KÜLTÜR SANAT - 17 Şubat 2025 Pazartesi 13:09

Ayasofya’daki bin 500 yıllık sarnıcı Hilton Otel masaj salonu olarak kullanıyor

A
A
A

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi yanında bulunan dünyaca ünlü 5 yıldızlı Hilton Otel’in altında hizmet veren Navitas Spa Sarnıç isimli bir işletme, bin 500 yıllık tarihi sarnıcı SPA (masaj) merkezi olarak kullanıyor. Tarihi yapının, masaj salonu olarak kullanılması ise tepkilere neden oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün gelen şikayetler üzerine 2023 yılında işletme hakkında suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi yanında bulunan dünyaca ünlü 5 yıldızlı Hilton Otel’in altında hizmet veren Navitas Spa Sarnıç isimli bir işletme, bin 500 yıllık tarihi sarnıcı SPA (masaj) merkezi olarak kullanıyor. İşletmenin resmi internet sitesinin ‘hakkımızda’ bölümünde, "Büyülü bir atmosferde eşsiz bir spa keyfi yaşamak istiyorsanız Navitas’ı tercih edin. Sultanahmet’in kalbindeki Hagia Sofia Mansions İstanbul, Curio Collection by Hilton bin 500 yıllık tarihi sarnıcın içinde modern bir spa merkezine ev sahipliği yapıyor. Navitas Spa, kişiye özel hizmet veren ve eşi benzeri olmayan bir merkez. Burada üst düzey pek çok hizmet sunuluyor. Masaj terapileri ruh, beden ve akıl uyumuna odaklanıyor. Egzotik Orta Asya masajlarını profesyonel ekipler uyguluyor. 13 farklı masaj ve bakım paketi sunan Navitas Spa’da Uzak Doğu, İsveç, Aromaterapi, Mum, Sultan, Sıcak Taş masajı ve Sihr-i Sarnıç çift terapi paketleri sıklıkla tercih edilen bakımlar arasında yer alıyor" ifadeleri bulunuyor.

Masaj ve jakuzi salonuna çevrilen tarihi sarnıca kaçak eklentiler yapıldı

Tarihi sarnıcın masaj salonu olarak kullanılması ise tepkilere neden oldu. Vakıf, kamu ve özel mülkiyete ait olduğu belirlenen tarihi sarnıcın, kentsel arkeolojik sit alanında ve Sultanahmet Meydanı ve Barbaros Evleri Turizm Merkezi Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartları çerçevesinde kaldığı tespit edildi. Navitas Spa Sarnıç işletmesinin restorasyon projesine uygunluk verilen tarihi sarnıcın, masaj ve jakuzi salonuna çevrilmesinin ardından kaçak eklentilerle birlikte yapının aslını bozduğu öğrenildi.

Bakanlık suç duyurusunda bulundu

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü sarnıcın masaj salonuna çevrilmesinin ardından iletilen şikayetleri dikkate alarak 2022 yılında çalışmalara başladı. Sarnıç ve mahzendeki kaçak eklentilerin 6 ay içerisinde kaldırılması talep edildi. Navitas Spa Sarnıç ise talebi dikkate almayarak yerli ve yabancı turistlere hizmet vermeye devam etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2023 yılında aykırılıkların kaldırılmaması üzerine suç duyurusunda bulunuldu. Vakıfların azınlık hissesi nedeniyle kaçak eklentileri tarihi yapıdan kaldıramazken, 31 Aralık 2024 tarihinde Fatih Belediyesi’nden tarihi sarnıçta aykırılıkların neler olduğunun açıkça belirtilmesi ve onaylı projelerin iletilmesi talep edildi. Fatih Belediyesi Kurul Müdürlüğü tarafından talebin ardından bir çalışma gerçekleştirdi. Yapılan çalışmalarda, tescilli sarnıç ve mahzen yapılarına ilişkin girişe bitişik konumda cam bir eklenti olduğu, üst kotta jakuzi mantığında 120 santimetre derinliğinde deneyim havuzu bulunduğu ve bu kısımda 2 adet sütunun yer aldığı, alt kotta soyunma kabinleri, masaj, sauna ve hamam mekanlarının bulunduğu belirlendi. Miras intikali ile 60’a yakın mülkiyet sahibi olan tarihi sarnıcın ruhsatsız olduğu da tespit edilirken, tarihi yapıya zarar veren işletme, 27 Kasım 2024’te vergi muafiyeti talebinde bulundu. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından bu talep aykırılıkların giderilmesinin ardından değerlendirileceğini bildirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan tarihi sarnıç için açıklama

Tarihi sarnıcın masaj salonuna çevrilmesine ilişkin yazılı açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı, "Kamuoyuna yansıyan "Bin 500 Yıllık Sarnıcı Masaj Salonuna Çevirdiler" başlıklı habere konu olan İstanbul‘daki taşınmaz kültür varlığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2022 yılında kaldırma kararı verilmiş, 2023 yılında da suç duyurusunda bulunulmuştur. İstanbul İli, Fatih İlçesi, Cankurtaran Mahallesi’nde yer alan sarnıç, kentsel arkeolojik sitte kalmakta olup 1. grup korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır. Söz konusu sarnıcın, bir otel işletmesi tarafından havuz olarak kullanıldığına ilişkin şikayetler üzerine ilgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce gerekli iş ve işlemler ivedilikle başlatılmış ve 15 Kasım 2022 tarihli Kurul kararı ile sarnıç ve mahzendeki aykırılıkların 6 ay içerisinde ilgili idare denetiminde kaldırılmasına karar verilmiştir. Bahse konu izinsiz uygulamaların kaldırılmaması üzerine alınan 26 Aralık 2023 tarihli Kurul kararı ile suç duyurusunda bulunulmuş ve aykırılıkların giderilerek rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin iletilmesine karar verilmiştir. Akabinde ilgililerince tescilli taşınmaza ilişkin vergi muafiyeti talebi iletilmiş ve 27 Kasım 2024 tarihli Kurul kararı ile söz konusu talep taşınmazdaki aykırılıklar giderilmediği için uygun görülmemiştir. İlgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün muhtelif yazıları ile alınan kurul kararlarının takibi yapılmış ve en son 19 Aralık 2024 tarihli Müdürlük yazısı ile ilgili Kurumlara kurul kararı gereklerinin ivedilikle yerine getirilmesi ve izinsiz uygulamaların kaldırılması istenilmiştir. Fatih Belediyesi’nin 31 Aralık 2024 tarihli yazısı ile kurul kararının yerine getirilebilmesi için aykırılıkların neler olduğunun açıkça belirtilmesi ve onaylı projelerin iletilmesi istenilmiştir. İlgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 28 Ocak 2025 tarihli yazısı ile taşınmazdaki aykırılıklar ayrıntılı şekilde ifade edilerek onaylı projeleriyle birlikte izinsiz uygulamaların ivedilikle kaldırılması için ilgili Belediyesine iletilmiştir" ifadelerine yer verildi.

Otel’in işletmesi mühürlendi

Uyarıları dikkate almadan hizmet vermeye devam eden ve tarihi yapıya zarar veren işletme, bugün Fatih Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri tarafından mühürlendi.

Semanur Kaygısız - Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.