POLİTİKA - 29 Kasım 2025 Cumartesi 19:41

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Diyarbakır bir medeniyetler şehri"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul’da düzenlenen Diyarbakır Tanıtım Günleri’ni ziyaret etti. Yılmaz, "Diyarbakır bir medeniyetler şehri. Birçok medeniyet gelmiş geçmiş. Büyük bir mirasa sahip, bu miras sadece Diyarbakır’ın değil tüm ülkemizin mirası" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi etkinlik alanında düzenlenen Diyarbakır Tanıtım Günleri’ni ziyaret etti. Etkinlik alanına gelen Yılmaz, burada protokol üyeleri ve vatandaşlarla selamlaştı. Alanda bulunan stantları gezen Cevdet Yılmaz, ürünleri inceleyip bilgi aldı. Ziyareti sırasında Yılmaz’a kadayıf tatlısı ve Siirt fıstığı ikram edildi.

Programda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Gayet güzel, ilgi de çok iyi hakikaten. Daha önce de gelmiştik. Diyarbakır bir medeniyetler şehri. Birçok medeniyet gelmiş geçmiş. Büyük bir mirasa sahip, bu miras sadece Diyarbakır’ın değil tüm ülkemizin mirası. Bu güzellikleri Diyarbakır’ın dışına da taşıyan bir etkinlik. Tabi ki Diyarbakır’a gitmenin yerini tutmuyor. Ülkemiz çok büyük bir ülke. Çok zengin, çok derin tarihi olan bir ülke. Birlik, beraberlik, kardeşlik içinde bu zenginliği hem milletimiz için hem tüm insanlık için değerlendirmek durumundayız. Özellikle içinden geçtiğimiz bu dönemde terörsüz Türkiye kavramı da bütün bu çalışmaları çok daha anlamlı kılıyor. Huzur içinde, birlik beraberlik içinde bu farklılıklarımızı, bu zenginliklerimizi çatışma konusu değil, tam aksine bir araya gelme paylaşma konusu olarak görmemiz gerekiyor. Diyarbakır bu kültüre zaten sahip. Bundan sonra inşallah Türkiye Yüzyılı’nda 86 milyon olarak doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle birlik beraberlik huzur içinde ama aynı zamanda bütün kimliklere, bütün farklılıklara saygı duyulan demokratik bir ortamda ülkemizi daha güzel günlere taşımaya devam edeceğiz. Bir takım algı ve çarpıtmalar değil hakikatler üzerinden insanımızı buluşturmamız çok çok kıymetli. Önyargıları bir tarafa bırakarak birbirimizi daha yakından tanımamız, kucaklaşmamız, kardeşliğimizin idrakine varmamız çok çok önemli diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Tüm İstanbullulara etkinlik alanına çıkın gelin diyoruz"

Diyarbakır Tanıtım Günleri’nde konuşan AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Aydoğan Ahıakın ise, "Diyarbakır Tanıtım Günleri’ni Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi etkinlik alanında pazar akşamına kadar gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da teşrif etti. Kendilerinin Diyarbakır’a yıllarca çok büyük emekleri oldu. Pazar akşamına kadar Diyarbakır’ı tüm değerleriyle tanıtmaya devam edeceğiz. Şairlerimizle, yazarlarımızla, gastronomimiz, kültürümüzle, yöresel ürünlerimizle tüm hemşerilerimize ve tüm İstanbullulara etkinlik alanına çıkın çıkın gelin diyoruz" dedi.

Hacer İnci

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.