POLİTİKA - 11 Aralık 2025 Perşembe 20:07

AK Parti İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın: "Bu ülkenin gemisi AK Parti, kaptanı Sayın Erdoğan’dır"

A
A
A

AK Parti İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde ’Türkiye yüzyılı’nın başladığını ifade ederek, "Bu yüzyıl yerli üretimin, milli teknolojinin, güçlü sanayinin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl ithal eden değil, ihraç eden Türkiye’nin yüzyılı olacaktır. Biz her türlü engellemelere rağmen bu ülkeyi büyütmeye devam edeceğiz. Biz konuşan değil, çalışan Türkiye’nin tarafındayız. Ve aziz milletimiz biliyor ki bu ülkenin gemisi AK Parti’dir. Bu vizyonun kaptanı da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde mecliste bir konuşma yaptı. Başkan ve Genel Kurulu selamlayarak konuşmasına başlayan Milletvekili Ayaydın, Türkiye’nin sanayi alanından yaptığı atılımlardan söz etti.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde 23 yılda sessiz bir devrim yapıldı"

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 23 yılda sessiz bir devrim yaptığını belirten Ayaydın, "Türkiye son 23 yılda, sanayide, teknolojide, üretimde devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşamıştır. 2002’de 30 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye var iken, bugün 250 milyar doları aşan bir gücümüz vardır. 2002’de insansız hava aracı dahi hayal iken, bugün dünyanın en gelişmiş SİHA’larını üreten, TOGG’u yollara çıkaran bir Türkiye vardır. Bütün bunları biz yaparken ne yazık ki, karşımızda her zaman engellemekle, küçümsemekle meşgul bir muhalefet vardı. Evet ’TOGG maket’ dediler. Bugün yollar TOGG’la dolu. ’İHA’lar oyuncak’ dediler, bugün o oyuncaklar dünyanın dört bir yanında Türk mühendislerinin adını uzaya çıkarmaktadır. Biz ilk Türk astronotumuzu uzaya gönderdik. Bu millet artık kuru lafla değil, eserle icraatla ilgileniyor. Bu bütçeyle yerli üretim Ar-Ge yatırımları daha da güçlenecek. KOBİ’lerin dijitalleşmesi hızlanacak. Teknopark ve girişimcilik, KOBİ büyüyecek. Türkiye’nin küresel sanayi ligindeki yükselişi kararlılıkla sürecektir" ifadelerini kullandı.

"Kadın emeği ve sevkiyatı olmadan kalkınma olmaz"

Kadınların istihdamdaki önemine dikkat çeken Milletvekili Ayaydın, "Kadın emeği ve sevkiyatı olmadan kalkınma olmaz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ’bir toplumu kalkındıran kısa yolun kadını üretime katmak’ öngörüsünü parti olarak şiar edindik. Bugün kadın mühendislerimiz, yazılımcılarımız ve girişimcilerimiz dünyaya yön vermektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destek programlarında kadın girişimcilerin payı her yıl artmaktadır. Bu sadece ekonomik değil, toplumsal dönüşümünde bir göstergesi olmuştur. Diğer taraftan bakanlığımızın çalışan ve üreten gençler programıyla 155 üretim tesisi ülkemize kazandırılmış, 11 binden fazla sistem oluşturmuştur" diye konuştu.

Türkiye’nin sıfır atık projesinin dünyada örnek alındığını kaydeden Ayaydın, "Sayın Emine Erdoğan hanımefendinin öncülüğünde başlayan sıfır atık hareketi tüm dünyada büyük farkındalık oluşturmuş, Türkiye’yi bu alanda söz sahibi yapmıştır. Bugün otuzdan fazla ülke incelemekte. Benzer uygulamaları kendi içlerinde hayata geçirmektedir. 2026 yılı sanayi bütçemiz de bu kapsamda yeşil dönüşümü merkezine almıştır. 2053’te net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda karbonsuz üretim ve enerji verileceği yatırımları, döngüsel ekonomi modelleri yenilenebilir enerjiyle çalışan tesisler desteklenmektedir" ifadelerini kullandı.

"Aziz milletimiz ’hayır koalisyonu’ siyasetinden bıkmış durumda"

Milletin hayır siyasetinden bıktığını söyleyen Milletvekili Ayaydın, "Anadolu’nun her köşesi artık bir üretim üssü olmuştur. 371 organize sanayi bölgesi ve 52 endüstri bölgesinde 60 bine yakın fabrika üretimdedir. Yerel kalkınma hamlesi programı ile her ilde yatırımlar desteklenmekte, kalkıınma doğudan batıya yayılmaktadır. Biz bunları yaparken ’Türkiye büyüsün’ diyoruz. ’Hayır’ diyorsunuz. ’Yerli otomobil yapalım’ diyoruz. ’Hayır’ diyorsunuz. ’Savunma sanayimizi güçlendirelim’ diyoruz. Yine ’hayır’ diyorsunuz. Aziz milletimize artık bu ’hayır koalisyonu’ siyasetinden bıkmış durumdadır. Evet diyoruz. Evet, Türkiye kendi uykusunu gönderecek. Evet, Türkiye kendi arabasını, kendi yazılımını, kendi çipini üretecek. Evet, bu ülke üreten, güçlü, bağımsız Türkiye olacak. Bu bütçe sanayicimizin alın terine, mühendisimizin emeğine, genç girişimcimizin hayaline destektir. Bu bütçe bağımsızlık içinde Türkiye’nin bütçesidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, Türkiye yüzyılı başlamıştır. Bu yüzyıl yerli üretimin, milli teknolojinin, güçlü sanayinin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl ithal eden değil, ihraç eden Türkiye’nin yüzyılı olacaktır. Biz her türlü engellemelere rağmen bu ülkeyi büyütmeye devam edeceğiz. Biz konuşan değil, çalışan Türkiye’nin tarafındayız. Ve aziz milletimiz biliyor ki bu ülkenin gemisi AK Parti’dir. Bu vizyonun kaptanı da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır" diye konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Prof. Dr. Çevik: "Sosyal medyadaki rastgele egzersizlere güvenmek tehlikelidir" Diyarbakır’da Prof. Dr. Mehmet Uğur Çevik, sosyal medyadaki rastgele egzersizlere güvenmenin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, "Çünkü yutma bozukluğu herkeste aynı değildir ve doğru tedavi mutlaka kişiye göre belirlenmelidir. Tedavinin ilk adımı, kişinin hangi kıvamı güvenle yutabildiğinin uzmanlar tarafından belirlenmesidir" dedi. DÜ Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Uğur Çevik, yutmanın yaşam olduğunu, yutma bozulduğunda insanın nefessiz, güçsüz ve sessizce hayattan kopabileceğini söyledi. Su içerken öksürmek, yemek yerken boğaza takılma hissi yaşamak çoğu kişinin önemsemediği ama aslında ciddi bir yutma bozukluğunun işareti olabileceğine dikkat çeken Çevik, inme, alzheimer, parkinson gibi hastalıklar arttıkça disfaji artık her evin kapısını çalan bir halk sağlığı sorunu hâline geldiğini ifade etti. Sosyal medyadaki rastgele egzersizlere güvenmenin tehlikeli olduğunu belirten Çevik, "Çünkü yutma bozukluğu herkeste aynı değildir ve doğru tedavi mutlaka kişiye göre belirlenmelidir. Tedavinin ilk adımı, kişinin hangi kıvamı güvenle yutabildiğinin uzmanlar tarafından belirlenmesidir. PEG, ağızdan yiyemeyen insanların beslenmesini sağlayan güvenli bir tüptür; hastayı aç kalmaktan ve zatürreden koruyan bir hayat yoludur. PEG’in etkisi doğru zamanlamayla ortaya çıkar. Çok erken yapılırsa gereksiz olur, çok geç yapılırsa risk büyür. Doğru zamanda yapılan PEG kötü bir son değil, hastayı güçlendiren hayati bir destektir. Yutma ihmal edilirse tehlike büyür; erken fark edilirse hayat kurtulur. Doğru kıvam, doğru tedavi, doğru zamanlama ve uzman ekipler sayesinde hastalar yeniden güvenle yemek yiyebilir ve güç kazanabilir. Bu açıklamalar genel bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır" dedi.