GÜNDEM - 04 Kasım 2025 Salı 17:21

Başörtülü üniversite öğrencisi hocasının hakaretine uğradı; "Bu şekilde temizlikçiye benziyorsun"

A
A
A

İstanbul’da başörtülü bir üniversite öğrencisi, iddiaya göre diş hekimliği stajında sorumlu hocası tarafından hakarete uğradı. "Başını o şekilde bağladığında temizlikçiye benziyorsun, diş hekimi bu şekilde olmaz" ve "Ben özgürlükçüyüm, açılmana yardımcı olabilirim" gibi nefret söylemleri kullanan akademisyen, 22 yaşındaki İclal Özbey’e uzun süre boyunca benzer hakaretlerde bulundu. Yaşanan olayın ardından Özbey çeşitli mecralardan şikayette bulunurken, hocasının eğitimden men cezası aldığı öğrenildi.

İstanbul’da özel bir üniversitede diş hekimliği 4’üncü sınıf öğrencisi olan 22 yaşındaki İclal Özbey, yeni başladığı staj eğitiminde iddiaya göre sorumlu hocasının nefret söylemleriyle karşılaştı. Defalarca Özbey’in başörtüsü hakkında aşağılayıcı söylemlerde bulunan eğitmen, kendisinin "Özgürlükçü" öğrencisinin ise "Baskı altında" olduğunu belirten ifadeler kullandı. "Başını o şekilde bağladığında temizlikçiye benziyorsun, diş hekimi bu şekilde olmaz" ve "Ben özgürlükçüyüm, açılmana yardımcı olabilirim" gibi çeşitli söylemlerle defalarca hakarete maruz kalan Özbey, durumu okul yöneticileriyle paylaştığında ise "Talihsiz bir söylem" dönüşü aldı. Okul yönetimince somut bir adım atılmaması üzerine çeşitli mecralardan şikayetini dile getiren Özbey, sorumlu hocasının eğitimden men edildiği haberini aldı. Benzer durumların yaşanmaması gerektiğini belirten ve kendisinin başörtüsü ile değil, hekim kimliği ile değerlendirilmesini isteyen Özbey, sürecin takipçisi olacağını belirtti.

Başörtülü öğrencisine "Baskı gördün, açılmana yardımcı olabilirim"

Staj eğitimin başında hocasının hakaretlerine maruz kalan İclal Özbey yaşadıklarını, "Ben 4’üncü sınıf diş hekimliği öğrencisiyim. Hocamız yoklama almak ve tanışmak için bizleri topladı, bana doğru geldiği sırada ise hakaret etmeye başladı. Bana ‘Senin bu başörtü bağlama tarzına sinir oluyorum’ dedi. Ben hem hastaları hem de kendimizi korumak adına olduğunu, hijyen kaynaklı sorun yaşanabileceğini düşünerek ‘Arkaya atarım sorun olmaz’ dedim. Bana cevap olarak ise ‘Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Neden diğerleri gibi bağlamıyorsun, bu şekilde çamaşırhaneden çıkmış gibisin, senden bu şekilde sadece temizlikçi olur’ dedi. Ben bu süre zarfında ses çıkaramadım, çünkü çok şaşırdım. Ardından ise bir anda üstüme gelerek bana ‘Zaten saçın başın görünüyor, neden kapalısın, açıl’ dedi. Kendisinin özgürlükçü bir ailede yetiştiğini, benim de baskılanmış olduğumu belirterek ‘Açılmakta özgürsün’ diyerek anlattı.

"Hekim kimliğimle değil de dış görünüşümle yargılanmam çok zoruma gitti"

Kendisinin dış görünüşü ile yargılanmasının zoruna gittiğini belirten Özbey, "O anlarda hekim kimliğimle değil de dış görünüşümle yargılanmam çok zoruma gitti. Ben orada hekim olmak amacıyla bulunuyorum ama beni hocamız dış görünüşümle yargıladı, hekim olamayacağımı söyledi. O an etrafta hastalar bulunduğu için sesi çıkarmadım ve başhekim ile okul yöneticimize ulaştım. İlk olarak bana ‘Talihsiz bir söylem’ diyerek olayın ciddiyetini kavrayamadılar, beni eve gönderdiler. Bir reaksiyon alınmadığını gördüğümde ise çeşitli mecralardan şikayetlerimi dile getirdim. Okul yönetimi daha sonrasında bana ulaşarak ‘Sonuna kadar yanındayız’ dedi. Hocamız hakkında ise eğitimden el çektirilme cezası verilmiş" dedi.

Hakan Polat



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.