GÜNDEM - 25 Haziran 2024 Salı 14:01

“3’üncü dünya savaşı zaten başladı”

A
A
A

Tüm dünyada politik gerilimlerin tırmanmasıyla 3’üncü dünya savaşı endişesi giderek artıyor. Dr. Mehmet Turan Çağlar, son yaşananları göz önüne alarak büyük savaş ihtimalini değerlendirdi. “3’üncü dünya savaşı zaten başladı” diyen Dr. Çağlar, Türkiye’nin taraf olmaktan kaçınması gerektiğinin önemini vurguladı.

Rusya’da yaşanan terör saldırısı, İsrail ve Lübnan arasında iplerin daha da gerilmesi, doğu Asya’da zaman zaman tırmanan kriz, 3’üncü dünya savaşı seslerinin giderek yükselmesine neden oldu. Birçok ülke politikacıları 3’üncü Dünya Savaşı ihtimalini dile getirmeye başlarken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “3’üncü dünya savaşı riski var” sözleri dikkat çekti.

“3’üncü dünya savaşı zaten başladı”

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Turan Çağlar, son yaşananları değerlendirdi. “Normalde dünya savaşlarının temel mantığı büyük güçlerin birbirine karşı askeri güç kullanmasını tanımlar” diyen Çağlar, “Fakat savaşın doğası değişti. Artık büyük güçler yerine farklı bölgesel güçler birbiriyle savaşıyor diyorsak, aslında üçüncü dünya savaşı başlayalı çok uzun bir zaman oldu. Büyük güçler birbirleriyle savaşır mı? Yakın bir gelecekte çok muhtemel gözükmüyor ama hızla tırmanan bir gerilim var ve büyük devletler belli başlı konularda birbirleriyle anlaşamıyorlar. O yüzden üçüncü dünya savaşı riski tanımlamaya bağlı olarak değişir. Büyük güçler arasındaki bir savaşsa şu an için yok. Fakat başka güçler arasındaki savaşı tanımlamak için kullanıyorsak zaten bir üçüncü dünya savaşını yaşıyoruz şu an” ifadelerini kullandı.

“Askeri savaş son seçenek”

Savaşlarda askeri gücün son seçenek olarak kullanıldığını belirten Çağlar, “Savaşın artan yıkıcılığından dolayı büyük güçler askeri gücü en son seçenek olarak kullanıyorlar. Bu yüzden öncelikli olarak ekonomik yaptırımları veya ekonomik araçları devreye sokuyorlar. Ekonomik yollarla birbirini dize getirmeye çalışıyorlar. O yüzden ekonomi ilk opsiyon. Fakat askerileşme arttıkça teknoloji de bu işin içerisine girmeye başlıyor. Biz bunu belli başlı askeri teknolojilerden biliyoruz. Artık eskisi kadar zayiatlar olmuyor, ölümler olmuyor. En son aşamada çok şiddetli bir askeri tırmanma görebiliriz” dedi.

“3’üncü dünya savaşı zaten başladı”

“Sorunları çözmedikçe sorunlar büyüyecek”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “3’üncü dünya savaşı riski dikkate alınmalı” sözlerinin hatırlatılması üzerine Dr. Çağlar, şöyle konuştu:

“Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’le Gazze arasında yaşananlar şunu gösteriyor ki büyük güçler artık bu sorunların çözümünde yetersiz kalıyorlar. Ortak bir noktada buluşamıyorlar. Çözüm üretemiyorlar ve her geçen gün şiddet, ölümler artıyor. Bu da yayılma riskini beraberinde getiriyor. Çünkü bugün Gazze’deki çatışmalar sadece Gazze’yle sınırlı değil. Zaman zaman Lübnan’a, zaman zaman İran’a, zaman zaman Suriye’ye sıçramaya başlıyor. Bakan Hakan Fidan da aslında bundan bahsediyor. Yani biz bu sorunları çözemedikçe bu sorunların büyüme ihtimali çok yüksek ve dünyanın çeşitli yerlerini etkileme ihtimali de çok yüksek.”

“Rusya’yı ikna etmek Türkiye için kolay değil”

3’üncü dünya savaşı ihtimaline karşı Türkiye’nin nasıl bir dış politika izlemesi gerektiğini anlatan Dr. Mehmet Turan Çağlar, “Türkiye mümkün olduğunca dengeli bir politika yürütmek zorunda. Çünkü Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da bunu gördük. Yakın coğrafyada yaşanan çatışmalar Türkiye’yi doğrudan etkileme potansiyeline sahip. O yüzden Türkiye’nin doğrudan bir çatışmanın tarafı olmaktan kaçınması gerekir. Diplomatik yolları, müzakereyi, barışçıl yolları devreye sokarak sorunlara çözüm üretmesi gerekir. Bunun potansiyelini Rusya-Ukrayna Savaşı’nda gördük. Türkiye barışçıl yolları savunuyor ama Rusya’yı herhangi bir şeye ikna etmek Türkiye açısından kolay değil. İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarda da diplomatik yolları devreye sokmaya çalışıyor. Her iki çatışma açısından da doğrudan bir çatışmadan kaçınmaya çalışan bir Türkiye var. Bu da aslında çatışmadan kaçınmanın mantıklı olduğunu gösteriyor Türkiye açısından” dedi.

“3’üncü dünya savaşı zaten başladı”

“Rusya’daki terör saldırının nedeni ontolojik çatışmalar”

Rusya’da yaşanan terör saldırısını da değerlendiren Çağlar, saldırının kaynağının ontolojik çatışmalar olduğunun altını çizerek, “Özellikle radikal gruplar, Rusya başta olmak üzere büyük güçleri küresel eşitsizliğin temel sebebi olarak görüyorlar. O yüzden bu radikal grupların en önemli hedefleri ABD, Rusya, bazen Çin ve belli başlı Avrupa ülkeleri oluyor. Rusya-Ukrayna savaşının dinamikleri farklı olduğu için taraflar birbirlerini suçlama eğiliminde oluyor. Fakat oradaki temel ontolojik çatışma radikal gruplarla büyük güçler arasındaki çatışmayı simgeliyor. Bu gruplar dünyada bir adaletsizliğin olduğunu ve bu adaletsizliğin temel sebebinin de büyük güçler olduğunu savunuyorlar. O yüzden bu radikal gruplar fırsatını bulduklarında ülke fark etmeksizin hedef olarak gördükleri ülkelere saldırmaya devam edeceklerdir” diye konuştu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak Üniversitesi ilanları dikkat çekti Şırnak Üniversitesi’nde 17 Aralık 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan akademik kadrolarla ilgili ilan dikkat çekti. Üniversite tarafından yayımlanan ilanda, Şırnak Meslek Yüksekokulu için, Makine ve Metal Teknolojileri bölümü Makine Programı için açılan Doçent kadrosunda, "Lisans, lisansüstü eğitimlerini ve doçentlik unvanını Makine Mühendisliği bilim alanından almış olup, ‘Titreşim kontrolü ve PID tabanlı kontrol sistemleri’ konularında bilimsel çalışmaları olmak" şartı arandı. İlahiyat Fakültesi için, Felsefe ve Din Bilimleri bölümü Din Felsefesi anabilim dalı Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için "İlahiyat Fakültesi lisans mezunu olmak; Din Felsefesi alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamış olmak 17. ve 19. yüzyıl filozoflarının teoloji, antropoloji ve din eleştirisine ilişkin akademik çalışmalar yapmış olmak" özel şartı arandı. Güzel Sanatlar Fakültesinde, müzik bölümü için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için aranan şartlarda, "Doktorasını müzik eğitimi alanında yapmış olmak; bağlama eğitiminde egzersiz ve uyarlamaların önemi ile ilgili çalışmalar yapmış olmak" ifadeleri yer aldı. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu için, Tıbbi Hizmetler ve Teknikler bölümü, İlk ve Acil Yardım anabilim dalı için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosunda, "Hemşirelik lisans mezunu olup Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği alanında doktora yapmış olmak ve doğum ve kadın sağlığı alanında çalışmaları olmak" şartı arandı. Silopi Meslek Yüksekokulu için, Finans Bankacılık ve Sigortacılık bölümü, Bankacılık ve Sigortacılık anabilim dalı için açılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosu için "Katılım bankacılığı alanında çalışmalar yapmış olmak" şartı arandı. Şırnak Meslek Yüksekokulu için, Mülkiyeti Koruma ve Güvenlik bölümü için duyurusu yapılan Doktor Öğretim Üyesi kadrosunda da "Çatışma çözme becerileri üzerine çalışmalar yapmış olmak" şartı arandı. Konuya ilişkin Şırnak Üniversitesi yönetiminden herhangi bir açıklama yapılmadı.
Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde "Akademik Ödül Töreni" Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ), 2024-2025 eğitim yılında üniversitenin akademik performansına en çok katkı sunan akademisyenler ödüllendirildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde terfi alan aynı zamanda üniversiteye 2024 yılında en çok katkı veren akademisyenlere başarı belgelerinin sunulduğu ve toplam 185 ödülün verildiği, "Akademik Ödül Töreni" HKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu’nun katılımıyla gerçekleşti. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu törende yaptığı konuşmada, "Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak, önceliklerimiz nitelikli eğitim ve kaliteyi, yeniliği ve öğrenci odaklı eğitim anlayışını ön planda tutmaktır. Toplumsal sorumluluğu merkeze alan sosyal, kültürel spor ve sanat faaliyetlerimiz, son yıllarda artan bilimsel yayın sayımız, ulusal ve uluslararası araştırma projelerimiz, sanayi ve kamu iş birliklerimiz ile girişimcilik ve Ar-Ge odaklı çalışmalarımız içerisinde öğrencilerimizin doğrudan yer alması öğrenci odaklı eğitim anlayışımızın somut göstergeleridir. Üniversitemiz, 2025 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde 5’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 3’üncü sırada yer alarak öğrenci memnuniyetinde önemli bir referans noktası haline gelmiştir. Buna benzer sıralamalarda derece elde eden, önemli başarılara imza atan ve üniversitemizi başarıyla temsil eden akademisyenlerimize, öğrencilerimize ve araştırma görevlilerimize, mütevelli heyetimiz adına şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Açılışta konuşan Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Gül Rengin Küçükerdoğan da, "Kurulduğu günden itibaren üniversitemizin başlıca amacı akademik bilgisi ve mesleki donanımı yüksek, milli ve etik değerleri önemseyen bireyler yetiştirmek ve ülkemizin geleceğinin biçimlenmesine katkıda bulunmaktır. Üniversitemiz yükseköğretim ekosisteminde hızla her alanda yükselişine devam etmektedir. 2025 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sıralamasına göre üniversitemiz, Türkiye’deki 208 üniversite arasından ‘genel memnuniyet’ sıralamasında 5’inci sıraya yükselmiştir. Türkiye’deki 74 vakıf üniversitesi arasında da ise 3’üncü sırada yer almaktadır. Yerleşke ve Yaşamın Doyuruculuğu alanında öğrencilerin beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ‘A+üniversite’ notunu almıştır. Aynı zamanda URAP sıralamasında Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 17’inci sırada ve Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksinde 8’inci sıradadır. Kampüsümüz GreenMetric 2025 sıralaması sonuçlarına göre, son 5 yılda 174 sıra birden yükselerek dünya genelinde 201’inci, Türkiye’de 23’üncü, vakıf üniversiteleri arasında 5’inci sıraya yerleşmiştir. Üniversitemiz ayrıca uluslararasılaşma konusunda da büyük adımlar atmaktadır. Tüm bu başarılar üniversitemiz idari ve akademik kadrosu tarafından gerçekleştirilmektedir. Hepsini kutluyorum" dedi. Akademisyenler ödüllendirildi Yaptıkları bilimsel çalışmalarla Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin akademik performansına önemli katkılar sunan öğretim elemanları, törende ödül heyecanı yaşadı. Bu kapsamda akademik teşvik puanı en yüksek olan, saygın indeksli dergilerde en fazla yayın ve atıf gerçekleştiren, proje başvuruları kabul edilen, ulusal ve uluslararası patentleri tescillenen, Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) kabul alan, Gaziantep OSB Teknokent’te şirket kuran, medyada görünürlüğü bulunan, uluslararasılaşmaya katkı sağlayan, uluslararası jürilerde görev alan, sanat ve tasarım alanında faaliyet yürüten, akademik unvan yükseltmesi alan ve uluslararası sıralamalara katkı sunan çalışma gruplarında yer alan akademisyenlere ödülleri takdim edildi. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında projesi kabul edilen öğrenci toplulukları, TEKNOFEST’te birincilik elde eden Viento UAV Takımı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen "Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053 Üniversiteler Arası Ar-Ge Fikir Yarışması" Havacılık-Uzay kategorisinde "En Yerlileştirilebilir" mansiyon ödülüne layık görülen öğrenciler; savunma, güvenlik ve afet yönetimi alanlarında Türkiye’nin yerli ve millî kapasitesinin güçlenmesine katkı sunan yüksek lisans öğrencisi ile sinema alanında başarı gösteren öğrenciler de ödüllendirildi.