GÜNDEM - 16 Eylül 2024 Pazartesi 14:49

Adnan Menderes idam edilişinin yıl dönümünde anılıyor

A
A
A

Yapmış olduğu hizmetlerle milletin gönlünde taht kurmuş ve Cumhuriyet tarihine bir dönemine damgasını vurmuş Başvekil Adnan Menderes, idam edilişinin yıldönümünde anılıyor. 1960 darbesi ile başlayan Adnan Menderes ve arkadaşlarının çileli hayatı darağacında son bulmuştu. Yargılamaların gerçekleştirildiği Yassıada geçtiğimiz yıllarda Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na çevrilmiş adanın içerisinde ise yargılamalar sırasında Menderes ve arkadaşlarının maruz kaldığı işkencelerin izleri müzede sergilenmeye başlamıştı.

Adnan Menderes ve arkadaşlarının gördüğü işkencelerle ilgili Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan şunları söyledi:

“Yakın siyasi tarihimizde maalesef insan haklarına demokrasiye, hukuk düzenine, milli iradeyle taban tabana zıt utanç verici hadiseler az değil. 1876’da Sultan Abdülaziz Han’ı devirdiler ve sonra katlettiler. Ondan 85 sene sonra da merhum Adnan Menderes ve arkadaşları şehit edildi. Buradaki gerek darbe gerekçeleri, gerek darbe sırasındaki vahşetler, daha sonra Yassıada’da kurulan uydurma mahkeme ve oradaki insan haysiyetine zıt yargılama biçimleri, işkenceler her biri başlı başına bir mesele. Bunula ilgili yazılıp çizilenler oldu ama hala daha tam olarak incelendiğini tahkik edildiğini düşünmüyorum. Mutlaka tarihçilerimiz, hukukçularımız bu meselelere yakından eğilip gerçekleri daha çarpıcı şekilde ortaya koymalı ve gelecek nesillerin dikkatine sunmalıdır. Yoksa Türk milleti bu utancı hiçbir zaman kabul etmedi hep reddetti. Ama belli bir kesim hala da aradan geçen bunca zamana ortaya çıkan gerçeklere rağmen darbeciliği savunuyor. İdam cezalarını savunuyor. Bu hakikaten bir zalimliktir, küstahlıktır. Türk milletine de çok büyük bir hakarettir”.

“Yassıada’da ve diğer ceza evlerinde yapılan işkenceler Türk tarihi adına utanç verici”

Yassıada’da yapılan işkencelerin Türk tarihi adına utanç verici olduğunu vurgulayan Kapan, “Adnan Menderes gibi bu memleket için canını feda eden gecesini gündüzüne katan ülkenin kalkınması için elinden gelen bütün imkanları devreye sokan bir insan maalesef hunharca katledildi. Bunun üzerine ne söylesek az kalır, hafif kalır. Arkadaşları da öyle. Fatin Rüştü Zorlu Tük siyasi tarihinin en başarılı Dışişleri Bakanlarından biri. Hasan Polatkan’a Fatin Rüştü Zorlu’ya Adanan Menderes’e ve diğer demokrat parti milletvekillerine sanıklara Yassıada da ve diğer ceza evlerinde yapılan işkenceler Türk tarihi adına utanç verici. Maalesef bir dönem cuntacılar gücü ellerine geçirdikleri için kimsede karşısında mukavemet edemediği için bu zalimlikleri bir bir sıraladılar. Bu, maalesef tarihimizde bir kara lekedir” ifadelerini kullandı.

Adnan Menderes idam edilişinin yıl dönümünde anılıyor

“Orada tamamen hukuk çiğnenerek bir yargılama yapıldı”

Hukuk çiğnenerek yargılama yapıldığını belirten Kapan, “Uydurma bir mahkeme adı adalet divanı ama adaletle alakası yok. Orada tamamen hukuk çiğnenerek bir yargılama yapıldı. Diğer taraftan tutuklu bulunan hücrelerde cezalandırılan insanlara da insanlık dışı muameleler reva görüldü. Ailelerini de aynı şekilde baskı yapıldı. Aile fertlerinin bir biriyle görüşmesi haberleşmesi kısıtlandı. Özel olarak tutuklulara işkenceler yapıldı. Bunu daha geniş bir şekilde filmlerle belgesellerle ortaya konulması lazım ki tarihle ciddi manada bir yüzleşme olsun” dedi.

"Sivil bir yeni anayasa yapılırsa bu sıkıntıların önemli bir kısmı aşılabilir" diyen Kapan, “27 Mayıs 1960’ın üzerinden 64-65 sene geçti. Türkiye de hala maalesef darbe ile ilgili söylentiler azalmış bitmiş değil. 60’dan sonra her 10 senede bir veya 7- 8 senede bir Türk demokrasisine Türk devletinin hukuk düzenine saldırılar oldu, müdahaleler oldu, darbeler oldu. İnsanlar idam edildi. Bunların hepsi de güya demokrasi adına yapıldı. Ama hiç birinin demokrasi ile alakası yoktu. Şimdi de Türkiye’nin gerçek manada demokrasiyi sindirmesi hazmetmesi ve bütünüyle artık devletin yönetimine uygulaması noktasına yapılan çalışmalara hala karşı çıkanlar var. Elitisler, seçkinciler, demokrasi yerine otokrasiyi aslında gizli olarak savunanlar var. Bunu başka kılıflar içerisinde en fazla kullanılan argüman Atatürkçülük. Bu iddialarla birlikte demokrasiye müdahale ederek halkın gerçek manada iradesinin hakim olmasının önüne geçmeye çalışıyorlar. Bu Türkiye’nin bir sıkıntısıdır. Bunun aşılması lazım. Bunun içinde sivil bir yeni anayasaya ihtiyaç var. Sivil bir yeni anayasa yapılırsa bu sıkıntıların önemli bir kısmı aşılabilir. Öbür türlü hala daha darbe dönemlerinde yapılmış olan anayasalarla bu ülkenin yönetilmeye çalışılması bitmeyen sıkıntıları beraberinde devam ettiriyor. Bütün siyasetçiler üzerinde bir görevdir anayasa yapmak. Bakalım Türkiye bunu becere bilecek mi“ dedi.

Zöhre Alagöz - Emre Baba  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.