9 kişi ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer almıştı. Müşteki şüpheli Ercan Erkan ile dumanda etkilenen müşteki Usamettin Yıldırım’ın, ayrıca Gülden Taşpınar’ın yaralandıklarının belirtildiği iddianamede, savcılık ve bilirkişi heyetinin olay yerinde yaptığı çalışma sonucu olayın yaşandığı işletmenin sahiplerinin şüpheliler Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül ve Mehmet Memduh Ceylan olduğu, mesul müdürünün şüpheli İsmet Şen olduğu, işletmenin tadilat dolayısıyla metal işlerini yapan kişilerin şüpheliler Çağatay Altunel ve Kahraman Erdem olduğu kaydedilmişti. Dursun Çelik ile Sibel Çelik’in işletmede bulunan asansörlü ve hidrolik destekli sahneyi kuran şirketin sahibi olduklarının aktarıldığı iddianamede, İbrahim Bildirici’nin ise işletmenin tadilat ve tamirat işlerinden sorumlu olduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. Olaya ilişkin yangın raporuna da yer verilen iddianamede, yangın söndürülmesi sonrası yapılan incelemede işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda yapılan detaylı incelemede, tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği kaydedilmişti. Hazırlanan iddianamede, kaynak çalışması sırasında elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların ses yalıtım, izolasyon ve döşeme gibi kolay yanıcı nitelikteki malzemeleri tutuşturmasıyla yangının başladığı, hızla gelişerek çevresine yayıldığı, çalışanların taşınabilir yangın söndürme cihazlarıyla (kuru kimyevi toz) yangını söndürmeye çalıştıkları, yangının hızla büyümesi ve yayılması sırasında işletmede yoğun duman oluştuğu ve elektriğin kesildiği ifade edilmişti. İddianamede, iş yeri dahilinde acil durum aydınlatmaları ile yönlendirme levhalarının olmadığı, sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığı, yangının söndürülmesi sonrasında ise kurtarma faaliyetleri çerçevesinde işletme içerisinde farklı noktalarda hareketsiz yatar vaziyette kişilerin bulundukları yerden çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edildiği belirtilmişti. Bilirkişi heyetinin raporuna da yer verilen iddianamede, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yer alan ‘sağlık gözetimi’ maddesi ile Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te yer alan ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ maddesi ve aynı yönetmeliğin ‘Eğitim süreleri’, ‘Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım’ maddesine uyulmadığının tespit edildiği, ayrıca İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin ‘İş ekipmanı ile ilgili kurallar’ maddesinin hükümleri ile İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği’nin ‘İşveren yükümlülüğü’ maddesine uyulmadığı da aktarılmıştı. Hazırlanan iddianamede, gece kulübünde gerekli tedbirlerin alınmadığı, tadilat işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediği, şüphelilerde kusur bulunduğu, şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği belirtilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında 9 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8’er aydan 22,5’ar yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.