EKONOMİ - 14 Kasım 2024 Perşembe 14:36

Bakan Yardımcısı Yıldırım, “Arabuluculuk sistemini, ülkemizde geliştirerek ve daha da güçlendirerek sürdüreceğiz’’

A
A
A
Bakan Yardımcısı Yıldırım, “Arabuluculuk sistemini, ülkemizde geliştirerek ve daha da güçlendirerek sürdüreceğiz’’

Arabuluculuk haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Adalet Bakan Yardımcısı Hurşit Yıldırım, “Arabuluculuk hukuk sistemine uygun bir bilim dalıdır. Arabuluculuğu sadece mahkemelerin iş yükünü azaltmak için düşünmemek gerekir. Kendi örf ve adetlerimize de uygun bir sistem olan arabuluculuk sistemini, ülkemizde geliştirerek daha da güçlendireceğiz’’ dedi.



Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu (TURAMEP) tarafından düzenlenen Arabuluculuk Haftası etkinliği gerçekleşti. Etkinliğin ilk günü Ankara’da gerçekleşirken, 2’nci ve 3’üncü günü İstanbul’da yapıldı. Etkinlikte arabuluculuğun önemi masaya yatırılarak, gelecek dönemlerde neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişi yapıldı. Programa Adalet Bakan Yardımcısı Hurşit Yıldırım katıldı. Arabuluculuğun geleceği hakkında açıklamalarda bulunan Yıldırım, “Arabuluculuk, hukuk sistemine uygun bir bilim dalıdır. Arabuluculuğu sadece mahkemelerin iş yükünü azaltmak için düşünmemek gerekir. Kendi örf ve adetlerimize de uygun bir sistem olan arabuluculuk sistemini, ülkemizde geliştirerek ve daha da güçlendirerek sürdüreceğiz” dedi.



Program, Adalet Bakan Yardımcısı Hurşit Yıldırım, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar, TURAMEP sözcüsü Arabulucu Dr. Umut Metin, TURAMEP Başkanı Av. Arb. Nihat Şimşek’in katılımı ile gerçekleşti.



“Arabuluculuk sayesinde dostane çözümler sağlanmaktadır”


14 Kasım Arabuluculuk günü kapsamında bir programda konuşan Adalet Bakan Yardımcısı Hurşit Yıldırım, “ Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 22 yılda sağladığımız güven ve istikrar, ülkemizi büyüyen bir ekonomi haline getirmiştir. Özellikle teknoloji ve finansal alanlarda yaşanan gelişmeler, insanlar ve kurumlar arasındaki ilişkilerin çeşitlenmesine neden oldu. Ticari ilişkiler ve kişiler arası ilişkilerden doğan hukuki uyuşmazlıkları çözme noktasında akla ilk gelen, yargı yoluyla mahkemelerde dava açmaktır. Ancak, çıkan tüm sorunların mahkemelere bırakılması yargının iş yükünün artmasına neden olmuştur. Bu nedenle gerek tüm dünyada gerekse ülkemizde alternatif çözüm yöntemleri ortaya çıkmıştır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri her uyuşmazlık, arabuluculuğa elverişlidir. Arabuluculuk sayesinde dostane çözümler sağlanmaktadır. Arabuluculuk hem dünyada hem de ülkemizde tercih edilmektedir. Arabuluculuktaki müzakereler aynı zamanda toplumsal barışa da katkı sağlamaktadır. Arabuluculuk hukuk sistemine yardımcı olan bir bilim dalıdır” ifadelerini kullandı.



Çok yakın zamanda arabuluculuğun daha da önem kazacağını belirten Yıldırım, “Arabuluculuğu şu anda daha da geliştirerek dünyaya mevzuat olarak ihraç eden bir ülke haline geldik” diyerek sözlerini tamamladı.



“Ülkemizde 6 milyondan fazla arabuluculuk anlaşmasına imza atıldı”


TURAMEP sözcüsü Arabulucu Dr.Umut Metin, “Programımızın bugün 3’üncü günü. Adalet Bakanımızın katılımı ile ilk gün Ankara’daydık. Arabuluculuk kutlamaya değer çünkü toplumsal barış için önemli işlere imzalar atıyoruz. Ülkemiz açısından çok önemli durum. İnsanlarımız artık problemlerini kavga ederek değil, arabuluculuğa başvurarak el sıkışarak çözebilme kültürünü edindiler. Arabuluculuk artık 10 yaşında. Arabuluculuk dünyada kabul görüyor duruma geldi. Programda farklı sektörlerin temsilcilerin bulunduğu etkinliklerle devam ediyoruz. Bugün ise banka , sağlık ve inşaat sektörünün temsilcileri bir araya gelecek. Ülkemizde 6 milyondan fazla arabuluculuk anlaşmasına imza atıldı. Arabuluculuk başarısı paha biçilemez düzeyde çok yüksek. Toplumda uzun yıllar sürecek davalar yerine kısa sürede sorunların geride kalabilmesi hem adliyeler üzerindeki yükü aldı hem de insanlar sorunlarını kısa sürede geride bırakır hale geldiler. Özellikle insanlar adliyeye gitmeden sorunlarını çözer halde geldiler” şeklinde konuştu.



Arabuluculuğun iş dünyasına yansımaları adlı oturumu Arabuluculuk Daire Başkanı Çağdaş Özer, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Dr. Resat Bahat, Özyurtlar Holding Ceosu Selim Vural’ın katılımı ile gerçekleşti.



Bakan Yardımcısı Yıldırım, “Arabuluculuk sistemini, ülkemizde geliştirerek ve daha da güçlendirerek sürdüreceğiz’’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.