ÇEVRE - 12 Kasım 2024 Salı 10:02

COP29’a katılan Prof. Dr. Hatipoğlu: “İklim krizi sosyo-ekonomik problemleri tetikliyor”

A
A
A
COP29’a katılan Prof. Dr. Hatipoğlu: “İklim krizi sosyo-ekonomik problemleri tetikliyor”

BM’nin Bakü’de düzenlediği İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) katılan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, iklim krizinin sadece bir çevre sorunu olmadığını, açlık, yoksulluk, eşitsizlik gibi sosyo-ekonomik problemleri de tetiklediğini söyledi. Hatipoğlu, “Bu süreçte yükseköğretimin rolü hayati, acil ve inkar edilemez” dedi.


Dünyada yaşanan iklim krizine karşı düzenlenen en önemli etkinlik olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 11 Kasım’da başladı. İlki 1995 yılında Berlin’de düzenlenen, dünyadaki küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecede tutmayı hedefleyen konferansın bu yıl 29’uncusu düzenleniyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden liderleri, aktivistleri, akademisyenleri ve bilim insanlarını Bakü’de buluşturan konferans, bu yıl “Jeopolitik çatışmalar ve küresel istikrarsızlıkların yaşandığı bir dönemde iklim değişikliğiyle mücadelede gerekli finansmanın sağlanması” gündemiyle gerçekleşiyor.


“İklim değişikliği eğitim müfredatlarına entegre edilmeli”


Ülkemizin en üst düzeyde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temsil edileceği konferansa Türkiye’den çok sayıda isim katıldı. Kardeş ülke Azerbaycan’da gerçekleşmesi sebebiyle ülkemiz için ayrı bir önem taşıyan COP29’da BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu da konuşmacı olarak yer aldı. Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR), BAU ve CIFAL İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen “Liderlik, Yenilik ve Etki Yoluyla İklim Değişikliğiyle Mücadelede Yükseköğretimin Rolü” panelinde konuşan Hatipoğlu önemli değerlendirmelerde bulundu. Sürdürülebilirliğe bağlı kalınması, iklim değişikliğinin eğitim müfredatlarına entegre edilmesi, araştırma ve yeniliklerin desteklenmesi, kampüslerde sürdürülebilirliğin teşvik edilmesi, iklim krizini çözecek politika değişikliklerinin savunulması, iklimin öneminin aktarılarak gelecek nesillerin güçlendirilmesinin gerektiğini belirten Prof. Dr. Esra Hatipoğlu dünyamızı tehdit eden krize karşı iş birliği yapmanın ve ortaklıkların önemine vurgu yaptı.


“Soruna bütüncül bir yaklaşımla bakılmalı”


İklim krizinin yalnızca bir çevre sorunu olmadığına dikkat çekerek yükselen sıcaklıkların tarımsal üretimi dolayısıyla gıda güvenliğini tehlikeye attığını, aşırı hava olayları ile kuraklıkların su kıtlığını şiddetlendirdiğini belirten Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, olumsuz sürecin açlık, yoksulluk, eşitsizlik gibi sosyo-ekonomik problemleri de tetiklediğini söyledi. Hatipoğlu, bu nedenle soruna bütüncül bir yaklaşımla bakılması gerektiğini söyledi.


“Güçlü ve kararlı adımlar atmalıyız”


İklim kriziyle başlayan sürecin, güvenliğe varana kadar birçok tehdit oluşturduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, “Gezegenimizin sürdürülebilirliğini korumak ve insanlık için refah dolu bir gelecek sağlamak istiyorsak bugün güçlü ve kararlı adımlar atmalıyız. Bu bütüncül yaklaşımla üniversiteler iklim krizini ele almada kritik bir rol oynamaktadır. Taahhütleri sadece çevresel etkileri değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin daha geniş sosyo-ekonomik sonuçlarını da kapsamalıdır. Üniversiteler, iklim farkındalığını disiplinler arası entegre etmede öncü olmalı, yaklaşımlarının kapsamlı olmasını ve iklim değişikliğinin geniş kapsamlı etkilerini kabul etmesini sağlamalıdır. Yükseköğretim liderleri, net amaçlar, hedefler ve politikalar belirleyerek enerji verimliliğini teşvik ederek ve kampüslerinde çevre yönetimini geliştirerek sürdürülebilirlik konusundaki kararlılıklarını gösterebilirler” dedi.


“Gelecek neslin iklim liderleri oluşturulmalı”


Akademik kurumların, sanayi ortakları, devlet kurumları ve topluluk kuruluşlarıyla iş birliğinin teşvik edebileceğini söyleyen Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, gelecek nesil iklim liderlerinin oluşturulmasının önemine de değindi. Bahçeşehir Üniversitesi’nin bu anlamda öncü kurumlardan biri olduğunu söyleyen Hatipoğlu, ilkokul müfredatı için Türkiye’nin ilk iklim değişikliği eğitim kitabını yayımladığını da belirtti.



COP29’a katılan Prof. Dr. Hatipoğlu: “İklim krizi sosyo-ekonomik problemleri tetikliyor”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Eski belediye başkanına suikast davasında itiraf: "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım" Sakarya’nın Ferizli ilçesinde geçtiğimiz yıl aracında seyir halindeyken uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybeden eski Ferizli Belediye Başkanı Ahmet Soğuk’un öldürülmesine ilişkin görülen davada tutuklu sanık suçunu itiraf ederek, "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım. Ben kişiyi tanımam ve öldürmeyi asla düşünmedim, sadece korkutacaktım" dedi. Olay, 27 Temmuz 2024 Cumartesi günü Yeni Mahalle’de meydana gelmişti. Evinden ayrılarak 54 UB 554 plakalı otomobiliyle seyir haline geçen Ahmet Soğuk, kısa süre sonra silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda 8 el ateş edilirken, mermilerden ikisi Soğuk’a isabet etti. Kontrolden çıkan araç tarlaya girerken, 2009-2019 yılları arasında Ferizli Belediye Başkanı olarak görev yapan Soğuk olay yerinde hayatını kaybetti. Soruşturma çerçevesinde yakalanarak gözaltına alınan M.F.Ö. (29), N.E. (39), O.E. ve M.G.(40) çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Sanıklar huzurda savunma verdi Silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybeden eski belediye başkanı Ahmet Soğuk’un öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma 17 Temmuz 2025 yılında tamamlandı. Olayla bağlantılı olarak tutuklanan 4 sanık hakkında "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen iddianame kabul edildi. Tutuklu 4 sanık, Sakarya Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada, söz hakkı verilen sanıklar, savunmalarını mahkeme huzurunda yapmak istediklerini ifade etti. Mahkeme ise duruşmayı ertelemişti. Davanın ikinci görülen duruşmasında sanıklardan M.F.Ö, M.G. ve O.E. huzurda hazır bulunurken N.E. bulunduğu cezaevinden SEBİS aracılığıyla katıldı. "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım" Söz hakkı verilen sanık M.F.Ö., Ahmet Soğuk’u tanımadığını belirterek, "Sanıklardan sadece M.G.’yi felç geçirdiği zaman Düzce’de yattığı hastaneden tanıyorum. Ben de o dönem hastane de güvenlik görevlisiydim. Çok fazla para sıkıntısı yaşıyordum. Parasızlık yüzünden çocuklarımın beni sevmediğini, benden uzaklaştığını düşündüm. Hastanede yatarken para konusunda yaşadığım sıkıntıları M.G.’ye anlatmıştım. M.G. bana tetikçilik yaptığını, uyuşturucu yaptığını anlattı. Bunlarda çok para olduğunu söyledi. M.G. bana, ‘Bir yeri kurşunlarsak çok para alırız’ dedi. Ben olayı sadece korkutma ve yaralama olacağı niyetiyle kabul ettim. M.G, biriyle konuşuyordu, ben tanımıyorum. M.G. olaydan üç gün önce bana silahı getirdi. Bana, ‘Silahı eldiven ile tut olayı başkasına yıkacağım’ dedi. Olaydan bir gün önce de Ferizli’ye gittik bana evi gösterdi. Olayı nasıl yapacağımızı konuştuk. Ben sadece korkutmak gayesiyle ateş edeceğiz diye kabul ettim. M.G. ‘Olay yaşandıktan sonra bungalovda saklanır dikkat çekmeyiz’ dedi. Olay günü M.G. beni ablasının telefonundan aradı ve benim ödünç aldığım araçla Ferizli’ye doğru yola çıktık. Olay yerine giderken alkol aldık. Olayın olacağı yere geldik ve uzun süre beklemeye başladık. Ahmet Soğuk’un geldiğini görünce ben silahla arabanın altına doğru ateş ettim. Ahmet Soğuk arabayı durdurunca arabanın camı açıktı ve oradan silahına davrandığını gördüm ve ateş ettim tekrar. Kaçarken M.G.’ye, ‘Söyle olay yerine ambulans göndersinler’ dedim. Kaçarken silahı yol kenarına atmamı M.G. söyledi. Araçla Düzce’ye döndük ve ben internete baktığımda Ahmet Soğuk’un eski belediye başkanı olduğunu öğrendim. M.G. beni aradı, ‘Başımız belada İstanbul’a gitmemiz lazım’ dedi. Bana saç, sakal tıraşı yaptırdı. Beni bir yere bıraktı, telefonumu da aldı. ‘Ben abilerle görüşüp geleceğim’ dedi. Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım. Ben kişiyi tanımam ve öldürmeyi asla düşünmedim, sadece korkutacaktım" dedi. "Ben bu olaya karışmak istemedim. N.E. ailemle tehdit etti" Tutuklu sanık M.G., "Ahmet Soğuk’u tanımıyorum. Olayla alakalı hiçbir şekilde bağlantım yok. Ben 2023 yılında felç geçirdim. Haziran 2024 yılında bir fabrikada işe başladım. Doktorun tavsiyesiyle bungalov, sıcak su yerleri gibi mekanlara gitmemi önerdi. Ben N.E. ile görüşüp onunla bungalova gittim. Bir zaman sonra N.E.’nin yanına gittiğimde bana birinin vurulacağını söyledi. M.F.Ö. gece vardiyasındayken N.E.’nin söylediklerini söyledim. Hemen kabul etti. Ben bu olaya karışmak istemedim. N.E. ailemle tehdit etti. O.E. beni aradı ve daha sonra yanına gittim. N.E. de oradaydı ve Ferizli’ye gideceğimizi söyledi. Gittiğimizde bana olay yerini gösterdi burayı M.F.Ö.’ye göstermemi istedi. Orada sonra devam ettik onu bıraktım ve beni bu işe karıştırmamalarını söyledim. Olay günü öncesi M.F.Ö. gelip beni evimden aldı ve Ferizli’ye doğru yola çıktık. M.F.Ö.’ye olay yerini gösterdim ve geri dönerek Sapanca’da bir bungalova gittik. M.F.Ö. birileriyle görüştü kim olduklarını bilmiyorum ama mekan N.E. ve O.E.’ye aitti. Daha sonra eve gittim ve ablam beni uyandırarak M.F.Ö.’nün aşağıda beklediğini söyledi. Yanına gittiğimde bana mekanı tekrar göstermemi istedi ben kabul etmeyince tehdit etti. Daha sonrasında Ferizli’ye doğru yola çıktık. M.F.Ö. gittiğimizde olayı gerçekleştirdi. Benim olayla ilgim sadece tehditlerle olay yerini göstermem ve tehditlerle araç kullanmam. Azmettiren başka isimlerinde olduğunu düşünüyorum. N.E.’nin ihale yüzünden öldürtmek istediğini biliyorum. Kollukta verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Yolda telefon konuşmaların hepsini M.F.Ö. yaptı. Tehdit edildiğimi söyledim ama polis yazmadı. Cezaevindeyken beni tehdit ettiler. Bu işi üstlen yoksa aileni öldürürüz dediler. Ben böyle bir olay yapmadım, bu kişililerle hareket etmediğim için bir pişmanlığım yok" diye konuştu. "Ben para için kan akıtmam sadece namus için akıtırım" Tutuklu sanık N.E. ise, "Ahmet Soğuk’u tanımam. M.G.’yi bir arkadaş aracılığıyla 4-5 sene önce tanıştım. Olayla ilgili hiçbir bağlantım yoktur. Olayın azmettiricisi değilim. M.F.Ö.’yü tanımam, M.G. onu tehdit ettiğimi söyledi böyle bir şey söz konusu değil. Ben olayın olduğu günün öncesi Balıkesir’e gitmiştim, olayın olduğu gün ise dönüyordum. Ben M.G. ile görüştüğümü hiç bir zaman itiraz etmedim. Ben bungalov işletmeciliği yapıyorum o aracılık ile görüştüm. Biz uzun süredir görüşmüyorduk M.G. ile cezaevinde olan bir arkadaşın paraya sıkıştığını ve para istediğini söyledi. Ben de cezaevinde olanların arkadaşı sevdiğim için para gönderdim. M.G. ile iki kere Ferizli’ye gittim birincisi ev bakmak istediğini söyledi, ikincisi ise cezaevinde olan arkadaşla görüşecekti ben de doğru söyleyip söylemediğini anlamak için gittim ama görüşmeden geri döndük. M.G. bana sürekli Ahmet Soğuk’u soruyordu tanıyor musun diye ben de tanımadığımı söyledim. M.G.’yi birileri maşa olarak tuttu. Suçu benim üzerime atıyorlar. Ahmet Soğuk ve Ferizli ile hiçbir bağlantım yok. Ben para için kan akıtmam sadece namus için akıtırım. Suçsuz yere 17 aydır cezaevinde yatıyorum, beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu. "Ben 17 aydır suçsuz yere cezaevindeyim" Tutuklu sanık O.E., "Ahmet Soğuk’u tanımıyorum. M.G.’yi abimin anlattığı kadar tanırım M.G. ile benim sadece bir kere yüz yüze görüşmüşlüğüm var. Abim bana, ‘eğer üzerinde 5 bin TL var ise M.G.’ye ver’ dedi. Bir tek görüşmem orada vardır. Olaydan bir gün önce M.G. beni bungalov için aradı. Ben 17 aydır suçsuz yere cezaevindeyim, eşim ve çocuklarım tek kaldılar. Beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. "Ben N.E.’nin öldürdüğünü sadece duydum" Mahkemede tanık olarak dinlenen C.D., "N.E.’ yi cezaevinden tanırım bunun dışında başka bir tanıdıklarım yok. Ben N.E.’nin öldürdüğünü sadece duydum ve azmettirici olarak biliyordum ama öyle değilmiş. Dava ile bildiğim tek şey budur" dedi. cumhuriyet savcısı sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti ise sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.