SPOR - 13 Aralık 2023 Çarşamba 22:04

Ali Koç: “TFF kendisini ayırıp, sorumluluğu başkalarına yükleyemez”

A
A
A

Türk futbolundaki sorunları çözmek için kimsenin sorumluluktan kaçmaması gerektiğini söyleyen Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Ali Koç, “Bu sorunlar, Türkiye Futbol Federasyonu’nun kendisini ayırıp, sorumluluğu sadece başkalarına yükleyerek çözebileceği sorunlar değildir” dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile Süper Lig kulüp başkanlarının katılımıyla Kulüpler Birliği Vakfı toplantısı gerçekleştirildi. Vakfın Maslak’taki ofisinde yapılan toplantı sonrası Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Toplantının büyük bir bölümüne Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın katılmasının çok faydalı olduğunu dile getirerek sözlerine başlayan Koç, “Pazartesi akşamı hepimizin gözü önünde yaşanan olaylar, başta futbolun paydaşları olmak üzere ama sadece futbolun paydaşları değil tüm ülkemizi derinden yaralamıştır. Ülkenin futbol marka değerine de uluslararası alanda zarar vermiştir. Böyle şiddet içeren bir olayın kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir. Halil Umut Meler’in yaşadıkları ve kare kare seyrettiğimiz, kameraya yansıyanalar hepimizin içini acıttı. En çok da doğal olarak ailesinin içini acıtmıştır. Kendisine, kıymetli ailesine, maçı yöneten hakemlere ve Türk futbolunun geneline çok çok geçmiş olsun demek istiyoruz Kulüpler Birliği olarak. Önemli olan Halil Umut Meler’in bir an önce sağlığına kavuşması ve o anın verdiği üzüntü ve şokla verdiği kararı değiştirip, yeşil sahalara dönmesini gönülden diliyoruz. Zaten hakem kalitesindeki sıkıntılar hepimizin malumu. Türkiye’nin bir numaralı hakeminin bu trajik olaydan sonra kararını gözden geçirip dönmesini canı gönülden arzu ediyoruz. Pazartesi akşamı yaşananlar maalesef yeşil sahalara hiç yakışmadı, sporun ruhuna hiç yakışmadı ve görmeyi hiç arzu etmediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldık. Ancak şunu da unutmayalım, bu hadisenin daha önce statlarımızda defalarca yaşandığını da unutmayalım. Belki bu kadar göz önünde olan bir maçta değil ama yıllarca pek çok maçta benzer olaylar ne yazık ki yaşanmıştır. Gün, büyük bir cesaret ve kararlılıkla birikmiş sorunların üzerine gitme ve bir daha benzeri olayların yaşanmaması için ne adım gerekiyorsa atma günüdür. Bu yaşananları geniş açıdan ele almamız lazım, buralara nasıl geldiğimizi iyi anlamamız lazım. Gerçeği hep birlikte görmemiz gerekmektedir. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Merkez Hakem Kurulu (MHK), hakemler, kulüplerimiz, medya, taraftarlar, teknik direktörler herkesin nereden nereye geldiğimizi çok iyi irdelemesi gerekmektedir. Hepimiz bu son yaşananlardan hareketle Türk futbolunun geldiği noktayı enine boyuna düşünmek zorundayız. Biz bu noktaya nasıl geldiğimizi anlarsak, bundan sonrası için çözüm oluşturabiliriz ve bir daha bunların yaşanmaması için gerekli adımları, temelleri ancak o şekilde atabiliriz. Çünkü bu tabloda herkesin payı var. Kimse de sorumluluktan kaçmamalı” cümlelerine yer verdi.

 

“Bu sorunlar, TFF’nin kendisini ayırıp, sorumluluğu başkalarına yükleyeceği sorunlar değil”

“Bu sorunlar, Türkiye Futbol Federasyonu’nun kendisini ayırıp, sorumluluğu sadece başkalarına yükleyerek çözebileceği sorunlar değildir” diyen Ali Koç, şöyle devam etti:

“Türk futbolunun yönetiminden sorumlu olan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanımızın spor medyasını, teknik direktörleri, eski hakem yorumcularını, televizyon yorumcularını, sporcuları, büyük fedakarlık eden spor kulüplerimizi, bu spor kulüplerimizin başkanlarını ve yöneticilerini bu olayda suçlayıcı, azmettirici hatta mahkum edici tavrı biraz evvel yaptığımız toplantıda en kuvvetli şekilde şiddetle reddedilen ve kabul edilemez bir unsur olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. Ayrıca Büyükekşi’nin 2019-2020 ve 2020-2021 sezonlarında Gaziantep Futbol Kulübü başkanlığı yaptığı dönemde bazı maçlardan sonra hakemlerle ilgili yaptığı açıklamalarda göz atmanızı rica ediyorum. Çünkü burada bir tutarsızlık var.”

“Türk futbolu ayrışma noktasına gelmiştir”

Başkan Ali Koç, rekabetin sporun doğasında olduğunu ve tüm kulüplerin yarışın içerisinde bulunmak istediğine dikkat çekerek, “Hepimizin hedefi başarı. Bazılarının şampiyonluk, bazılarının Avrupa’ya gitmek, bazılarının küme düşmemek ama hepimizin bir hedefi var. Kazanmak, kaybetmek, sevinmek, üzülmek bu işin doğası ve olmazsa olmazı. Ama kabul etmek gerekir ki Türk futbolu artık yarışma değil çatışma ve hatta yıllardır ifade ettiğimiz gibi ayrıştırma noktasın gelmiştir. Bu durum sadece Türk futboluna değil, ülkemize ve toplumumuza son derece zarar vermektedir. Ülkemizin ve toplumumuzun birlik, beraberliği ve huzuru her türlü sportif rekabet ve çekişmeden çok daha önemlidir. Bu unsur, ülkemizin huzuru, toplumumuzun birlik ve beraberliği en önemli kırmızı çizgimiz olmak durumundadır. Zaten ülkemizin huzurunu bozan pek çok unsur varken, futbol bunların başında gelmemelidir. Artık herkesin üzerine düşeni yapma zamanı gelmiştir. Hepimiz bir paydada buluşup, bu konudaki sorumluluklarımız çerçevesinde sonuna kadar adımlar atmak zorundayız. Futbolda şiddet, herkesten ve her şeyden önce futbol camiasının sorunu ve sorumluluğudur. Bu aşamada asla yapılmaması gereken unsurlar; sorumluluğu başkalarına yıkmak, kendi sorumluluklarını görmezden gelmek, kronikleşmiş sorunları örtmek için bu talihsiz olayı fırsat olarak kullanmaktır. Hadisenin hemen sonrasında yaşanan tartışmalara şöyle bir göz attığımızda aslında bu bilinçten ne kadar uzak olduğumuzu söylenenlerden, yazılanlardan, konuşulanlardan açıkça görebiliyoruz. Bir kez daha bu tabloya baktığımız zaman futbol rekabeti üzerinden ne kadar ayrıştığımızı bir örneğini daha görebiliyoruz. Hala gerçeği idrak etmek yerine daha da ayrışmaya ve çatışmaya evriliyoruz. Artık bunun yeri ve zamanı değildir. Bunu bilerek yapanlara izin verilmemelidir. Bugüne kadar halının altına süpürülüp üzerine gidilmeyen, kısacası örtbas edilen çok ama çok daha vahim olaylar ülkemizde ne yazık ki yaşanmıştır. Hayat ve futbol bir şey yaşanmamış gibi de devam etmiştir. Bu defterleri de açmanın zamanı gelmiştir. Ama bugünden sonra ileriye bakmak gerekirse başta TFF olmak üzere tüm paydaşların yaptıkları yanlarına kar kalmamalı ki bu sorunlar inandırıcı, bir o kadar da önemli kalıcı bir son bulsun. Bu kararlılığı hep beraber göstermek zorundayız. Zamanı geldi de geçti” şeklinde konuştu.

“Cumhurbaşkanımız, Adalet ve İçişleri Bakanlarımızdan randevu talep edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan en kısa zamanda randevu talep edeceklerini de vurgulayan Koç, “Bakanımız bizi ziyaret etti. Bu ziyaret bahsettiğim anlayışın somut bir yansımasıdır. Bakanımızın teşrifiyle kulüpler olarak bir araya gelerek kronikleşmiş yapısal sorunlarımızı etraflıca değerlendirdik. Kimin üzerine neler düştüğünü konuştuk. Aslında iki tane önemli sorun var. Biri adil rekabet, ikincisi de finansal sorunlarımız ve bunlar birbirlerini tetikleyen unsurlardır. Bakanımızın sorunlarımızı, kulüplerin TFF’ye bakışını bizlerden duymasını son derece kıymetli buluyoruz. Aynı şekilde bugüne kadar Türk futbolunun sorunlarını sadece TFF Başkanımızdan dinleyen başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Adalet ve İçişleri Bakanlarımızdan da en kısa zamanda ziyaret etmek için randevu talep edeceğiz. Bu doğrultuda Spor Bakanımızdan da desteklerini rica ettik. Karşılıklı anlayış, dayanışma ve güç birliğiyle hepimizin guru duyacağı bir futbol iklimi oluşturabileceğimize inanıyoruz. Yeter ki irade olsun. Bakanımızın varlığı ve bizlere verdiği desteği bu anlamda çok kıymetli buluyoruz ve kendilerine teşekkür ediyoruz. Sorunlar giderilene kadar da hem federasyon olarak hem Kulüpler Birliği hem de Spor Bakanlığı olarak sık sık görüşme ihtiyacı olduğunu da bu toplantıda tespit ettik” ifadelerini kullandı.

“Er ya da geç Türkiye’miz hak ettiği futbol ortamına kavuşacaktır”

Futbolda her türlü şiddetin sahalardan silinmesi için kulüpler olarak üzerlerine düşeceklerini yapacaklarına belirten Başkan Ali Koç, “Şiddetin ana sebebi olan adaletsiz rekabet ortamına son verilmesi için kulüpler olarak gerekli çalışmaları başlatacağımızı ve tüm inisiyatifleri alacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Er ya da geç Türkiye’miz hak ettiği futbol ortamına kavuşacaktır. En kısa zamanda her şeyin normale döneceğini ümit ediyoruz. Futbolda hepimizin hem keyif alacağı hem de gurur duyacağı adil ve şeffaf rekabet ortamının norm haline gelmesi kulüpler olarak en büyük hedefimiz ve arzumuzdur. Türk futbolunun bu halinin değişmesi için duyulan en büyük ihtiyaç ise federasyonumuzun bu ihtiyaca inanması, sorunlarla yüzleşmesi, çözüm için gerek iradeyi göstermesi ve bunu yapabilmek için de liyakatli bir kadroyla sorunları adreslemesidir. Bizler Kulüpler Birliği olarak her türlü çalışmayı üzerimize düşen neyse kararlılıkla yapacağımızı ifade etmek istiyoruz. Bu talihsiz olay yaşandıktan sonra hem Kulüpler Birliği Vakfı olarak hem tüm kulüplerimiz olarak, kulüplerimizin teknik direktörleri, yöneticileri, sporcuları reaksiyon göstererek Halil Umut Meler’in yaşadığı olayla ilgili samimi ve saf düşüncelerini hemen iletmişlerdir. Onlara da teşekkür ediyorum” dedi.

“TFF başkanının kulüplere teşekkür etmemesi çok şeyi ifade ediyor”

Ali Koç, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin, hakem Halil Umut Meler’e yapılan fiziki saldırıdan sonra geçmiş olsun mesajları paylaşan kulüplere, teknik direktörlere ve futbolculara teşekkür etmemesini eleştirerek, “Toplantımızı bizleri rahatsız eden unsurlardan bir tanesi de UEFA’ya, FIFA’ya, İngiltere’ye teşekkür eden TFF başkanının hiçbir şekilde kulüplere, Kulüpler Birliği Vakfı’na, teknik direktörlere sporculara bu konuda gösterdikleri refleks için teşekkür etmemesi de aslında çok şeyi ifade ediyor. Özellikle bu konudaki rahatsızlığın dile getirilmesini benden başkanlarımız rica etti. Ben Kulüpler Birliği Başkanı olarak tüm paydaşlara burada gösterdikleri refleks için teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“Federasyondan çok memnun olan kulüpler var”

Kulüpler Birliği toplantısında TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin istifasının istenmesine yönelik bir konunun gündeme gelip gelmediğiyle alakalı yöneltilen soruya Koç, “Kesinlikle böyle bir durum olmadı. Federasyondan çok memnun olan kulüpler var, az sayıda. Hiç memnun olmayan kulüpler var, belli bir sayıda. Destek olalım, bu kadrolarla, bu yaklaşımla, bu yönetim anlayışıyla bu sorunlara çözüm sağlayamayız diyen kulüplerimiz var. Federasyonlar değişiyor, sorunlar aynı kalıyor. MHK değişiyor, sorunlar aynen devam ediyor. Türkiye adil rekabetin olmamasının ana kaynağının ne olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda federasyon irade göstereceğini ifade etti. Bakalım bu olaydan sonra ne olacak, göreceğiz. Bakın açıklamalarına, çitin bir tarafındayken nasıl olunuyor, diğer tarafındayken nasıl olunuyor. Kendisi de bu sorunları başkan olarak yaşadı. 6-7 defa hakemlerle ilgili açıklaması var. Sınırın bu tarafına geçince herhalde o yaşadıkların unutmamıştır diye düşünüyorum. İstifa edip, etmeme konusu burada gündeme gelen bir konu değil. İşlerin ele alınışına baktığınız zaman, ciddi bir acemilik, tecrübesizlik var” diye konuştu.

“Acele karar alındı”

Başkan Ali Koç, liglerin erteleme kararı alınırken kendilerine sorulmadığını da söyleyerek, “Süresiz erteleme kararı hemen Salı günü maçlar başlamaz. Herhalde kafasında başka takvim vardı. Sonra aklı selim kazandı. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün otobüsü kurşunlandı. Otobüste 50 kişi vardı. Viyadükte kurşunlandı. Hala faili meçhuldür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ayıbıdır. Orada bile maç oynandı. ‘Fenerbahçe sahaya çıkmazsa cezaya katlanır’ dendi. Bence alelacele verilmiş bir karardı. Bu karara saygı duymak durumundayız” şeklinde konuştu.

Bu toplantının daha önce yapılmasına karar verildiğini ancak daha sonra gündemin değiştiğini ifade eden Başkan Koç, “Gündemimizde e-bilet konusu vardı. Yayın ihalesi konusu vardı. Yayın gelirlerinin dağılımı konusu vardı ve yeni lig formatını konuşacaktık. Pazartesi yaşananlardan sonra onları başka bir toplantıda görüşeceğiz” cümlelerine yer verdi.

“Hakem sorunu devam etmektedir”

Kulüp başkanlarının çoğunun, hakemlerin hastane çıkışında yaptığı açıklamalardan rahatsız olduğunu da sözlerine ekleyen Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç, “Başkanlarımızın çoğu hakemlerin hastane çıkışı yaptığı konuşmalar, sözcü olarak seçilen kişiler içeride büyük rahatsızlık yaptı. Hakem müessesinin durumu ortada. Performansı da ortada. Hiç yaşanmasını istemediğimiz bir olay yaşandığı için onları unutacağız, göz ardı edeceğiz diye bir durum yok. Bir adım daha öteye gidelim. Federasyonla yaptığımız toplantılarda, devre arasında çok ciddi, radikal adımlar atılacağı, bu hakem sıkıntısının minimize edilmesi için ciddi anlamda yol haritası olduğu bizlere anlatıldı. Federasyon da bizlere bu hakemlerle bu işin gitmeyeceğini defalarca ifade etti. Bu olaydan sonra federasyonumuz hangi noktada göreceğiz. Hatta federasyon bir ara şu kuşkuya da girdi, ‘Bu hakemler, bizi de mi yemeye çalışıyor’. Hakem sorunu devam etmektedir. Çok büyük talihsiz bir olay yaşandı. Türkiye’nin en iyi hakemi, en son yaşayacak kişi yaşadı ama kimse yaşamasın diyorum” şeklinde konuştu.

Gençlik ve Spor Başkanı Osman Aşkın Bak ile konuşulanlar

Toplantıya katılan Gençlik ve Spor Başkanı Osman Aşkın Bak ile ne konuştuklarını anlatan Koç, “Finansal konular konuştuk. Stopaj iadesini konuştuk. Bakanlığımızı bizlerden aldığı yüzde 7 kesintinin kaldırılmasını konuştuk. İddia gelirlerinin arttırılmasını konuştuk. Yapılandırma ihtiyacı olan Anadolu takımlarını konuştuk. Yayın ihalesinde desteklerini istedik. Ucuz kredi ulaşımda mümkünse yardım etmelerini istedik. Güvenlik giderlerinde yardım istedik. Yurt dışına oyuncu satan kulüplere ihracat teşviki istedik. Kısa zamanda toplantı talep ettik. Kulüpler Birliği AŞ’nin kurulması için gerekli yasal düzenlemelerini rica ettik. Adalet ve İçişleri Bakanlığı ile randevumuzu konuştuk. Spor Bakanımızla daha sık toplantı yapmayı konuştuk. Passolig mümkünse kaldırılsın dedik. Futbolda yeni bir sayfa açabilmek için devletimizin ilgili bakanlığını, federasyon ve Kulüpler Birliği ile birlikte bir komisyon kuralım dedik. Yeterli arzu, istek olsun. Bunun dibine kadar ineriz. Konjektür müsait. Federasyon seçimlerinin daha adil olmasını istedik. Birden fazla adayla yapmasını gündeme getirdik. Kurulların kendi içinde seçimleri olması gerektiğini söyledik” açıklamasında bulundu.

“Konjektür çok müsait, yeter ki arzu etsinler”

Türk futbolunda son 6 haftada yaşanılanları hatırlatan Ali Koç, “Federasyon gerçekten Türk futbolunda temizlik istiyorsa malzeme burada. Bizde federasyon ile yaptığımız son toplantıda temiz futbol için ortak komisyon kuralım istedik, tamam dediler. Konjektür çok müsait. Yeter ki arzu etsinler, biz bu işin dibine sonuna kadar ineriz” dedi.

Süper Lig’in 16. haftasının ertelenerek, 19 Aralık Salı günü 17. haftadan başlamasının rekabet için haksızlık olduğunu söyleyen Başkan Koç, “Bu ülkede yaşanmaması gereken talihsiz olaylar yaşandı. Bir tanesi Fenerbahçe Spor Kulübü’nün otobüsünün kurşunlanması. Maçlar devam etti. Biz tehdit edildik. Burada duygu patlaması yaşanıyor. Bu Türk futbolu için milattır. Gereken iradeyle, cesaretle bu işleri çözebilir. Hakemler çıkar, çıkmaz bir yorum yapmak istemiyorum. Hakemlerle ilgili genel düşüncemi biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Uygar Aydın - Oğuzhan Ort - Mehmet Ekrem Ceylan

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Salihli Kurttutan’da hayvanlar ve yangın için HİS göleti Manisa’nın Salihli ilçesinin kırsal Kurttutan Mahallesi’nde hayırsever bir vatandaş tarafından Hayvan İçme Suyu (HİS) göleti kazıldı. Bölgedeki hayvanların su ihtiyacını karşılamak ve orman yangınlarına karşı önlem almak amacıyla yapılan gölet, mahalle sakinleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Yaklaşık 1 dönüm 800 metrekare alana sahip olan ve 4 metre derinliğinde kazılan HİS göleti, Baltacı mevkiinde köy sakinlerinden Erol Sağlam tarafından yaptırıldı. Göletin, hayvan içme suyunun yanı sıra yangın söndürme amaçlı da kullanılacağı belirtildi. Kurttutan Mahalle Muhtarı Süleyman Kaya, göletin yapımını üstlenen hayırsever Erol Sağlam’a teşekkür ederek, "Mahallemiz için son derece önemli bir ihtiyacı karşılayacak bu gölet, hem hayvanlarımızın içme suyu ihtiyacını giderecek hem de yangınla mücadelede büyük katkı sağlayacaktır" dedi. Muhtar Kaya, göletin bulunduğu bölgede yaklaşık 8 bin dönüm fıstık çamı yer alırken, yaz aylarında artan yangın riskine karşı önemli bir su kaynağı oluşturacağını ifade etti. Kaya, göletin daha verimli hale getirilmesi için Orman İşletme Müdürlüğü ve Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan membran talebinde bulunulacağını da aktardı. Yeni yapılan HİS göletinin, çevredeki yaban ve büyükbaş-küçükbaş hayvanların su ihtiyacını karşılamasının yanı sıra, yaz aylarında çıkabilecek orman yangınlarında helikopterlerin su almasına da imkan sağlayacağı vurgulandı.
Erzurum ETÜ istikrarlı yükselişini sürdürüyor ETÜ, 2025 yılı YÖK üniversite izleme ve değerlendirme raporundaki istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2025" sonuçlarına göre Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öğrenci memnuniyeti, araştırma kalitesi ve akademik üretkenlik göstergelerinde öne çıkan üniversiteler arasında yer aldı. Yükseköğretim sisteminin gelişimini kanıta dayalı ve şeffaf göstergeler aracılığıyla izlemeyi amaçlayan YÖK tarafından Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu bu yıl bilim iletişimi yaklaşımı temel alınarak yeniden yapılandırıldı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) ile yürütülen ortak çalışma kapsamında üniversitelerden tek elden toplanan verilerle hazırlanan raporda, üniversitelerin birbirleriyle kıyaslanmasından ziyade her bir kurumun kendi gelişim seyrinin izlenmesi ve değerlendirilmesi esas alındı. Raporda, Yükseköğretim Kurulu tarafından 2024 yılında ilk kez uygulanan Türkiye Üniversite Deneyim Araştırması (TÜDA) sonuçlarına da yer verilerek öğrencilerin beklenti ve memnuniyet düzeyleri değerlendirme sürecine dâhil edildi. "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ile "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" başlıkları altında yapılandırılan rapor; erişilebilirlik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik gibi güncel yükseköğretim yaklaşımlarını önceleyen yeni göstergelerle güçlendirildi. Bu kapsamda Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ), öğrenci memnuniyeti göstergelerinde dikkat çekici sonuçlar elde etti. ETÜ, 2024 yılı TÜDA verilerine göre kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile zirveye yerleşti. Araştırma ve akademik yayın performansına ilişkin göstergeler de ETÜ’nün istikrarlı gelişimini ortaya koydu. TR Dizin tarafından taranan dergilerde yayımlanan, öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı bakımından ETÜ, Türkiye genelinde 7’nci sırada yer aldı. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında üretilen yayınların toplam yayınlara oranında 2024 yılında 19’uncu sırada yer alan ETÜ, 2025 yılı raporunda beş basamak yükselerek 14’üncü sıraya yerleşti. Öte yandan Web of Science indeksli yayınların atıf alma oranı göstergesinde ise yüzde 84,1’lik oranla listenin 16’ncı sırada yer aldı. Raporda ayrıca "Faydalanılan TÜBİTAK Bursu" sayısı göstergesinde ETÜ istikrarlı gelişimini sürdürdü. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, ETÜ’nün yükselen grafiğinin devam ettiğini belirterek, "Üniversitemizin temel hedefi, eğitim-öğretim kalitesini sürekli artırmak, araştırma kapasitesini güçlendirmek ve öğrencilerimizin eğitim süreçlerindeki gelişimini en üst düzeye taşımaktır. Raporda elde edilen sonuçlar, yıllara yayılan titiz çalışmalarımızın ve kararlı adımlarımızın bir sonucu olarak, ETÜ’nün bu hedefler doğrultusunda gösterdiği istikrarlı ilerlemeyi açıkça ortaya koymaktadır. Önümüzdeki yıllarda üniversitemizin yükseliş trendinin devam edeceğine gönülden inanıyor, bu süreçte emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuza teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi Davasında sanık sayısı 61’e yükseldi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada dava dosyaları ayrı olan sanıkların ana davayla eklenmesiyle sanık sayısı 61’e yükseldi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’yla birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 57’ye yükselmişti. İlker Gönen intihar etmişti Dava sürerken, 11 Şubat 2025 tarihinde iddianamede ismi ’örgüt yöneticisi’ sıfatıyla geçen sanık İlker Gönen, tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmişti. Davada sanık sayısı 61 oldu Bugün Bakırköy Adliyesinin Konferans Salonu’nda görülen duruşmada 6’si tutuklu bir kısım tutuksuz sanık hazır bulunurken, duruşmada dava dosyasına eklenen evraklar okuduğu sırada, dosyadan ayrılan iki davanın ana dava ile birleştirildiği ve sanık sayısının böylece 61’e yükseldiği öğrenildi. Duruşmada sanıkların savunmaları ile devam ediyor.