EKONOMİ - 22 Aralık 2023 Cuma 13:16

Bakan Bayraktar: “2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü”

A
A
A
Bakan Bayraktar: “2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Türkiye’nin 2022 yılında enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü. Ulusal enerji planı ile hedefimiz, önümüzdeki 30 yıl içerisinde dışa bağımlılıktan kurtarmak ve net sıfır emisyonlu bir ülke haline getirmek. Öte yandan, Türkiye enerji verimliliği kapsamında 2024-2030 yılı içerisinde 100 milyon ton karbon emisyon salınımını azaltmış olacak” dedi.



Bu yıl 15’incisi düzenlenen IICEC Konferansı ’Dünyada Değişen Enerji Jeopolitiği, İklim Krizi’ teması ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda enerji verimliliği konusunda önemli açıklamalarda bulunan Bayraktar, “Son 21 yılda Türkiye’nin enerji yoğunluğumuzda yüzde 30’luk bir azaltma sağladığımız halde Türkiye’nin enerji talebi iki kat arttı. Önümüzdeki 20 yılda 1 kat daha artmasını bekliyoruz. 2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü. Ulusal enerji planı ile hedefimiz, önümüzdeki 30 yıl içerisinde dışa bağımlılıktan kurtarmak ve net sıfır emisyonlu bir ülke haline getirmek” dedi.



“2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü”


Dünyanın sürdürülebilir enerji dönüşümü için yıllık 6 trilyon dolara ihtiyaç olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Türkiye olarak şunu söylüyoruz. Başarılı enerji dönüşümü mutlaka daha akıllı politikayla olur. Türkiye olarak enerji politikalarımızı arz güvenliğinden ödün vermeden, küresel tedarik çeşitliğine katkı sunarak ve dışa bağımlılığımızı azaltarak 2050 net sıfır emisyonlu bir ekonomi doğrultusunda şekillendiriyoruz. Son 21 yılda Türkiye’nin enerji yoğunluğumuzda yüzde 30’luk bir azaltma sağladığımız halde Türkiye’nin enerji talebi iki kat arttı. Önümüzdeki 20 yılda 1 kat daha artmasını bekliyoruz. 2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü. Ulusal enerji planı ile hedefimiz, önümüzdeki 30 yıl içerisinde dışa bağımlılıktan kurtarmak ve net sıfır emisyonlu bir ülke haline getirmek. Biz enerji politikalarımızda bu dönüşümü başarmak için yenilebilir enerji potansiyelimizin tamamını devreye almayı düşünüyoruz. Elektrik özeline baktığımızda 2035 yılında talebin 515 telewatt saatler civarında olacağını öngörüyoruz. Bu yüksek talebi karşılarken, yenilebilir enerjinin payının toplam enerji üretimi içerisindeki payını yüzde 55 kurulu güçteki payını ise yüzde 65’e çıkartmak istiyoruz” şeklinde konuştu.



“Önümüzdeki 7-8 yıllık süreçte 10 milyar dolarlık bir yatırımı elektrik iletim şebekesine yapacağız”


Enerji sektöründe yatırım yapmak isteyenlerin önünde bir kapasite sorunu olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, “Yenilebilir enerji alanında 10 bin megavat lisanslı ürün tahsis edilmiş durumda. Yaklaşık 26 bin megavat sanayicilerimizin elinde kendi öz tüketimlerini karşılamak üzere yatırımlarını yapacak izinleri var. 5 bin 400 megavat yaka kapasitesi var. 33 bin megavatlıkta depolamalı yenilebilir var. Bunları Topladığımızda 76 bin megavatlık bir kapasite tahsis edilmiş durumda. Sürdürülebilir bir enerji dönüşümünün olmazsa olması elektrik şebekesinin güçlenmesi. Önümüzdeki 7-8 yıllık süreçte 10 milyar dolarlık bir yatırımı elektrik iletim şebekesine yapacağız” diye konuştu.



"Türkiye enerji verimliliği kapsamında 100 milyon ton karbon emisyon salınımını azaltmış olacaK"


2022 yılında Gabar dağında keşfinin ardından petrol üretimi yapmaya başladıklarını ifade eden Bakan Bayraktar, “Bugün itibariyle 30 bin varil üretim yapıyoruz. 2024 yılında ise bunu 100 bin varile yükselteceğiz. Türkiye kendi sahasında 200 bin varil petrol üreten ülke haline gelecek. Ülkemizde ki ihtiyaca günlük 1 milyon varil bunun içinden elimizden geleni yapacağız. Ayrıca 2024 - 2030 enerji verimliliği planı kapsamında Türkiye 100 milyon ton karbon emisyon salınımını azaltmış olacak. Enerji güvenilir transit ülke olma yanında kendi çıkarlarımız konusunda çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki yıl emisyon ticaretini EPİAŞ bünyesinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.



Bakan Bayraktar: “2022 yılında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 67,8’e düştü”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.