ASAYİŞ - 06 Eylül 2024 Cuma 17:04

Bahar Candan “Benim hesabım üzerinden işlem yapıldığı iddiası külliyen yalan”

A
A
A

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.

Duruşmada savunma yapan Bahar Candan suçlamaları kabul etmeyerek “Ben saf bir kadın değilim. Hukuk Fakültesi’nde burslu okuyorum. 17 yaşımdan beri çalışıyorum. Ablamla birlikte hapse girince ailem maddi ve manevi zorluk çekti. Okula gidemedim. Taksim bombacısı ile yan odalarda kalıyorum. Psikolojim bozuldu 3 aydır akıl hastanesinde yatıyorum ilaçlara bağımlı oldum. Sosyal medyadan paylaştığım lüks hayat ile ilgili paylaşımlar kendimi daha zengin göstermek için. Hesabımda 1-2 milyon param var ben bir garibanım” dedi.

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istenen davanın görülmesine devam edildi.

Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Bahar Candan savunma yaptı.

Mahkeme başkanı “Bahar Candan ifadeni vermeye hazır mısın?” dedi. Candan ise “evet” şeklinde cevap verdi.

“Benim hesabım üzerinden işlem yapıldığı iddiası külliyen yalan”

Bahar Candan savunmasında “Hakkımdaki iddialar külliyen yalan. Banka hesaplarımda iddia edilen hareketler mevcut değildir. Daha ilk andan beri haberi duyunca bankalardan hesap dökümümü çıkarıp savcılığa sundum. Buradaki insanları tanımıyorum. Benim çevrem geniştir. Çevremde hiçbir mağdur yoktur. Ablam ‘Kaan benim sevgilim’ deyince eniştem olarak benimseyip sevdim. Kaan isimli kişinin GBT’sine bakmadım. Kaan adlı kişinin adının Onur Apaydın olduğunu soruşturmayla birlikte öğrendim. Onların sevgili olduğu dönemde moda programında yarışmacıydım. Yoğun bir tempo ile yarışmadaydım. Kaan Bey’in neler ile uğraştığını nasıl bir adam olduğunu anlayabilecek zamanım yoktu. Onların özel ilişkisi ile ilgili bilgim var. İddia edilen dolandırıcılık olayları ile ilgili benim bir bilgim yoktur. Ben müştekileri tanımıyorum. Hayatım boyunca hiçbir toplantıda bulunmadım. Ben toplantıların yapıldığının söylendiği restorana gitmedim. Ben Kaan abinin olduğu ortamlarda hiçbir şekilde araç alım satımı ile ilgili konuşmaya şahit olmadım. Benim hesabım üzerinden işlem yapıldığı iddiası külliyen yalan” dedi.

“Ben saf bir kadın değilim hukuk fakültesinde burslu okuyorum”

Bahar Candan savunmasının devamında gözyaşlarına boğularak “Ben saf bir kadın değilim. Hukuk Fakültesi’nde burslu okuyorum. 17 yaşımdan beri çalışıyorum. Kariyerime mankenlik ile başladım. Son 2 senedir bir ajans ile anlaşıp sosyal medyadan da para kazanıyorum. Ablamla birlikte hapse girince ailem maddi ve manevi zorluk çekti. Okula gidemedim. Taksim bombacısı ile yan odalarda kalıyorum. Psikolojim bozuldu 3 aydır akıl hastanesinde yatıyorum ilaçlara bağımlı oldum. Genç yaşta sağlığımı kaybettim. Sosyal medyadan paylaştığım lüks hayat ile ilgili paylaşımlar kendimi daha zengin göstermek için. Diğer fenomenlere hava atmak için. Mağdurların dolandırılması olayıyla ilgili hiçbir ilgim yoktu. Nasıl bir dolandırıcılık bu mağdurlar için yapılan harcamalar araç fiyatını geçmiş? Ben Kaan abinin adının Onur Apaydın olduğunu dosyadan öğrendim. Ben sosyal medyadan çok para kazanıyorum diye hava atmak için photoshop ile 12 milyon TL şeklinde paylaşım yaptım. Kaan abi ile bir ortamda denk geldik. Ablam hadi oturalım biraz onlarla dedi” şeklinde savunma yaptı.

Nihal Candan bu esnada oturduğu koltuktan “Off Bahar korkuyorum diye bana yüklen” şeklinde mırıldandı. Bahar Candan savunma yaparken Nihal Candan “Off Bahar ablan kadar başına taş düşsün” ifadelerini de kullandı.

“Hesabımda 1-2 milyon param var ben bir garibanım”

Bahar Candan savunmasının devamında “Benim Onur Apaydın tarafından darp edildiğim iddiası da doğru değildir. Gizli muhasebeci olduğum iddiası doğru değildir. Banka kayıtlarında her şey bellidir. Bizi sosyal medyadan görüp çok zengin olduğumuzu görüp böyle iddialarda bulunmuş olabilirler. Benim 5 senelik ilişkim var çıkınca evleneceğim ablamla bile çok az görüşüyorum. Benim hayatım boyunca hiç şirketim olmadı. Vergi mükellefi de olmadım. Hesabımda 1-2 milyon param var ben bir garibanım. Hiç kimseye araç temini konusunda öneride bulunmadım. Zaten benim çevremde hiç kimse ucuz araç peşinde değildir. Onur Apaydın gözaltına alındığı anda ben yanındaydım. Kendimi bir kahraman gibi hissettim o an” dedi.

İddianameden

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek’in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan’ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın’ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan’ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan’ın ’suç örgütüne üye olmak’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ’kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.

Melike İnal - Hacer İnci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’un grafitili vagonları böyle görüntülendi İSTANBUL(İHA) Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri bir çok noktayı boyayan grafitiçiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp, renk katıklarını belirtiyorlar. Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da ikinci dünya savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde bir çok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istediler. Dünya’da bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacaklarını ifade ediyor. Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz. “Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin” Grafiti’nin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. Sen terörist misin? diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu. “Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor” Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi. “Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür” Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticileriçin zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür.
Eskişehir Vali Hüseyin Aksoy: "Mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dilerim" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Dünya Mimarlık Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayarak, "Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum" dedi. Vali Aksoy, Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla resmi sosyal medya hesapları üzerinden mesaj yayımladı. Aksoy, yayımlamış olduğu mesajında, "Mimarlar, imar edilen yerlere halkın hikayelerini ve hayallerini, bir kültürün gelenekten geleceğe nakşedeni olmuştur. Tarihin ve doğal çevrenin, mimarinin şehir kültürünü yansıtan en büyük güç olduğunu, tarihi ve doğal çevrenin, kent dokusunun korunması, kültürler arası saygınlığın korunması ve yaşatılması adına yapılan eserlerin önemi büyüktür. Tarihle bağlarımızı koruyup, geçmişin güzelliklerini geleceğe aktaran mimarlarımızın önderliğinde daha iyi bir vatan, daha iyi bir yaşam, daha iyi bir gelecek en büyük temennimizdir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum. Yaşanabilir mekanlar inşa etmek, var olan yapıları yenilemek, geçmişin kültürel ve tarihi değerlerini koruyarak planlama ve tasarımda bulunmak mimarlar ve ilgili diğer teknik elemanların çabaları ile sağlanabilmektedir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin algılandığı bu anlamlı gün vesilesiyle ’Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyor, tüm mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dileğiyle, sevgi ve saygılar sunarım" ifadelerini kullandı.