SPOR - 15 Kasım 2025 Cumartesi 12:28

Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturmasındaki isimlerin topluma yansımasını anlattı

A
A
A
Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturmasındaki isimlerin topluma yansımasını anlattı

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturması kapsamında disiplin sevkleri ve cezalara ilişkin, "TFF’nin yargı süreci tamamlanmadan sporcuları ve hakemleri kamuoyuna açıklaması, sosyal hafızada geri dönüşü olmayan bir iz bırakmıştır. Çünkü insan zihni ilk duyduğu bilgiyi ’gerçek’ kabul etme eğilimindedir" dedi.


Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, son günlerin en önemli konusu olan bahis soruşturmasında oyuncular ve hakemlerin psikolojik durumları, topluma yansıması ve oluşabilecek tahribata ilişkin İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu.


Toplumda sosyal hafızanın aceleyle doldurulduğunu söyleyen Dr. Yavuz, "Türkiye’de günlerdir konuşulan bahis ve şike soruşturması, sadece spor dünyasını değil, toplumun adalet algısını ve nöropsikolojik yapısını da ciddi şekilde sarsıyor. Henüz yargı kararı çıkmadan isimlerin açıklanması, kariyerlerin linç edilmesi ve sosyal hafızanın aceleyle doldurulması, meselenin yalnızca hukuki bir disiplin süreci değil; çok daha derin bir zihin ve toplum krizi olduğunu gösteriyor. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında dağıtılmaz; toplumun ’masumiyet’ algısıyla birlikte işler. TFF’nin yargı süreci tamamlanmadan sporcuları ve hakemleri kamuoyuna açıklaması, sosyal hafızada geri dönüşü olmayan bir iz bırakmıştır. Çünkü insan zihni ilk duyduğu bilgiyi ’gerçek’ kabul etme eğilimindedir. Bu bilişsel olguya ’anchoring bias’ denir. Dolayısıyla kişi yargıdan aklansa bile toplumun zihninde yer eden ilk imge ’suçluluk profili’ olur. Hukuken aklanmak, toplumsal hafızada aklanmakla aynı şey değildir" diye konuştu.



"Küçük kupon ile manipülasyon arasında fark vardır"


Bahis davranışının tek bir kategori olmadığını aktaran Dr. Yavuz, "Nöropsikolojik olarak da ’risk alma davranışının’ farklı düzeyleri vardır; ’Dürtüsel merakla bahis; düşük risk’, ’Stres boşaltma amaçlı bahis; orta risk’, ’Bağımlılık eğilimiyle yapılan bahis; klinik risk’ ve ’Manipülasyon amaçlı branş içi bahis; en yüksek (toksik) risk’. Bugün ise tüm bu davranış biçimleri aynı torbaya atılmış durumda. Oysa kendi branşına bahis yaparak müsabakayı manipüle eden bir kişiyle, başka bir spor dalına 50 TL’lik kupon yapan genç bir oyuncu aynı kefeye konamaz. Adaletin terazisi bir santim şaşarsa, toplumun güveni yıllarca yerine gelmez" ifadeleri kullandı.



"Asıl soruşturulması gerekenler, sahadaki gençler değil, kulislerde oturanlardır"


Bahis soruşturmasında odak noktanın yönetim katı olduğunu vurgulayan Yavuz, örneklerle şunları söyledi:


"Bahis sisteminin sürdürülebilir olmasını sağlayanlar; kulüp yöneticileri, menajer ağları, teknik ekipler, medyayı yönlendiren aktörler, bahis firmalarıyla organik ilişkisi olan çevreler. Alt lig oyuncusu manipülasyon zincirinin en zayıf halkasıdır; ama sistemin kirini üreten yer, futbolun mutfağıdır. Bu sebeple asıl soruşturulması gerekenler, sahadaki gençler değil, kulislerde oturan ve milyonluk anlaşmaları yöneten isimlerdir. Aksi halde soruşturma ’görsel adalet’, fakat gerçekte göstermelik bir ritüel olarak kalır."



"Aklanan sporcular psikolojik olarak yıpranacak"


"Etiketlenmiş bir sporcunun aklandıktan sonra yaşayacağı süreç nöropsikolojik açıdan çok ağırdır" diyen Mehmet Yavuz sözlerine şöyle devam etti:


"Stigma; beynin sosyal tehdit merkezini (amigdala) sürekli tetikler. Kronik stres; kortizol dengesini bozar, performansı düşürür. Öz güven çökmesi; prefrontal korteksin problem çözme kapasitesini azaltır. Sosyal kaygı; sporcuyu sahadan uzaklaştırabilir. İtibar kaybı; davranışsal geri çekilme başlar. Peşinen suçlu ilan edilmiş kişilerden bazıları hukuken aklanacaklar; ama psikolojik olarak büyük ihtimalle yıpranmış, kırılmış ve yalnızlaştırılmış şekilde dönecekler. Bunun bedeli yalnızca bir birey için değil; sporun geleceği için de travmatiktir."



"Futbol sistemindeki çarpıklık, toplumun adalet duygusunun yansımasıdır"


Futbol sistemindeki çarpıklığın, toplumun genel adalet duygusunun bir yansıması olduğunu aktaran Yavuz, "Kurumlar sorumluluk almaz, bireyler günah keçisi yapılır. Gerçek aktörler perde arkasında kalır, figüranlar sahneye sürülür. Adalet, yalnızca cezalandırma değil; tutarlılık, ölçülülük ve eşitlik gerektirir. Bugün eksik olan tam olarak budur. Bahis sorununu çözmenin yolu, alt liglerdeki genç oyuncuların peşine düşmek değil; bahis parasının girdiği hesapları, kararı veren mekanizmaları, optik olarak ’temiz’ görünen ama gerçekte kirli bağlantıları incelemektir. Gerçek adalet, sadece görünürde suçlu olanı değil, gücü olanı da mercek altına almaktır" yorumunda bulundu.



"Hakemlerin büyük bir bölümü ’sistemsel baskının’ mağdurudur"


Hakemlik mesleğinin nöropsikolojik olarak riskli bir meslek olduğunu ifade eden Dr. Yavuz, baskı ve medya manipülasyonuna maruz kaldığını söyledi. Yavuz, "Bir hakem maç içinde 40-50 bin kişinin baskısına, anlık karar stresine, sosyal medya linç kültürüne, kulüplerin örtük baskısına ve medya manipülasyonuna aynı anda maruz kalır. Bu yüzden bir hakem tanınabilir olma avantajının dışında normal bir insana göre çok daha yüksek düzeyde stres, kaygı ve baskı taşır. Dolayısıyla hakemlerin büyük bir bölümü ’sistemsel baskının’ mağdurudur. Fakat şunun altını çizeyim ki; bahis soruşturmasının en sessiz mağdurları hakemlerdir. Futbol ekosisteminde en çok baskıya maruz kalan ve en az savunulan kişilerdir. Bu sebeple bahis listesinde adı geçen hakemlerin en titiz şekilde incelenmesi çok önemlidir. Çünkü bir futbolcu ceza aldığında en fazla 8-10 ay sahalardan uzak kalır. Halbuki bir hakem ceza alırsa meslek hayatı tamamen biter. Hakemler, kulüpler ve taraftar için de medya için de en kolay günah keçisidir. Ancak ne TFF tarafından ne de kendi kurumu tarafından korunurlar. Bu yalnızlık, bazı hakemleri manipülasyona açık hale getirebilir. Hakem maaşları, maruz kaldıkları risk ve baskı ile kıyaslandığında çok düşüktür. Bu, bazı kişilerde ’kolay para’ arayışını tetikleyebilir. Ve bu sebeple bazı hakemler, bahis çeteleriyle, menajer ağlarıyla, uluslararası bahis brokerlarıyla bilinçli temas halinde olabilir. Ancak bu sadece ülkemize özgü değil; dünyanın birçok ülkesinde yaşanan problemdir. Hakem, oyunun en kritik karar vericisidir. Küçük bir düdük milyonluk bahis piyasasını etkileyebilir. Uluslararası bahis marketlerinde hakem manipülasyonu en kolay ve hızlı sonuç veren yöntemdir. Fakat yine de hakem eşittir suçlu yaklaşımı asla kabul edilemez. Gerçek çözüm, hakemi yargılamadan önce sistemi sorgulamaktır. Düşük maaş, yüksek stres, aşırı baskı, yalnızlık, güvensizlik ve mesleki gelecek kaygısı beyinde risk alma davranışını artırır. Bu, dopamin sisteminde ’kaçış-ödül döngüsü’ olarak bilinir. Yani bazı hakemlerin bahis davranışı, sistemin nöropsikolojik baskısının semptomu olabilir, sebebi değil. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var. Bir hakem tek başına bir maçın tamamını manipüle edemeyebilir. Hakemin, bahis ya da şike denkleminin bir aparatı olabilmesi için; VAR ekibinden en az bir kişi, takım içinde bir veya birkaç oyuncu, kulüp içi idari bir aktör, menajer bağlantısı ve bahis brokeri hep birlikte çalışmalıdır. Veya en azından bu argümanlardan birkaçı bir arada olmalıdır. Haliyle bu da oldukça organize olmayı gerektiren güç bir durumdur. Yine de hakemin olası rolü tekil bir suç değil; ağ yapısının bir parçası şeklindedir. Bu yüzden hakemi yakalamak kolaydır ama ağı bulmak zordur. Dolayısıyla en kolay yakalanabilen parça cezalandırılır, en zor erişilen parça yeterince araştırılmazsa bu adalet olmaz. Aksi halde her şey, küçük figüranların cezalandırıldığı, büyük aktörlerin perde arkasında kaldığı bir tiyatroya dönüşür" ifadelerini kullandı.



Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturmasındaki isimlerin topluma yansımasını anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karaman Karaman’da bir kişi boşanma aşamasındaki karısını öldürerek intihar etti Karaman’da boşanma aşamasındaki 2 çocuk annesi eşini boğarak öldüren koca intihar etti. Olay, gece saat 23.00 sıralarında Valide Sultan Mahallesi 202. Sokak üzerinde bulunan 5 katlı apartmanın son katındaki dairede yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Fatma Çetinkaya’dan (22) öğle saatlerinden itibaren haber alamayan ailesi, polis merkezine giderek kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, kadının boşanma aşamasındaki eşi Mithat Çetinkaya’nın (24) evine gitti. İtfaiye yardımıyla eve giren ekipler, 2 kişinin cansız bedeniyle karşılaştı. Yapılan inceleme sonucunda, Mithat Çetinkaya’nın karısını boğarak öldürdükten sonra kendisini asarak intihar ettiği belirlendi. Olayı duyarak gelen Fatma Çetinkaya’nın annesi kızının öldüğünü öğrenince fenalık geçirdi. Bunun üzerine adrese sağlık ekipleri sevk edildi. Adreste gelen çok sayıda polis ekibi de olayın yaşandığı sokakta güvenlik önlemi aldı. Cumhuriyet Savcısı ve olay yeri inceleme ekibinin yaptığı incelemenin ardından hayatını kaybeden karı kocanın cenazesi otopsi yapılmak üzere Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Öte yandan, Mithat Çetinkaya’nın evi terk ederek kendi ailesinin yanına giden karısını avukatla görüştürme bahanesiyle eve çağırdığı ileri sürüldü. Olayla ilgili başlatılan tahkikat sürüyor.
Ankara Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek 455 bininci afet konutunun teslim töreni öncesi Hatay’da canlı yayına katıldı. Bakan Kurum, 81 ilde 500 bin sosyal konutun inşa edileceği Yüzyılın Konut Projesi kapsamında da deprem bölgesine özel kontenjan ayrılacağını belirterek, "29 Aralık’ta ilk kuramızı Adıyaman’daki konutlar için çekeceğiz. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027’de dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var" dedi. "Hatay’ın ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" Hatay’ın yine önemli sembollerinden olan Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camisi ve ‘dünyada ilk aydınlatılmış cadde’ olan Kurtuluş Caddesi ile ilgili de konuşan Bakan Kurum, "Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu, Konya Büyükşehir Belediye’miz yaptı ve inşallah cumartesi günü ibadete açacağız. Artık ezan sesleri bir daha dinmemek üzere Hatay’ımızda, Habib-i Neccar Camisi’nde yankılanacak. Yine Kurtuluş Caddesi’nin aydınlatma törenini, Sayın Cumhurbaşkanımız yapacak. Yeniden Hatay aydınlanacak. Yeniden Hatay’ın o ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" dedi. "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz" Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğine ilişkin cumartesi günü ulaşılacak sayıları açıkladı. Kurum, şöyle konuştu: "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz ve vatandaşlarımıza teslim ediyor olacağız. Malatya’da yaklaşık 80 bin konutun teslimi ve kurası gerçekleşecek. Kahramanmaraş’ımızda 74 bin bağımsız bölümün kurasını çekiyor olacağız. Adıyaman’ımız depremde enkazın altında kaldığı düşüncesinden bugün modern bir şehir haline geldi. Adıyaman’ımızda 43 bin bağımsız bölümü, Gaziantep’te 31 bin konutu teslim ediyor olacağız. Diyarbakır’ımızda 17 bin, Elazığ’da 15 bin, Şanlıurfa’da 13 bin 400, Osmaniye’de 12 bin 500, Adana’da 12 bin, Kilis’te 2 bin 500, Tunceli’de 298, Kayseri’de 288, Sivas’ta 164 ve Bingöl’de 89 olmak üzere 455 bin konutu inşallah depremzede kardeşlerimize cumartesi günü buluşturmuş olacağız." "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesi kapsamında ilk kuraların 29 Aralık’ta Adıyaman’da çekileceğini açıklayarak, "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz. Yani deprem bölgesinden başlayacağız ve mart ayının içine kadar da kuralarımız devam edecek. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027 dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var. 2026’da konutlarımızı teslim ediyor olacağız. Bu kapsamda Hatay’a 33 bin 289 sosyal konut yapılacak. 6 bin 800’ü Antakya ve Defne’de olacak. Yine Hassa’da, İskenderun’da, Reyhanlı’da, Kırıkhan’da sosyal konutlarımız şu an itibariyle yapılıyor, başladı. Onun da müjdesini milletimize verelim. Yine deprem bölgesindeki diğer illerimize kontenjanlarımızı ayırdık ve oradaki talep doğrultusunda bu projelerimizi gerçekleştiriyor olacağız" diye konuştu.