GENEL - 03 Nisan 2023 Pazartesi 14:32

Aşırı hızla mücadelede Türk Yıldızları’ndan anlamlı çağrı

A
A
A
Aşırı hızla mücadelede Türk Yıldızları’ndan anlamlı çağrı

Türkiye’de 2015-2021 yılları arasında trafik kazaları sonucunda 44 bin 633 kişinin hayatını kaybettiği bilinirken, aşırı hızın risklerine farkındalık oluşturmak amacıyla önemli bir kampanyaya imza atıldı.

Türkiye’de 2015-2021 yılları arasında trafik kazaları sonucunda 44 bin 633 kişinin hayatını kaybettiği bilinirken, aşırı hızın risklerine farkındalık oluşturmak amacıyla önemli bir kampanyaya imza atıldı. Dünya çapında gösteri uçuşlarına imza atan Türk Yıldızları pilotları, karayolunda yasal hız sınırlarına uymanın önemine dikkat çekerken kamu spotu, televizyon ve dijital kanallarda yayımlanacak.


Trafik kazalarında başlıca ölüm nedeninin aşırı hız olduğu bilinirken, Emniyet Genel Müdürlüğü verileri 2015-2021 yılları arasında trafik kazaları sonucunda 44 bin 633 kişinin yaşamını yitirdiğini, yaklaşık 2 milyon kişinin yaralandığını gösterdi. Aşırı hızla mücadele çerçevesinde karayolu güvenliğine dikkat çekmek isteyen Trafikte Haklarım Derneği, Türkiye’nin 30 yılı aşkın süre ile gökyüzündeki milli takımı olan Türk Hava Kuvvetleri’nin Akrobasi Timi "Türk Yıldızları" ekibinin katılımıyla anlamlı bir farkındalık kampanyasına ve kamu spotuna imza attı. Kampanyaya İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da destek verdi.



“Son 6 yılda trafik kazalarında ölen insan sayısı Beşiktaş Stadyumunun kapasitesinden fazla"


Kampanya çerçevesinde hazırlanan kamu spotunda, saatte 1.235,5 kilometre/saat hıza çıkarak ses hızını dahi aşan NF-5 2000A/B uçaklarıyla dünya çapında gösteri uçuşlarına imza atan Türk Yıldızları pilotları, karayolunda yasal hız sınırlarına uymanın önemine dikkat çekti. “Hız limitini aşma, hayattan hızla uçma” sloganıyla hazırladıkları kampanyada Türk Yıldızları’nın desteğinin oldukça sembolik ve güçlü olduğunu belirten Trafikte Haklarım Derneği Kurucu Başkanı Yasemin Usta, “Son 6 yılda trafik kazalarında ölen insan sayısı Beşiktaş Stadyumunun kapasitesinden fazladır. Kazalar sonucu engelli kalan, sevdiğini kaybetmenin acısını yaşayan kişi sayısını ise bilmiyoruz. Binlerce trafik mağdurundan biri de ne yazık ki benim. 2012 yılında aşırı hızla hatalı sollama yapan, ehliyetsiz bir sürücü yüzünden kuzenim Gökhan Demir ‘i (18) kaybettim. Trafik kazalarındaki ölümlerin ve ciddi yaralanmaların 1 numaralı nedeni “aşırı ve yol yapısına uygun olmayan hız“ konusunda farkındalık oluşturmak için televizyon ve dijital kanallarda yayımlanacak bir kamu spotuna imza attık” dedi.



Ortalama hızı yüzde 5 düşürmek, ölümlü kazaları yüzde 30 azaltıyor


Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan verilere göre trafikte ortalama hızın yüzde 5 düşürülmesi, ölümlü kazaları yüzde 30 azaltırken; hızdaki her 1 kilometre/saatlik artış ise yaralanmaya yol açan kazalarda yüzde 3, ölümlü kazalarda yüzde 4-5 oranında bir artışla sonuçlanıyor. Aşırı hızın trafikte hem kaza riskine hem de kaza sonuçlarına etki eden önemli bir faktör olduğunun altını çizen Yasemin Usta, “Sürücü ve yolcular için 90 kilometre hızla kaza yapmak, bir binanın onuncu katından düşmeye denk. Aşırı hız, yalnızca sürücünün ve diğer sürücülerin değil, kaza risklerine karşı daha savunmasız olan yayaların ve bisikletlilerin hayatını da tehlikeye atıyor. 80 kilometre/saat hızla giden bir aracın çarpması sonucu bir yayanın hayatta kalma ihtimali neredeyse yok. Sosyal medyanın da etkisiyle aşırı hız yapmak ve bunun videosunu paylaşmak ne yazık ki övünülecek bir eyleme dönüştü” diye konuştu.


Trafik kazalarını ve bu kazalardaki can kayıplarının çoğunun sadece kurallara ve yasal hız limitlerine uyarak önlenebileceğini söyleyen Yasemin Usta, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açan aşırı hızın risklerinin göz ardı edilmemesi, farkındalık için tüm paydaşların ortak çalışması ve kamuoyunun da bu çalışmalara destek vermesi gerekiyor. Farkındalığı artırmaya katkıda bulunmak isteyen vatandaşlarımızı #HayattanHızlaUçma etiketiyle kamu spotunu paylaşmaya, aşırı hız yapanları uyarmaya ve kampanyayı desteklemeye davet ediyoruz”


“Kurallara uymak yaşamsal zorunluluk”


Ses hızını aşabilen uçaklarla gösteri uçuşu yapan Türk Yıldızları pilotlarından Binbaşı Kürşat Kömür, “Havacılık bir yaşam tarzıdır. Havacılık; kuralların kanla yazıldığını ve hem havada hem de karada kurallara uymanın yaşamsal zorunluk olduğunu öğretir. Uçağa bindiğinizde 10 farklı yerden koltuğa bağlanırsınız. Bunları bağlamadan uçamazsınız. Arabama bindiğim zaman arabayı çalıştırmadan emniyet kemerimi takarım. Hız limitleri, kurallar neyse ona her zaman uyarım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Trendyol Süper Lig: Kocaelispor: 0 - Kasımpaşa: 0 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Kocaelispor, sahasında karşılaştığı Kasımpaşa ile golsüz berabere kaldı. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48. dakikada Karol Linetty’nin sol taraftan ortasında kale alanı önünde yaşanan karambolde Tayfur’dan seken topu tamamlamak isteyen Serdar’ın vuruşunda kaleci Gianniotis meşin yuvarlağı kurtardı. Pozisyonun devamında oyun alanına dönen topu sol çaprazda alan Karol’un vuruşunda kaleci Gianniotis bir kez daha topu çeldi. Daha sonra Darko Churlinov’un röveşatasında ise savunma meşin yuvarlağı kornere gönderdi. 67. dakikada Can Keleş’in sağ kanattan ortasında ceza sahası içinde Serdar Dursun’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak dışarı gitti. 86. dakikada Can Keleş’in sağ kanattan ortasında ceza sahası içinde Serdar Dursun’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Gianniotis’te kaldı. Stat: Kocaeli Hakemler: Ali Şansalan, Murat Ergin Gözütok, Abdullah Uğur Sarı Kocaelispor: Aleksandar Jovanovic, Ahmet Oğuz, Anfernee Dijksteel, Hrvoje Smolcic (Botond Balogh dk. 41), Massadio Haidara, Cafumana Show, Karol Linetty (Habip Ali Keita dk. 58), Joseph Nonge (Can Keleş dk. 58), Darko Churlinov (Rigoberto Rivas dk. 81), Tayfur Bingöl (Bruno Petkovic dk. 81), Serdar Dursun Yedekler: Gökhan Değirmenci, Muharrem Cinan, Tarkan Serbest, Samet Yalçın, Aleksandr Syrota Teknik Direktör: Selçuk İnan Kasımpaşa: Andreas Gianniotis, Jhon Espinoza, Nicholas Opoku, Adam Arous, Godfried Frimpong, Andri Baldursson, Mamadou Fall, Cem Üstündağ, Fousseni Diabate (Attila Szalai dk. 85), Yusuf Barası (Ali Yavuz Kol dk. 69, Pape Habib Gueye (Kubilay Kanatsızkuş dk. 85) Yedekler: Şant Kazancı, Atakan Müjde, Oğuzhan Efe Yılmaz, Taylan Utku Aydın, Emre Taşdemir, Emirhan Yiğit, Yasin Eratilla Teknik Direktör: Emre Belözoğlu Sarı kartlar: Ahmet Oğuz (Kocaelispor), Jhon Espinoza, Yusuf Barası (Kasımpaşa)
Manisa Manisa FK - Vanspor FK maçının ardından Trendyol 1. Lig 16. haftasında Manisa FK Vanspor FK maçının ardından her iki takımın teknik direktörleri karşılaşmayı değerlendirdi. Trendyol 1. Lig 16. haftasında Manisa 19 Mayıs Stadyumu’nda Manisa FK Vanspor FK’yı 3-1 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında Manisa FK Teknik Direktörü Mustafa Dalcı ve Vanspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu açıklamalarda bulundu. Mustafa Dalcı: "Bizim daha çok puanlara ihtiyacımız var" İyi bir oyun sonrası kazanmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Manisa FK Teknik Direktörü Mustafa Dalcı, "Öncelikle çok mutluyuz. Zor bir maçtı. İki taraf için de aslında zor bir maçtı. Uzun süredir kazanamıyorduk. Adana Demir maçını bir tarafa koyarsak uzun süredir maç atmosferi ya da kazanılması gereken maçı kazanamayan bir takım vardı. Dolayısıyla geriden gelip özellikle ikinci yarı çok ciddi bir oyun gücüyle maçı farka da götürebilirdik. Bu şekilde kazandığımız için gerçekten çok mutluyuz. Ama bizim daha çok puanlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla bu bir başlangıç oldu. Umarım bundan sonra her hafta üstüne koyarak gideceğiz" dedi. Hakan Kutlu: "Hakem gerçekten oyuncuların kontrol mekanizmasını da yıprattı" Karşılaşmanın hakeminin kötü bir idare gösterdiğini belirten Vanspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu ise, "Öncelikle tabii ki çok üzgünüz. Hani oyunun ilk 60 dakikasına 1-1’e kadar olan maçın genel gidişatına baktığımızda gerçekten istediklerimiz, istediğimiz her şeyi sahaya yansıtıyorduk. Pozisyona giren, topa sahip olan, rakibine pozisyon vermeyen bir takım görüntüsündeydik. Ama 1-1’den sonra da gerçekten çok kötü oynadık. Telaşlandık. Sakin kalamadık oyunun içinde. Ama tabii 1-1’e kadar gelen durumun içerisinde çok büyük bir hakem faktörü vardı. İnanılmaz kötü bir maç yönetti. Bize yapılan faul ön alanda, arka tarafta hiçbirine düdük çalmazken rakibimizin tek gol atabileceği duran toplar gözüküyordu, sağdan soldan çok basit hiç anlamsız yani şaşkınlık verici şekilde duran toplarla bizi yıprattı. Zaten ilk penaltı golü de hiç olmayan bir duran top sonrasından yemiştik. Rakibin hocası, sarı kartı olan oyuncusu ikinci sarıdan kırmızıyı görmesi gerekiyor. Atmıyor sonra rakibin hocası oyundan çıkartıyor oyuncuyu kırmızıyı hak ettiği için. Hakemin atması gereken pozisyonda atmıyor. Hocası oyundan çıkartıyor. İnanılmaz kötü bir maç yönetti. Hakem açısından çok çok kötü bir geceydi. Kritik pozisyonlara baktığınız zaman ha olabilir mi penaltılar çok basit ona göre ama hani verir, vermez. Onlara pek bir şey diyemiyorum ama maçın diğer 90 dakikalık bölümüne baktığınız zaman inanılmaz kötü bizi çok fazla ezdiren, anlamıyorum da niye böyle yapıyorlar. Son 3 haftadır gerçekten çok kötü hakem hatalarına, hakem yönetimlerine maruz kalıyoruz. Anlam veremiyorum niye bu kadar kötü yönettiklerine. Bugünkü hakem de artık diğer iki maçtakinden bir tık daha üzeri geçti. Bizi sahada ezdi diyebilirim. Ama 1-0’lık bölüme kadar dediğim gibi, 1-1’e kadar sahaya her şeyi yansıttık. Ama 1-1’den sonra biraz daha sakin kalabilirdik ama hakem gerçekten oyuncuların kontrol mekanizmasını da yıprattı. Manisaspor’u tebrik ediyorum" şeklinde konuştu.
Kütahya Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Ceyhun: "Birlik olmazsak sömürü devam eder" Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Müslüman coğrafyalarında yaşanan insani krizlere dikkat çekerek birlik ve dayanışma çağrısında bulundu. Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Dumlupınar Üniversitesi’nde okuyan Suriyeli öğrencilerin Esad rejiminin devrilişinin birinci yılı dolayısıyla düzenledikleri ’Zafer Programı’na katıldı. Programda konuşan Ceyhun, Müslüman dünyasında yaşanan savaşlar, zulümler ve ekonomik sıkıntıların derin izler bıraktığını vurgulayarak, gençlerin bu süreçte bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi gerektiğini ifade etti. Ceyhun konuşmasında, Suriye’den Filistin’e, Doğu Türkistan’dan Sudan’a kadar birçok bölgede yaşanan zulmün sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı: "Hakikaten yüreğinizin unutulmaması, acımaması imkânsız. Müslüman coğrafyasının her bölgesinde maalesef benzer acılar yaşanıyor. Gazze’de, Suriye’de, Doğu Türkistan’da insanlar her gün nesillerini kaybediyor." Gençlere seslenen Ceyhun, eğitimlerini en iyi şekilde tamamlayarak ülkelerine fayda sağlayacak bireyler olmalarının önemine değindi. Ceyhun, "Buradaki zamanınızı boş geçirmeyin. Bir kısmınız ekonomist, bir kısmınız mühendis, bir kısmınız bilim insanı olacak. Geri dönüp memleketlerinizi ayağa kaldıracak olan sizlersiniz" dedi. "Müslüman coğrafyasında acı dinmiyor" Başkan Ceyhun, Müslüman toplumların birlik olması gerektiğini vurgularken, geçmişte İslam medeniyetinden alınan ilmin Batı tarafından gelişmiş teknolojilere dönüştürüldüğünü söyledi. Ceyhun, "Bir zamanlar Müslümanların dünyaya kattığı ilmi aldılar, geliştirdiler. Biz ise özgüvensizlik nedeniyle geri kaldık. Birlik olmazsak bu sömürü devam edecek" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayi ve uluslararası ilişkiler alanında bağımsızlık yolunda önemli adımlar attığını belirten Ceyhun, "Türkiye şu anda 1952’den sonra tüm dünyada temsil kabiliyeti kazanmak için önemli bir girişim içerisinde. Kendi savunma sanayisini ve fakültelerini güçlendiriyor" dedi. Sudanlı öğrencilere seslendiği örneği hatırlatan Ceyhun, gençlerin ülkelerinde sanayi, eğitim ve girişimcilik alanlarında sorumluluk almaları gerektiğini belirtti. Konuşmasının sonunda tüm öğrencilere seslenen Ceyhun, zulüm altındaki coğrafyaları unutmamalarını isteyerek şöyle konuştu: "Biz burada etkinlikler yaparken, dünyanın birçok yerinde insanlar zulüm altında. Onları unutmayın. Rabbim yardımcımız olsun. İnşallah memleketlerinize döndüğünüzde ülkenizi kalkındıran nesiller olursunuz."
İstanbul Ekrem İmamoğlu ‘sahte diploma’ davasında 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin 8 yıl 9 aya kadar hapis talebiyle yargılandığı davada yarın 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında İmamoğlu, 12 Eylül’de ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. İmamoğlu, yarın İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northern Cyprus’ın yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı anlatıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından KKTC’de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığının belirtildiği iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı, bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı aktarıldı. Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığının belirtildiği iddianamede, İngilizce İşletme programına yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı, yurt dışı yatay geçiş başvurusunda bulunan öğrencilerin ‘rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri, yatay geçiş komisyonu üyeleri’ gibi süreçte yer alan kişileri referans olarak gösterdikleri kaydedildi. İddianamede, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde görevli babası Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ersin Güredin’in KKTC’ye akademik izinle gittiği, dönüşünü yurt dışında sürekli dönüş gibi göstererek oğlu olan Eren Güredin’i yurt dışı nakil işleminden yararlandırdığı, Necati Eren Güredin isimli öğrencinin mezun olduğu kuruluş olan University College of Northern Cyprus’de (U.C.N.C.) yerine gerçeğe aykırı şekilde aynı şüpheli Ekrem İmamoğlu gibi öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği, ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan bir şahsın ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla alınan beyanında Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını söylediği kaydedildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmakta olduğu bilgisini İstanbul Üniversitesi’nin bilmesine rağmen İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılırken, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde şüphelinin denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği kaydedildi. Şüpheli Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye sunulan belgelerin University College of Northern Cyprus’a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğunun belirtildiği iddianamede, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ait olmadığının açıkça anlaşılması karşısında İstanbul Üniversitesi tarafından şüphelinin kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği aktarıldı. İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gördüğüne ilişkin bir bilgi, bulgu bulunmadığı, buna rağmen İBB’nin resmi sitesinin de arasında bulunduğu pek çok yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığı kaydedildi. İmamoğlu’nun kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ve tüm bu hususların ifade sırasında açık ve net bir şekilde sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakmak suretiyle açıklama yapmaktan kaçındığı kaydedilirken, ayrıca hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na ve Yüksek Seçim Kurulu’na sunarak kullandığı belirtildi. Hazırlanan iddianamede Ekrem İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.