ASAYİŞ - 29 Aralık 2021 Çarşamba 13:08

ByLock’un lisans sahibi David Keynes’in yargılanmasına devam edildi

A
A
A
ByLock’un lisans sahibi David Keynes’in yargılanmasına devam edildi

FETÖ’nün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi tutuksuz sanık David Keynes’in 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, 2016 yılında Keynes ile röportaj yapan gazeteci İsmail Saymaz tanık olarak dinlendi.

FETÖ’nün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi tutuksuz sanık David Keynes’in 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, 2016 yılında Keynes ile röportaj yapan gazeteci İsmail Saymaz tanık olarak dinlendi.


FETÖ silahlı terör örgütünün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi David Keynes’in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılamasına devam edildi. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuksuz sanık David Keynes ile avukatı hazır bulundu.


Duruşmada tanık olarak dinlenen ‘Karadeniz’ kod adlı gizli tanık, Amerikan vatandaşlığı almadan önce ismi Alpaslan Demir olan David Keynes’in örgüt bağlantılarına dair ifade verdi.



“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne katkısı olacağını düşünerek bu haberi yaptık”


Duruşmada daha sonra David Keynes ile 2016 yılında ABD’de röportaj yapan gazeteci İsmail Saymaz da tanık olarak dinlendi. Saymaz ifadesinde, “2016 yılında Hürriyet Gazetesi’nin Özel Haber servisinde muhabirdim. Darbeden sonraki bir iki ay içerisinde belirsizlik vardı. Gazetede otururken telefon çaldı, David Keynes aradı. ‘Kimsiniz’ dedim, ‘ByLock’un patent sahibiyim’ dedi. Bunu nasıl doğrulayabileceğimi sordum. Kendisi patent sahibi olduğuna dair bazı belgeler gönderdi. Ben de notlarımı tuttum ve müdürlerime durumu ilettim. Sonra gidip röportaj yapalım dediler. Ben de Amerika’ya gittim röportaj yapmak için. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne katkısı olacağını düşünerek bu haberi yaptık” dedi.



“FETÖ’nün Whatsapp’ı olduğunu söylüyor”


Keynes’in ByLock kullanıcılarının tamamına yakının FETÖ üyesi olduğunu söylediğini belirten Saymaz, “FETÖ’nün Whatsapp’ı olduğunu söylüyor. Tilki adlı biri istediği için yaptığını söylüyor. FETÖ’nün dershanesinde okuduğunu, evlerinde kaldığını söylemişti. Darbe girişimi günü İstanbul’daymış. FETÖ’nün ByLock’u kullandığına dair ilk haber, 2016 yılı Ocak ayında yayınlanmış. Keynes buna karşın darbeden 20 gün önce Türkiye’ye gelip, 20 gün sonra ayrılıyor. İnanmadım, pasaportuna baktık. Gerçekten de doğruluyordu. O günlerde bu haberimizin devamını getirebilseydik mor beyin ile ilgili 15 bin insanın mağdur olmasının önüne geçebilirdik” diye belirtti.


Duruşmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediği sorulan sanık Keynes, kabul ettiğini söyledi.


Sanık David Keynes hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi ve dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.


Duruşmanın ardından basın mensuplarının sorularını cevapsız bırakan tutuksuz sanık David Keynes, açıklamayı avukatının yapacağını söyledi.



“Normale döndüğünde Amerika’ya gider gelir”


Avukat Abdurrahman Bayramoğlu açıklamasında, “Dava devam ediyor. Dava devam ederken hakkında konuşmak riskli. Lehe ya da aleyhe bir şey çıkabilir. Biz yargılanıyoruz. Davanın nasıl biteceğini bilmiyoruz. Dava bittikten sonra normal yaşantısına dönmek için geldi Türkiye’ye. Normale döndüğünde her şey Amerika’ya da gider, gelir. Çifte vatandaş kendisi. Öyle bir plan yok geleceğe ilişkin kafamızda. Kaldı ki o özel bir durum. Duruşma 6 Nisan’a ertelendi” diye konuştu.



İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 35 sayfalık iddianamede, şüphelinin 15 Kasım 2011 tarihinde ABD’ye gittiği ve buradan Amerikan vatandaşlığı alarak Alpaslan Demir olan ismini David Keynes olarak değiştirdiği kaydedildi. İddianamede, şüphelinin örgütün Işık Evlerine gittiği, evlerde konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiğini, Kütüphane Sorumlusu ve Belletmenlik görevlerinde bulunduğu ve örgütün en önemli yapılanma alanı olan mahrem yapılanmada TSK Mahrem Yapılanmasında Öğretmen (Grup Abisi) konumuna kadar yükseldiği aktarılıyor.


Keynes’in yaşadığı olumsuzluklardan örgüt sorumlusunu sorumlu tuttuğunun belirtildiği iddianamede, örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in şüpheli ile görüştüğü, Keynes’in sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak Amerika’ya gönderildiği, örgüt elebaşının talimatı ile örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programının alan adı kiralanması, Google Markete ve Apple Markete yüklenmesinde şüphelinin kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu vurgulandı. İddianamede, şüpheli Keynes’in ByLock programının geliştirici Atalay Candelen’in ortağı ve yetkilisi olduğu Base Bilgi Teknolojileri Limited Şirketinde SGK kaydının yapıldığı yer alıyor.


Şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde çeşitli ve yoğun şekilde tespit edilen eylemleriyle örgüt ile organik bağ içerisine girip örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerinin bulunduğuna dair delillerin elde edildiğinin kaydedildiği iddianamede, deliller doğrultusunda şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde yer aldığı böylelikle ‘FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Üyeliği’ suçunu işlediği yönünde hakkında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu belirtildi. Şüphelinin yurt dışında bulunmakta iken kendi isteğiyle gelmek istediğini ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini dilekçe ile bildirmesi üzerine kendiliğinden Türkiye’ye geldiğinin anlatıldığı iddianamede, alınan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği ve bir kısım şahıslarla birlikte örgüt içerisinde faaliyetlerinin olduğunu, örgüt ile bağlantısının bulunduğunu beyan ettiği, beyanında belirtmiş olduğu bir kısım şahısları teşhis ettiği, ByLock programı ile ilgili beyanlarda bulunduğu, bu programla ilgili kişileri teşhis ettiği ve mailine gelen bir kısım Apple Marketten gelen mailleri kendi rızası ile sunduğu, Etkin Pişmanlık Hükümlerinden yararlanmasının yargılama sonucunda mahkemece değerlendirilmesinin gerektiği vurgulanıyor.


İddianamede, Keynes’in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "Mahmut Boynukara" taziye evi dualarla açıldı Yeşilyurt Belediyesinin destekleriyle, 25. ve 26. Dönem AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara tarafından, merhum Mahmut Boynukara anısına yaptırılan Taziye Evi, düzenlenen törenle ve edilen dualarla hizmete açıldı. 510 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen Mahmut Boynukara Taziye Evi modern ve işlevsel yapısıyla dikkat çekerken, içerisinde 400 kişilik bay ve bayan oturma salonları, mescid, mutfak, çay ocağı ve WC bölümleriyle hizmet verecek şekilde tasarlandı. Taziye evi, vefat eden vatandaşların yakınlarına destek olmayı amaçlarken, mahalle halkının da uzun süredir talep ettiği önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu. Büyük bir katılım altında gerçekleşen açılış töreninde konuşan merhum Mahmut Boynukara’nın kardeşi Fatih Boynukara, "Merhum abimiz Mahmut Boynukara’nın aziz hatırasını yaşatmak amacıyla hayata geçirilen taziye evinin açılışını yapmanın heyecanını yaşıyoruz. İnsanın doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, suyunu içtiği memleketine hizmet edebilmesi, ardında bir eser bırakabilmesi büyük bir nasiptir. Bizler de bu topraklara, bu güzel ilçeye olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödeyebilmek için bu projeyi hayata geçirdik. Bu özel mekanının, şehrimizdeki birlik, beraberlik, paylaşma ve kardeşliğe hizmet etmesini; hüzünlü günlerde insanlarımızın yükünü hafifletmesini temenni ediyorum. Vefatının ardından bize bıraktığı ahlaki mirasla yolumuzu aydınlatan, bizleri doğruluk, çalışkanlık ve insan sevgisiyle yetiştiren kıymetli büyüğümüz Merhum Mahmut Boynukara’yı rahmetle, minnetle anıyorum. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Allah kendisinden razı olsun. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta Yeşilyurt Belediye Başkanımız olmak üzere değerli büyüğümüz Adnan Boynukara’ya ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise, taziye evinin yapımına katkı sunan hayırsever Adnan Boynukara’ya teşekkür ederek, merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diledi. Taziye evlerinin toplum hayatında önemli bir ihtiyacı karşıladığını vurgulayan Başkan Geçit, "Malaya Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Battalgazi Belediye Başkanımızla birlikte seçim dönemindeki vaatlerimiz arasında yer alan ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan ’Taziye Evi’ projemiz kapsamında ilk taziye evimizi Çilesiz’de hizmete sunuyoruz. Taziye evleri acıların paylaşıldığı, dayanışmanın en güçlü şekilde hissedildiği mekanlardır. Kültür ve inanç dünyamızın önemli bir parçası olan taziye evleri, toplumsal birlik ve beraberliğin de en somut göstergelerinden biridir. Bu mahallemizde büyümüş, buranın bir evladı olan merhum Mahmut Boynukara adına yapılan taziye evimiz hayırlı olsun. Bu yılın 9 Mayıs’ında temelini attığımız taziye evimizle birlikte ilçemizdeki ilk taziye evini hemşerilerimizin hizmetine sunmuş oluyoruz. İnşallah bu taziye evimiz; vatandaşlarımızın acı günlerinde bir araya gelerek dayanışma içinde olacakları, dualarla teselli bulacakları, birlik ve beraberliğin pekişeceği bir mekan olacaktır. Bizler de Yeşilyurt Belediyesi olarak, hayırseverlerimizin katkılarıyla bu tür sosyal projeleri artırmaya, ilçemizin her mahallesine dokunmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı eserin ilçemize kazandırılmasında büyük bir gönül örneği sergileyen, 25 ve 26’ncı dönem AK Parti Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Adnan Boynukara’ya ve ailesine, merhum Mahmut Boynukara anısına böyle kalıcı ve hayırlı bir hizmeti Yeşilyurt’umuza kazandırdıkları için şahsım ve hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diliyor, mekânının cennet olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. Malatya’nın güçlü ve modern yatırımlarla daha güçlü bir şekilde ayağa kalktığını, dönüşüm sürecinde sosyal hayata katkı sunan yatırımlara da önem verdiklerini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ise, "Şehrimizde deprem yaraları hızla sarılırken aynı zamanda bu tür sosyal sorumluluk isteyen projelerin hayata geçmesine ayrı bir önem veriyoruz. Merhum Mahmut Boynukara adına böylesine özel bir mekanı şehrimize kazandıran Adnan Boynukara ve ailesine teşekkür ediyorum. Seçim döneminde şehrimizde çadır anlayışını geride bırakıp, modern ve çok amaçlı alanlara sahip taziye evleri kurmaya karar vermiştik. Bugünde bunun güzel bir örneğini hep birlikte taşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak TOKİ ile işbirliği halinde 20’ye yakın taziye evi inşa ediyoruz, ilçe belediyelerimizde bu tür mekanların sayısını hızla artırıyor. Yeni inşa edilen camilerimizin olduğu alanlara da taziye evleri de kuruyoruz. Çadırlar şehrimize yakışmıyor, bunu kaldırıyoruz. Taziye evlerinin yanı sıra sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif mekanlarla şehrimizi modern ve yaşam standardı yüksek bir şehir kimliğine kavuşturmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, Malatya’nın yeni sosyal mekânlara kavuşmasından ziyadesiyle memnun olduklarını ifade ederken, Yeşilyurt’ta ilk olarak hizmete sunulan taziye evinin yapımında emeği geçen Yeşilyurt Belediyesine ve Adnan Boynukara’ya teşekkür etti. Tüfenkci, "Büyükşehir, Yeşilyurt ve Battalgazi Belediye Başkanlarımıza seçim dönemindeki vaatlerinden bir tanesini gerçeğe dönüştürdükleri için teşekkür ediyorum. 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan şehrimiz hızla toparlanıyor, yeniden inşa ve ihya sürecinde taziye evleri, kültür ve sanat merkezlerinin sayısını hızla artırmaktayız. Şehrimizin her noktasının daha yaşanabilir bir kimliğe kavuşması için böylesine sosyal mekanların sayısının artması için her türlü desteği veriyoruz. Çilesiz mahallemizde hizmete sunulan Taziye Evimiz şehrimize ve ilçemize hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu. Yeşilyurt İlçe Müftüsü Hüseyin Bayrak tarafından okunan duaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirilerek "Mahmut Boynukara Taziye Evi" resmen hizmete girdi. Açılış törenine; AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu, Adıyaman TSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Boynukara ailesinin fertleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
Kastamonu Kastamonu’da vatandaşlar Filistin için ses yükseltti Kastamonu’da cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, Gazze’deki insanlık dramı için İsrail’i protesto etti. İnsanlık İttifakı ve Milli İrade Platformu tarafından Kastamonu’da cuma namazı çıkışında basın açıklaması düzenlendi. Nasrullah Meydanı’nda bir araya gelen grup Filistin’de devam eden İsrail saldırılarını kınadıklarını belirterek ’barışçıl şahitlik’ çağrısını yeniledi. Grup adına konuşan TÜGVA Kastamonu İl Temsilcisi Selim Önen, "Gazze’de yaşam, ‘normalleşme’ değil, hayatta kalma mücadelesi üzerinden sürmektedir. Uluslararası hukuk, güçlüye kalkan, zayıfa verilen sus payı olmamalıdır. İnsan hakları söylemi yalnızca rahat coğrafyaların dekoru olarak görülmemelidir. Bugün Gazze’de sivillerin korunması, sağlık sisteminin ayakta tutulması, gıda ve suya erişim gibi en temel başlıklar hala tartışma konusuysa burada yalnızca bir ‘kriz’ değil, aynı zamanda uluslararası düzenin ‘itibar kaybı’ yaşanmaktadır. Bugün yaşadığımız iletişim çağında, bir çocuğun soğukta can verdiği haberini ‘akış’ içinde tüketebiliyorsak, burada bir sorun vardır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ‘insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hale getiren ‘prosedürler’ var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ‘şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz" dedi.