ASAYİŞ - 31 Aralık 2025 Çarşamba 16:04

Ambarlı Limanı’nda büyük çile: Bölge halkı mağdur

A
A
A
Ambarlı Limanı’nda büyük çile: Bölge halkı mağdur

Beylikdüzü’nde bulunan Ambarlı Liman’nda tır yoğunluğu, halkı çileden çıkardı. Yaşanan yoğunluğa liman sisteminde yaşanan aksaklıklar da eklenince trafik çilesi katlanarak büyüdü. Bölge halkı, tırların oluşturduğu yoğunluk nedeniyle limanın taşınmasını ya da yeni bir çözüm bulunmasını istiyor.


İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan ve her gün yüzlerce tırın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı, bölgedeki vatandaşı canından bezdirdi. Günün her saatinde E-5 karayolu ve bağlantı yollarından geçen tırlar çoğu zaman kazaya sebebiyette verirken, sistem arızalarında ise yollarda uzun süre çözülemeyen trafik oluşturuyor.


Ambarlı Limanı’nda yaşanan sıkıntılara bir örnek dün akşam tır sürücülerinin eylemi ile yaşandı. Ambarlı Limanı’nda bir firmanın sistem arızası nedeniyle tır sürücüleri uzun süre beklemeyi bahane ederek art arda kornalar çaldı. Çevrede bulunan 3 okulun öğrencileri dahil tüm vatandaşlar mağdur oldu. Yoğun trafikten insanlar evlerine iş yerlerine yetişemedi. Duruma isyan eden çevre halkı, limanla ilgili yeni tedbir ve gerekirse limanın bölgeden kaldırılmasını istedi.


Limanın yanında bulunan sitenin yöneticisi Murat Odabaş, yaşanan süreci ve sıkıntıları aktararak, "Sitemizde 3 bin 20 konutta 15 bin insan yaşıyor. Sitemizde ayrıca 3 tane de okul var. Dün buradaki trafik mağduriyetini yaşayanlardan birisiyim. Tırlar çift sıra kuyruk yapmış ve kornaya basıyorlardı. Biz sitemize giriş için başka başka yollara dönmek zorunda kaldık. Sadece site değil burada güzergahtaki tüm mahalleler sıkıntıda. Sabah akşam kırmızı ışıklarda bile tırlar yokken bile 3 kere kırmızı ışık bekliyoruz. Yol çok yoğun, bir de eylem vesaire yaparlarsa sıkıntı büyüyor" dedi.



"Bizim gibi gelişmiş ülkelerde bu limanlar şehir içinden kaldırılırsa iyi olur"


Bu bölgedeki sıkıntılar ile ilgili geçmiş dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarından Kadir Topbaş ile konuştuğunu da ifade eden Odabaş, "Belediye oraya bir raylı sistem yapacaklarını, buradaki yükü Hadımköy’ye taşıyacaklarını söylemişti. Tırlar Hadımköy’den yükü alarak çevre yolundan dağıtım yapacak demişti. Benim çocuğum dün okulda ’öğleden sonra ders yapamadık gürültüden’ dedi. Okullar da var bu bölgede. Öğrenciler de mağdurlar. Dolayısıyla bu liman Türkiye ekonomisi için önemli bir liman ama bizim gibi gelişmiş ülkelerde bu limanlar şehir içinden kaldırılırsa iyi olur. Daha önce şehir dışına taşınması için projeler konuşuldu. Bütün bunlara çözüm bulunmasını istiyoruz" diye konuştu.


Bölge sakinlerinden Muammer Güngör, "Ben bu limana yakın bölgede oturuyorum. Gece, sürekli korna sesinden rahatsız oluyorum. Arabayla gitmek istediğimde bir saatte yoldan geçemiyorum. Bununla ilgili devletin buna çare bulması lazım. Benim bildiğim kadarıyla başka projeler vardı. Sürekli görüşmeler yapıldı, müracaatlar yapıldı ama netice alamadık" şeklinde konuştu.



Ambarlı Limanı’nda büyük çile: Bölge halkı mağdur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sadettin Saran: "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz" Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, sezon sonuna kadar görevine devam edeceğini ve sonrasında olağanüstü genel kurula gidileceğini açıkladı. Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, gündeme dair kulüp televizyonunda açıklamalarda bulundu. Şahsıyla ilgili geçtiğimiz günlerde yaşadığı hukuki sürece değinen Saran, "Hayatımda belki de ilk kez kelimeleri bu kadar tartarak seçiyorum. Görev sürem boyunca sizler de çok iyi gördünüz ki ben konuşmayı seven bir başkan olmadım. Zaman zaman bu nedenle eleştiriler de aldım. Özellikle şahsımı ilgilendiren başlıklarda Fenerbahçe’yi bu gündemlerin içine çekmemek için sessiz kalmayı, geri planda durmayı ve Fenerbahçe’yi her şeyin önünde tutmayı tercih ettim. Ancak gelinen noktada hem sizlere hem kamuoyuna kendimi ve durduğum yeri sakinlikle anlatmanın zamanının geldiğine inanıyorum. Benim bu göreve talip olurken tek bir hayalim vardı; Fenerbahçe’yi en büyük olduğu yere yani sahaya döndürmek. Tartışmaların değil sporun, polemiklerin değil kupaların konuşulduğu bir kulüp hayaliyle yola çıktım. Son dönemde hepinizin yakından takip ettiği bir süreç yaşandı. Şahsım üzerinden söylenenler, yazılanlar, ima edilenler oldu. Kimi zaman gerçekle ilgisi olmayan iddialar, kimi zaman hukukun kararından önce manşetlerde verilen hükümler gördük. Ben hayatım boyunca hukukun ve masumiyet ilkesinin herkes için gerekli olduğuna inanan bir insan oldum. Hukuki ve yasal bir süreç olması nedeniyle bu konuyla ilgili her bir adımın adli makamlar tarafından en iyi şekilde yürütüleceğine olan inancım ilk günden beri tamdır. Ancak yine ilk günden beri bir takım medya organları ve sosyal medyada imalatını yaptığımdan, evimde uyuşturucu madde bulunduğu gibi asılsız iddialardan, evimin üzerinde dron uçurulmasına kadar itibarsızlaştırma girişimiyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğumuzu ve bu sürecin hukuk önünde sonuna kadar takip edileceğinin bilinmesini önemle rica ediyorum" ifadelerini kullandı. "Bu süreçte tüm odağım üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek" Devam eden davanın kulübü yeniden bir hukuki sürecin için çekmesini istemediğini belirten Saran, "Kulübümüzün göreve geldiğimizden bu yana mevcut durumunu düşündüğümüzde Fenerbahçe’mizin finansal özgürlüğe bu kadar yakın oluşu, Avrupa ve ligde oynanacak maçlarımızın programı, şampiyonluğa olan inancımız, ilk yarıyı namağlup bitirmiş oluşumuz ve hedefe her gün daha da yaklaşmamız, tüm branşlarda yeni yönetim olarak başlattığımız ve bitirilmesi gereken dünya çapında transferler, projeler ve yapılacak işlerin tümü nedeniyle başkanlık görevimi sezon sonuna kadar sürdürecek ve sonrasında da kulübümüzü olağanüstü genel kurula götüreceğiz. Bu süreçte tüm odağım sezon sonuna kadar üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek ve kulübümüzü hiçbir kişisel gündemin gölgesi olmadan genel kurul iradesine hazırlamaktır. Sezon sonu aldığım bu karar, belki de bugün için almam gereken bir karar. Çünkü şahsımla ilgili devam eden bir davanın kulübümüzü yeniden bir hukuki sürecin içine çekmesini istemiyorum. Ancak bir yandan da başarmamız gereken ve başlattığımız şeylerin olduğu da açık. Türk sporuna hizmet etmek adına önümüzdeki takvimde yapılması gereken oldukça fazla konu var. Fenerbahçe’nin önceliklerini düşünmek, bu makamda oturan herkesin temel zorunluluğudur. Bu kararı alırken düşündüğüm tek bir şey vardı; bu süreç bir noktadan sonra hukuki bir tartışmanın ötesine geçerek Fenerbahçe’mizin etrafında bir gündeme dönüşmeye başladı ve beni asıl düşündüren, asıl zorlayan da bu oldu. Bu bir geri adımın değil, Fenerbahçe’nin yolunu berraklaştırma iradesinin sonucudur" diye konuştu. "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz" Sadettin Saran, Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeğini ifade ederek şunları söyledi: "Ben bundan 61 yıl önce ABD’li bir anne ile Kırıkkaleli bir babanın evladı olarak dünyaya geldim. Farklı kültürlerin içinde büyüdüm. Ama vatan denildiğinde nerede durulacağını bilen, bu toprakların değerleriyle yetişmiş bir insan oldum. Hayatta iki şeyi çok sevdim; Fenerbahçe’yi ve sporu. Sporu yalnızca bir rekabet alanı değil, çocukları hayata bağlayan, gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir güç olarak gördüm. Bu inançla yıllar boyunca ülkemin dört bir yanında imkanı olmayan çocukların sporla buluşabilmesi için tesisler kurdum, okullar açtım. Bunu bugün anlatmak için değil, zaten böyle yaşadığım için yaptım. Son haftalarda hakkımda ortaya atılan iddialarla şunu açıkça ifade etmek isterim; hayatım boyunca sağlıklı yaşamı savunmuş, sporla iç içe hayat sürmüş biriyim. Ben raporda belirtilen maddeyi hayatımda ne kullandım ne de gördüm. Hakkımda yürüyen sürecin de hukuk içinde ilgili tüm kurumla nezdinde ve olması gerektiği gibi sonuçlanacağına dair inancım tamdır. Ben ne adaletten kaçtım ne de kaçıyorum. Söylenecek her sözün, cevaplanacak her iddianın yeri hukuktur. Ben bu göre şampiyonluk hayaliyle geldim ve bu hayali yarım bırakmak istemiyorum. Bu camia tarih boyunca en zor anlarını omuz omuza vererek aşmıştır. Bu vesileyle sürecin ilk gününden bu yana büyük bir sağduyu ile yanımda duran, desteğini esirgemeyen kıymetli taraftarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Aynı zamanda gazetecilik mesleğini sorumlulukla ve etik ilkeler çerçevesinde icra eden, hüküm vermek yerine gerçeğin peşinde duran basın mensuplarına teşekkür etmeyi de bir borç biliyorum. Bu başladığım yolu Fenerbahçe yakışır şekilde tamamlama iradesidir. Bunun böyle olacağına da kimsenin şüphesi olmasın. Bu Fenerbahçe’yi yeniden sahada konuşulan, hedefleriyle anılan, kupalarla buluşan bir getirmek idealidir. Sezon sonuna kadar sizlere verdiğim sözü tutmak ve bu sorumluluğu layıkıyla taşımak benim en temek görevimdir. Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeceğim."
İstanbul Ayşe Tokyaz cinayeti davasında ara karar açıklandı Küçükçekmece’de eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavulla yol kenarına bırakılan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayeti davasının 3. gününde mahkeme ara kararını açıkladı. Heyet, tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi. Küçükçekmece’de 11 Temmuz tarihinde eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavula konularak Eyüpsultan’da yol kenarına bırakılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin zanlı Cemil Koç’un (38) da aralarında bulunduğu 9 sanığın ilk kez hakim karşısına çıktığı davanın görülmesine, 3’üncü gününde devam ediliyor. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Cemil Koç’un da bulunduğu 9 tutuklu sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, müşteki ikiz kardeş Esra, anne ve baba Halime Tokyaz hazır bulundu. Bugün görülen davada, müşteki Esra Tokyaz beyanda bulundu. Tutukluluk halinin devamı talebi Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle, tutukluluk halinin devamını ve dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst hadden cezalandırılmasını, savunma yapan sanık avukatları ise, eksik hususların giderilmesini istedi. Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Mahkeme, 3 kişi hakkında bir sonraki celse ‘tanık’ sıfatıyla dinlenilmesini ve Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı çıkarılmasına ayrıca sanık Cemil Koç’un banka hesaplarının incelenmesine karar verdi. Heyet, Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nden Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen Esra Tokyaz’ın ifadesini zanlı Cemil Koç ile paylaşan polis memurları Z.B. ve N.Ç.’nin dosyalarının akıbetlerinin sorulmasına hükmederek, duruşmayı 24 Mart 2026 tarihine erteledi. "Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor" Öte yandan duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan müşteki Esra Tokyaz, "İçeride, 3 gün boyunca kendimi bugün savunabildim. Uyumaya bile fırsatım olmadı. Cemil Koç, ilk günkü gibi, ne bir pişmanlık ne bir vicdan azabı, hiçbir şey çekmedi. Yanında yargılanan arkadaşları da kendi gibiydi. Üzerime de yürüdü, ben de üzerine yürüdüm. Bana sürekli bakıp bakıp gülüyordu, gözünü benden asla çekmedi. Her bana baktığında ben zaten sinir krizi geçiriyordum. Bende kendisi gibi gülmeye çalışıyorum ama olmuyor. Sonuçta, kardeşinizin katilini görüyorsunuz, her ellerine, gözlerine baktığında, o ellerle ve o gözlerine bakarak yaptığını görüyorsunuz. Cemil üzerime yürüyor, jandarma tutuyor. Kendisine o kadar çok güveniyor ki, yeri geliyor Oğuz Kula, bilerek mafya isimlerini sayabiliyor. Göz korkutmak, gözdağı vermeye çalışıyor. Kimin ne yaptığı asla belli değil. Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor. Kardeşimin fotoğrafını Cemil Koç’un telefonundan gizlice çektim. Onu bilerek dosyaya sunmadım ki, onu görmesin diye. Hala merdivenlerden düştü, Ayşe’yi ben darp etmedim diyor. Elindeki her şeyi reddediyor. Hala, ‘ben sizi sevindireceğim, ben size göstereceğim, daha bu hiçbir şey’ diyor. Gelsin ve sevindirsin. Kendisi cezaevinde çok güzel seviniyordur" şeklinde konuştu.