Soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen 7 şüpheliden 6'sının yakalandığı öğrenildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Balıklı Rum Hastanesi'nde görev yapan bir doktorun öncülüğünde, 2017-2021 yılları arasında bazı hastaların, Medula sistemine kayıt yapılmadan muayene edilmiş gibi gösterip, kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçlar dahil olmak üzere çok sayıda sahte reçete düzenlendiği iddialarına ilişkin soruşturma başlatıldı.
SGK'nın 112 milyon lira zarara uğratıldığı iddiası
Yürütülen soruşturma kapsamında, Çocuk Psikiyatrisi bölümünde görevli bir doktorun öncülüğünde, diğer doktorların da sisteme giriş yapmadan, hasta muayene etme işlemi yaptığı, Medula sistemine kayıt yapılmadan gerçekleştirilen muayene işlemlerinde, hastaların kişisel verilerini el geçirerek paylaştıkları ortaya çıktı. Ayrıca, yapılan işlemlerde SGK'nın provizyon vermediği hastalara, doktorların kendi özel, şahsi kliniğinde para karşılığı muayene ettikleri belirlendi. Hastaneye hiç gitmemiş olan hastalara, 10 günlük muayene tarihi geçen hastalara, hastanede başkaca branşlarda kaydı bulunan ancak çocuk psikiyatri bölümünde hiç kaydı olmayan hastalara usulsüz protokol numaraları üreterek, reçete düzenledikleri ve ilaçların usulsüz yöntemlerle temin edilerek, reçetelerin usulsüz olarak fatura edilmesi neticesinde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 2017 yılı itibariyle 112 milyon TL zarara uğratıldığı ortaya çıktı. Şüphelilerin temin edilen ilaçların bir kısmının kimliği belirsiz yabancı uyruklu şahıslara satılarak maddi menfaat sağladıkları da belirlendi.
7 şüpheli hakkında gözaltı kararı
Öte yandan başsavcılık tarafından, Balıklı Rum Hastanesi'nde görevli Prof. Dr. A.E., tıbbi sekreter N.Ö., Eczacılar Y.E. ve A.H., eczane çalışanı R.Ç., ilaç mümessilleri C.K. ve E.Ç. hakkında, 'zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' , 'kamu, kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', 'verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme' suçlarından, emniyet birimlerine gözaltı talimatı verildi. Şüphelilerden 6'sının gözaltına alındığı öğrenilirken, 1 şahsın ise firari konumda olduğu belirlendi. Şahısların adreslerinde arama çalışmaları sürerken, firari şüpheli aranıyor.
Şüpheli Doktor: "Hepimiz aynı gemideyiz, batacaksak hepimiz batacağız"
Dilekçede, hastaların medula sisteminin incelendiğinde, herhangi bir kayıt olmadığı ancak hastaların hastane sisteminde, Prof Dr. A.E. tarafından reçete düzenlenerek, Balıklı Rum Hastanesi'ne fatura edildiği ve kurumu zarara uğrattığı, A.E.'nin, hastalarına kırmızı veya yeşil reçete ile temin edilen ilaçları fazladan yazdığı, yazılan usulsüz ilaçları, N.D. aracılığıyla bir başka şüpheli R.Ç.'den temin ettikleri ifadeleri yer aldı.
Öte yandan, dilekçede, şüpheli A.E.'nin, şüpheli N.D.'nin hastanedeki odasına çıkarak, N.D.'nin çalışma masasına bir miktar para bıraktığı, şüpheli N.D.'nin bu parayı aldığı, ilerleyen saatlerde A.E.'nin odaya geri gelerek, N.D.'ye bir hesap numarası verdiği ve elindeki paranın bin 900 lirasını hesaba yatırmasını istediği aktarıldı. Ayrıca şüpheli R.Ç.'nin, N.D.'ye hitaben "Hepimiz aynı gemideyiz, batacaksak birden hepimiz batacağız" dediğinin tespit edildiği dilekçede yer aldı.
Hastane tarafından iddialara ilişkin yazılı açıklama yapıldı
Balıklı Rum Hastanesi Vakfının söz konusu iddialara ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, "Bugün ulusal basında yer alan Balıklı Rum Hastanesi'ne yönelik operasyon ve yolsuzluk iddiaları (kayıtlarda 112 milyon TL'lik kamu zararı tespiti yapıldığı belirtilen reçete skandalı) hakkında, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Yönetim Kurulu olarak, kurumumuzun yönetim ve denetim organı olarak açıklama yapma gereği doğmuştur. Suç duyurusu, yönetim kurulumuz tarafından başlatılmıştır. Haberlerde yer alan soruşturma ve adli sürecin, kurumumuzun bizzat Vakıf Yönetim Kurulu'nun kararı ile başlatıldığını kamuoyuna saygıyla bildiririz. 18 Eylül 2020 tarihinde toplanan yönetim kurulumuz, kurum içerisinde tespit ettiği usulsüzlük şüphesi üzerine, hiçbir baskı olmaksızın, kendi insiyatifiyle derhal adli süreci başlatma kararı almış ve tüm yetkili birimlere gerekli suç duyurusunda bulunulması için yetki vermiştir. Bu süreç, usulsüzlük yapan kişi ve/veya kişilerin tespit edilmesi ve kamu zararının önlenmesi amacıyla yönetim kurulumuzun sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiğinin en açık kanıtıdır. Kurumumuz, 1753 yılından bu yana hizmet veren köklü bir kuruluş olarak, sadece tedavi ve bakım hizmetleriyle değil; aynı zamanda etik, ahlaki ve hukuki değerlere olan sarsılmaz bağlılığı ile de var olmuştur. Yönetim kurulumuz, tarihimizden ve misyonumuzdan aldığı sorumlulukla, kurumumuzun adının lekelenmesine neden olan bu tür eylemler karşısında tavizsiz duruşunu sürdürmektedir. Kendi çalışanları tarafından dahi yapılsa, tespit edilen her türlü usulsüzlüğe karşı gerekli idari ve hukuki adımları atmakta tereddüt etmeyecektir. Adli mercilerce başlatılan soruşturma ve kovuşturma süreci halen devam etmektedir. Bu hassas süreçte, yargıya olan saygımız gereği, soruşturmanın selameti açısından detaylı yorum yapmaktan kaçınıyor, ancak sürecin yönetim kurulumuz tarafından titizlikle takip edildiğini vurgulamak istiyoruz. Belirtmek gerekir ki; bu sürece kurumumuzun, usulsüzlük teşebbüslerine karşı mücadelesini başlatan ve hukuki süreci tesis eden irade, bizzat Vakıf Yönetim Kurulumuz olmuştur" İfadelerine yer verildi.








