POLİTİKA - 01 Ağustos 2025 Cuma 20:53

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı. Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş Tüpraş Stadyumu’nda gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yaz Okulları Finali Programı’na katıldı. Gençleri selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, TÜGVA mensuplarına teşekkür ederek, "Kalbi güzel, zihni açık, heyecanı yüksek evlatlarımızla buluştuğumuz bu programda emeği geçen her bir kardeşime şükranlarımı iletiyorum. Sevgili gençler, 81 ilimizde 400 bin öğrencinin katıldığı yaz okullarında gençlerimiz 6 hafta boyunca dolu dolu zaman geçirdiler. Bir yandan milli ve manevi değerlerimizi kuşanırken, diğer yandan farklı spor dallarında kendilerini geliştirdiler. Türkiye Gençlik Vakfımız maşallah hem eğitim, hem kültür, sanat ve spor faaliyetleriyle 11 yıldır çok kıymetli hizmetler veriyor. Vakıf okulları, doğa kampları, münazara yarışmaları, kitap okuma kulüpleri gibi programlarla milyonlarca gencimize ulaşıyor. İslam dünyasını ilgilendiren bütün meselelerde TÜGVA milletimize yakışan vicdanlı, onurlu, merhametli bir duruş sergiliyor. Vakfımızın daha pek çok alandaki başarılı çalışmalarıyla iftihar ediyoruz" diye belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız"

Türkiye’de gençleri marjinal grupların insafına bırakmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii şunu da gayet iyi biliyoruz, ellerine geçirdikleri her fırsatı TÜGVA’ya saldırmak için kullananları rahatsız eden de işte bu hizmetlerdir. Polise asit atan, taş atan, molotof atan, esnafın malını mülkünü yağmalayan değil, vatana, millete, ümmete sevdalı gençlerin yetişmesini istemiyorlar. TÜGVA’ya karşı hükümetleri bu yüzden ama onlara bugün kötü bir haberim var. Onları daha uzun yıllar rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gençlerimizi marjinallerin insafına terk etmeyeceğiz. Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız. Bugün bir kez daha medeniyet değerlerimizin şuurunda yeni kuşakların yetişmesi için varını yoğunu ortaya koyan her bir kardeşime, her bir TÜGVA mensubuna, yöneticisine, gönüllüsüne teşekkür ediyorum. Anadolu’nun toprağından kaynayan bir kan, cemiyet için harcanan emek, bin yıllık tarih, güçlü bir devlet ve ebedi olduğuna inanmış bir ruh. Evet, rahmetli Nurettin Topçu’nun bu sözlerle tarif ve taltif ettiği gençlik işte burada. Sultan Alparslan’ı Sultan Fatih’le, Selahattin Eyyubi’yi Yavuz Selim’le, Kanuni’yi Sultan Abdülhamid’le buluşturan gençlik işte burada. Malazgirt akınlarını, Çanakkale savunmasıyla, milli mücadeleyi 15 Temmuz destanıyla birleştiren gençlik işte burada. Köklerini bilen, mazisini tanıyan, geçmişi geleceğe taşıyan gençlik işte burada. Mekke’yi Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye, Horasan’dan Kudüs’e, Kırım’dan Gazze’ye, Gönül coğrafyasını kucaklayan gençlik işte burada. Üstad’ın ifadesiyle, dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, ölçünün davacısı gençlik işte burada" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

İktidarları öncesi gençlerin çok sıkıntı çektiğini belirten Erdoğan, "Sevgili gençler, sizler dünyaya gözlerinizi AK Parti iktidarında açtınız. Ülkesine ve milletine sevdalı kadroların yönetiminde büyüyorsunuz. Bakın anne ve babalarınız gerçekten sancılı, sıkıntılı günler yaşadı. Yasaklara, baskılara haksızlıklara karşı, kararlı bir mücadele yürüttük. Kat sayı zulmünü kılık kıyafet yasaklarını başörtüsü üzerindeki baskıları, tek tek ortadan kaldırdık. 28 Şubat’ın kirli ve kibirli zihniyetini bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöp sepetine yolladık. Ayrıca eğitimde fırsat eşitliği başta olmak üzere, sizlerin önüne açacak pek çok düzenlemeyi, hayata geçirdik. 81 ilimizi eğitim kurumlarımızla kütüphanelerle, yurtlarla, gençlik ve spor tesisleriyle bilim merkezleriyle, gençlerimiz için donattık. Elbette önümüzde gidecek daha çok yolumuz var. Daha ülkemize kazandıracağımız pek çok reform, yatırım, hizmet var" diye konuştu.

"Coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı"

Erdoğan, "Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı. Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı. Allah’ın izniyle sizlere terörün olmadığı her metrekaresinde huzurun, güvenliğin, refahın, kardeşliğine kemer olduğu bir Türkiye’yi teslim edeceğiz. Son nefesimize kadar sizlerin hizmetinde olmaya inşallah devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kere şunu her zaman aklınızın bir köşesinde tutmanızı rica ediyorum. Sizler ebeveynlerinizin yanı sıra bu milletin evlatlarısınız. O yüzden daima iyinin, doğrunun ve haklının yanında saf tutacaksınız. Bilginizi ahlakınızla, şahsiyetinizi merhametinizle süsleyeceksiniz. Çok okuyacak, çok öğrenecek, çok öğreteceksiniz. Size bakanlar hayranlık duyacak. Sizi görenlerin kalbi umutla dolacak. Sizi yolunuzdan döndürmek isteyecekler. Ümitlerinizi, hevesinizi, şevkinizi kırmaya çalışacaklar. Son LGS tartışmasında olduğu gibi size iftira atacak, size kara çalacaklar. Bunlardan asla ayılmayacaksınız. Zorbalıklara boyun eğmeyeceksiniz. Moralinizi hiçbir zaman bozmayacaksınız. Onlara en güzel cevabı başarılarınızla vereceksiniz. Okullarınızın duvarlarına astıracağınız şeref tablolarıyla vereceksiniz. Türkiye ve dünya çapında elde edeceğiniz derecelerle vereceksiniz. Unutmayın, hiç kimse bu ülkede size üvey evlat muamelesi yapamaz. Eğitiminizle, ufkunuzla, karakterinizle, önünüze koyduğunuz hedeflerle sizden sonrakilere örnek olacaksınız. Her şeyin yeri, zamanı, şartları vardır. Hepsinin ötesinde Rabbimizin çizdiği bir kader planı vardır. Bu yüzden, bizim bugün farklı sebeplerle yapamadıklarımızı yarın inşallah sizler başaracaksınız. Ben karşımda işte böyle bir gençlik görüyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Gazze’de son asrın en vahşi soykırımı yaşanıyor"

Gazze’de yaşananlara ilişkin de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnanıyorum ki her biriniz Gazze’de yaşananları takip ediyorsunuz. Filistinli kardeşlerimiz, Siyonist cinayet şebekesinin yüzde 90’ını yerle yeksan ettiği Gazze’de açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla mücadele ediyor. Her gün karnı sırtına yapışmış masum bebeklerin, çocukların, kadınların şehadet haberini alıyoruz. Gazze’deki masumlar gıda dağıtım merkezi olarak adlandırılan kıyım merkezlerinde bitkinlikten bayılıyor. Kalleş kurşunların hedefi oluyor. Anne ve babalar enkazların arasında kilometrelerce yol yürüyüp bir çuval un alabilmek, bir yudum suya erişebilmek için canlarını tehlikeye atıyor. Benzerlerini yalnızca toplama kamplarında göreceğimiz sahnelerin çok daha kötüsü şu an Gazze’de sözde medeni dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Şunu bugün bir kez daha açık açık ifade ediyorum. Gazze’de son asrın en vahşi soykırımı yaşanmaktadır. Gazze’de sadece çocuklar, sadece bebekler değil, insanlık adına ne varsa masumların kanından beslenen bir avuç caninin elinde yok edilmektedir" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize?"

Gazze’deki vahşete ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkenin Türkiye olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze’deki mazlumların hakkını korkusuzca savunan hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Terör devleti İsrail’in karşısında dimdik duran iktidar, bizim iktidarımızdır. Şunu sizin ve ailelerinizin özellikle bilmesini isterim. Gazze’deki kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. 101 bin tonu aşan insani yardımlarımızla kardeşlerimizin yanında olduk. İsrail’le ticareti tamamen durdurarak Filistin halkının yanında olduk. Diplomatik temaslarımızla, uluslararası alandaki çabalarımızla Gazze’nin yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice destekle, nice yardımla Gazze’nin ve Gazzeli mazlumların yanında olduk. İsrail’den aferin almak için Filistin direnişine terör iftirası atanlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarına sırtımızı dönmedik. Tehdit edildik, gizli açık pek çok operasyona maruz kaldık. Ama hiçbir zaman Filistin’i ve Filistin davasını savunmaktan vazgeçmedik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Sevgili gençler, değerli kardeşlerim, şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor bizim Filistin davasına olan sarsılmaz desteğimizi sorgulamaya kalkıyor" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Buradan edep ve adap dışı ifadelerle hükümetimize edep alanlara sadece şunu söylüyorum. Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere terörist diyen siz değil miydiniz? Madem mazlumun yanındayız diyorlar, madem mazlumun yanındaydınız, peki 14 yıl boyunca Suriye’de neredeydiniz? 1 milyon insan katledilirken, Suriyeli kardeşlerimiz zulüm görürken, işkence görürken neredeydiniz? Halep’te, Derağa’da, Humus’ta, Hama’da mazlumların üzerine varil bombaları yağarken neden sesiniz çıkmadı, neden konuşmadınız? Karabağ ülkemizin desteğiyle azatlık mücadelesi verirken, işgalcilerin tezleriyle cana Azerbaycan’a iftira atan siz değil miydiniz? Libya’ya yardıma gittiğimizde, Libya’dan bize ne diyen siz değil miydiniz? Kusura bakmayın, kimseyi kandıramazsınız. Çünkü siz hiçbir zaman mazlumların yanında olmadınız. Çünkü siz Orta Doğu’ya hiçbir zaman kardeşlik penceresinden bakmadınız. Ümmet olmanın ne demek olduğunu anlamadınız. Bu duyguyu hiçbir zaman yüreğinizde hissetmediniz. Şimdi çıkmış kapkara sicilinize bakmadan bizi eleştiriyorsunuz. Kabine üyelerimizi eleştiriyorsunuz. Bakanlarımıza seviyesizce dil uzatıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bize kara çalamayacaksınız. Filistin halkının kalbindeki Türkiye sevdasını, Tayyip Erdoğan sevdasını söküp atamayacaksınız. Türk milletinin bir asır sonra kardeşleriyle yeniden kucaklaşmasına engel olamayacaksınız. Siz inkar etseniz de tarih bizim dik duruşumuzu yazıyor. Türkiye’nin verdiği zorlu mücadele mümin gönüllere iftihara katılıyor. Şuna da tüm yüreğimizle inanıyoruz. Hürriyetin o kızıl kapısı mutlaka açılacak. Gazzeli kardeşlerimiz öz yurtlarında şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Kardeşlik görevimizi yerine getirmenin gönül huzuruyla orada olacağız. Zor zamanda hakkı haykırmanın gururuyla orada olacağız. Zalimler karşısında dik durmanın şerefiyle orada olacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Lokman Sarıkurt

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yunus Akgün: "Kazanıp dönmek istiyoruz" Galatasaraylı futbolcu Yunus Akgün, Monaco maçıyla ilgili, "Buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayan sarı-kırmızılılarda futbolculardan Yunus Akgün, Teknik Direktör Okan Buruk ile birlikte katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çok önemli bir maça çıkacaklarını belirten Yunus, "İyi bir rakibe karşı oynayacağız. Tabii biz kendi oyunumuzu oynadığımızda neler yapabileceğimizi biliyoruz. İyi çalıştık, analizlerimizi yaptık. Yarın da burada inşallah kazanıp hem camiamızı hem de taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz" diye konuştu. "Daha iyi olacağım" Yaşadığı sakatlık ve son durumuyla ilgili bilgi veren 25 yaşındaki futbolcu, "Bir operasyon geçirdim. Tabii ki ağrılarım zaman zaman oluyor ama bu süreçte Yener İnce ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok yardımcı oldular. Fiziksel olarak ve ağrı durumu olarak gün geçtikçe daha iyiye gidiyorum. Oynadıkça daha iyi olacaktır. Fiziksel olarak dediğim gibi daha yüzde 100’ümde değilim ama çalışmalarımı yapıyorum. Daha iyi olacak zamanla" ifadelerini kullandı. "Kazanıp dönmek istiyoruz" Sarı-kırmızılı taraftarların her zaman kendilerine destek olduğunu ifade eden Yunus Akgün, şunları söyledi: "Taraftarlarımız zaten bize her zaman, her ülkede, gittiğimizde deplasmanda destek oluyorlar. Bu bizim için çok önemli. Yarın maçta da bunu göreceğimizi biliyoruz. Şampiyonlar Ligi bizim için çok önemli. Oyuncular olarak bunu konuştuğumuzda da çok önemli olduğunu biliyoruz. Taraftarlarımızın, camiamızın beklentisini de biliyoruz. Biz de onları mutlu etmek için, sevindirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı şekilde bize destek olmaya devam etsinler. Biz de Allah’ın izniyle yarın buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz."
İstanbul Okan Buruk: "Şampiyonlar Ligi’nde hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Monaco maçına ilişkin, "Oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayarak Fransa’ya giden sarı-kırmızılılarda Teknik Direktör Okan Buruk, mücadelenin oynanacağı II. Louis Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. İki takım için de çok önemli bir maç olduğunu belirterek sözlerine başlayan Buruk, "Bundan sonraki hedefleri belirleyecek çok önemli bir maça çıkıyoruz. Rakibimizin de ligde ve Avrupa’da değişken performanslarını görüyoruz. Tabii ki çok iyi bir kadroya sahipler, iyi oyunculara sahipler. Özellikle son iç saha maçlarında Paris Saint-Germain’e karşı aldıkları galibiyet tabii ki çok önemliydi. Ama biz de buraya her zamanki gibi kazanmak için geldik. Kazanmak için buradayız. Eksiklerimiz var. Zor bir dönemden geçiyoruz. Hem kadro yapısı olarak hem de maç sertliği olarak üst üste maçlar oynuyoruz. Aşağı yukarı da aynı oyuncularla oynuyoruz. Çok fazla seçeneğimizin kalmadığı bir durumdayız. O yüzden bizim için tabii ki zorlu bir fikstür ama her şey iyi gidiyor. Ligde lideriz, 3 puan öndeyiz. Trabzonspor’dan da 2 puan öndeyiz. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nereye gideceğimizi bu maç çok net bir şekilde belirleyecek. O yüzden çok önemli bir maça çıkacağız. Her zaman olduğu gibi hep söylüyorum, oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Galatasaray tarihi için çok önemli bir stat" Sarı-kırmızılıların 2000 yılında bu statta kazandığı UEFA Süper Kupa’nın hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Evet, bu stat Galatasaray tarihi için çok önemli, çok değerli bir stat. 2000 yılında Süper Kupa finalini burada oynadık. Bu statta bir kupa kaldırdık. Bu tabii ki hem benim futbolcu olarak hatıramda hem de bütün Türk halkının hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. Galatasaraylıların hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. İnşallah yarın akşam tekrar burada çok önemli bir gece daha yaşarız.Bunun için en iyi şekilde hazırlandık" diye konuştu. "Kazanmaktan başka düşüncemiz olmayacak" Son oynadıkları Union Saint-Gilloise maçındaki eksiklere dikkat çeken Buruk, "Maç maç gidiyoruz. Her maçın ayrı bir hikayesi var tabii ki. Kötü başladık. Sonra 3 maç kazandık.Hiç beklemediğimiz bir anda çok önemli oyuncularımız, çok değerli oyuncularımız eksildi. Çok eksik bir şekilde Union Saint-Gilloise maçına çıktık. İyi bir 11’e sahibiz. Maçı kazanabilecek 11’e sahibiz ama maalesef o maçı kazanamadık. Burada da yine galibiyet için sahaya çıkacağız. Tabii ki aldığınız her puan Şampiyonlar Ligi’nde özellikle deplasmanda çok değerli, çok önemli. Ama her takım kazanmaya oynar, yani kazanmaktan başka bir düşüncemiz olmayacak" şeklinde konuştu. "Rakibimizi en iyi şekilde analiz ettik" Fransız ekibinin taktiği üzerine konuşan Buruk, sözlerine şöyle devam etti: "Monaco takımı, yeni teknik direktörü takıma katıldıktan sonra hep 3’lü oynadı ancak son Pafos maçıyla birlikte başlayarak Paris Saint-Germain maçı ve Brest maçında 4’lü savunmaya geçti. Yine bu dörtlü savunmayı bekliyorum. Paris maçına baktığımızda 10 kişiyle bile pozisyon vermeyen bir Monaco var. Çok iyi oyunculara sahipler gerçekten. Analiz etmesi tabii ki çok zor değil. Son maçlarda özellikle aynı oyuncularla oynadılar. Bir tek savunma hattında, savunma merkezinde ve orta saha merkezinde değişiklikler var. Zakaria’nın cezalı oluşu son maçta değişikliğe yol açtı. Yarın Balogun oynarsa tam kadro gibi olacak. Balogun’un olmadığı gün tabiiki biraz daha fazla değişiyor. O yüzden rakibimizi biz de en iyi şekilde analiz ettik. Artık saha içi performans, maçın gidişatı ve o maçın aksiyonları çok önem kazanıyor. Kazanmak için rakibimizin de ne kadar iyi bir takım olduğunu biliyoruz. Biz de burada taraftarımızla birlikte, çok sayıda taraftarımızın olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapacağız." "Sakatlıklar 90 dakikalık performansımızı etkiliyor" Cok iyi oyunculara sahip olduklarını söyleyen sarı-kırmızılıların teknik patronu her zaman iyi bir 11 ile sahaya çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Buruk, "Bazen oyuncu değişikliklerinde zorlanabiliyoruz. Son maçta da bunu yaşadık. Fenerbahçe maçında yaşadık. Çaresiz kaldığım yerler oluyor. Lemina’nın ve Arda’nın olmadığı bir durumda özellikle savunma hattında tamamen çaresizim. Galatasaray’daki bu 4. yılım, bu en zorlandığım dönemler aslında. Bazı mevkilerde değişiklik yapacak oyuncumuz yok. O yüzden bu maçın ikinci yarılarını etkiliyor. Devamlı aynı oyuncularla 4 günde bir maç oynuyoruz. Bazen dinlendirmemiz gereken oyuncuları dinlendiremiyoruz. Sakat sakat oynatıyoruz. Bu durum birçok oyuncunun performansını etkiliyor. Şimdi IsmailJakobs’u antrenmanda bugün denedik ama yüzde yüz hazır olmadığını biliyoruz. Birçok oyuncu için sakatlığının tekrarlanma riskini de göze alarak bu dönemde oynamak zorundayız. Oyuncularımızı korumam gerekiyor çünkü bazen biz onları oynatmak zorunda kalıyoruz. Tabii ki sağlıklarını çok kötü bir şekilde etkilemeyecek şekilde oynatıyoruz ama bu riskleri alıyoruz. Böylesine mecbur kaldığımız bir dönem. Geçen hafta Lemina için bunu söyledim, Yunus da aynı şekilde. Ayağında ağrılarla oyuna girdi. Jakobs bugün antrenmana çıktı. Berkan tam iyileşmemişti ama kadroya aldık. Kısa bir süre oynattık. Yine hep ağrılarla oynuyor. Bu dönemde mecburen bunu yapmak zorundayız. Bu tabii ki 90 dakikalık performansımızı etkiliyor. Her oyuncu bizim için önemli. Her oyuncunun eksikliğini hissediyoruz. Yunus’un da gerçekten eksikliğini çok hissettik. Tabii ki bir plan hazırladık. Elimizdeki mevcut oyuncularla ne yapabileceğimizi düşündük. Bugün de bununla ilgili çalışmamızı yaptık. Yarın da bunun karşılığını göreceğiz" dedi. "Yunus ve Jakobs için kararı yarın vereceğiz" Yunus Akgün’ün son durumuyla ilgili bilgi de veren Buruk, şöyle konuştu: "Son maçta Yunus 25-30 dakika oynadı. Bir sonraki maça hazırlık oldu onun için.Takımı için, takımın başarısı için, arkadaşları için gerçekten kendini zorluyor. Ağrıları olmasına rağmen yarın karar vereceğiz. Burada Ismail Jakobs’un durumu önemli. Yarın onunla ilgili de karar vereceğiz. Orta sahada da çok fazla alternatifimiz yok. Rakibimizin özellikle öndeki santrafor dışındaki 3 oyuncusu çok gezerek oynuyorlar, çok hareketliler. Orta saha oyuncuları ve savunma oyuncuları da tabii ki fiziksel olarak çok büyük bir üstünlük kuruyorlar. Özellikle bunu değerlendirip buna göre planlar yapıyoruz."
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım" dedi. Yılmaz, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve hükümet adına konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, bütçenin önemine işaret ederek, "Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilemeyeceği geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir. Yapısında, tabiatında bu var. Çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni şartlara uyarlasın diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür. Bu noktada da müsaadenizle muhalefete bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bir taraftan bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz. Ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda biz yokuz diyorsunuz. Ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım. Demokrasi dediğimiz bu. Tartışmadan doğruyu bulamayız. Konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla dışlayıcı yaklaşımların ben hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem." Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin bilgi vererek, "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarıya yakını barışa hizmet anlamında yurt dışındaki askerlerimize gönderdiğimiz ödeneklerden başka kurumlara transfer ettiğimiz ödeneklerden oluşuyor. Bir taraftan da dünyanın üçüncü kütüphanesi olan millet kütüphanemize yaptığımız harcamalarda bu bütçenin içinde yer alıyor. Dolayısıyla çok masraflı bir sistem oluştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha fazla para tüketiyor yaklaşımı da rakamlarla teyit edilmeyen doğru bir yaklaşım değil. Örtülü ödenekle ilgili de yine bir takım fikirler ortaya koyuldu. Orada da değerli arkadaşlar limit limitler kanunlarla açıkça belirlenmiştir. Binde onu gibi hatırlıyorum. Yanılıyor olabilirim. O limitin çok çok altında bir oranda örtülü ödenek harcanıyor. Hiçbir şekilde o limitler aşılmıyor. Türkiye dediğim gibi bir hukuk devleti, kuralların olduğu bir devlet ve bu kuralların içinde harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz vergilerle ilgili olarak, "Asıl geride olduğumuz doğrudan vergiler, doğrudan vergilerde biz Avrupa Birliği OECD oranlarına göre çok daha düşük oranda vergileri topluyoruz, bunu da değiştirmek bizim de bir politikamız, bunu Orta Vadeli Program’a da yazmış durumdayız. Doğrudan vergilerin payını artırmak istiyoruz, bu anlamda çok sayıda adım attık, kurumlar vergisi oranını 5 puan artırdık, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği için projelerde yüzde 10 artırdık kurumlar vergisini, banka ve diğer finansal kuruluşların finansal faaliyet harçlarını yüzde 50 yükselttik, çok uluslu şirketlerde minimum kurumlar vergisi yüzde 15 olacak dedik, yerli şirketlerde yüzde 10 olacak dedik, şirketlerin taşınmaz satışlarında uygulanan yüzde 50 kazanç istisnasını kaldırdık, kâr paylarındaki gelir vergisi stopajını yüzde 15’e yükselttik, daha çok sayıda eylem var ve bütün bunlarla 2024 yılında yüzde 65,8 olan dolaylı vergilerin payını 2026 yılında yüzde 61,8’e indirmeyi hedefliyoruz, daha da aşağıya elbette çekelim ama şunun da altını çizmek isterim: Bizim dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözetiyoruz, düşük gelirli grupların daha fazla tükettiği ürünlerde KDV’yi, ÖTV’yi düşük tutuyoruz veya hiç almıyoruz, yüksek gelirli grupların tüketimlerinden daha fazla ÖTV ve KDV alıyoruz, dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözeten bir yapı kuruyoruz. Türkiye’nin toplam vergi yükü yani dolaylı, dolaysız pirimler millî gelire oranla 23,5. Bu oran OECD’de yüzde 33,9; AB ülkelerinde yüzde 39,9. Hani "Herkesten vergi alıyorsunuz, çok vergi alıyorsunuz." diye bir iddia var, bu rakamlar onu desteklemiyor. Bizim millî gelire oranla topladığımız tüm vergiler -doğrudan, dolaylı, sosyal güvenlik primleri, hepsini dâhil ederek- millî gelire oranla yüzde 23,5; OECD’de bu oran yüzde 33,9; Avrupa Birliğinde yüzde 39,9. Bu oranları da görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mert Hakan Yandaş ve Metehan Baltacı’nın da arasında bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 19 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu, futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. 20 şüpheli tutuklandı Soruşturma kapsamında Savcılıktaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheliler Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alessane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı Diğer şüpheliler Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük ’imza atmak’ şeklinde; Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Ensar Bilir, Oktay Aydin ve Yücel Gürol ’yurt dışına çıkış yasağı’ ve ’imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.