SPOR - 12 Aralık 2025 Cuma 13:34

Dursun Özbek: "Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir"

A
A
A
Dursun Özbek: "Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir"

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu’nun sarı-kırmızılılara karşı tutumunun gizlenemez hale geldiğini belirterek, Galatasaray nefreti ayyuka çıkmıştır. Bütün taraftarlarımız bilmelidir ki şu anda Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir" dedi.


Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, RAMS Park’ta gündemle ilgili basın toplantısı düzenledi. UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında deplasmanda oynadıkları Monaco maçında istemedikleri bir sonuç aldıklarını söyleyen Özbek, "Salı günü istemediğimiz bir sonuç aldık. Bundan dolayı üzüntülüyüz. İnanıyorum ki bu aldığımız sonuç Şampiyonlar Ligi iddiamıza engel olmayacak. Sene başında takımımız için önemli hedefler koyduk. Önümüzde iki önemli maçımız var. Bu iki maç konsantreyiz. Takımımıza güveniyoruz, maçlar sonunda Şampiyonlar Ligi’nde devam edeceğimize yürekten inanıyorum" diye konuştu.


Bu basın toplantısını Monaco maçında konsantrasyonlarının bozulmasın diye beklediklerini belirten Başkan Özbek, "Artık susmak mümkün değil. Türkiye Futbol Federasyonu başkanı bu önemli maçtan saatler önce kamere karşısına çıkarak yaptığı maksatlı açıklamayla tarafsızlığını kaybetmiştir. Göreve geldiğinde beri iki olağanüstü açıklama yaptı. İkisi de kulübümüze cevap vermek için. Neymiş efendim, Türk Milli Takımı için çektiği kuranın gururunu, mutluluğunu yaşayamamış. Bizim belki de en önemli Şampiyonlar Ligi maçımızın olduğu gün bu açıklamaları yapıyor. Galatasaray’ın oynadığı Şampiyonlar Ligi maçı, milli bir olay değil mi? Konuşmasının sonuna doğru da Galatasaray’a başarılar diliyor. Sen bu yaptığın konuşmalarla aslında başarıyı Monaco’ya dilemişsin. Sayın başkanın sarf ettiği sözlerin hepsinin ayrı anlamı var. Buradan sadece Türk futbol kamuoyuna değil, bütün Türkiye’ye soruyorum, ’Köpeksiz köyde çomaksız dolaşıyor’ lafı bir federasyon başkanına yakışıyor mu? Sayın başkan şunu açıklamak zorunda. Köpek kim, çomaksız gezen kim? Kuzu, aslan kelimelerini de netleştirmesi gerekiyor. Olayın detayına girdiğimiz zaman kuzu kelimesi söyleniş şekline baktığınızda bambaşka bir anlam taşıyor. Kuzu kelimesi ’Kuzu gibi dinlediler’ dendiği zaman, sen benim karşımda öyle bir pozisyondasın ki ağzını bile açamazsın, laf bile edemezsin. Yüzde 100 tehdit içeren bir kelime. Hiç kimse bunun aksini bana anlatmaya çalışmasın. Kaldı ki konuşmasının içinde Dursun ağabey diye bahsediyorsun sonra mikrofonların karşısına geçtiğin zaman ’Kuzu gibi dinlediler’ diyorsun. Oraya maçla ilgili anlatmaya geldim. Biz size bir şeyler anlattık. Biz size çektiğimiz videolarla pozisyonları anlattık. Sen ne demişsin ne demişsin de ben kuzu gibi dinlemişim. Türk futboluna bu jargonu sokmak son derece hatalı bir şey. Ben de sana ’Koyun gibi dinledin’ mi diyeceğim. Bu seviyeye inmemeye çalışıyoruz. Bu seviye Türk futboluna yakışan bir seviye değil. Kim olursan ol, nereden gelirsen gel bu üslupla, federasyon başkanlığı koltuğu doldurulamaz. Biz videoyu izlettik. Video ile ilgili başkanın yorumu, Fenerbahçe’nin hakkı yenmiş diye açıklama yaptı. Biz sizden adalet isterken takım ayrımı yapmıyoruz. Kime yapılırsa yapılsın uygulamada hata varsa bunun arkasından cezanın gelmesi lazım. ’Biz ceza zaten verecektik, siz federasyona geldiğiniz ceza vermekten vazgeçtik’ duyumlarını söylüyorum. Böyle adalet anlayışı olabilir mi? Orada pozisyonları incelerken bize hiçbir şey demediler. Mikrofon karşısına geçtiğinde Fenerbahçe’nin hakkının yendiğiyle ilgili açıklama yapıyor. Burada bugüne kadar yapılan uygulamaya bağlı olarak bu haksızlığa sebep olan kişinin ceza alması gerekirdi. Sayın başkan sen en tarafsız olması gereken kurum başkanısın. Yorum yapıyorsun. Bir basın toplantısı yapıyorsun sadece Galatasaray’ı konuşuyorsun. Böyle bir gündemle yaptığın basın toplantısında bir de tarafsız olduğu zannediyorsun. Ben açıkçası nasıl inandığını da çok merak ediyorum. Tarafsızlığın sizin en büyük şiarınız olması gerek. Allah’ın lütfuyla o koltuğu geldiğinizi söylüyorsunuz ama unutmayın ki Allah’ın sopası yoktur" diye konuştu.



"Size kim ceza verecek?"


Her açıklama yaptıklarında federasyonun ceza verdiğini hatırlatan sarı-kırmızılıların başkanı, "Bu da ayrı bir tutarsız. Seçim döneminde ceza almayacak dedi. Sonra vazgeçti. Amacının şu olduğunu düşünüyorum, ’Ben Galatasaray başkanına ceza vere vere yasa gereği başkanlık koltuğundan indireyim’. Siz zaten konuşmalarınıza bağlı disiplin yönetmeliği çerçevesinde cezayı veriyorsunuz. Bu yetmiyor basın toplantılarıyla bir de ağzınıza geleni konuşuyorsunuz. Size kim ceza verecek? Sen disiplin yönetmeliği ceza vermek zorundasın. Basın toplantısının konusu sadece Galatasaray olamaz.



"Hiç kimse Galatasaray’ın hakkını elinden alamaz"


Türkiye Futbol Federasyonu’nun Galatasaray’a karşı tutumunun gizlenemez hale geldiğini aktaran Dursun Özbek, "Bugün geldiğimiz nokta son derece net. Bugünkü Türkiye Futbol Federasyonu’nun, Galatasaray’a karşı tutumu gizlenemez hale gelmiştir. Galatasaray nefreti ayyuka çıkmıştır. Bütün taraftarlarımız bilmelidir ki şu anda Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir. Biz ne kadar uzak dursak da onlar tam tersini yapıyor. Kuzu gibi dinlediler demekle bu gerginliği en üst seviyeye taşıyorsun. ’Kuzu gibi dinlediler’ ne demek? Buradan son bir sözüm de Galatasaray’ı sevenleri için olacak. Bu takım, son 3 sezon tüm ittifakları yenerek şampiyon oldu. Yine başaracağız. Her zamanki gibi birlikte başaracağız. Şimdi tam kenetlenme zamanı. Dört bir taraftan yaylım ateşine tutulmuşuz. Bu sabah çıkan haberlere bakın. Amacın ne olduğu kesin. Ama herkesin şunu iyi bilmesi lazım. Hiç kimse Galatasaray’ın hakkını elinden alamaz. Bunları çok gördük. Son 3 sene içerisinde bunların hepsini yaşadık. Şimdi tam kenetlenme zamanı. Çünkü başka Galatasaray yok" ifadelerini kullandı.



Dursun Özbek: "Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Programı saha ziyareti tamamlandı Anadolu Üniversitesinin dört gün süren Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) süreci kapanış toplantısı ile tamamlandı. Süreç boyunca Anadolu Üniversitesinin kalite güvence sistemi, stratejik hedefleri, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetsel süreçlerdeki çalışmaları detaylı bir şekilde değerlendirildi. Rektörlük Senato Odasında yapılan toplantıya Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erkan Erdemir, Prof. Dr. Yusuf Özkay, Prof. Dr. Serpil Koçdar, Prof. Dr. Köksal Büyük, Anadolu Üniversitesi Kalite ve Kurumsal Gelişim Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Taşcı, Koordinatör Yardımcıları Feyza İpekten, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Saykılı ile Kalite Komisyonu Ekip Liderleri Prof. Dr. Elif Toprak, Prof. Dr. Elçin Tadıhan Özkan, Doç. Dr. Hale Gamze Ağalar, Öğr. Gör. Dr. Rabia Taş, Araş. Gör. Dr. Önder Dorak, Senato üyeleri, Yönetim Kurulu Üyeleri ve YÖKAK Değerlendirme Takımı üyeleri katıldı. Saha ziyaretinin son günü, YÖKAK Değerlendirme Takımının Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’i ziyaretiyle başladı. Ardından Değerlendirme Takımı çıkış bildirimini sunmak üzere Senato Odasına geçti. Toplantıda; Değerlendirme Takımı Başkanı Prof. Dr. Hakan Atılgan, akademik değerlendiriciler Prof. Dr. Gökçen Bombar, Prof. Dr. Sevgi Ergin, Prof. Dr. Şirvan Kalsın, Prof. Dr. Sühal Şemşit, Prof. Dr. Sabahattin Tekingündüz, idari değerlendirici Mücahit Doğan, öğrenci değerlendirici Alisa Batu ve YÖKAK Gözlemcisi Prof. Dr. Yunus Nadi Yüksek hazır bulundu. Takım Başkanı Atılgan; 7-11 Aralık 2025 tarihlerinde gerçekleştirdikleri saha ziyaretinde, Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) dört başlık ve 46 ölçüt için Anadolu Üniversitesinin güçlü yönleri ile gelişmeye açık yönlerine ilişkin değerlendirmelerini sundu. Değerlendirme Takımı; çıkış bildiriminin okunmasının ardından, saha ziyareti sırasında sürece destek olan Anadolu Üniversitesi üst yönetimine, akademik ve idari personeline, öğrencilerine, dış danışma kurulu üyelerine verdikleri katkılardan ötürü teşekkürlerini sundu. Oturumun sonunda Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, geri bildirimleri nedeniyle YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Programı Değerlendirme Takımı üyelerine ve sürecin yönetimindeki katkıları nedeniyle Kaliteden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erkan Erdemir’e ve Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Taşcı’ya teşekkürlerini sundu.
Sivas Sivas’ın ulaşım altyapısını güçlendirecek 2 otobüs daha hizmete sunuldu Sivas Belediyesi, kentin ulaşım altyapısını güçlendirmek amacıyla 2 yeni otobüsü daha hizmete sundu. Sivas Belediyesi, kentin toplu taşıma standartlarını yükseltmek amacıyla faaliyete aldığı 12 metrelik otobüslerin sayısını artırdı. Mevcutta kullanılan 8 metrelik halk otobüslerinin yanına 12 metrelik otobüsleri dâhil eden Sivas Belediyesi, 2 yeni otobüsü hizmete aldı. Toplu taşıma konforunu yükseltmeyi hedeflediklerini söyleyen Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, 12 metrelik otobüslerin sayısını artıracaklarını söyledi. "Sarı otobüsleri daha da yaygınlaştıracağız" Ulaşım altyapısının iyileşmesi noktasında çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, "Bunlardan birisi hepinizin bildiği üzere Akıllı Durak Sistemiydi. Kapalı duraklarımız gerçekten büyük bir beğeni topladı. Şu an itibariyle soğuk ve yağmurlu günlerde vatandaşlarımızın sığındıkları, aynı zamanda bilgilendirildikleri bir alan oldu. Bugün de söz verdiğimiz gibi Özel Halk Otobüsü Kooperatifi ile birlikte otobüslerimizi büyüteceğimizi söylemiştik. Kooperatifimiz elini taşın altına koydu, biz de kooperatifimize destek vererek 4 sarı otobüsü şehrimizin hizmetine kazandırmış olduk. Bu çalışmalar, önümüzdeki günlerde devam edecek. Şehrimizde ulaşıma konfor ve güvenlik getirmek istiyoruz. Mevcut otobüslerin uzunlukları 8 metre. Bu da ciddi anlamda bir yoğunluğa neden oluyor. Yeni kazandırmış olduğumuz sarı otobüslerin uzunluğu 12 metre. Daha geniş, daha fazla yolcu taşıma kapasitesine sahip. Aynı zamanda bu otobüsler, birçok konuda tasarruf sağlıyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bu sarı otobüsleri daha da yaygınlaştıracağız. Şehrimize ve vatandaşlarımıza hayırlı olsun" dedi. Konuşmaların ardından yeni otobüsün direksiyonuna geçen Başkan Uzun, şehir turu yaptı.
İstanbul Sultangazi’ye "Avrupa Spor Şehri" ünvanı verildi Sultangazi Belediyesi’ne spor alanındaki örnek çalışmalarından dolayı Avrupa Parlamentosu tarafından "Avrupa Spor Şehri" ünvanı verildi. Spora ve sporcuya verdiği desteği her fırsatta belirten, ilçe genelindeki yaptığı güçlü çalışmalarla adını yurtdışında da duyuran Sultangazi Belediyesi, emeklerinin karşılığını almaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu’nun desteğiyle kurulan; sporda adil oyun, katılımcılık ve sağlıklı yaşam kültürünü tüm dünyaya yaymayı amaçlayan ACES Europe’un "Avrupa Spor Şehri" ünvanı bu yıl Sultangazi’ye verildi. Brüksel’de düzenlenen Avrupa Parlamentosu’ndaki programa katılan Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, bunun sadece Sultangazi için değil, tüm Türkiye için büyük gurur olduğunu söyledi. Başkan Dursun, spor alanındaki çalışmalarının uluslararası düzeyde takdir görmesinin Sultangazili sporcuları daha büyük başarılara hazırladığının altını çizdi. Bu gurur hepimizin Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "ACES Europe’un belirlediği kriterlere uyum sağlamak için kararlılıkla çalıştık; bugün bu ünvanı almış olmak Sultangazi’nin spora verdiği önemin uluslararası düzeyde takdir edildiğinin en somut göstergesidir. İstanbul’da en son 2012’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu ünvanı almıştı. 2012’den sonra bu ünvanı İstanbul’da kimse almadı. Türkiye’de bu ünvanı bu sene alan tek şehri Sultangazi. Bu ünvanı tüm ülkemiz için alıyoruz. Sporda yaptığımız güçlü girişimler, güçlü projelerle bundan sonra yapacağımız çalışmalarla bu ünvana Avrupa Parlamentosu tarafından uygun görüldük. İnşallah Sultangazi’yi sporun başkenti yapmaya kararlıyız Bundan sonra Sultangazi Avrupa Spor Şehri. Şimdiki amacımız ise Avrupa’nın en iyi spor şehri olmak" diye konuştu. Sporla daha güçlü bir şehir Başkan Dursun, "Sultangazi Belediyesi olarak uzun yıllardır sporun birleştirici gücüne inanıyor; gençlerimizden kadınlara, engelli bireylerden amatör spor kulüplerimize kadar tüm hemşehrilerimiz için kapsayıcı ve erişilebilir sportif faaliyetler yürütüyoruz. İlçemizde hayata geçirdiğimiz spor kompleksleri, yüzme havuzları, gençlik merkezleri ve mahalle spor alanlarıyla sporu günlük yaşamın doğal bir parçası haline getirmeyi hedefliyoruz. Sultangazi Spor Akademileri ile binlerce çocuğumuza düzenli ve ücretsiz spor eğitimi sağlıyoruz. Düzenlediğimiz ulusal ve uluslararası turnuvalar, koşu etkinlikleri, halk spor festivalleri ve sağlıklı yaşam programlarıyla hem toplumsal dayanışmayı güçlendiriyor hem de sporun evrensel değerlerini yaşatıyoruz" dedi.
Sakarya Sapanca Gölü’nde gizli borular, kesilen sazlıklar, işgal edilen kıyılar Sakarya ve Kocaeli’nin içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nden kaçak su çeken ve atık suları göle bırakan yapılar hakkında açıklamalarda bulunan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, "5 kilometrelik kısım özel mülkiyetle işletmeler tarafından işgal edilmiş. Milletin yarınları için gölün etrafında hiçbir yapı bırakmayacağız. Sit alanı içindeki tüm kaçak yapıları kaldıracağız" dedi. Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca vatandaşın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nün seviyesi her geçen gün geriliyor. Son olarak 28.56 seviyesinde gerileyen gölün çevresinde kurulu olan yapıların göle uzanan boruları da dikkat çekmeye başladı. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ise gölü kirleten, işgal eden, su kalitesini bozanlara ve gölü korumak için projelere başlandığını belirti. Alemdar, şöyle konuştu: "Dünyadaki değişim, küresel ısınma ve kuraklıkla birlikte Sapaca Gölü’nün Sakarya’nın tek içme suyu kaynağı olması, doğal durumu ve insanımızın tek kaynağı olması münasebetiyle Sapanca Gölü, sadece bir kesimin değil hepimizindir. Gölün gerek kullanımı gerekse Sakarya’mızı beslemesi, gelecekte su sıkıntısı yaşanmaması için bir çalışma ortaya koyduk. Bu çalışmayı yaparken rastgele bir çalışma yapmadık, bu işin doğrusunu yapabilmek için üniversitelerle bilim insanlarıyla, tarihi kültürü ve mirası korumak ve göldeki suyun azalmaması, kirletilmemesi adına milletimizin de koruyup kollaması için bakanlıklarla görüşmeler yaptık. Almış olduğumuz karar gereği etrafında yapılacak olan düzenlemeyi, işgalleri, hoyratça kullanımları ve bireysel kullanmakla göle verilen zararları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bizim gölün etrafında ne bir metre yeri doldurmak ne bir metre havzayı küçültmek ne de bir metrekare yerin işgaline müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyorum. Gölün etrafındaki tek derdimiz, gölü korumak. Ancak bunu yaparken ekolojik dengeyi de korumak zorundayız." "Ben bedelini ödemeye hazırım" Yaptığı sunumda görseller üzerinde değerlendirmede bulunan Başkan Alemdar, "Son 12 yılda yağış oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azalma görülmektedir. Şu anda kod seviyesi 28.56 ile en düşük seviyedeyiz. Bunun için de işin bilenleriyle değerlendirme yapmaya devam ediyoruz. Sapanca Gölü, 3.6 metre altında olup gölün ciddi bir risk teşkil ettiğini görüyoruz. Bizim yapmaya çalıştığımız hadise, gölün işgallerini kurtarmak ve gölün içme suyu kaynağı olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Gölün etrafında bulunan sitelerden bazıları, sazlıkları keserek teknelerine yat limanı gibi yer açmış. Sakarya ve Kocaeli’de yaklaşık 5 milyon kişinin hakkına girmiş. Biz gölün etrafındaki kaçağa, göle salınan atık suları ortan kaldırmaya çalışınca kıyamet kopuyor. Ben bunların peşindeyim, toprağın altından boruları getirip yapmış oldukları kaçak bungalovlar, villalar ve alt yapısı olmayan yapıların pisliklerini, atık sularını getirip göle atanlara sesleniyorum; çıksın savunsunlar, ben bedelini ödemeye hazırım" diye konuştu. "5 kilometrelik kısım özel mülkiyetle işletmeler tarafından işgal edilmiş" Sapanca Gölü kıyısında kaçak yollar inşa edilen yapıların kaldırılması konusuna da değinen Alemdar, "Milletin yarınları için gölün etrafında hiçbir yapı bırakmayacağız. Sit alanı içindeki tüm kaçak yapıları kaldıracağız. Bir kısmı burada imar barışında yer almış. İmar barışındaki yasa; sit alanlarında, kıyı kenar çizgisi olan yerlerde imar barışı olmaz. Buna rağmen birileri almış ve onlarla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bölgede sazlıkları temizleyip yer açmışlar ancak sazlıkları temizlemedikleri yer ise gölden su çektikleri veya atık sularını göle bıraktıkları yerler. Biz çalışmalarımızı, ekolojik dengeyi korumak için kimsenin gölün etrafında girmemesi için yapıyoruz. 5 kilometrelik kısım özel mülkiyetle işletmeler tarafından işgal edilmiş. 6 kilometrelik alanın sadece 1 kilometrelik bölümü halkın erişebileceği bir yer geriye kalan 5 kilometrelik alan işgal edilmiş. 6 kilometrelik alanın işgal edilen 5 kilometrelik bölümünü halkın hizmetine açmak rant sağlamaksa ben rant sağlıyorum. Vatandaşların gölden faydalanması için işgal edilen 5 kilometrelik bölümü kaldırmak rant sağlamaksa ben hemşehrilerime rant sağlıyorum. Sapanca Gölü’ne ağa da, paşa da, işçi de olsan muhtaçsın. Bu bilinci aklımızdan çıkartmamak lazım. Hizmet için çıktığımız bu yolda millete ihanet edecek, zarar verecek hiçbir şeye müsaade etmedik, etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.