GÜNDEM - 31 Ekim 2025 Cuma 14:59

Bakan Kurum: "On binlerce vatandaşımızın ev sahibi olma hayalini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz"

A
A
A
Bakan Kurum: "On binlerce vatandaşımızın ev sahibi olma hayalini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "81 ilimizde 500 bin sosyal konut inşa ederek, on binlerce vatandaşımızın ev sahibi olma hayalini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz. Uygun şartlarla hem vatandaşımızı ev sahibi yapacak, hem şehirlerimizi depreme karşı güvenli hale getirecek, afete hazırlık sürecini de kararlılıkla yürütüyor olacağız. Asrın İnşa Seferberliği ile 11 ilimizi adeta dünyanın en büyük şantiye sahasına dönüştürdük. 3 bin 481 alanda çalışıyoruz. Bugün deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 yuva yapıp teslim ediyoruz. Bir Avrupa ülkesi büyüklüğünde alanı yeniden inşa ediyoruz" dedi.


Bakan Murat Kurum, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Kurum, "Biz millet olarak Akdeniz’in tuzunu, Karadeniz’in dalgasını, Ege’nin maviliğini, Marmara’nın nefesini hissederek bu günlere erişmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Hepimizin bildiği gibi bugün artık denizler, sadece coğrafyamızın sınırlarını değil, geleceğimizin de rotasını da belirlemektedir. Ekonominin, ticaretin, enerjinin, insani yardımın, hatta diplomasinin merkezinde denizlerimiz var. Gazze’ye ulaşan insani yardım gemilerinin taşıdığı umut da denizler üzerinden gidiyor, dünyanın gıda krizine çözüm olan Tahıl Koridoru da yine denizler üzerinden açılıyor. Yani kısacası küresel ticaretin yüzde 90’ı deniz taşımacılığıyla yapılıyor. Bugün Mersin Limanı’nda ticaret yaparken, İzmir Limanı’nda gemilerimizi uğurlarken, Karadeniz’de doğalgaz ararken, Sinop’ta balıkçılarımızın ağlarını denize bırakırken, aslında Türkiye’nin ekonomik, stratejik ve çevresel gücünü büyütüyoruz. Ve bu tablo bize şunu gösteriyor ki; denizlere sahip olan, geleceğe de sahip olur. İşte bu yüzden, denizlerimiz stratejik bir hazinedir ve geleceğimizin en büyük güvencesidir. Biz de üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak, bu bilinçle hareket ediyor; denizlerimizi korumayı, geliştirmeyi ve geleceğe en temiz haliyle aktarmayı bir seferberlik anlayışıyla temel sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"Çevreyle uyumlu bir deniz turizmini kalıcı hale getireceğiz"


Denizlerin tehdit altında olduğuna vurgu yapan Bakan Kurum, "Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber katıldık ve açıkça ifade ettik. ‘Mavi bizim umudumuz, mavi bizim geleceğimizdir’ dedik. Ne yazık ki bugün, dünyanın tüm denizleri ciddi bir tehdit altında. Biz, bu gerçeğin farkında olarak tek bir an bile durmadan çalışıyoruz. Bir yandan denizlerimizi temizlerken bir yandan da yine denizlerimizi korumak, Marmara’da müsilajı engellemek adına ileri biyolojik arıtma tesislerin yapımına her türlü desteği veriyor ve yapmış olduğumuz mutabakatı, buradaki ilgili belediyelerle anbean takip ediyoruz. Şimdi de Sıfır Atık Mavi Hareketiyle, Mavi Vatanımızın önümüzdeki 50-100 yıllık temiz geleceğini güvence altına alacak en önemli adımlarımızdan birini atıyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz Mapa-Şamandıra Projemize, pilot bölge olarak belirlediğimiz Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde büyük bir hızla başladık. Bakanlığımız, Deniz Ticaret Odamız, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği ve Piri Reis Üniversitesi iş birliğiyle önemli bir protokol imzaladık. Bu protokolde üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizlerini, göllerini koruyabilmek bu manada hem üretimi hem istihdamı hem turizmi arttıracak, denizlerimizi gözbebeğimiz gibi koruyacağımız çok önemli adımlar atıyoruz. Bu protokolle, tekne imal ve çekek alanlarının, bağlama ve barınma yerlerinin, mapa-şamandıra noktalarının tespiti için kapsamlı bir fizibilite hazırladık. Deniz trafiğini düzenleyeceğiz, tekne ve yatların koylarımızda adil, planlı ve kontrollü şekilde konaklamalarını sağlayacağız. Her isteyen her yere teknesini bağlayamayacak. Tekne bağlama düzenini sağlayarak çevreye zarar veren uygulamaları sona erdiriyoruz. Böylece hem atıkların denize deşarjını önleyecek hem de denizlerimize nefes aldıran çayırları ve tüm deniz ekosistemi koruyarak, çevreyle uyumlu bir deniz turizmini kalıcı hale getireceğiz. Koylarımız da daha yaşanılabilir olacak. Vatandaşımız mutlu olacak, çevremiz korunacak. Bir bakıma yat turizminin yoğun olduğu bölgelerde doğanın sürdürülebilirliğini güvence altına alacağız. Ayrıca bu projeyle, sektörümüze yeni iş alanları, istihdam imkanları ve işletmecilik fırsatları kazandıracağız" ifadelerini kullandı.


"Deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 yuva yapıp teslim ediyoruz"


Deprem bölgesinde yapılan konutlar hakkında bilgi veren Bakan Murat Kurum, "Tabii bizim bakanlığımızın üç ayrı şapkası var. Çevre, Şehircilik ve İklim. Şehircilikte de hepinizin bildiği üzere 11 ilimizi bir an önce tam anlamıyla eski haline getirmek için bir ayağımız hep bölgede. İşte geçtiğimiz gün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda İskenderun Sahil Projemizin 1. etabının açılışını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Depremde 80 santimetre çökmüştü. Projemizi tamamladık, milletimizin hizmetine sunduk. 11 ilimizin tamamında benzer projelerimizi bir bir tamamlıyoruz. Asrın İnşa Seferberliğiyle ile 11 ilimizi adeta dünyanın en büyük şantiye sahasına dönüştürdük. 3 bin 481 alanda çalışıyoruz. Bugün deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 yuva yapıp teslim ediyoruz. Bir Avrupa ülkesi büyüklüğünde alanı yeniden inşa ediyoruz. Geçtiğimiz Eylül ayı itibariyle 304 bin konutumuzu hak sahiplerine teslim ettik, 15 Kasım’da da 350 bininci konutumuzu teslim edeceğiz. Ve yıl sonuna geldiğimizde ise 453 bin yuvamızı tamamlayıp hak sahibi kardeşlerimize teslim etmiş olacağız. Tabii biz, vatandaşlarımıza yeni yuvalarını teslim ederken, sosyal donatıları da aynı süreçte inşa etmeye devam ediyoruz. Şuna emin olun; dünyada başka hiçbir ülkenin yapamayacağı bir inşa seferberliği yürütüyoruz. Yüzyılın Konut Projesini Cumhurbaşkanımız açıkladı. 81 ilimizde 500 bin sosyal konut inşa ederek, on binlerce vatandaşımızın ev sahibi olma hayalini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz. Uygun şartlarla hem vatandaşımızı ev sahibi yapacak, hem şehirlerimizi depreme karşı güvenli hale getirecek, afete hazırlık sürecini de kararlılıkla yürütüyor olacağız. Bu kapsamda İstanbul’a 100 bin konut ayırdık. İnşa edeceğimiz konutlara ek olarak İstanbul’da hayata geçireceğimiz 15 bin kiralık konut uygulamasıyla da bir ilki gerçekleştireceğiz. 1.5 trilyonluk bir projeden bahsediyoruz. Dolayısıyla sadece konut üretmekle kalmayacağız, ekonomimiz de canlanacak, bu proje ticaretimize can suyu olacak, 300 sektörün çarkları hızlanacak, binlerce yeni istihdam alanı açılacak. Biz pandemiyle başlayan, iklim krizlerinin oluşturduğu göç krizlerinin tetiklediği ve ülkemizin asrın felaketiyle daha derinden hissettiği konut sorununun farkındayız. Kira fiyatlarının enflasyonun üzerinde olduğunu farkındayız ve bunu gidermek için de her enstrümanı kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.