EKONOMİ - 17 Mayıs 2024 Cuma 11:17

Akkök Holding’den 340 milyon dolarlık yatırım

A
A
A
Akkök Holding’den 340 milyon dolarlık yatırım

Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Akkök Holding, 2024 için, enflasyondan arındırılmış, ciro bazında yüzde 50, ihracatta yüzde 10 büyüme ve 340 milyon dolarlık yeni yatırım planladı.



Kimya, enerji, gayrimenkul ve ileri malzemeler olmak üzere farklı sektörlerde faaliyet gösteren Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından Akkök Holding, 2024 için güçlü yatırımlar hedefliyor. Akkök Holding CEO’su Gökşin Durusoy, mevcut faaliyet alanlarıyla sinerji oluşturacak yatırımlara odaklandıklarını, ihracatı artırma ve sürdürülebilirliğe katkı sağlama hedeflerine yönelik stratejilerle yol aldıklarını söyledi. 2024 yılı için yaklaşık 340 milyon dolarlık bir yatırım bütçesi planladıklarını belirten Durusoy, “Öncelikli sektörlerimiz olan kimya, enerji, gayrimenkul ve ileri malzemelerde operasyonel etkinliği artırarak ciroda TL bazında yüzde 50, ihracatta yüzde 10’un üzerinde büyüme hedefliyoruz. Yeteneklerimizi geliştirdiğimiz, bildiğimiz ve iyi yaptığımız iş alanlarında büyüyeceğiz” dedi.



Gökşin Durusoy, Akkök Holding’in 2023 yılı performansını ve 2024 öngörülerini düzenlenen basın toplantısında değerlendirdi. Küresel krizler, belirsizlikler, depremler ve seçim gündemiyle geçen 2023 yılını grubun toplam kombine cirosu açısından 4 milyar dolar ciro ile kapattıklarını belirten Durusoy, “İhracatımız 740 milyon dolar ve bu dönemde yaklaşık 240 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Kapasite artışı yatırımlarımızın devreye girdiği ve gayrimenkulde gelir artışı sağladığımız 2023’ün ardından daha iyi bir yıla başladık” şeklinde konuştu.



Enflasyonu düşürmek amacıyla uygulanan ekonomik programın, ülkenin bütün paydaşları için fedakarlıklar gerektirdiğini belirten Gökşin Durusoy, 2024 yılının zorlu bir yıl olacağını ancak 2024 ilk çeyrek sonuçlarının bütçeler paralelinde ilerlediğini, Grup olarak 2023 yılı sonunda ulaşılan tarihi düşük borçluluk seviyeleri ile zorlu döneme hazırlıklı girildiğini belirtti.



Kimya, ileri malzemeler, enerji ve gayrimenkule odaklandık


Planlanan 2024 yatırım planlarıyla ilgili bilgi veren Durusoy, stratejik sektör olarak gördükleri kimya, ileri malzemeler, enerji ve gayrimenkul sektörlerindeki potansiyeli değerlendirmeye odaklandıklarını bildirdi. Holdingin büyümesine de katkı sağlayan bu alanlarda karlılığı sürdürmeyi ve operasyonel etkinliği artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Durusoy, şöyle devam etti:



“2024 yılı için 340 milyon dolarlık bir yatırım bütçesi planladık. Aksa’da Mithra ve teknik elyaf iplik yatırımlarımız devam ederken, Akkim’de Epoksi yatırımımız bu sene son çeyrekte devreye girecek ve Türk ekonomisine 200 milyon dolar ithal ikamesi sağlayacak. Akcoat ve Epsilon Kompozit şirketlerimizin yatırımları da devam ediyor. Gayrimenkul tarafında ise Akiş GYO tekrar bir yatırım sürecine girebilir. Enerji sektöründe ise önceliğimiz finansal sürdürülebilirliği sağlamlaştırmak olacak. Bu amaçla tarihi düşük seviyelere gelen borçluluğumuzu daha da aşağıya çekerken, bu sektörde önümüze gelen değişik yatırım fırsatlarını da değerlendirebiliriz. Aynı zamanda uluslararası pazarlara odaklanarak ihracatımızı artıracağız. Bu stratejik odak, küresel rekabet avantajı sağlamamıza ve uluslararası ticarette şirketimizin bilinirliğini artırmamızı kolaylaştıracak.



Geleceğin endüstriyel trendlerine öncülük etmek ve sürdürülebilir inovasyon ile sektördeki rekabet avantajlarımızı güçlendirmek amacıyla stratejik yatırımlar ve iş birlikleri yapma yaklaşımı benimsiyoruz. Hem holdingin grup şirketlerinin kendi arasında hem de diğer sektör paydaşlarımızla iş birliklerimiz var. Bunu verimlilik, karlılık ve dijitalleşme odağında sürdüreceğiz.



Holdingimizin 2024 ihracatını yaklaşık 800 milyon dolar seviyesinde bekliyoruz. Bu 2023 yılı ihracatımıza göre yüzde 10’un üzerinde büyüme anlamına geliyor. Kimya, ileri malzemeler, enerji ve gayrimenkul alanları önümüzdeki yıllarda da holdingin öncelikli sektörleri olmaya devam edecek. Ciroda büyüme hedefimizi ise TL bazında enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 50 olarak bütçeledik. 2024 yatırımlarımız planladığımız şekilde ilerliyor. Önümüzdeki aylarda tamamlanan yatırımları devreye alarak yola devam edeceğiz.”



Ar-Ge ve yenilikçi teknolojilere öncelik


Grubun teknoloji yatırımları, Ar-Ge ve inovasyonun kurum kültürü içinde çok önemli bir yeri olduğunu belirten Durusoy, “Bu kuvvetli kasımızla birçok yeni ürün oluşturmayı başardık, bunun güzel örneklerinden birisi tamamen kendi ekiplerimizin üretmeyi başardığı karbon elyaf tesisimiz, bir diğer örnek ise 2023 yılında açıkladığımız Mithra projemiz ile başlanılan UHMWPE (Ultra High Molecular Weight Polyethylene) yatırımı oldu” şeklinde konuştu. 2023’te öncü yatırımcılığını Akkök Holding iştiraki olan AkkökNext’in yaptığı Türkiye’nin malzeme teknolojilerine odaklanan ilk derin teknoloji fonu 212NexT’in kurulduğunu hatırlattı. Fonun, Türkiye ve dünyada büyüyen derin teknoloji pazarında yenilikçi girişimlere yatırım yapacağını belirten Durusoy, “Hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak teknoloji çözümlerine 3 yıllık süreçte 17 milyon dolar olarak belirlenen ilk etap yatırımlarla bir yandan finansal kazanç hedeflenirken diğer yandan oluşturulacak sinerjilerle yeni yatırım alanları bulunabilecek. Bunlarla beraber grup için girişim kültürüne de büyük katkı sağlayacak” dedi.



Durusoy, rekabet avantajı sağlayacak yeni nesil ürünler ve teknolojiler geliştirmeye stratejik öncelik verdiklerini kaydetti. “Ar-Ge temelli çözümler üretiyoruz” diyen Durusoy, şunları söyledi:


“Son 4 yılda 50 ürün grubu için 165 ayrı patent başvurumuzu yaptık ve 88 adet tasarım tescili aldık. Ar-Ge’ye yılda 40 milyon dolar civarında bütçe ayırıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızdan büyük başarılar da elde ediyoruz.”



“Sürdürülebilirlik için kurumsal yönetişim önemli”


Holding olarak, sürdürülebilirlik ve çevre bilinciyle hareket etmek, toplumsal ve ekolojik etkileri göz önünde bulundurarak iş stratejileri oluşturmak konusunda uzun vadeli taahhütlerinden bahseden Durusoy, çevre, sosyal ve kurumsal yönetişimden oluşan ESG hakkında yapılan konuşmaların genelde çevre ve sosyal etkileri üzerinden yapıldığına dikkat çekti. Durusoy, “Ben kurumsal yönetişim tarafının biraz gölgede kaldığını düşünüyorum. Kurumsal yönetişim çok önemli ve kurumlar, toplumlar, sağlam ve oturmuş bir kurumsal yönetişime sahip değilse çevresel ve sosyal konularda da kalıcı etkiler bırakması çok zor. Kurumsal yönetişimden kastım; bir kurumun, toplumun nasıl yönetildiğine ve kontrol edildiğine dair ilkeler, uygulamalar ve süreçler sistemi, kurumlarda, toplumlarda katılımcılık, şeffaflık, sorumluluk alma, hesap verebilme, adalet, eşit işe eşit ücret, eşit terfi, cinsiyet eşitliği gibi temel ilkelerin benimsenmiş ve bu ilkeler temelinde yönetiliyor olması lazım ki kurumlar sürdürülebilir olarak kalabilsin ve çevresel ve sosyal konularda katkı sağlayabilsin” dedi.



Haftada 4 gün çalışma sistemiyle örnek oldu


Grup şirketlerinden Aksa Akrilik, bir ilke imza atarak haftada 4 gün çalışma sistemine geçen ve bunu kalıcı hale getiren ilk şirketlerden oldu. Gökşin Durusoy, işveren markası olarak bir vizyon ortaya koyduklarını belirterek, “Çalışan memnuniyeti ve yetkin eleman sağlama, en önemli konumuz. Kaynağımız insan ve yetkin insan olmadan üretimi gerçekleştirmek mümkün değil. Yönetici olarak en önemli görevlerimizden biri yetkin insanları şirketimize kazandırmak, onları şirkette tutabilmek, eğitmek ve geleceğin liderlerini sağlamak. Bu doğrultuda Aksa Akrilik geçen yıl nisan ayında 3 aylık deneme sürecinden sonra 4 gün çalışma sistemini kalıcı hale getirdi. Genel anlamda olumlu geçen sürecimizin etkilerini yakından takip ediyoruz. Aynı kampüs içindeki diğer grup şirketimiz Akkim de aynı sistemle çalışmaya geçti. Bunun gibi motivasyon artırıcı, geleceğin iş yaşamında fark oluşturacak yenilikçi uygulamalarla, genç yetenekler için işveren markası olma konumumuzu güçlendiriyor ve yetenekli profesyonellerin şirketlerimize olan ilgisini artırıyoruz. Gençlerimiz için ekonomik imkanları iyileştirmeli, refah sağlayan çalışma koşulları inşa etmeliyiz” şeklinde konuştu.



Akkök Holding’den 340 milyon dolarlık yatırım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hatay Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan memurlara sosyal denge tazminatı verilecek Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) arasında imzalanan protokolle birlikte 2026 ve 2027 yıllarında memur personellere Sosyal Denge Tazminatı verilecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) Başkanı Mehmet Öntürk, personele verdiği sözleri yerine getiriyor ve özlük haklarının korunması kapsamında önemli adımlar atmaya devam ediyor. HBB Başkanı Mehmet Öntürk memur ve sözleşmeli personele 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan "Sosyal Denge Tazminatı" konusunda müjdeyi verdi. Başkan Öntürk, seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatarak personele verdiği sözleri bir bir yerine getirdiklerini ve hiçbir personeli mağdur etmediklerini belirtti. HBB’nin İskenderun Hizmet Binasında gerçekleştirilen "Sosyal Denge Tazminatı" imza törenine, Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR- SEN) Genel Başkanı Levent Uslu ve Hatay’da görevli sendika temsilcileri katılım sağladı. Genel Başkan Uslu ve HBB Başkanı Öntürk’ün imzaladığı sözleşme ile memur ve sözleşmeli personelin çalışma koşullarının iyileştirmesi adına önemli bir destek sağlandı. İmza töreninde konuşan HBB Başkanı Öntürk, 2024 yerel seçimleri öncesinde verdiği sözler kapsamında çalışanlara daima destek olduğunu ve bu kapsamda SDS protokolünü imzaladığını belirterek personelin her zaman yanında olacaklarını ifade etti. Başkan Öntürk konuşmasının devamında; "Bu şehri ayağa kaldırmak adına özverili çalışan personelimize sosyal denge tazminatlarını en üst seviyeden veriyoruz, hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. HBB bünyesinde Hatay’a hizmet veren personeli düşünerek hazırlanan sözleşmenin imzalandığını belirten BEM-BİR- SEN Genel Başkanı Uslu, HBB ve HATSU’da görev yapan memur personeli kapsayan bu sözleşmenin önemli derecede katkı sağlayacağını belirterek zor şartlarda desteğini esirgemeyen HBB Başkanı Öntürk’e teşekkür etti. İmza töreni sonrasında emekli olan personele emeklerinden dolayı plaket verildi ve HBB Başkanı Öntürk ile Genel Başkan Uslu’ya çiçek takdim edildi.
Kütahya Vali Işın: "Kütahya, güvenlikte Türkiye’ye örnek bir şehir’’ Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve hedefleri değerlendirdi. Vali Işın, sahipsiz hayvanlardan turizme, ulaşım projelerinden güvenliğe kadar birçok alanda yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve gelecekteki hedefleri İhlas Haber Ajansı’na değerlendirdi. Vali Işın, şehirde uzun yıllardır süren sahipsiz hayvan sorununa kalıcı çözümler üretildiğini söyledi. Işın, "Son dönemde hayata geçirilen önemli hizmetlerden biri de sahipsiz hayvanlar meselesine kalıcı çözümler üretmek oldu. Hepinizin bildiği gibi bu konu, özellikle Kütahya merkezde ve ilçelerimizde uzun yıllardır ciddi bir sorun olarak karşımızdaydı. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızdan aynı soruyu duyuyorduk, ‘Bu sokak hayvanları meselesi ne olacak?’ Bu soruna kayıtsız kalmadık. Kütahya merkez İshak Seydi bölgesinde 89 bin metrekarelik modern bir hayvan barınağı inşa ettik ve bu tesisi incelemeye gelen çok sayıda farklı illerden kurumlar oldu, Türkiye’de önemli bir tesis diyebiliriz. Tavşanlı’da 45 bin metrekarelik bir tesis hayata geçirildi. Emet ilçemizde ise 15 bin metrekarelik alanda barınak yapım çalışmaları devam ediyor, yakında tamamlanacak. Toplanan hayvanların bakım ve beslenmeleri titizlikle yapılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bu konu artık şehir için büyük bir problem olmaktan çıkmıştır. Şu ana kadar yaklaşık 14 bine yakın köpek toplandı" dedi. "Kütahya turizmi için büyük adımlar atıldı" Vali Işın, Kütahya şehir merkezi ve Aizanoi Antik Kenti başta olmak üzere turizm projelerini de değerlendirerek, "Uzun süredir üzerinde durduğumuz ve gerçekleştirdiğimizde bu şehir adına büyük bir gönül rahatlığı yaşayacağım iki temel konu vardı. Bunları 2025 yılında toparladık ve istişare yaptık. İlki şehir merkezi projeleridir. Saman Pazarı ve Balıklı Caddesi düzenlemeleri başlatılacak. Ödeneği ayrıldı, Kültür Bakanlığı tarafından yürütülecek ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı onay verdi. İkinci önemli konu ise Aizanoi Antik Kenti. Allah nasip ederse 2026 yılının Nisan ayında ihale süreci başlayacak. Tapınak restorasyonuyla başlayacak çalışmalar, antik tiyatro ve stadyum ile devam edecek. Bu projeler tamamlandığında Kütahya, tarihi kimliğine yeniden kavuşacak" ifadelerini kullandı. Vali Işın ayrıca Turizm Master Planı kapsamında kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlendiğini ifade etti. Işın, "Altı ayda bir değerlendirme toplantıları yapılacak. Hangi kurum hangi aşamada sorumluluklarını yerine getiriyor, hepsi takip edilecek. Bu sürecin koordinasyonu şahsım tarafından yürütülecek" şeklinde konuştu. Ulaşımda önemli yatırımlar Kütahya’nın ulaşım projelerinin önemine değinen Vali Işın, İstanbul-Antalya hızlı tren hattının Alayunt üzerinden geçeceğini açıklayarak, "Şehir merkezine yaklaşık 4-5 kilometre mesafede bir istasyon olacak. Bu hat sayesinde Kütahyalı vatandaşlarımız hızlı trenle büyük şehirlere rahatlıkla ulaşabilecek. Ayrıca İstanbul-Antalya otoyolu da Kütahya’dan geçecek. Her iki projenin planlaması tamamlandı, 2027 yılında inşaat süreci başlayacak" dedi. "Kütahya güvenlik ve asayişte örnek il" Vali Işın, Kütahya’nın güvenlik durumunu ise şu sözlerle özetledi: "Kütahya, güvenlik ve huzur denildiğinde ülkemizde örnek gösterilebilecek şehirlerimizden biridir. Asayişin yanı sıra uyuşturucuyla mücadelede de etkin önlemler alıyoruz. Pek çok şehirle kıyaslandığında Kütahya’da uyuşturucu kullanımında kayda değer artış yok. Bu mücadelenin ne kadar doğru yürütüldüğünü göstermektedir. Uyuşturucu, toplumun geleceğini tehdit eden, terörden bile daha tehlikeli bir beladır." Organize sanayi bölgelerinde yatırımlar Simav OSB’de çalışmaların hız kazandığını belirten Vali Işın, "Bin 500 metreküplük su deposu tamamlandı, elektrik, aydınlatma ve telekom altyapısında önemli ilerleme sağlandı. 2026 yılı yatırım bütçesi 664 milyon 180 bin lira olarak belirlendi. Simav’ın jeotermal tarım potansiyeli güçleniyor" dedi. Zafer OSB’nin açılışıyla ilgili de müjde veren Vali Işın, "2025 yılı içerisinde ivme kazandırdığımız projelerden biri de Zafer OSB oldu. İnşallah 2026 yılının Ocak ayında, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Altıntaş Zafer OSB’nin açılışını hep birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.