ASAYİŞ - 27 Şubat 2024 Salı 12:22

Adnan Oktar’ın hakim karşısına çıkacağı tarih belli oldu

A
A
A
Adnan Oktar’ın hakim karşısına çıkacağı tarih belli oldu

Silahlı suç örgütü yöneticisi olan ve cezaevinde bulunan Adnan Oktar’ın, hakkında açılan 2 ayrı dava çerçevesinde hakim karşısına çıkacağı tarihler belli oldu. Oktar’ın yargılanmasına 21, 22, 23 ve 24 Mayıs tarihlerinde İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

Silahlı suç örgütü yöneticisi olan ve cezaevinde tutuklu bulunan Adnan Oktar hakkında geçtiğimiz günlerde 2 ayrı dava açılmıştı. Bu davalardan biri 20 sanıklı ‘güncel yapılanma’ davası iken diğeri 72 sanıklı örgüt davasıydı. Açılan 2 dava çerçevesinde Oktar’ın hakim karşısına çıkacağı tarihler belli oldu. Oktar’ın 72 sanıklı örgüt davasında yargılanmasına 21 Mayıs tarihinde, 20 sanıklı ‘güncel yapılanma’ davasında ise yargılanmasına 22, 23 ve 24 Mayıs tarihlerinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

Birinci iddianame: Güncel yapılanma

Silahlı suç örgütü yönetici olan Adnan Oktar’ın, cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı iddiasıyla ‘güncel yapılanması’na yönelik hazırlanan iddianamede, şüpheli Adnan Oktar’ın mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edildiği ve cezaevinde bulunduğu fakat cezaevinde bulunduğu süreç içerisinde örgütsel faaliyetlerine devam ettiği aktarıldı. İddianamede, şüpheli Oktar’ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarını cezaevi dışında yayılmasını sağladığı, bunu yaparken de özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği kaydedildi. Bu çerçevede şüpheli Oktar’ın ana çatı dosyada ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektup ve avukatlar aracılığıyla iletişim kurduğunun aktarıldığı iddianamede, şüphelinin etkin pişman olmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı, özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı, ayrıca dışarıda olan, işlem gören veya görmeyen örgüt üyelerinin bir arada kalması yönünde talimat verdiği belirtildi. Ayrıca, hazırlanan iddianamede, şüpheli Oktar’ın cezaevinde kaldığı dönemde özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile görüşerek olağan akışa uygun olmayacak şekilde hukuki yardım adı altında görüşmeler gerçekleştirdiği, bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçladığı, cezaevine giriş çıkışı kanuni sınırlar çerçevesinde serbest olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel tavır ve davranışları yönlendirmeye çalıştığı, bu tespit sonucundaysa şüpheli hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidildiği kaydedildi.

Güncel yapılanmaya ilişkin hazırlanan iddianamede şüpheliler Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği bütün suçlarından dolayı fail olarak cezalandırılması istendi. Şüphelilerin bu çerçevede ise ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ suçundan 10,5’ar yıldan 31,5’ar yıla kadar hapis cezası olmak üzere toplamda 15,5’ar yıldan 43,5’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede, diğer 17 şüphelinin ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘örgüte yardım’ ve ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

İkinci iddianame: 72 sanıklı örgüt davası

Bu iddianamede ise haklarında dava açılan sanıkların eylemleri ile örgütün kuruluş amacı ve faaliyetleri anlatıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheli Ali Sadun Engin’in örgüt içinde "Sado" lakabını kullandığı, özellikle ABD ve İsrail ile örgüt arasında köprü vazifesi gördüğü, örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın talimatıyla İsrail’de düzenlenen ve örgüt tarafından organize edilen konferanslarda konuşmacı olarak yer aldığı kaydedildi.

Hazırlanan iddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Altuğ Revnak Eti’nin, sanık Engin’in İsrail’in eski Likud Partisi Milletvekili radikal haham Yehuda Glick ile bağlantılarını anlattığı, Adnan Oktar tarafından örgüte gelen paraları saklamakla görevlendirilen Çalıkoğlu’nun örgütte "İmam Kardeşler" olarak adlandırılan grupta yer aldığı, Oktar’ın da aralarında bulunduğu bir grup örgüt üyesinin 1999’da gözaltına alındıklarında işkence gördükleri iddialarıyla ilgili dönemin emniyet görevlileri hakkında açılan dava kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) şikayette bulunduğu ve kazandığı tazminatı "infak" adı altında örgüte aktardığı kaydedildi.

Hazırlanan iddianamede Adnan Oktar, Ulviye Didem Ürer, Tarkan Yavaş ve Alev Babuna’nın aralarında bulunduğu 13 şüphelinin diğer 59 kişinin eylemlerini örgüt kapsamında gerçekleştirmesi ve yöneticilerin bu suçlardan ayrı ayrı sorumlu olması gerektiğinden çok sayıda kişiye karşı birden fazla kez "nitelikli cinsel saldırı", "çocuğun cinsel istismarı", "cinsel taciz", "basit cinsel saldırı", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak"tan 1938 yıl 5’er aydan 2 bin 758 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer 59 şüphelinin de değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Pendik’te çöpten çıkan bağlama gönüllere dokundu Pendik Belediyesi’nde temizlik görevlisi olan Bilgin Kaplan, çöpleri topladığı sırada bulduğu bağlamayı kamyon kasasında çalmaya çalıştı. O anlar cep telefonu kamerasına yansırken, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Pendik’te sabah saatlerinde yaşanan renkli anlar, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Pendik Belediyesi’nde görev yapan temizlik görevlisi Bilgin Kaplan, Güzelyalı Mahallesi’nde rutin temizlik çalışması yaptığı sırada çöp konteynerini boşaltırken kenarda bırakılmış bir bağlama fark etti. Merak ederek bağlamayı eline alan Kaplan, trafiğin yavaş seyrettiği anda çöp kamyonunun kasasında güvenlik korumalı alanında kısa bir süre bağlama çalmaya çalıştı. O anlar, yoldan geçen başka bir sürücü tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Sosyal medyada paylaşılan video kısa sürede çok sayıda beğeni ve olumlu yorum aldı. Samimi görüntüler, izleyenlerin yüzünde tebessüm oluştururken, temizlik görevlisinin müziğe olan ilgisi takdir topladı. "Müzik ruhun gıdasıdır, herkesin çalmasını tavsiye ediyorum" Konuyla ilgili konuşan Bilgin Kaplan, "Güzelyalı Mahallesi’nde sabah saatlerinde çöpleri toplarken, çöp konteynerini dökerken kenarında sazı gördüm. Merak ettim, aldım. Böyle çalmaya çalışırken bir vatandaşın dikkatini çekmiş. Sosyal medyada paylaşmışlar, insanlar beğenmiş, güzel yorumlar yapmışlar. Bu benim çok hoşuma gitti. Müzik ruhun gıdasıdır. Herkesin çalmasını tavsiye ediyorum. Benim müzik aletleri arasında en sevdiğim bağlamadır. İzleyen ve beğenen herkese çok teşekkür ederim" dedi.
Düzce Otobüsten 46 bin silah parçası çıkmıştı: 5 şüpheli tutuklandı Düzce’de bir yolcu otobüsünde, İstanbul’a sevkiyatı yapılan 46 bin 655 silah parçası ele geçirilmesine ilişkin gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden 5’i tutuklanırken, 1 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte faaliyet gösteren silah kaçakçılarına yönelik yaklaşık 23 aydır sürdürülen teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye bastı. Şüphelilerin Düzce’den İstanbul’a çok sayıda silah parçası sevkiyatı yapacağı bilgisi üzerine harekete geçen ekipler, şüphelilerden M.E.K.’ye ait Tokuşlar Mahallesi’ndeki iş yeri, otomobil ve yolcu otobüsünü takibe aldı. İş yerinden silah parçalarının koliler ve torbalar içerisinde otobüse yüklendiği tespit edildi. Otoyolda durdurulan araçlarda yapılan aramalarda, toplam 46 bin 655 silah parçası ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler arasında; 2 bin 115 tabanca alt gövdesi, 2 bin 100 üst kapak takımı, 2 bin 100 namlu, 2 bin 100 tabanca iğnesi, 2 bin emniyet mandalı, 2 bin 100 mekanizma yatağı, 2 bin 100 üst kapak tutucu, 2 bin 100 üst kapak düşürme mandalı, 2 bin 100 iğne kontrol pimi, 2 bin 100 arpacık, 2 bin 50 tetik tutucu, 2 bin 50 iğne tutucu gibi diğer tamamlayıcı parçalar ile 1 adet silah yapımında kullanılan çok amaçlı torna tezgahı yer aldı. Ayrıca, aramada 3 adet ruhsatsız tabanca ile bu silahlara ait çok sayıda fişek ele geçirildi. Ekipler, ele geçirilen malzemelerin birleştirilmesi durumunda yaklaşık 2 bin 100 ruhsatsız tabanca üretilebileceğini belirledi. 5 kişi tutuklandı Operasyon kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden M.E.K., A.Ö., M.C.Ö., İ.İ. ve Z.D. tutuklanırken, D.D. isimli şahıs adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli: "İsrail’in bu adımı, Somali’nin iç işlerine açık bir müdahale niteliği taşımaktadır" Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, İsrail’in, Somaliland bölgesinin bağımsızlığını tanıdığı yönünde yaptığı açıklamanın, Netanyahu hükümetinin bölgesel ve küresel düzeyde istikrarsızlık oluşturmayı hedefleyen hukuk dışı eylemlerinin yeni bir örneğini teşkil ettiğini belirterek, "Yayılmacı politikalarını sürdüren ve Filistin Devleti’nin tanınmasını engellemek için her türlü çabayı gösteren İsrail’in bu adımı, Somali’nin iç işlerine açık bir müdahale niteliği taşımaktadır" dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli, İsrail’in Somaliland bölgesinin bağımsızlığını tanımasına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Keçeli, İsrail’in, Somaliland bölgesinin bağımsızlığını tanıdığı yönünde yaptığı açıklamanın, Netanyahu hükümetinin bölgesel ve küresel düzeyde istikrarsızlık oluşturmayı hedefleyen hukuk dışı eylemlerinin yeni bir örneğini teşkil ettiğini belirterek, "Yayılmacı politikalarını sürdüren ve Filistin Devleti’nin tanınmasını engellemek için her türlü çabayı gösteren İsrail’in bu adımı, Somali’nin iç işlerine açık bir müdahale niteliği taşımaktadır. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar, tüm Somalililerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Afrika Boynuzu’nda barış ve güvenliğe önem veren ve Somali’nin toprak bütünlüğünü kararlılıkla destekleyen Türkiye, Somali halkının yanında olmayı sürdürecektir" ifadelerini kullandı.